11 Maddede Sabahattin Ali

Editör:
İclal Yaka
spot_img

Çocukluğunda mahallelinin “sabah yıldızı” dediği Sabahattin Ali, Türk edebiyatına her alanda birçok katkı sağlayan yazarlardan birisidir. Hayatı boyunca fotoğraf makinesini yanından ayırmayan yazar, gözlemlerini ya yeşil mürekkebi ile yazarak ya da fotoğrafını çekerek kaydetme isteği içerisindeydi. Bu gözlemler de 3 romanın, sayısız öykünün, şiirin, çevirilerin, oyun ve dönemin ünlü dergilerinde yayınlanan denemelerin ortaya çıkmasını sağladı. 41 senelik ömrünün 21 yılını mahkeme veya davalarla uğraşarak geçiren Sabahattin Ali, yurtdışına kaçmaya çalışırken 1948 yılında öldürüldü. Bu yazımızda 11 maddede Sabahattin Ali’nin eserlerine ve yazıldıkları dönemin atmosferine ışık tutacağız.

1.Bir Orman Hikâyesi

sabahattinali

1930 yılında Almanya’dan döndüğünde sosyalist bir çizgide ilerleyen Sabahattin Ali, bu doğrultuda ilk toplumcu gerçekçi öyküsü olan “Bir Orman Hikayesi”ni yazdı. Bu öykü, Resimli Ay dergisinde yayımlandı. Sabahattin Ali’nin Nâzım Hikmet’le tanışması da Resimli Ay dergisi sayesinde gerçekleşti. Nâzım Hikmet o dönemler derginin genel sekreteri ve düzeltmeni olarak çalışıyordu. Arkadaşlıkları ikilinin sürekli cezaevine girmesinden dolayı kesintiye uğrasa da onlar mektuplaşmaya devam etti. Öyle ki Sabahattin Ali, Nâzım Hikmet için “Onunla aynı çağda yaşadığım için övünürüm.” demiştir.

2. Dağlar ve Rüzgâr

sabahattinali

1930’lu yıllarda çoğunlukla hapishane yıllarında yazdığı şiirlerden oluşan Dağlar ve Rüzgâr adlı şiir kitabı 1934 yılında yayımlandı. Bu şiir kitabında 5 hapishane şarkısı da bulunmaktadır. Bunlar ve bazı diğer şiirleri daha sonrasında ünlü sanatçılar tarafından bestelenip şarkılaştırıldı. Bu şiirlere Memleketten Haber adlı şiirinde Atatürk’ü yerdiği iddiası yüzünden girdiği Sinop Cezaevi’nde yazdığı Aldırma Gönül, Nükhet Duru’nun seslendirdiği ve bestesini Ali Kocatepe’nin yaptığı Ben Sana Vurgunum (Eskisi Gibi) ve Melankoli, Sezen Aksu’nun seslendirdiği Bir Çocuk Gibi ve Dağlar örnek verilebilir.

                                                                                       “Dışarıda deli dalgalar

                                                                                        Gelip duvarları yalar

                                                                                        Seni bu sesler oyalar

                                                                                   Aldırma gönül aldırma”

3. Değirmen

AliyeHanımveSabahattinAli

Aliye Hanım ile evlendikten sonra 1935 yılında Değirmen adlı öykü kitabı yayımlandı. Toplamda 3 bölümden ve 16 öyküden oluşan bu kitapta ilk toplumcu gerçekçi öyküsü olan Bir Orman Hikâyesi ile birlikte Sarhoş, Kazlar, Bir Firar ve Değirmen gibi öyküler de bulunmaktadır. Kitap, başlığını da bir aşk öyküsü olan Değirmen’den almaktadır. Sabahattin Ali, öyküyü şu cümle ile bitirir: “Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.”

4. Kağnı

sabahattinali

1936 yılında Kağnı adlı öykü kitabı yayımlandı. Bu kitap; Pazarcı, Kağnı, Bir Şaka, Duvar, Düşman, Apartman öyküleri başta olmak üzere 13 öyküden oluşmaktadır. Bu öykülerinde mahkumlardan dinledikleri öyküler, kendisinin cezaevinde yaşadığı olaylar ve Anadolu’nun gerçekliklerini kaleme aldı. Bir Şaka adlı öyküsünde, “…Bir deniz kenarında yapayalnız duran bir hapishane gözlerimde canlandı ve içinde bir tek bile tanıdığım olmayan o yalı şehrini düşündüm… -Gurbet hapishanesi!- dedim…” diye yazarken Duvar’da ise “On adım ötede en büyük hürriyetlere götüren denizi dinlemek ve sonra aradaki kale duvarlarına gözlerini dikerek bakmaya, denizi yalnız muhayyilede görmeye mecbur kalmak az azap mıdır? diyerek Sinop Cezaevi’nde yaşadığı zorluktan bahsetmiştir.

5. Kuyucaklı Yusuf

sabahattinali

Kuyucaklı Yusuf romanı 1936 yılında ilk olarak Tan Dergisi‘nde tefrika edilmeye başladı, bir sene sonra da yayımlandı. Sabahattin Ali bu romanında Anadolu’nun gerçekliklerini bize Anadolu’dan biri olarak sunmaktadır. Yazar; kitapta sahtekârlık, şiddet ve Anadolu’daki yozlaşma gibi temaları toplumcu gerçekçi bakış açısıyla işlerken aşk temasını da işlemeyi unutmamaktadır. Fakat Kuyucaklı Yusuf romanı basıldıktan 4 ay sonra, askerlik ve aile hayatı aleyhine olduğu gerekçesiyle toplatıldı ve Sabahattin Ali de romanı yazmak suçundan mahkemeye çağrıldı. Dönemin maarif vekaleti müfettişi Reşat Nuri Güntekin, Kurmay Binbaşı Münci Ülhan, İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü hocalarından Doçent Ziyaettin Fahri’nin eseri inceleyip yaptıkları açıklamalar doğrultusunda Sabahattin Ali beraat etti. Hatta, Ankara caddesinde bulunan Yeni Kitapçı, Kuyucaklı Yusuf beraat etti ilanının altına savcının “Kuyucaklı Yusuf, emsallerinden üstün bir eserdir.” sözünü ekledi.

6. Ses

Ses adlı öykü kitabı 1937 yılında basılır. Bu öykü kitabı Köpek, Sıcak Su, Mehtaplı Bir Gece, Köstence Güzellik Kraliçesi ve kitaba ismini veren Ses olmak üzere 5 öyküden oluşmaktadır. Ses öyküsünde Beyşehir’den Konya’ya götüren kamyon bozulunca, Sivaslı Ali herkesi büyüleyecek bir halk şarkısı öttürmeye başlar. Ne tesadüftür ki bu halk şarkısı, aslında Sabahattin Ali tarafından kaleme alınan Leylim Ley’dir. Daha sonrasında da Leylim Ley, Zülfü Livaneli tarafından 1975 yılında bestelenmiştir.

7. İçimizdeki Şeytan

sabahattinali

1939 yılında Ulus gazetesinde tefrika edilmeye başlayan İçimizdeki Şeytan, 1940 yılında basıldı. Faşizmin ve Nazizm’in yükselişte olduğu yıllarda yazılan bu kitap Macide, Ömer ve Nihat gibi karakterlerden oluşmaktadır. Aslında Nihal Atsız ve Sabahattin Ali, Sabahattin Ali’nin Almanya’ya gittikten sonra fikirlerinin değişmesi üzerine mektuplaşarak atışmıştı  fakat sonrasında İçimizdeki Şeytan kitabındaki Nihat karakterinin Nihal Atsız olduğu düşünülünce bu milliyetçi grupları oldukça kızdırmıştı. Nihal Atsız da İçimizdeki Şeytanlar adlı broşür bastırıp Sabahattin Ali’ye Rum dönmesi gibi çok ağır hakaretler etmişti. Sabahattin Ali, hakaretlerinden dolayı Nihal Atsız’ı mahkemeye vermişti. Mahkemede milliyetçi bir öğrenci Sabahattin Ali’ye saldırınca, mahkeme ertelenmiş ve sonraki mahkeme günü salona sağcılar alınmamıştı. Onlar da Ulus’ta eylem yaparak Sabahattin Ali’nin kitaplarını yakmıştı.

8. Kürk Mantolu Madonna

sabahattinali

1943 yılında ise günümüzde de popülerliğini koruyan Kürk Mantolu Madonna yayımlandı. Aslında 28 ismiyle basılması düşünülürken son anda vazgeçilen bu kitap 20 farklı ülkede okuyucuyla buluştu. Bir aşk romanı olsa da karakterlerin psikolojik tahlillerine de bolca yer verilen bu kitabı Sabahattin Ali, İkinci Dünya Savaşı’yla tekrar askere alındığı dönem kırık koluyla yazmaya başlamıştır.

Kürk Mantolu Madonna’nın başkarakteri Maria Puder’in aslında kim olduğuyla ilgili ortaya atılan çokça iddia olsa da Sabahattin Ali, 1928 yılında Ayşe Sıtkı İlhan’a yazdığı mektupta Almanya’da Proline Puder isimli bir kadına âşık olduğunu anlatarak: “O zamanlar ise Berlin’de şu meşhur Deli Şarkıcı filmi oynamıştı ve oradaki Sonny Boy şarkısı herkesin ağzında idi. Şimdi bunu mırıldanınca sisli ve yağmurlu teşrinievvel (ekim) günlerinde 28 ile müzelere veya sinemaya gidişim aklıma gelir. Âşık olduğum kimseler arasında bana bu kadın kadar iyi muamele eden olmamıştır.” yazmıştır. Kesin bir düşünceye varmamız mümkün olmasa da Maria Puder ve Praline Puder isimlerinin benzerliği ve kitaptaki başkarakterler arasındaki ilişkinin Sabahattin Ali’nin Almanya’da yaşadığı ilişkiyle arasındaki paralellikler bize bu iddianın doğru olduğunu düşündürtebilir. Ayrıca bu kitap Turgenyev’in 1882 yılında kaleme aldığı Klara Miliç eserine de benzetilir.

9. Yeni Dünya

sabahattinali

Yeni Dünya adlı öykü kitabı da 1943 yılında basıldı. Asfalt Yol, Hanende Melek, Ayran, Çaydanlık, İki Kadın, Uyku, Selam ve Yeni Dünya gibi 13 öyküden oluşan bu kitap, Sabahattin Ali’nin gözlemleri ve toplumcu gerçekçi anlayışıyla hayat buldu. Bu 13 öykü, hayatın telaşında fark edemediğimiz sistemin aslında ne kadar güçlü ve bizden bağımsız hareket ettiğini ve sonrasında da bize kendini nasıl dayattığını göstermektedir.

10. Sırça Köşk

markopaşadergisi

Sırça Köşk adlı son öykü kitabı ise 1947 yılında yayımlandı. 1946 yılında Aziz Nesin ile çıkardıkları Markopaşa Dergisi’ndeki çeşitli yazıları sebebiyle birçok hakaret davasıyla uğraşan Sabahattin Ali, 1947 yılını mahkemelerde veya cezaevinde geçirmiştir. Markopaşa Dergisi sıkıyönetimden kapatılınca Merhumpaşa gazetesini kuran Sabahattin Ali’ye bu gazetede yazdığı “Adalet Koridorlarında” başlıklı yazısından dolayı adliyenin manevi şahsiyetini tahkir davası açıldı ve Sabahattin Ali hakkında tutuklama kararı verildi. Teslim olduğunda Sultanahmet Tevkifhanesi’nde 12 gün yattı. Sırça Köşk basıldıktan kısa bir süre sonra da bakanlar kurulu tarafından zamanın hükümetini kastettiği korkusuyla toplatıldı.

11. Ölümünden Sonra Yayımlanan Eserleri

sabahattinalikızıfilizile

Sabahattin Ali, 1948 yılında yurtdışına kaçmak için arkadaşı aracılığıyla Ali Ertekin ile anlaştı, 16 Haziran tarihinde cesedi Kırklareli yakınlarında bulundu. Bulgaristan’a insan kaçakçılığı yapan çete polisler tarafından izlenirken yakalanan Ali Ertekin ise cinayeti milli duygular sebebi ile işlediğini söyledi. 1950 yılında dört yıl ceza alan Ertekin, sonrasında aftan yararlanarak salındı. Böylece şüpheli bir cinayet daha Türkiye’nin arşivine eklenirken Türk edebiyatının en değerli isimlerinden olan Sabahattin Ali, 41 yaşında hayata gözlerine yummuş oldu. Sabahattin Ali’nin ölümünden sonra sırasıyla Markopaşa Yazıları ve Ötekiler’de dergilerdeki yazıları, “Çakıcı’nın İlk Kurşunu”nda derlenmiş öykü, şiir ve makaleleri, “Mahkemelerde” hayatı boyunca uğraştığı davalar ve son olarak “Hep Genç Kalacağım” ve “Canım Aliye, Ruhum Filiz” kitaplarında da mektupları okuyucuyla buluştu.


Kaynakça

  • Sönmez,Sevengül. A’dan Z’ye Sabahattin Ali. Yapı Kredi Yayınları, 2009.
  • “Sabahattin Ali/ Hayatı, Aşkları ve Eserleri.” Ortamlarda Satılacak Bilgi. Spotify. 19.07.2023
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.