2021’i geride bıraktık; fakat 2021’de izlediğimiz filmlerin etkisinden çıkmak kolaylıkla başarabileceğimiz bir şey değil. Sizler için 2021 yılının en beğenilen, en çok ses getiren, tuhaf, heyecanlı, duygusal, romantik, korkunç, gerilim dozu yüksek, ödüllü filmlerini sıraladık.
Filmlere dair ayrıntılı incelemeleri okumak isterseniz diye de her filmin altına ayrıntılı incelemelerinin olduğu yazıların linklerini ekledik.
Keyifli okumalar!
1- A Hero
Yönetmenliğini İranlı sevilen yönetmen Ashgar Farhadi‘nin yaptığı filmin senaryosu yine Farhadi’ye ait. Film, 2021 yılında Cannes Film Festivali‘nde Altın Palmiye için yarışmıştı. Festivalden Juri Büyük Ödülünü kazanarak döndü. Ayrıca Oscar’ın kısa listesine de kalmıştı.
A Hero, yani Kahraman filminin konusuna gelirsek; cezaevinden iki gün izinle çıkan Rahim Sultani‘nin sevgilisi Ferhunde bir çanta bulmuştur. Çantanın içinde azımsanmayacak miktarda altın vardır. Altınları satıp Rahim’i cezaevinden çıkarmayı planlamıştır. Başta Rahim buna tamam dese de başkasına ait olan altınları satmaktan vazgeçer ve sahibine ulaştırmaya karar verir. Altınların sahibinin bulunmasıyla asıl hikaye başlar.
A Hero Film İncelemesi: Yarattığımız Kahramanlar
2- Belfast
2021 yapımı komedi/dram türündeki film Kenneth Branagh imzalıdır. Senaristliğini ve yönetmenliği yaptığı film için Branagh’ın ustalık eseri diyebiliriz. Her karesi profesyonel bir fotoğrafçının elinden çıkmış gibi görünen harika bir sinematografiye sahip. Çağın teknolojik şartları sayesinde hep çok iyi görüntülerle bezenmiş filmler izlesek bile, bazıları o kadar iyi ki, diğer filmlerden muhteşem detaylarıyla ayrılmayı bir şekilde başarıyorlar. İşte bu o filmlerden biri. Amerika’da Ay’a ayak basıldığı yıl, İngiltere hakimiyetindeki İrlanda’da iç savaşlar hakimdir. Sözde Hıristiyan olan koskoca bir topluluk kendi gibi Hıristiyan olan, ama farklı mezhebe mensup olanlara saldırmaktadır. Her anı nostaljik bir detay gibi incelikle işlenmiş. Sahneleri daha ayrıntılı inceleyebilmek için, durdurup durdurup tadını çıkarmak isteyeceksiniz.
Belfast: Çocukluk Sancılarımdan Öpücükler
3- Cyrano
1640’lı yıllarda geçen, Fransız şair ve oyun yazarı Edmond Rostand tarafından 1800’lerin sonlarında yazılan Cyrano, 2021’in bize bıraktığı güzel yarı müzikal filmlerden biri. Başrollerinde Game of Thrones‘un Tyrion’u Peter Dinklage ve Swallow‘da seyirciye etki eden oyunculuğuyla tanıdığımız Haley Bennett var. Yönetmen koltuğunda Anna Karenina, Atonement, Pride and Prejudice filmlerinden tanıdığımız Joe Wright oturuyor. Cyrano herkes tarafından saygı duyulan bir silahşordur. Zekasıyla ve yazdığı hayran bırakan şiirleriyle de tanınmasına rağmen, bütün özgüveni umutsuzca aşık olduğu Roxanne söz konusu olunca yerle bir olur. Hayatı boyunca aşık olduğu kadının, cüce olduğu için ona asla aşık olmayacağına inanıyordur. Zaten Roxanne de onun taburunda yer alan yeni bir asker olan Christian’a ilk görüşte aşık olduğunu söyleyerek Cyrano’yu haklı çıkartır. Roxanne’e o kadar aşıktır ki, onun mutluluğu için yapmayacağı şey yoktur. Bu noktada film Romeo ve Juliet’in imkansız aşk hikayelerine göz kırpıyor.
Cyrano Film İncelemesi: Bir Şairin Şiirleri (Gözyaşları)
4- Sen Ben Lenin
Tufan Taştan‘ın yönettiği, senaryosunu Barış Bıçakçı‘yla birlikte kaleme aldığı Sen Ben Lenin Ankara Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülünü kazanmıştır. Son dönemde böyle dev bir kadroyu bir arada gördüğümüz nadir filmlerden. Barış Falay, Saygın Soysal önderliğinde, Serkan Keskin, Melis Birkan, Serdar Orçin, Binnur Kaya, Hasibe Eren, Özgür Çevik, Salih Kalyon, Nur Sürer, Sarp Akkaya, Necip Memili ve dahası… Üstelik sürpriz konuk oyuncu olarak yer alan bazı çok sevilen isimler de mevcut.
Filmin konusundan kısaca bahsedecek olursak; turizmi canlandırmak için uğraşılan bir kasabada Atatürk heykelinin tam karşısına dikilen Lenin heykelinin ortadan kaybolmasıyla başlayan polis soruşturması anlatılıyor.
Sen Ben Lenin: Bu Duyulan Neyin Ayak Sesleri?
5- Lamb
Kuzu orijinal adıyla Lamb, senaryosunu Sjón ile birlikte yazan Valdimar Jóhannsson tarafından çekilen 2021 İzlanda, İsveç ve Polonya ortak yapımı, mitolojik sembollerle desteklenmiş bir film. Korku filmi olarak anılsa da korku filmi statüsünde sayılmaz. Seyirciyi gerilimle karşılayan bir başlangıç sekansına sahip olmasına rağmen yine de filmi korku türü içinde gösteremeyiz. Olsa olsa gerilim dozu yüksek, tuhaf filmler arasında gösterebiliriz. Yönetmenin ilk uzun metrajlısı, ancak çok profesyonelce yapılmış bir film. Hikayenin içine girince çıkmak mümkün olmuyor. Kuzu filmini izleyenlerin, filmin tesirinden kolaylıkla çıkamayacağını söyleyebiliriz.
Lamb Film İncelemesi: Tuhaf Bir Masal
6- The Worst Person in the World
Yönetmenliğini Oslo – 31 Ağustos ve Thelma gibi filmlerden tanıdığımız Joachim Trier‘in yaptığı filmin senaryosunu yine Joachim Trier, Eskil Vogt‘la birlikte yazmıştır. The Worst Person in the World, 2021’in en sevilen filmlerinden biri oldu. Öyle ki; En İyi Uluslararası Film ve En İyi Orijinal Senaryo kategorilerinde iki Oscar adaylığı kazandı. Cannes Film Festivali‘nde de pek çok adaylığı vardı ve En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanarak törenden eli boş dönmedi. Başrollerini Renate Reinsve, Anders Danielsen Lie ve Herbert Nordrum paylaşıyorlar. Film bir prolog, bir epilog ve 12 bölümden oluşan 2 saat 8 dakikalık bir kendini bulma, anlamlandırma hikayesi. Filmin türünü kara romantik-komedi olarak değerlendirebiliriz.
The Worst Person in the World İncelemesi: Yetişkinliğin Karanlık Evresine Atılan Adımlar
7- Licorice Pizza
Yönetmenliğini, yapımcılığını ve senaristliğini Paul Thomas Anderson‘ın yaptığı Licorice Pizza 2021’in öne çıkan filmlerinden biri oldu. Film, BAFTA, Film Eleştirmenleri Ödülleri, Altın Küre ve Akademi Ödüllerinde adaylıklar kazandı. Oscar’da En İyi Film, En İyi Orijinal Senaryo, En İyi Yönetmen dallarında 3 adaylığı var. Başrollerinde Cooper Hoffman ve Alana Haim yer alıyor. Filmde 15 yaşındaki Gary Valentine (Cooper Hoffman) ve 25 yaşındaki genç yetişkin olan Alana Haim (Alana Kane) arasında gelişen yakınlaşma filmin bütününe yayılarak anlatılıyor.
Licorice Pizza İncelemesi: Büyüme Sancıları, Tutkular ve Kararsızlıklar
8- Petite Maman
72 dakikalık bu serüvende, Nelly’nin Narnia‘ya çağrışım yapan dolap sayesinde farklı boyuta geçme hikayesini daha gerçekçi olarak izliyoruz. Bir dolap aracılığıyla boyut değiştirmiyor da dolapta bulduğu eski bir oyuncak sayesinde, günümüzde geçmişe gidilen bir hikaye olarak yoluna devam ediyor. Arka yoldan yürüyüp annesinin 8 yaşındaki haliyle tanışan bir çocuğun hikayesi… Fantastik dokunuşlara gerek duymadan bizi sihirli bir dünyanın içine bırakıyor. Yas süreci ve büyümeye dair incelikli bir hikaye anlatıyor. Marion (Gabrielle Sanz) ve Nelly’e (Joséphine Sanz) ikiz kardeşler hayat veriyor.
Petite Maman İncelemesi: Anneler Gerçekten Ölür mü?
9- Titane
Yönetmen koltuğunda ilk uzun metraj filmi olan Raw’dan hatırlayacağımız Julia Ducournau oturuyor. Başrollerinde; oyuncunun ilk uzun metrajlı oyunculuk denemesi olan Agathe Rousselle ve deneyimli oyuncu Vincent Lindon yer alıyor. 2021 Cannes Film Festivali‘nde Altın Palmiye kazanarak yıla damgasını vuran filmlerden birisi oldu.
Film, babasıyla araba yolculuğu yapan küçük bir kız çocuğunun sahnesiyle açılış yapıyor. Araba sesini taklit ederek, araba kullanan babasını kızdırıyor. Babası da müziğin sesini açıyor, fakat küçük kız bu duruma sinirlenerek babasının oturduğu koltuğa tekme atmaya başlıyor. Babası da kızını uyarmaya çalışırken büyük bir kaza yapıyor. Kaza sonucu Alexia’nın kafasına titanyum plaka takılıyor ve kız sonrasında tuhaf bir metal fetişi geliştiriyor.
Titane: Metalin Dayanılmaz Çekiciliği
10- Drive My Car
Film, 74. Cannes Film Festivali‘nde FIPRESCİ ve Senaryo ödüllerini kazandı. Haruki Murakami‘nin Kadınsız Erkekler adlı öykü kitabından sinemaya uyarlandı. Öykünün adı filmin ismiyle aynı: Drive My Car. Filmin yönetmenliğini Ryusuke Hamaguchi yaptı. Senaryosunu da Takamasa Oe ile birlikte yazdılar. Film adını Beatles‘ın ”Drive My Car” adlı şarkısından alıyor. ”Şoförüm Olabilirsin” anlamına geliyor. Film tek bir zaman diliminde geçmiyor. Bir olay yaşanıyor ve sonra üstünden iki yıl geçiyor ve iki yılın devamında yaşanan belirsiz, ancak çok uzun olmayan bir zaman aralığı anlatılıyor. Filmin isminden de anlaşılacağı üzere, hikayenin büyük bir kısmı şoförü Misaki ve hikayenin merkezindeki isim olan Kafuku arasında geçiyor.
Drive My Car İncelemesi: Çehov’un Yabancılaşma Etkisi
11- The Power of the Dog
Yönetmenliğini ve senaristliğini Jane Campion‘ın yaptığı ”The Power of the Dog” aynı isimli eserden uyarlanmış bir film. Western ve dramın uyumuyla, ortaya ekrana kilitleyen iki saatlik bir seyir mucizesi çıkmış. Başrollerini Benedict Cumberbatch, Kirsten Dunst, Kodi Smit-McPhee ve Jesse Plemons paylaşıyorlar.
Montana 1925 yazısıyla başlıyor film. Yönetmen bizi neredeyse yüz yıl önceye götürüyor. Erkek egemen toplumların en güçlü olduğu zamanlar… Bu bir intikam filmi. Bu kusursuz planlanan bir intikam filmi hatta. İnce ince işlenen, seyircinin asla göremediği, ancak sadece filmin finalinde fark edeceği incelikli bir intikam hikayesi. Oscar yarışında En İyi Yönetmen ödülüyle taçlandırıldı.
The Power of the Dog: Sessiz Gelen İntikam
12- Flee
Flee, çoğunlukla animasyon olarak çekilmiş, ancak gerçek görüntülerin yer aldığı, belgesel niteliği de taşıyan nefis bir film. Oscar tarihinde ilk kez aynı anda bu üç ödüle aday olan tek film olma özelliğini taşıyor. Filmi, çocuk yaşta Afganistan’dan kaçmak zorunda kalan Amin’in cümlelerinden dinliyoruz. Ayrıca bu gerçek bir hikayeden yola çıkılarak yapılmış bir film. Filmin yönetmeni Jonas Poher Rasmussen aynı zamanda senaryoyu da yazdı. Senaryoyu birlikte kaleme aldığı arkadaşı ve hikayenin ana kahramanı olan Amin Nawabi‘nin yıllarca içinde tuttuğu çocukluğuna dair sırları ve Afganistan’dan bir mülteci olarak Danimarka’ya kaçışını anlatan 1 saat 30 dakikalık bu ödüllere doymayan filmi seveceksiniz.
Flee Film İncelemesi: Yara İzi ”Ben Kurtuldum” Demektir
13- Okul Tıraşı
Senaryosunu Ferit Karahan ve Gülistan Acet‘in birlikte yazdıkları filmin yönetmen koltuğunda yine Ferit Karahan oturuyor. Başrollerinde; Samet Yıldız, Ekin Koç, Mahir İpek, Melih Selçuk, Cansu Fırıncı, Munir Can Cindoruk ve yönetmen Ferit Karahan yer alıyor. Ferit Karahan’ın ilk uzun metrajlısı olan Cennetten Kovulmak filmiyle aldığı En İyi Film ödülünün yanına, ikinci uzun metrajlısı olan Okul Tıraşı filmiyle ikinci bir Altın Portakal eklenerek sinemadaki başarısı taçlandırılmıştır.
Dört bir tarafı karlı dağlarla çevrili bir okul… Kaloriferin tamiri için bile günlerce beklenmesi gereken bir yer… Fakirlik… Eğitimin sırf devlet misyonunu yerine getirsin diye verildiği topraklar… Hiç durmadan yağan kar… Hasta arkadaşıyla tek başına ilgilenmeye çalışan bir çocuk… Yusuf… Buz gibi havada, sırf biraz gürültü çıkardıkları için soğuk suyla banyo yapmaya zorlanan küçük çocuklar… Tek bir çocuğun gözünden izlediğimiz o tek okul günü…
Okul Tıraşı: Korkunun Gölgesinde Dikte Edilen Eğitim
14- Benedetta
Hollandalı yönetmen Paul Verhoeven‘ın çektiği son filmi Benedetta, Cannes Altın Palmiye ödülünü Titane‘a kaptırmasına rağmen, 2021’in en dikkat çekici ve merak edilen filmlerinden biri olmayı başardı. Başrollerinde Virginie Efira, Charlotte Rampling, Daphné Patakia, Lambert Wilson gibi isimler yer alıyor. Benedetta‘nın konusuna gelirsek; 17. yüzyılda, henüz küçük bir kızken ‘‘İsa’nın gelini” olarak bir manastıra katılan Benedetta Carlini, daha o yaşlardan beri İsa’yla herkesten farklı bir ilişkisi olduğunu düşünüyordur. Filmde de küçük yaşından itibaren bazı olaylarına tanık oluyoruz. Bunları mucize olarak adlandıran Benedetta’yı 18 yıl sonra yetişkin bir kadın olarak izliyoruz. Filmde manastıra, ona tecavüz eden babası ve kardeşlerinden kaçıp gelen Bartolomea‘yla (Daphné Patakia) Benedetta’nın yakın ilişkilerinin kısa süre içinde aşka dönüşmesi ve bu iki rahibenin birbirlerinde cinsel kimliklerini bulmaları anlatılıyor.
Benedetta Film İncelemesi: Rahibelerin Yasak Aşkı
15- The Tragedy of Macbeth
The Tragedy of Macbeth‘i, Coen Kardeşlerden Joel Coen‘in kamerasından izleme şansı bulduk. Bu film, Coen Kardeşlerden Joel’in kendi başına çektiği ilk film olma özelliğini taşıyor. Muhteşem ve üç Oscar ödüllü eşi Frances McDormand‘ın Lady Macbeth‘e hayat verdiği filmde, Macbeth rolünde de Denzel Washington‘ı izliyoruz.
Macbeth‘in konusuna gelirsek; film üç cadının İskoçya kralı olacağına dair kehanette bulunması sonucunda, tahtı ele geçirmek için Lady Macbeth’le birlikte krala karşı komplo kuran bir İskoç lordunun, hırsı tarafından tüketilmesini anlatıyor.
The Tragedy of Macbeth: Gücün Eşlik Ettiği Delilik
16- CODA
CODA, 2021’in sevilen yapımlarından biri oldu. En iyi film dahil aday olduğu bütün Oscar ödüllerini kazandı. CODA‘da dört kişilik bir aile merkez alınmış. Hikaye hep onların hayatları etrafında şekilleniyor, ama filmde en çok var olan, duygularına ve düşüncelerine en çok hakim olduğumuz karakter ailenin lise son sınıf öğrencisi Ruby. Ruby’e filmde Emilia Jones hayat vermiş. Bütün bireyleri işitme engelli olan ailede, duyma yetisini kullanabilen tek birey olan Ruby’nin, müzik tutkusunun peşinden gitme arzusuyla ailesinin dış dünyayla olan bağı olma rolü arasında sıkışıp kalması konu ediniyor.
CODA Film İncelemesi: Sessizliğin Ortasında Susmayan Müzik
17- Dune
Başrollerinde Timothée Chalamet, Zendaya, Oscar Isaac, Javier Bardem, Rebecca Ferguson, Jason Momoa ve Stellan Skarsgård‘ın yer aldığı 2021’in en sevilen yapımlarından biridir. Film Oscar’da pek çok adaylık ve ödül kazanarak törene damgasını vurdu. Yönetmenliğini Denis Villeneuve‘ün yaptığı film bilim kurgu türündedir ve bir kitap uyarlamasıdır. İlk filmin başarısından kısa süre sonra ikinci filmin hazırlıklarına başladılar. Konusuna gelirsek; Dük Leto Atreides paha biçilemeyen bir baharatın tek kaynağı olan çöl gezegeni Arrakis’i devralmakla görevlendirilir, daha göreve başladığı anda hayatları değişir. Oğlu Paul’ün onun görevini devralmak dışında seçilmiş kişi sıfatıyla çok farklı görevleri olacaktır. İlk film, ilk kitabın bir kısmını içeriyor. Kitabın kalan kısmı ikinci filmin konusu olacak. Şimdiden dünyada heyecanla beklenen filmlerden biri diyebiliriz.
Dune: Baharatı Yerinde Bir Film
18- The Lost Daughter
Yönetmen koltuğuna sinema perdesinden aşina olduğumuz Maggie Gyllenhaal‘un oturduğu film ”Karanlık Kız” adıyla çevrilirken, orijinal adı ”The Lost Doughter” olarak geçer. Elena Ferrante‘nin romanını senaryolaştıran isim yine Maggie Gyllenhall’dur. 2021 yapımı film pek çok adaylık ve ödül kazandı. Kadrosu; Oscar ödüllü Olivia Colman, Jessie Buckley, Dakota Johnson, Paul Mescal, Ed Harris gibi çok sevilen ve başarılı oyunculardan oluşuyor. Film boyunca işiyle övgü toplayan, kızlarından uzak, mutlu ve özgür bir kadın olmanın isteğiyle yanıp tutuşan bir insanın arzularına şahitlik ediyoruz. Film, kadınlık ve cinsellik hakkında yeni bir şey anlatmıyor; ancak annelik hakkında söylenmeye cesaret edilemeyen pek çok şeyi cesurca haykırıyor.
The Lost Daughter İncelemesi: Annelik Kutsal Mıdır?
19- Don’t Look Up
Yönetmenliğini ve senaristliğini Adam McKay‘in yaptığı kara komedi türündeki film Neflix‘in 2021 yılında en çok beklenen, merak edilen işlerinden biriydi. Film çekilmeye başlamadan bile yıldız kadrosuyla dikkati üstüne çekmeyi başarmıştı. Leonardo DiCaprio, Jennifer Lawrence, Meryl Streep, Jonah Hill, Timothée Chalamet, Cate Blanchett, Ariana Grande, Himesh Patel‘in yer aldığı film, yaşadığımız dönemi eleştirmek için yapılmış bir hicivdir diyebiliriz.
Filmde Kate Dibiasky (Jennifer Lawrence) bir kuyrukluyıldız keşfeder, ancak kuyrukluyıldız dünyaya doğru hızlı bir şekilde yaklaşmaktadır. 6 ay sonra %98 civarında bir oranla dünyaya çarpacaktır. Bunun farkına varıldığında, Dr. Randall Mindy (Leonardo DiCaprio) ve Kate alarma geçerler. Amerikan Başkanı’yla görüşme talep ederler. Ancak yedi saat beklemelerine rağmen görüşme gerçekleşmez. Ertesi gün görüşmeyi başardıklarında da ne başkan ne özel kalemi onları ciddiye almaz. Ellerindeki bilgiyi televizyon aracılığıyla halka sızdırmaya karar verirler.
Don’t Look Up: Felaketler Olur
20- The Hand of God
Başrollerini Filippo Scotti, Luisa Ranieri, Toni Servillo, Teresa Saponangelo gibi oyuncuların paylaştığı 2021 yapımı bu dram filmi Paolo Sorrentino imzalı. 2 saat 10 dakika sürüyor. Young Pope, Muhteşem Güzellik (La grande bellezza), Olmak İstediğim Yer (This Must Be the Place) gibi iddialı yapımların yaratıcısının yeni filmi The Hand of God bu yılın en başarılı filmlerinden biri olarak öne çıkan bir yapım. Yönetmenin Muhteşem Güzellik filmiyle Oscar kazandığını da hatırlatalım.
The Hand of God yani Tanrı’nın Eli filmi, adını Maradona‘nın attığı dünyanın en ünlü golünden alır. Sorrentino’nun hem yazıp hem yönettiği film gerçek bir hikayeye dayanıyor.
The Hand of God: Bir Büyüme Hikayesi
21- Annette
Leos Carax imzalı film ilk kez Cannes Film Festivali‘nde açılış filmi olarak seyirciyle buluştu. Sparks‘ın şarkılarıyla, Carax‘ın ironisi birleşince ortaya Annette çıktı. Başrollerinde Adam Driver, Marion Cotillard, Simon Helberg gibi oyuncular rol almıştır. 2 saat 20 dakikalık bu müzikal/dram filmini seveceksiniz. Annette; absürtlükle süslenmiş, müziğin ritmiyle renklenip, oyuncu performanslarıyla şiire dönüşmüş nefis bir film.
Annette: Karanlıkla Beslenen Sanat