5 Farklı Sebeple Neden Damızlık Kızın Öyküsü Okumalıyız?

Editör:
Guşef Alhas
spot_img

Damızlık Kızın Öyküsü, feminist distopya türünün unutulmaz yapıtlarından birisidir. The  Handmaid’s Tale ismiyle hâlâ çok konuşulan bir diziye uyarlanmıştır ve oldukça yüksek izleyici kitlesine ulaşmıştır. Günümüzde herkesin hayatında en az bir kez okuması gereken kitaplardan biri haline gelmiştir. Kitap, muhafazakâr Gilead rejiminin Birleşik Krallığı devirerek yönetimi ele geçirmesini anlatır. Kurulan yeni sistemde kadınların; sosyal, fiziksel ve psikolojik haklarının neredeyse tamamının ellerinden alınması sonucunda bu rejimde yaşamaya çalışan Offred‘in hikâyesi anlatılır. Bu içerikte bu romanın neden mutlaka okunması gereken kitaplardan olduğunu konuşacağız.

1. Günlük Hayatın Mucizelerini Fark Etmek

damızlık kızın öyküsü
The Handmaids Tale | altyazinet

Distopik bir gelecekteki yaşamı bizlere sunan Damızlık Kızın Öyküsü, okuru en çok hikâyeyi ağzından dinlediğimiz Offred‘in günlük hayatta hepimizin hiç farkına varmadan yaptığı, üzerine hiç düşünmeden sahip olduğu ayrıcalıkların bazı insanların gerçekliğinde nasıl gerçek bir ayrıcalığa dönüştüğünü anlattığı kısımlarda yakalıyor. Baskıcı rejimin yönetimi ele geçirmesiyle önce kadınların çalışma ve ekonomik birikim sahibi olma gibi en temel özgürlükleri ellerinden alınıyor. Roman, çevresel kirliliğin kısırlığa sebep olduğu, sağlıklı bir bebek dünyaya getirmenin hatta hamile kalmanın mucize olduğu bir dünyada geçiyor. Kadınlar kast sistemi benzeri bir sistemle gruplara ayrılıyor. Offred hamile kalabilen kadınların bulunduğu Damızlık Kızlardan birisi oluyor. Damızlık Kızlar gruplarda bulunan kadınlar tarafından aşağılanıyor ve istenmiyor. Damızlık Kızlar artık bir isme bile sahip olamıyor. Offred İngilizcede “ki” anlamına gelen “of” bağlacıyla oluşturulmuş Fredinki anlamına gelen bir kelimedir. Her Damızlık Kız, ismini hizmet verdiği komutanın adından alır. Görüşlerini kısıtlayan bir başlıkla etrafta dolaşmak zorunda olan kızlar, etraflarını rahatça görebilme özgürlüğüne bile sahip olamıyor. İntihar oranlarının da artmasıyla bu kadınlar korunmak için duştaki zaman sınırlamaları, odalarındaki pencerelerin kilitlenmesi, yemek yerken bıçak kullanamamaları gibi pek çok kurala uymak zorunda bırakılıyor. Rejimin ona sunduğu ölçülerde giyinebilmesi için verilen kıyafetler dışında hiçbir şeye sahip olmasına izin verilmeyen Offred, kitabın bir bölümünde kahvaltıda gelen tereyağını bir peçetenin içinde saklayarak kuruduğu için ona rahatsızlık veren cildini gizlice nemlendirmeye çalışıyor. Günlük hayatta sahip olduğumuz ayrıcalıklarla ilgili daha pek çok detaya sahip olan kitabı okurken sahip olduğumuz her bir şeyin değerini anlarken bunların yavaş yavaş ya da belki bir anda elinizden alınmaması için her şeyi yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz.

2. Yazarın Psikolojik Çıkarımları

The Handmaids Tale Offred | sinetopyacom

Gilead rejiminin ilk dalgası olarak adlandırılan dönemde yaşayan Offred kendini bir anda tüm özgürlüklerinin elinden alındığı ve uymadığı taktirde öldürüleceği bambaşka bir gerçeklikte yaşarken buluyor. Teyzeler olarak adlandırılan grup, Kızıl Merkez adı verilen yerde Damızlık Kızları eğitmekle görevlendiriliyor. Burada teyzelerden bir tanesi kızlara verdiği vaazda rejimde yaşayan ilk kadınlar olarak yaşadıkları zorluklar olduğunu ancak onlardan sonra gelen nesiller için her şeyin daha da kolaylaşacağını ve ilk dalga kadınlarının gelecek nesillere büyük örnekler oluşturduklarından bahsediyor. Sonraki nesillerde gelecek kadınların böylesine baskıcı bir rejimde mutlu bir hayat sürecekleri beklentisinin elbette bir gerçekliği bulunmuyor. Ancak ilk dalga kadınlarının bildikleri yaşamdan koparılıp bu düzene mecbur bırakılması yaşadıklarını her açıdan çok daha zor bir deneyim haline getiriyor. Offred sürekli Melekler adı verilen silahlı askerle izlendiği günlük yaşamında yakaladığı en ufak başkaldırı fırsatını bile kullanıyor. Dışarıdan bakıldığında anlaşılması belki de imkansız olan bazı hareketleri aslında bu hayatta onu delirmekten veya intihar etmekten koruyan çok önemli eylemler haline geliyor. İlk bakışta çok saçma bulunabilecek hatta ona kızmanıza sebep olabilecek davranışları onun zihninin derinliklerine girdikçe büyük anlamlar kazanmaya başlıyor. Yazar karakterin yaşadığı ruhsal bunalımları ve yaptığı hareketleri büyük bir ustalıkla okura aktarıyor. Bazı bölümlerde özellikle kadın okuyucular için okuması psikolojik olarak çok zorlayıcı olabiliyor. Bu durum tabi ki yazarın çıkardığı işin başarısının da çok net bir örneği.

3. Yazarın Masalsı Anlatımı

Margaret Atwood Is Ready to Let It Rip | WIRED
Margaret Atwood | wired.com

Çoğu insanın içinde yaşamayı hayal dahi edemeyeceği distopik bir evreni anlatan yazar Margaret Atwood, kullandığı masalsı dille romanı okuyucu için çok farklı bir seviyeye taşıyor. Offred’in yaşadığı psikolojik bunalımlarla bizlere sunduğu bilinç akışı, baskı ve korku iktidarında hayatta kalmaya çalışan bir kadının zihninde yaşananlar, geçmişteki anılarını anlattığı sahnelerde özledikleri, kaybettikleri ve bilinmezliğiyle yaşamak zorunda kaldığı olayların yükü, yazarın diliyle birleştiğinde yarattığı kıyas, okuyucuya keyifli bir okuma deneyimi sunuyor. Anlattığı konunun ağırlığıyla kullandığı şiirsel dili ilginç bir şekilde birleştirmeyi başaran Atwood, yazarlık konusundaki deneyimini ve yeteneğini kurduğu her cümlede okuyucuya hissettiriyor. Kitabın anadili ve Türkçe çevirisi incelendiğinde çevirmenler Özcan Kabakçıoğlu ve Sevinç Altınçekiç‘in çıkardığı başarılı iş rahatlıkla anlaşılıyor.

4. Kısıtlayıcı Rejimlerin Kendini Tekrarlama İlkesi

The Handmaids Tale Kızıl Merkez | harpersbazaarcom

1985 yılında kaleme alınan romanda 3. Dalga Feminizmi‘nin izleri görülüyor. Rejim yönetimi ele geçirmeden önce yaşananları feminist bir aktivist olan Offred’in annesi ve lezbiyen bir aktivist olan arkadaşı Moira üzerinden okuyoruz. Kadınların edindikleri hakları kalıcı hale getirmesi ve hala edinemedikleri haklarını elde etme çabası içindeyken Gilead rejiminin gelmesiyle tüm bu haklar kaybediliyor. Bu kısımlarda yazar okuyucuya temel ihtiyaçlar gibi görülen bazı durumların bile zamanla kadınların savaşarak kazandıkları özgürlükler olduğunu hatırlatıyor. Yazar kitaba eklediği son bölümde, Gilead rejimi son bulduktan yıllar sonra bir grup erkeğin bu rejim ve Offred’in hikâyesi ile ilgili tartıştıkları bir bölüme yer veriyor. Tüm bunların sonucunda, kurgu dışı dünyada da her gün gördüğümüz gibi savaş, kadın hakları, ırkçılık gibi konuların tarihte ne kadar kara lekeler bıraksa da yanlış kişilerin eline geçen güçle kendini tekrarlamaya ne kadar meyilli olduğunu görüyoruz.

5. Ataerkil Düzen

The Handmaids Tale Melekler | harpersbazaarcom

Hristiyan muhafazakâr bir rejim olan Gilead kadınlar için olduğu kadar erkekler için de pek çok kural koyuyor. Tüm halk dans, eğlence, içki, zina gibi pek çok yasakla yaşıyor. Kurulan sistemin en tepesinde bulunan Komutanların hepsinin bir eşi ve çocuk sahibi olabilmeleri için tahsis edilmiş birer Damızlık Kızları var. Ancak Damızlık Kızlarla eşlerinin de bulunduğu ve seremoni adı verilen birliktelik dışında bir temasta bulunmaları yasaklanıyor. Seremoni esnasında da uymaları gereken pek çok kural bulunuyor. Ancak kitabın ilerleyen bölümlerinde Offred’in komutanla gizlice dışarı çıktığı bölümde işlerin hiç de böyle yürümediğini öğreniyor. Kurguya eklenen detaylarla ataerkil düzen ve feminizmle ilgili çok fazla bilgi edinmek mümkün.

Türünün önemli örneklerinden biri olan Damızlık Kızın Öyküsü günlerce etkisinden çıkamayacağınız bir okuma deneyimi sunuyor. Hem kitabın hem dizinin insanlarda bıraktığı etki ise hikâyenin gücünü ve yazarın anlatmak istediklerini gözler önüne seriyor. Distopik bir roman okurken aynı zamanda feminizm, toplumsal cinsiyet eşitliği ve güç deliliği ile ilgili uzun düşüncelere dalmak isteyen herkesin Damızlık Kızın Öyküsü’ne bir şans vermesi gerekiyor.


Kaynakça

Pak, Merve Deniz. “Feminist Distopyada İktidar, Baskı ve Direniş: Damızlık Kızın Öyküsü”. IBAD Sosyal Bilimler Dergisi. 2019: 1-11.

Atwood, Margaret. “Damızlık Kızın Öyküsü”. Doğan Kitap: 2017.

Öne Çıkan Görsel Linki

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.