Jules Gabriel Verne, Fransız yazar ve gezgindir. Çağdaşları ile birlikte bilim kurgu türünün öncülerinden biri olarak görülen Jules Verne’in kitapları yayımlandığı zaman takdir görmemişti fakat sonradan ayrıntılı detaylar sunduğu icatlar hakkındaki keskin tahminleri ile Bilim Falcısı olarak anılarak ünü günümüze kadar ulaştı.
Özellikle uzay, hava taşıtları ve denizaltı gibi konuları bilim ile ustalıkla birleştirerek kurguladığı romanlarında Verne, yaşadığı yıllarda yalnızca eğlenceye hitap ettiği ve edebi dilden uzak olduğu gerekçesiyle çağdaşları tarafından takdir görmedi.

“İçimdeki bu doymak bilmeyen öğrenme ihtiyacını hayatımla ödemem gerekse bile, henüz hiçbir insanın görmediği şeyleri görmek isterim!”
Denizler Altında Yirmi Bin Fersah, Dünyanın Merkezine Yolculuk ve Seksen Günde Devr-i Alem gibi en çok bilinen romanlarıyla özellikle genç-yetişkinlere hitap eden Verne, aynı zamanda eserleri en çok çevrilen ikinci yazar olma şöhretini de elinde tutuyor.
Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Verne, doğum yeri ve aynı zamanda bir liman kenti olan Nantes’te çocukken yelkenli ve gemileri izlerken gelecekte yazacağı romanların ve seyahat üzerine olan sevgisinin temellerini inşa etti.
Ailesi tarafından hukuk okuması üzerine baskılar gören Verne, öğrenim görmek üzere Paris’e gitti ancak edebiyata olan ilgisinin daha büyük olduğunu fark etmesi üzerine tiyatro oyunları kaleme almaya başladı. Şahsen Victor Hugo, Alexandre Dumas Père gibi yazarlar ile tanıştı ve edindiği edebi çevre ile kendini geliştirerek geçimini yazarlık ile kazanmaya başladı.
Sınırsız hayal gücü bilgisi ile başka dünyaları derinlemesine anlattığı eserler yazan Verne, şaşırtıcı şekilde hiç Fransa dışına çıkmamıştı. Ruhsal hastalığı olan yeğeni tarafından 2 kere vurulması üzerine hayatının geri kalanında mücadelesini vereceği hastalıklı bir döneme girdi. İlerleyen şeker hastalığı sonucu görme yetisini kaybeden yazar, 1905’te hayata gözlerini yumdu. Jeoloji, mühendislik, astronomi ve coğrafya gibi birçok alanla ilgilenen Verne, derin bilgisini bilime olan tutkusuyla harmanlayarak son derece detaylı ve sürükleyici eserler kaleme aldı.
Kendisi hakkında ilginç bilgileri sunduktan sonra yazarın kitaplarını okumak için 5 sebebi sizlerle buluşturuyoruz!
1. Çağının Ötesinde Hayal Gücü

“Bilim, gerçekten var olan şeyleri anlamamızı sağlar; hayal gücü ise var olmayanları.”
19.yüzyılın sınırlı keşif imkanlarına rağmen kendi çağının çok ötesinde fikirler üzerinde çalışan Verne, konu olarak ele aldığı ve ayrıntılarıyla tarif ettiği buluşları ile yeni gelişme sürecinde olan Avrupa sanayisi ve teknolojisine ilham oldu. Haritalara ve maceraya duyduğu derin sevgisi, onu henüz görmediği yerler hakkında adeta oradan yazılmışçasına gerçekçi coğrafi hikayeler dizilerini yazmasına kaynak oluşturdu. Henüz icadı geliştirilmemiş kompleks makine ve araçlar hakkında sunduğu inanılmaz detaylar ile özellikle Ay’a Yolculuk, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah, Dünyanın Merkezine Seyahat gibi eserlerinde çağına göre akla uygun sayılabilecek yöntemler ile eserlerini kurguladı.
2. Eserlerinin Bilim ve İcatlara Temel Oluşturması
Uzunca bir zaman şaşırtıcı teknolojik öngörüsü ve bilimsel yenilikçiliği ile bir deha ve bilim kahini olarak kabul edilen Verne, bilim insanlarınca oldukça saygı görmüş ve ilham kaynağı olmuştu. Denizler Altında Yirmi Bin Fersah romanının ana konumumu oluşturan Nautilius denizaltısı, kitabın yayımlanmasından sonra ilk nükleer denizaltıya isim olarak verildi. Benzer şekilde Ay’a Yolculuk eserinden sonra insanlık tarihinde Ay’a olan ilk keşif gerçekleşti.
3. Sosyal Konulara Işık Tutması ile Klasikler Arasına Girebilmiş Olması

Verne, bilim ile kurgusal edebiyatı birleştirmesinin yanı sıra, yaşadığı çağın sosyal ve politik yapısına dair analizler sunan bir yazar olmasıyla da katkıda bulunmuştur. 1888’de siyasete atılmasının üzerinde belediye meclisinde görev alan Verne, kitaplarında okuyucusuna dönemin sosyopolitik ve kültürel sorunları hakkında da ışık tuttu. Kendi yaşadığı coğrafyanın dışına çıkarak Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki İstanbul’u İnatçı Keraban adlı romanında Hollandalı bir tüccar ile uşağının gözünden oldukça başarılı şekilde anlattı.
4. Popüler Kültürün Birçok Başyapıtına Konu Olması
Jules Verne yalnızca bilimkurgu alt türünün edebiyatta öne çıkmasına katkıda bulunmayıp sinema ve tiyatro başta olmak üzere birçok alanda popüler kültürün başyapıtlarına da konu oldu. Yazdığı birçok romanın film uyarlamaları yapıldı. “Back to the Future” filminde Dr. Brown’un zaman makinesi ve çocuklarına verdiği isimler Jules Verne’den ilham alındı. Yazarın kitaplarından Ay’a Yolculuk, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah, Seksen Günde Devr-i Alem gibi oldukça başarılı film uyarlamaları yapıldı.
5. Merak ve Bilgi Arayışı Gibi Zaman Tanımayan Konuları Ele Alması
Jules Verne’nin çocuklardan yetişkinlere farklı yaş grupları tarafından rağbet görmesinin ve kendi zamanından itibaren başlayan ilginin günümüzde hâlâ çok canlı olmasının başlıca sebeplerinden biri de eserlerinde ustaca kullanmayı başardığı anlatım dili ve sürükleyiciliğidir. Özellikle Denizler Altında Yirmi Bin Fersah ve Ay’a Yolculuk romanlarının oldukça terimsel kelimeler içermesine rağmen farklı yaş grupları tarafından rahatça okunabilmesi yazarın bilimsel terminolojiyi sadeleştirilmeye ihtiyaç duymadan kurgusuna yerleştirebilmiş olduğunun kanıtıdır. Bilimsel konuların haricinde Zacharius Usta kitabında olduğu gibi tarih boyunca çözümlenmeye çalışılmış Tanrı, zaman kavramı, ölümsüzlük konuları da romanlarında ele alması, yazarın okur kitlesini genişleten bir diğer etmen olmuştur.
Yazını zevkle okudum.Bakış açın çok iyi.Çocukken zevkle okuduğum jules Verne’nin eserlerini hala çok ilgi çekici buluyorum.Yazılarının devamını bekliyorum.Sende benim kahramanımsın sevgili kızım