Nilgün Marmara 1958 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Marksist bir babanın çocuğu olarak yetişen Nilgün Marmara, öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladı. Türk Edebiyatı’nın yavaş yavaş aşina olmaya başladığı varoluşçuluk akımı, şiirlerinde büyük bir yere sahipti. Ama döneminin popüler fikirlerine ayak uyduramadı. Kendine özgü denemeleri ve şiirleriyle, dünyada olamasa da edebiyatta kendine bir yer edinmeyi başardı.
Evlendikten sonra eşiyle Libya’ya taşınan Marmara, burada bulunduğu sürece depresyon belirtileri göstermeye başladı. Burada arkadaş çevresi olmayan Nilgün, günlerini arkadaşı Ece Ayhan ile mektuplaşarak ve şiirlerini yazarak geçirdi. İstanbul’a döndüğünde eşi, Nilgün’ün tedavi olmasını istedi fakat kendisi tedaviyi reddetti. 13 Ekim 1987’de 29 yaşındayken kaldığı evin balkonundan atlayarak intihar etti.
Nilgün Marmara’nın evi, dönem yazarlarının uğrak yeriydi. Dönemin sağ sol tartışmaları, askeri darbe ve dönem edebiyatının eleştirileri, tartışmalarında değişmeyen konulardı. Nilgün Marmara bu ev ziyaretleri sırasında Cemal Süreya, Lale Müldür, İlhan Berk, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Turgut Uyar, Edip Cansever, Ece Ayhan gibi birçok yazarla tanışma ve arkadaşlık kurma fırsatı buldu.
Ölümünden sonra Cemal Süreya bir köşe yazısında değerli arkadaşının kaybını şöyle anlattı: “Nilgün ölmüş. Beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış. Ece Ayhan söyledi. Çok değişik bir insandı Zelda. Akşamları belli bir saatten sonra kişilik hatta beden değiştiriyor gibi gelirdi bana. Yüzü alarır, bakışlarına çok güzel ama ürkütücü bir parıltı eklenirdi. Çok da gençti. Sanırım, otuzuna değmemişti daha. Ece ile gergedan için yaptığımız söyleşide ondan söz ettim: Bu dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak görüyordu. Dönüp baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar görememiştim. Bugün ortaya çıkıyor.”
İşte, varoluşsal akıma yeni bir pencere açan, Türk Edebiyatı’nın önemli yazarlarından Nilgün Marmara’yı okumak için 5 sebep!
1. Depresyonu Anlamak
Nilgün Marmara’nın yaşadığı bu zorlu sürecin şiirlerindeki etkisi yadsınamaz. Denemelerinde ve şiirlerinde kişisel deneyimlerini ve duygusal zorluklarını yansıtmaktan çekinmez. Bunları genellikle umutsuzluk, yalnızlık, anlam arayışı gibi temalarla işler. Aynı zamanda Marmara, intiharını da bazı şiirlerinde gelmekte olan ve bundan kaçamayacağı bir eylem olarak resmeder.
”Bilir miydim yaklaşan karanlığı daha önceleri,
Son verilebilir yaşamın benimki olduğunu?
Şendim, şendim ben,
Kahkaham insanları ürkütürdü!”
2. Varoluşçuluk Akımı
Varoluşçuluk, insanın varoluşunu ve anlam arayışını merkeze alan bir felsefi akımdır. Nilgün’ün şiirlerinde görülen yabancılık hissi, kendine bir yer bulma uğraşı ve kimliğini sorgulaması gibi temalarla ortaya çıkar. Aynı zamanda, zamanın geçiciliği ve ölüm teması da dikkat çeker. Nilgün Marmara bu temaları sıra dışı bir perspektifle kaleme döker. İmgelerdeki ustalığı, okuyucuya bir empati penceresi açar. Okuyucuyu kendini sorgulamaya ve düşünmeye teşvik eder.
3. Dönemi Tanımak
Yazımızın ilk başlarında bahsettiğimiz gibi, Nilgün Marmara’nın evi dönem yazarlarının uğrak noktasıydı. Yayınlanan yeni eserleri eleştiren ve tartışan bu grup, dönemin edebiyat özelliklerini anlamak için açık bir kitap gibidir. Libya’da kaldığı sürece sıkla Ece Ayhan’la mektuplaşan Nilgün Marmara, bu mektupları bir günlük olarak atfeder ve yapıcı eleştirilere birinci şahıs bakış açısından tanık olabiliriz.
4. Sylvia Plath
Nilgün Marmara’nın Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı lisans tezi olarak sunduğu Sylvia Plath’in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi aslında iki kadın yazarın kaderlerinin örtüştüğü ilk patika olarak söylenilebilir. Nilgün Marmara yazdığı tezinde Sylvia Plath’ın ölümünü titizlikle inceler ve çoğu satırda yazar kendi ruhuna ayna tutar. İki genç yazar da hayatlarını intiharla noktaladılar. Nilgün Marmara’nın yazdığı denemelerde Plath’ın etkisi açıkça görülür. Kendisini tıpkı Plath gibi bir sırça fanusa hapsedilmiş hissetmesi, denemelerinde karanlık ve melankolik hava.. Hepsi sonun başlangıcını haber verir nitelikte adeta. Genç yaşlarda başlayan kimlik arayışı ve bu arayışın Plath’ın kaleminde bulması, Nilgün Marmara’yı içinde olduğu sırça fanustan çıkarmaktan ziyade, bunu artık çıkışı olmayan bir dünya olarak görmesini sağlar belki de.
5. İmgeler
Nilgün Marmara şiirlerinde imgeleri oldukça sık kullanır. Çiçekler, mevsimler, hayvanlar, güneş, özellikle de ay ve renkler şiirlerinde ortak olarak kullanılan simgelerdendir. Kuş, özellikle de martı imgesi de Marmara şiirlerinde çokça kullanılır. Anlar, anılar ve durumlar bu simgeler aracılığıyla verilir. Çocuk ve bebek mefhumlarını masumluk olarak atfederken, anne kelimesini tiksindirici bir ifade olarak kullanır.
KAYNAKÇA
A.Ş, K.E.T. ve Y. (n.d.). Nilgün Marmara Kimdir? – En Sevilen ve En Çok Satan Kitapları. [10 Sep. 2023].
Ekmek ve Gül. (2021). 13 Ekim 1987| Şair Nilgün Marmara yaşamını yitirdi. [Accessed 10 Sep. 2023].