Jean Piaget öğrenme sürecinin belirli yaş aralıklarıyla aşama aşama gerçekleştiğini ortaya atan, eğitim ve psikoloji alanına yeni terimler kazandıran İsviçreli psikologtur. Bebeklikten başlayarak insanların bilgiyi nasıl algıladığı, geliştirdiği ve kullanmaya başladığı üzerine fikir yürüterek bunları bazı etkenlere bağlamıştır. Şemaların geliştirilmesi, yeni bilginin oluşum şekilleri ve çocuğun bilişsel olarak geçirdiği evreler gibi alanlar, her ne kadar güncel araştırmalar sonucu sorgulanmaya başlansa da Piaget’nin çocuk psikolojisinde çığır açtığını söyleyebiliriz.
Jean Piaget Kimdir?

Neuchâtel doğumlu (9 Ağustos 1896 – 16 Eylül 1980) psikolog ve epistemolog Jean Piaget, dahi denilebilecek bir araştırmacıydı. İstiridye, ahtopot, salyangoz ve kalamar gibi yumuşakçalar üzerine yazdığı makaleler sayesinde Cenevre Doğa Tarihi Müzesi‘nde küratörlük teklifi aldı. Piaget, ilk önce liseyi bitirmesi gerektiğini düşünerek bu teklifi reddetti. İlk IQ testi olan Binet-Simon testini icat eden Alfred Binet‘nin yanında çocuklar için zeka testi geliştirdi. Bu testlere verilen yanlış cevapların sebebini, arkalarındaki sistemi çözmeye ilgi duymaya başladı. “Bebeklikten yetişkinliğe insan düşünmeyi nasıl öğrenir?” sorusunun peşine düştü. (Green& Piel, 2010)
Piaget ve Gelişimin Dört Faktörü

Jean Piaget’ye göre, düşünme sürecimiz biz dünyayı mantığa oturtmaya çalışırken radikal fakat yavaş bir şekilde gelişir. Bu gelişimin dört faktörü vardır: Biyolojik olgunlaşma, aktivite, toplumsal aktarım ve dengeleme.
Biyolojik olgunlaşmada öğretmen ve ailenin etkisi fazlasıyla sınırlıdır. Genetiğe bağlı olduğundan dolayı ailenin çocuğa doğru bir beslenme alışkanlığı edindirmesi ve gereken ilgiyi göstermesi dışında müdahele edebileceği çok bir alan yoktur. Doğuştan olan bu kalıtsal faktörler çocuğun her bir bilişsel evredeki edinimlerini artırır ya da kısıtlar. (Flavell, 1985)
Aktivite çocuğun çevre ile etkileşime girmesi, deneyimleyerek öğrenmesidir. Basit fizik kurallarını bu şekilde öğrenir. Tahterevalliye binmek, bardağa su doldurmak, sıcağa dokunmamak gibi eylemler örnek olarak verilebilir.
Toplumsal aktarım çocuğun insanlarla bağ kurmasıyla, onlardan öğrenmesiyle gerçekleşir. Eğer toplumsal aktarım olmasaydı bütün bilgileri kendi başımıza en baştan öğrenmemiz gerekirdi ve bu fazlaca zaman alacağından yavaş bir gelişim gerçekleşirdi. Toplumsal aktarım sayesinde çocuk içinde yaşadığı toplumun kurallarını ve yargılarını öğrenir.
Dengeleme sürekli olarak düşünlerin gerçekliğe uygunluğunu ve işe yararlılığını test etmeyi açıklar. Çocuk var olan bir bilgi sayesinde bir eylemde başarılı olur, doğru tahmin eder ve bilginin geçerliliğini görürse ortada denge vardır. Eğer var olan bilgi sorunsuz şekilde kendini sürdüremiyor, gerçeklikle ya da diğer insanlarla çatışma yaratıyorsa ortada dengesizlik vardır ve bu dengesizlik çocuğun bilgilerini gözden geçirmesini, modifiye etmesini ve yeni bilgi edinmesini sağlar. Bu dengesizliğin optimal bir seviyede olması gerekir; az olursa çocuk değişime gerek duymayabilir, fazla olursa streslenip cesareti kırılmış hissedebilir.
Öğrenmede İki Eğilim

Piaget, çocukların bilgiyi edinirken organizasyon ve adaptasyon olmak üzere iki eğilim gösterdiğini ifade eder. Bu görüşe göre, basit yapılar daha komplike ve efektif yapılara dönüştürülmek üzere organize edilir. Örneğin; bir bebek önündeki objeye ya bakar ya da tutar. Bir objeye bakmak, uzanmak ve tutmak ise sonradan organize edilmiş daha komplike bir yapıdır. Piaget bu yapılara “şema” adını koyar. Şemalar basit ya da daha karmaşık birçok eylemi kapsar. Pipetle içeceği çekmek, gülü diğer çiçeklerden ayırt edebilmek, bisiklet sürmek ve kürkü olan hayvanlara ayı demek şemalara örnektir. Bu şemalar her durumda aynı şekilde uygulanamayacağından ve gerçeğe uygun olmayacağından, daha önce bahsedilen dengesizlik durumu sayesinde çocuk şemayı geliştirecektir. Örneğin her kürkü olan hayvanın ayı olmadığını öğrenecek, bu şekilde şemayı genel olmaktan çıkarıp daha sınırlı bir bilgiye dönüştürecektir.
Adaptasyonun, asimilasyon ve akomodasyon olmak üzere iki basit yolu vardır. Bu görüşe göre, var olan şemanın aşina olunmayan durumlarda da dünyayı anlamak için kullanılması asimilasyondur. Burada ilk defa karanfil gören çocuğun onun gül olduğunu düşünmesi gibi yeni deneyim, eski şema ile bağdaştırılır. Var olan şemanın yeni bilgi edinimiyle değiştirilmesi ise akomodasyondur. Anne çocuğa karanfili anlattıktan sonra çocuk karanfili ayırt etme şemasını edinir. Yeni bilgi de bu süreçte öğrenilir.
Bilişsel Gelişim

Piaget bütün insanların belirli yaş aralıklarıyla sırasıyla aynı dört aşamadan geçtiğini ortaya atmıştır. Bu aşamalar sırasıyla:
Duyusal Motor (0-2) yaş arasını kapsar. Bebek; refleks, hareket ve duyu organları yoluyla öğrenir. Taklit eder, olayları hatırlar, ve nesne devamlılığını edinir. Hareketleri refleksten kasıtlı olmaya geçer. Nesne devamlılığından önce ebeveynler bebeklerinden bir nesneyi kolaylıkla saklarken, edinimden sonra çocuk gözünün önünden kaybolan nesnenin hala bir yerlerde var olduğunu bildiğinden dolayı aramaya başlar. Bu yaş aralığında bebek hedef odaklı hareket etmeyi öğrenir. Bir kutunun içinden istediği oyuncağı almak için kutuyu boşaltıp sonra geri doldurabilir.
İşlem Öncesi Dönem (2-7) yaş arasını kapsar. Bu dönem genelde dil edinildikten sonra başlar. Geçmiş ve gelecek kavramları çocuk için kafa karıştırıcıdır; daha çok şimdiki zamanda düşünür. Başkasının bakış açısından bakmakta zorlanırlar. Örneğin iki bebek aynı oyuncağa iki farklı açıdan bakıyorlarsa, bebekler diğerinin de oyuncağı kendi gördüğü açıdan gördüğünü zanneder ya da onlar ne hissedip düşünüyorsa herkesin aynı şeyi hissedip düşündüğünü zannedebilirler. Bu benmerkezci bakış açısı zihin teorisinin edinilmesiyle kaybolur. Bu dönemde çocuk; mimik yapmak, resim ve kelime gibi sembolleri kullanabilmeye başlar. At kelimesini anlatmak isterken resimde atı işaret edebilir hatta ata biner gibi yapabilir. Sembol kullanımıyla beraber 2-4 Yaş aralığında kelime bilgisi ortalama 200’den 2000’e çıkar.
Korunum kavramı da gelişmemiştir. Korunum, bir nesnenin görüntüsü değişmesine rağmen hacimce ve miktarca değişmemesidir. Örneğin bir A4 kağıt parçalara ayrılırsa, çocuk kağıt parçaları sayıca arttığı için kağıdın da arttığını zanneder. Yapılan bir deneyde aynı miktarda sular biri geniş ve kısa; diğeri ince ve uzun bardaklara konulduğunda çocukların ince uzun bardaktaki suyun daha fazla olduğunu düşündüğü görülmüştür. Bunun sebebi çocukların bir nesneye aynı anda birden fazla boyuttan bakamamasıdır: sadece boya veya sadece sayıya bakabilirler. (Yüksel, 2015)

Somut İşlemler Dönemi (7-11) yaş arasını kapsar. Bu yaş aralığında çocuk korunumu anlamaya başlar, gelecek ve geçmiş kavramlarını daha az kafa karıştırıcı bulur. Adım adım yapılan işlemleri geri almayı yani bu adımları geriden yapmayı öğrenir. Daha sofistike ve yaratıcı sınıflandırmalar yapabilir. Deyim ve mecaz gibi soyut kavramlar ise tam kavranamadığından dolayı kelimenin gerçek manası ile karıştırılır. “Burnu havada olmak” ya da “küçük görmek” deyimlerini literal anlamda düşünür. (Özdemir ve diğerleri, 2012)
Soyut İşlemler Dönemi 11 yaşlarında başlayıp yetişkinlik boyunca devam eder. Bu evrede çocuk varsayımsal düşünmeyi öğrenir. Senaryonun tamamen gerçekliğe tam uymak zorunda olmadığının farkındadır ve buna göre çıkarımlar yapabilir. Bu çıkarım kabiliyeti matematikte denklem çözerken veya edebiyatta metaforları ve yazarın ne anlatmak istediğini anlamaya çalışırken kullanılır. Soyut problemlere gerçekçi ve sistematik çözümler getirirler. Varsayımsal düşünmeyle beraber bir konuya kendi bakış açıları dışındaki perspektiflerden bakmayı öğrenirler; kişilik, sosyal sorunlar ve adalet gibi kavramlar üzerine fikir üretirler. İşlem Öncesi Dönemdeki çocuklar gibi ergenler de benmerkezci bakış açısına sahiptir fakat ondan farklı olarak bir ergen başkalarının farklı fikirlere sahip olduğunun farkındadır; ama kendi düşüncelerine ve hislerine fazla odaklı olduğu için başkalarının da kendisi hakkında aynı şeyleri düşündüğünü ve biricik olduğunu zanneder. Hayali bir izleyici kitlesinin (Elkind, 1988) kendisini izlediğini hissettiğinden dolayı anksiyete ve özgüvensizlik gibi durumlar ergenlikte daha yoğun yaşanabilir.
Bilişsel Gelişim Kuramı Eleştirileri

Çalışmalar bebeklerin Piaget’nin belirlediği yaş aralığından daha hızlı öğrendiğini ve kapasitelerinin daha gelişmiş olduğunu göstermiştir (Bauer, Larkina, & Deocampo, 2011; Spelke & Newport, 1998). Korunum, nesne devamlılığı ve perspektif ayırt etme gibi kazanımların daha erken öğrenildiğini gösteren çalışmalar vardır (Babakr, Mohamedamin, and Kakamad 517). Ayrıca çocukların gelişim dönemlerine birbirinden oldukça farklı yaşlarda girip tamamlamayabildiği görülebilir (Yüksel, 2015). Bunlara rağmen Jean Piaget’nin eğitim psikolojisine ve çocuk gelişimi alanına katkıları onu yüzyılının en önemli psikologlarından biri yapmaktadır.
Kaynakça
Green, Michael, and John A. Piel. Theories of Human Development: A Comparative Approach. Routledge, 2016.
Flavell, J.H. Cognitive Development. Englewood Cliffs, N.J: Prentice Hall, 1985.
Yüksel, G. (Çev.Ed.) Yaşam boyu gelişim (13.Basımdan çeviri). Ankara:Nobel, 2015.