8 Farklı Sebeple Neden Oğuz Atay Okumalıyız?

Editör:
Gaye Nur Karabay
spot_img

“Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.”

Söylenti Edebiyat ekibi olarak ölümünün 46. yılında, Türk edebiyatının öncü isimlerinden biri olan Oğuz Atay‘ı okumanız için birbirinden farklı sebepleri sizler için derledik.

Keyifli okumalar!

1. Postmodernizmin Edebiyatımızdaki Öncüsü Olması

Oğuz Atay'ın dizelerinde müesses nizam eleştirisi: Ey insaf sahipleri! Ben ve Olric sizleri sarsmaya gedik | Independent Türkçe

Edebiyat dünyasının önemli isimlerinden biri olan Oğuz Atay, edebiyatımızda devrim niteliğinde adımlar atmıştır. İlk kitabı olan Tutunamayanlar ile modernizmden postmodernizme geçişi sağlamış, eserinde postmodernizmin temellerine yer vererek postmodernist edebiyatın ilk örneğini Türk Edebiyatı’na kazandırmıştır. Postmodern edebiyatın temel özellikleri arasında bulunan üstkurmaca tekniği, metinlerarasılık, tek bir doğrunun kabul görmemesi ve çoğulcu yaklaşım gibi kuralları Türk Edebiyatı’nda en başarılı şekilde kullanan yazarlardan birisidir. Atay’ın Tutunamayanlar romanına baktığımız zaman karakterlerin sürekli olarak içsel bir tartışma içerisinde olması ve hiçbir şekilde herhangi bir karara varamamaları, postmodernizmin özelliklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Oğuz Atay’ın ikinci romanı olan Tehlikeli Oyunlar kitabı da Tutunamayanlar ile benzer bir tema göstererek postmodernizm etkili bir eser olarak kaleme alınmıştır. Tehlikeli Oyunlar kitabında başkahramanımız Hikmet Benol, iç dünyasında kendisiyle çatışmadan duramamakta ve kendisine bir çıkış yolu bulamamaktadır.

2. Eserlerinde Bireyi ve Küçük Burjuva Karşıtlığını Ön Planda Tutması

Türkiye'nin Eksik Kalan Ruhu - Özgür Taburoğlu | Birikim Yayınları

Oğuz Atay, eserlerinde burjuva zihniyetine tamamen karşıt bir tavır takınmakta ve bireyin isyanını kaleme almaktadır. Karakterlerin toplum tarafından aslında küçük burjuva sınıfında görülmesi fakat yine karakterlerin bulundukları konuma devamlı olarak yabancılaşmaları,  toplumun içerisinde kendilerine bir yer bulamamaları, küçük burjuva sınıfıyla başkahramanların içsel dünyalarında verdikleri savaşlar, toplumsal karşıtlıklar ve bu durumlar sebebiyle kahramanların intihar etmeleri örnek olarak gösterilebilir. Karakterlerin daimi olarak çevrelerinde gerçekleşen olayları sorgulamaları, yaşananlara karşı duydukları öfkeleri, başarı kavramından istediklerini elde edememeleri gibi zihinlerini sürekli olarak meşgul eden konuları Oğuz Atay ustaca okura aktarmaktadır. Bireyin iç dünyasında yaşananlar detaylıca okura sunulmaktadır.

3. Oğuz Atay’ı ve Eserlerini Besleyen Yazarlar

Ahmet Hamdi Tanpınar kimdir? Kısaca hayatı ve eserleri - Molatik Sanat

Oğuz Atay’ın temsilcisi olduğu modernizm akımı, eserlerinde yer verdiği karakterler ve kullandığı üslup ile etkisinde kaldığı yazarları tahmin etmek çok da zor olmasa gerek. Oğuz Atay’ın ortaya koyduğu eserlerle bugün hala okunuyor ve seviliyor olmasında onun yazarlığını besleyen diğer yazarların katkısı büyüktür. Türk edebiyatında Oğuz Atay’ı etkisinde bırakan başlıca yazarlardan biri Ahmet Hamdi Tanpınar‘dır. Saf şiirin öncülerinden olan Tanpınar’ın, geçmişe duyduğu özlem ile ortaya çıkardığı düşünceler Oğuz Atay’ı etkisinde bırakır. Dostoyevski’nin eserlerinde ön plana çıkan hayatla mücadele eden ve savrulan karakterlerin benzerlerine Oğuz Atay’ın eserlerinde de karşılaşırız. Bu durumda Oğuz Atay’ın Dostoyevski‘den de etkilendiğini anlarız. Peki Oblomovluk kavramını ortaya çıkaran İvan Aleksandroviç Gonçarov, Oğuz Atay’ı nasıl etkiler? Tutunamayanlar romanının Selim Işık karakteri Oblomov romanının etkisiyle ortaya çıkar. Oğuz Atay okumak biraz Ahmet Hamdi biraz Dostoyevski biraz da Gonçarov içeren fakat benzeri olmayan eserler okumaktır diyebiliriz.

4. Geleneksel Kuralları Yıkan Üslup

Oğuz Atay -

Günümüzde çok okunanlar arasında Oğuz Atay’ın olma sebeplerinden biri ise eserlerini oluştururken kullandığı üsluptur. Kullandığı üslup işlediği konuları, oluşturduğu karakterleri besleyen en önemli noktalardan biridir. Geleneksel edebiyat kurallarını yıkan, alışılmışın dışına çıkan bir tarzla kaleme aldığı eserleri edebiyat dünyasında büyük izler bırakır. Kendine has üslubuyla okuyucusunu derin karakter analizleriyle karşı karşıya getirir. Alaycı, iğneleyici ve diğer yazarlardan farklı olan üslubuyla Oğuz Atay’ı okumak damaklarda farklı bir tat bırakır.

5. Kitapların İçinde Doğmuş Bir Yaşam ve Gelişen Hayal Gücü

Oğuz Atay - Haber365

Oğuz Atay kitapların içinde doğmuştur. Kitaplarla içli dışlı olmasının okuma tutkunu bir aileden gelmesinden ileri gelir. Küçük yaşta yaptığı okumalar haliyle muhakeme yeteneğinin gelişmesine ve hayal gücünün genişleyip zenginleşmesine neden olmuştur. Üniversite çağındayken okumaya olan tutkusu daha da körüklenir ve bitmek bilmeyen, kendisini de ünlü bir yazar yapacak olan yolculuğa başlamış olur. Edebiyat dışında psikoloji ve felsefe gibi farklı türlerden yaptığı okumalar, henüz gençliğinin baharındayken onun yazarlık serüveninde geniş çaplı bir gelişme göstermesine sebep olur. Fikirleri zaman içinde olgunlaşır. İlerleyen yaşlarında da eserlerinden görüleceği üzere hafızasının geniş çaplı bir hazneye sahip oluşundan ve küçük yaşlarda başlayan bitmem tükenmez okuma tutkusundan ve geniş bir hayal gücüne sahip oluşundan dolayı yazılarında bir derinlik yaratabilme okuyanın tekrar tekrar üstünden geçtiği cümleler kurabilme becerisi oldukça gelişmiştir. Yedi yıllık yazarlık serüveninde değerli eserler bırakmayı başarmıştır ardında.

6. Tiyatro Sevgisi ve Tiyatro Yazısı, Çok Yönlü Kişiliği

Oğuz Atay'ın bilinmeyen 10 özelliği | Aktüel Haberleri

Üretken bir yazar ve hayatının belli bir döneminde öğretim üyeliği yapmış bir mühendis olan Oğuz Atay, yaşamı boyunca roman ve öykü türünde eserler vermiştir. Fakat ölümünden sonrasına kadar yapıtlarının farklı ve anlaşılmaz bulunmasından ötürü değeri anlaşılmamıştır. Roman ve öykü türü dışında yazdığı tiyatro yazısı da bu eserlerden biridir. “Oyun içinde oyun” anlayışından hareketle ve “Biyografik romanı yeniden yazdım, kafamda duran üç hikâyeyi bitirdim. Şimdi bir oyun yazmak durumundayım.” diyerek yazdığı “Oyunlarla Yaşayanlar” ölümünden sonra Devlet Tiyatroları’nda sahnelenir. Konusu naif bir karakter olan işinden emekli olmuş Coşkun adlı karakterin girdiği bunalımların, toplumsal yapıda meydana gelen değişimlerin, sahte aydınlara yapılan eleştirilerin etrafında döner.

7. İronik Dili

Döneminin en etkileyici kalemlerinden biri olan Oğuz Atay, yazdığı eserleriyle bir kuşağı etkisi altına almış ve halen bu etkisini sürdüren yazarlar arasındadır. Özellikle eserlerinde kullandığı dil ile okuyucuyu kendine bağlamayı başarmıştır. Yarattığı ironik dil ile döneminin ekonomisinden edebiyatına kadar pek çok noktayı eleştirir. Bu da eserlerine derinlik katar.

Yeni edebiyat ile başlayan değişim furyası Oğuz Atay’ın da yepyeni bir dil kullanarak farklı bir yeniliğe açılmasını sağlamıştır. Bu yeni dili kullanmasının başlıca nedeni, anlattıklarının ancak böyle bir dille tam olarak okuyucuya geçmesi aslında. Böylelikle anlatmak istediklerini daha orijinal bir dille veriyor diyebiliriz.

8. Karakter Kurgusu

Oğuz Atay’ın romanlarında yer alan bilinç ve bilinçaltından bahsetmiştik. Bireyin yabancılaşmasını ince bir şekilde işlemesi, Atay’ın en önemli özelliklerinden biri. Ancak bunların yanında, karakterlerinin bu yabancılaşma karşısında neler yaptığı da oldukça önemli eserleri içerisinde. Yazar, başvurduğu bilinç akışı tekniğiyle karakterlerinin içinde yer alan çatışmaları okuyucuya olduğu gibi anlatır. Bu da okuyucunun karaktere daha çok bağlanmasına neden olur aslında.

Atay, karakterlerinin daha çok iç yaşamına yer verir eserlerinde. Fiziki bir anlatımdan ziyade içsel hayatlarını daha çok betimler okurlara. Bu da bu karakterlerin gerçek hayatta var olup olmadığı ikilemi yaratır. Bu ikilem de ancak okuyucunun cevabıyla çözülebilir.


Kaynakça:

Oruç, Osman. “Oğuz Atay’ın Romanlarında İronik Dil.” İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul (2006).

spot_img
Soylenti
Soylenti
Söylenti Dergi'deki kurumsal, sponsorlu ve ortak yazarlı yazıların yayınlandığı profil.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.

Kayıp Seslerden Yazının Öznelerine: Virginia Woolf’un Eserlerinde “Kadın” Teması

Woolf’un dilinde "kadın", tarihin dışına itilmiş bir sesin geri çağrılması, unutulmuş bir hakikatin dile gelmesidir.