Sanat Eserlerinde Rüya Teması

Editör:
Canan Avent
spot_img

“Gördüğümüz, göründüğümüz veya

Değil midir rüya içinde rüya?”

                                   Rüya İçinde Rüya (A Dream Within a Dream), Edgar Allan Poe

Rüya, tarih boyunca insanlar için bilinmeyen tarafta kalan bir kavram oldu. İnsanla bütün olan, bir o kadar da ayrı olan rüyalar alemine her zihin farklı bir inançla yaklaştı. Her dönemde farklı anlamlar yüklenen rüyalar, sanat eserlerinin de bir parçası haline gelmesiyle her sanat akımı tarafından farklı bir perspektiften yorumlanarak günümüze ulaştı. 

Rönesans: İncil’den Rüya Tasvirleri

Rüya kavramının sanat eserlere yansıyışı, bilimsel çalışmalardan çok daha öncesine, 15. yüzyıla dayanıyor. Rönesans döneminde her insanın sahip olmadığı düşünülen rüyalar doğaüstü olaylar olarak görülüyordu. Bunun bir sonucu olarak rüya sahipleri, insanlar ve tanrı arasındaki aracılar olarak, aynı zamanda dönemin kahinleri olarak adlandırıldılar.

Rüyayı bireysel bir deneyimden çok dini bir figür olarak yansıtan Rönesans dönemi sanatçıları, İncil’deki rüyaları tasvir ederek, eserlerindeki rüya figürlerine ilahi gerçeğe ve yüksek aleme erişme anlamını yüklediler.

Yakup’un Rüyası (The Dream of Jacob, 1518)- Raphael

Raphaël The Dream of Jacob 1518

Raphael, Yakup’un Rüyası (The Dream of Jacob, 1518), eserinde İncil‘deki dini bir rüyayı imgeler. Tuval karartılmıştır fakat Yakup’un göğe yükselen ruhu ve ona göğe doğru eşlik eden melekler aydınlıktır. Meleklerin cennete merdivenle çıkarttığı Yakup’un ruhu ilahi bir yükselişi temsil eder.

Romantizm: İkinci Dünya

Rönesans döneminde dini anlatılarla tasvir edilen rüyalar, Romantizm dönemi sanatçılarının öznelliği benimsemesiyle kişiselleştirilmeye başlandı. Dönemin sanatçıları, rüyalar aleminin başka bir dünyayı deneyimlemek için bedenlerini terk ettikleri ve ruhlarının derinliklerine indikleri bir yer olduğu görüşüne sahiplerdi. Aynı zamanda rüyayı “İkinci dünya (Zweite Welt)” olarak adlandırarak eserlerinde rüyanın karanlık ve melankolik tarafını ön plana çıkarttılar.

Kabus (The Nightmare, 1781)- Johann Heinrich Füssli

Johann Heinrich Füssli The Nightmare 1781

Kabus (The Nightmare, 1781), karanlık rüyaların temsil edildiği öne çıkan eserlerden biridir. Johann Heinrich Füssli‘nin resmettiği eserde, yatağın üzerine uzanan bembeyaz bir kadının göğsüne oturmuş olan varlık kötü bir ruh olarak bilinir. İmp veya incubus olarak tanımlanan ruhun kadının tam göğsünün üzerine oturmuş olması göğüs basıncının fiziksel deneyimini somutlaştırır. Soldaki at figürü ise Mara mitolojisinde insanlara uyurken işkence eden bir ruh olarak anılır. Kabus temasının işlendiği eserde kadının karabasanlar tarafından işkence görmüş ruhu yansıtılır.

Sembolizm: Rüya Fotoğrafları

“Rüyada ruh, imgelerle konuşur ve doğanın en ilkel düzeylerinden türeyen içgüdülere ifade verir” (Carl Jung, Civilization in Transition)

Görünür olan figürleri betimleyen Naturalizm ve Realizm akımına tepki olarak doğan Sembolizm akımı, rüyaların ve bilinçaltının görülmeyen yönlerini açığa çıkartmayı benimsedi. Sembolist sanatçılar rüyaları, bilinçaltını yansıtan figürlerle imgelediler.

Ağlayan Örümcek (L’Araignée qui pleure, 1881)- Odilon Redon

Odilon Redon LAraignée qui pleure 1881

Bilinçaltının derinliklerini resmeden Odilon Redon, sanat eleştirmeni Thadée Natanson tarafından “Rüyaların Kralı (King of Dreams)” adıyla anılan bir sanatçıydı. Redon eserlerine “Noirs” adında melez yaratıklar resmederek kabus temasını işledi. İlk olarak rüyaların siyah-beyaz yönünü, kabusları resmeden Redon, daha sonrasında eserlerinde pastel renkler kullanarak rüyaları imgelediği eserlerinde sakin yüzlere yer verdi.

Odilon Redon La Cellule dOr 1893

Sürrealizm: Rüya ve Gerçeklik

“Görünüşte çok çelişkili olan bu iki durumun, rüya ve gerçekliğin gelecekte bir tür mutlak gerçekliğe, bir gerçeküstülüğe dönüşeceğine inanıyorum.”

(Andre Breton, First Manifesto of Surrealism) 

Freud’un psikanaliz teorileri ve dadacılıktan etkilenerek ortaya çıkan sürrealizm akımında sanatçılar, birbiriyle uyumsuz figürleri bir arada kullanarak her bakanın farklı anlamlandırabileceği eserler resmederek bir gizem yarattılar.

Sürrealizm manifestosunun yazarı Andre Breton düşüncelerini “Rüya görmek mutlak gerçekliğe erişmemizi sağlar mı?” sorusunun etrafında şekillendirdi böylece sürrealist sanatçılar hayal ile gerçekten doğan eserlerini rüya kavramıyla birleştirilerek bilinçaltının gizemini açığa çıkartmayı amaçladılar.

Uyuyan Çingene (The Sleeping Gypsy, 1897)- Henri Rousseau

Henri Rousseau The Sleeping Gypsy 1897

Sürrealizm akımının öncülerinden olan Rousseau, yazdığı bir mektupla eserini şöyle imgeliyor:

“Mandolin çalan gezgin bir siyahi, yanında kavanozu (içme suyu olan bir vazo) ile yatıyor, derin bir uykuda yorgunluğun üstesinden geliyor. Bir aslan tesadüfen yanından geçer, kokusunu alır ama onu yutmaz. Ay ışığı etkisi var, çok şiirsel. Sahne tamamen kurak bir çölde geçiyor. Çingene (gypsy) oryantal kostüm giymiş.”

Rüya ile gerçeklik arasında resmedilen eserinde, aslanın varlığı bir rüya mı, yoksa sadece kadına saldırmayı tercih etmediği mi? Kadın çölden mi uyuyor, yoksa tüm bunlar bir rüya mı? Soruların belirsizlik ve çelişki doğurması, eserin büyüsünü oluşturur.

Çağdaş Sanat

Geçmişten günümüze sanat tarihinde rüyalar, kimi zaman mistik hikayelerle yansıtılırken aynı zamanda farklı imgelerle gelişmeye devam etmesiyle günümüze kadar ulaştı. Günümüzde de popülerliğini koruyan rüya kavramı, çağdaş sanatçılar tarafından geçmiş eserlerden alınan ilhamla güncelliğini koruyor.

Sıralama (La Sortie, 2018)- Julie Lagier

Julie Lagier La sortie 2018

Sürrealizmden ilham alan sanatçı Julie Lagier, Sıralama (La Sortie, 2018) adlı eserinde rüyalar figürünü yorumlayarak kadın figürüyle birleştirip alışılmadık bir şekilde yansıtmıştır.

Kaynakça

  • Dr. Noelle Paulson, “Henry Fuseli, The Nightmare” , Smarthistory , 9 Ağustos 2015, erişim tarihi 10 Haziran 2023, https://smarthistory.org/henry-fuseli-the-nightmare/ .
  • F., Julie, “Art History’s Iconic Depictions of Dreams, from the Renaissance to Surrealism”
    Julia Fiore, Artsy, 8 Temmuz 2019, erişim tarihi: 16.06.2023
  • N., Chloe, “The art of dreams: creativity through the unconscious”, Art UK, 7 Mayıs 2020, erişim tarihi: 15.06.2023
  • Susie Hodge, Sanatın Kısa Öyküsü, İstanbul: Hep Kitap, 2022
  • Tiffany, ” Henri Rousseau – The Sleeping Gypsy (1897)”, Artscharf, 23 Ocak 2023, erişim tarihi: 11 Haziran 2023.
  • W., Shila, “The Art of Depicting Dreams, How Dreams – and Nightmares, Have Influenced Art History”, Artland, erişim tarihi: 15.06.2023
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.