Türklerde Askerî Müziğin Tarihsel Gelişimi

Editör:
Damla Satıroğlu
spot_img

Türklerde askerî müziğin ortaya çıkışı, M.Ö. 209 yılına kadar dayanmaktadır. Hun İmparatorluğu’nun kuruluşu ile ortaya çıkan askerî müzik; zaman içerisinde çeşitlere ayrılmış, etkilemiş, etkilenmiş ve günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Yazı kapsamında ilk olarak İslamiyet Öncesi Türklerde askerî müziği, ardından İslamiyetle birlikte nasıl bir değişimin yaşandığını inceleyeceğiz.

Eski Türklerde müzik kültürü nasıldı?
https://www.ulusal.com.tr/tarih/eski-turklerde-muzik-kulturu-nasildi-15018276

İslamiyet Öncesi Türklerde Askerî Müzik

Müzik, Türkler için birçok anlam ifade etmektedir. Eğlencelerin vazgeçilmezi olan müzik, savaş meydanlarında orduya destek ve motivasyon sağlamada da kullanılmıştır. Türkler ile birçok yönden ortak bir bağ kurarak bütünleşen müzik, Hun İmparatorluğu’nun kurulması ile yerini sağlamlaştırdı diyebiliriz.

Türklerin süreç içerisinde çok geniş bir coğrafyaya hakim olması, birçok farklı kültürle etkileşim halinde olmasını sağlamıştır ve bu durum da Türklerin kültürel ögelerine yansımıştır. Mete Han önderliğinde ilk düzenli ordunun kurulmasıyla birlikte Hunlar, savaş meydanlarında askerlerini cesaretlendirmek ve aynı zamanda düşmana korku salmak için müziği oldukça etkili kullanmışlardır. Öyle ki o dönem hakkında bilgiler barındıran kaynaklar, Hunlar zamanında Çinlilerin de askerî müzikten yararlandığını fakat Hunların bu konuda çok daha etkin olduğunu belirtmektedir.

Türk Kültüründe "Müzikle Tedavi" - Kırım'ın Sesi Gazetesi
https://kiriminsesigazetesi.com/turk-kulturunde-muzikle-tedavi/

Hunlar zamanında kurulan ilk askerî müzik topluluğu, Tuğ Takımları‘dır. Günümüzdeki isimleriyle; boru, davul, zil, kös çalgıları ve tuğdan oluşmaktadır. Hunlar ile başlayan askerî müzik olgusu, Türklerin göçebe yaşam tarzı ile birleşerek kısa sürede birçok yere yayıldı ve Hindistan’dan tutun Irak’a kadar birçok saray ve orduda benzer müzik takımlarının oluşturulmasına öncülük etmiştir.

Mani dinini benimseyerek Türklerde görmeye alışık olduğumuz göçebe yaşam tarzını bırakan ve yerleşik yaşama geçen Uygurlar, temel alışkanlıkların yanında kültürel aktivitelerde de önemli değişikliklere gitmişlerdir. Elbette ki bu köklü değişimler müziğe de yansımıştır.

Askerî müzikte kullanılan boru, davul gibi müzik aletlerinin birçoğu, Uygurların zamanında günümüzdeki hallerini almıştır. Askerî müzikte yer alan müzik aletlerinin Uygur döneminde gelişip modern hallerini almasının yanı sıra bu dönemde ilk defa zurna görülmektedir. Uygurlar, yerleşik yaşama geçerek savaştan uzaklaşmış olsalar da Türklerde devlet sembolü olan tuğ, bu özelliğini korumaya Tuğ Takımları ile devam etmiştir.

İslamiyet ile Birlikte Askerî Müzikte Yaşanan Değişimler

Türklerin İslamiyet’i kabul etmesiyle birlikte ortaya çıkan ilk Türk-İslam devletleri Karahanlılar, Gazneliler ve Selçuklular askerî müzik geleneğini devam ettirmiştir. Askerî müzik devlet içerisindeki yerini korumaya devam etse de Tuğ Takımları, Tabılhane’ye dönüşmüştür. Hunlardan bu yana devam eden Tuğ Vurma veya Nevbet geleneği, Karahanlılar’da da devam etmiş; her güne ayrı bir “kök” adı verilen eser seslendirilerek müzikte zengin bir çeşitlilik sağlanmıştır.

Nevbet, kelime anlamıyla fırsat, topluluk anlamına gelir. Aynı zamanda askerî müzik topuluğunun ortağı önünde davul aracılığıyla icra ettiği müzik anlamına gelir. Nevbet, ilk olarak Hun İmparatorluğu’nda ortaya çıkmıştır ve Türk kültüründe oldukça önemli bir yere sahiptir. Nevbet geleneği; uyanışı, uyarıyı ve haber vermeyi simgeler.

İslamiyet’in kabulü ile yaşanan bu hızlı değişim, askerî müziğin yapısını değiştirmemiş; hatta kullanım alanının yaygınlaşmasıyla ilerlemeye devam etmiştir. Karahanlılar ile sarayda sıklıkla kullanılan Tuğ geleneği, sahneye Gazneliler’in çıkışı ile yeniden savaş meydanlarında yerini almıştır. Hem devlet sembolü olarak hem de savaş meydanlarındaki yeri ile önemli bir yere sahip olan askerî müzik, İslamiyet’in kabulü ile yayılma hızını artırmış ve Abbasiler gibi diğer Müslüman devletlerde de kendisini göstermeye başlamıştır.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRK MÜZİĞİ | Mirat Haber
https://www.mirathaber.com/gecmisten-gunumuze-turk-muzigi/

Hun İmparatorluğu ile çıktığımız bu yolda Uygurlar’a; İslamiyet ile tanışılmasının ardından Karahanlılardan Gazneliler’e, oradan da Selçuklular’a kadar uzanan bu uzun yolculukta askerî müzik birçok kez şekil değiştirse de özünü daima korumayı başarmıştır. Savaş meydanları veya saray duvarları içerisinde sıkışmak yerine genişleyerek gündelik hayata da göz kırpmıştır. İslamiyet sonrasında dini bayramlarda törenlere katılma, namaz vakti gibi günün belirli vakitlerini halka duyurma gibi durumlarda da kullanılarak halkla iç içe olmaya başlamıştır.

Türklerde askerî müziğin bu derece önemli olmasının sebebi; özellikle davulun kullanımı ile savaş meydanlarında hem karşı tarafa korku salmak hem de davulun güçlü sesiyle Türk ordusunda milliyetçilik duygusunu harekete geçirmektir. Bundan dolayı İslamiyet öncesinde savaş meydanlarında müzik ile sıklıkla karşılaşılmıştır. Savaş meydanlarının yanı sıra eğlence ve din olgularında da kendisini göstermesi, müziğin başlı başına son derece etkili bir kültürel unsur olduğunu bizlere göstermektedir.


Kaynakça

  • Uygur Akademisi. “Türk Kültür Dünyasında Uygur Askerî Müziği”. Erişim: 22.06.2023. Web
  • Çağlak, E., & Filiz, S. (2018). Türk devlet geleneğinde askeri müzik ve askeri müzik eğitimi. Sahne ve Müzik, (7), 29-56.
  • BAYBURTLU, A. S. (2017). TÜRKLERDE ASKERİ MÜZİK TARİHİ HAKKINDA BİR İNCELEME. Online Journal Of Music Sciences2(1), 7-30.
  • Öne çıkan görsel: banafikirver.com
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.