Geçtiğimiz şubat ayında Amazon, dikkatleri üzerine çeken ve literatür dünyasının önde gelen eserlerinden birinin televizyon uyarlaması olan “The Peripheral” dizisinin 2. sezonuna yeşil ışık yakmıştı. Ancak, sinema sektöründe beklenmedik değişikliklerin sıklıkla yaşandığını unutmamız gerektiği gerçeğiyle karşılaştık. Aradan geçen altı aylık sürenin ardından, Amazon’un bu heyecan verici devam kararını iptal ettiği haberleri sinema meraklılarını derin bir hayal kırıklığına uğrattı.
William Gibson’ın kaleminden çıkan aynı adlı bilim kurgu romanının televizyon ekranlarına taşıdığı “The Peripheral” dizisi, izleyiciyi Amerika’nın kırsal ve kurmaca bir kasabasına davet ediyor. Burada yaşayan Flynne Fisher’ın yaşamını, özgün ve sürükleyici bir dille anlatıyor. Kasaba, uyuşturucu ticaretinin toplumu adeta ele geçirdiği, umutsuz bir geleceğin yansıması gibi. Ancak Flynne Fisher, bu çıkmazda farklı bir yol seçiyor. 3D baskı dükkanında çalışarak, bu tekinsiz ortama direnç gösteriyor. Ve zaman VR gözlükler ile sim adı verilen karakterlerle görev geçme konusunda ağabeyine yardımda bulunuyor.
Fakat Flynne için gerçek dünya ile sanal dünya arasındaki sınır, beklenmedik bir şekilde bulanıklaşıyor. Bir video oyunu testi sırasında keşfettiği gizli bir bağlantı, onu kendi bildiği dünyanın ötesine taşıyor. Bu bağlantı sayesinde, alternatif bir gerçekliğe geçiş yapabilen Flynne, sadece tehlikeli bir maceranın içinde bulmuyor kendini, aynı zamanda kendi geleceğiyle karanlık bir bağ kurma yeteneği kazanıyor. Chloe Grace Moretz‘in canlandırdığı Flynne Fisher, karakterin bu karmaşık duygusal yolculuğunu ustalıkla aktarıyor, seyirciyi de bu sıra dışı serüvene dahil ediyor.
Dizinin görsel tasarımı ve sinematografisi, Gibson’ın romanının atmosferini başarılı bir şekilde yansıtıyor. Kırsal kasabanın kasvetli sokaklarından, alternatif gerçekliğin dijital dokusuna kadar her ayrıntı, izleyiciyi derin bir düşünsel yolculuğa çıkarıyor.
“The Peripheral” dizisi, deneyimli ve yetenekli oyuncu kadrosuyla izleyiciyi içine çeken bir eser. Gary Carr‘ın Wilf Netherton performansı zeki ve gizemli bir hava katarken, Jack Reynor’un Burton Fisher‘ı içsel çatışmalarıyla hareketlendiriyor. JJ Feild, Lev Zubov karakteriyle derin içsel katmanları başarıyla aktarıyor. T’Nia Miller, Cherise Nuland rolüyle karakterin gücünü ve kırılganlığını dengeli bir şekilde sunuyor. Louis Herthum ise Corbell Pickett olarak enerji ve gizem ekliyor. Ancak, projenin iptali, bu yetenekli kadronun potansiyelini gölgede bırakıyor. Umarım gelecekte, bu tür kaliteli oyuncularla donatılmış projeler tekrar karşımıza çıkar.
Scott B. Smith‘in başyazarlığı ve Westworld’ün yaratıcıları Jonathan Nolan ile Lisa Joy‘un rehberliği sayesinde, “The Peripheral” dizisi özgün bir estetik ve derin anlatım ile seyirciyi büyülemeyi ana tema olarak belirlemiş bir yapımdı.
Dizinin temel amacı, izleyicileri sadece görsel bir şölene değil aynı zamanda düşünsel bir yolculuğa çekmekti. İlk sezon, alternatif gerçeklikleri ustalıkla işleyerek izleyicilere hem etkileyici bir görsel şov hem de derinlemesine düşünce provokasyonu sunma hedefini başarıyla gerçekleştirdiği görülüyor. Teknolojinin toplumu nasıl şekillendirebileceği ve insan doğasının bu dönüşümdeki rolü gibi temalar, hikayenin alt metninde ustalıkla işleniyor.
Scott B. Smith’in yazdığı hikaye, karmaşık dokusu ve akıcı anlatımıyla izleyiciyi içine çekiyor. Aynı zamanda Jonathan Nolan ve Lisa Joy’un yönetmenlik rehberliği, diziye özgün bir vizyon ve atmosfer kazandırarak izleyicinin gerçeklik algısını zorlayan bir deneyim sunuyor.
Ancak, 2. sezonun iptaline dair kararda Hollywood’da yaşanan yazar ve oyuncu grevlerinin önemli bir faktör olduğunu belirtmemiz gerekir. Grevlerin yarattığı belirsizlikler ve projenin gelişiminde yaşanan gecikmeler, Amazon’un devam kararını gözden geçirmesine neden oldu. Ayrıca, projenin yayın tarihinin belirsizliği ve bu belirsizliğin gelecekteki üretim planlarını etkileme potansiyeli, yapımcıların projeye olan bağlılığını zayıflattı.
Bu tür projelerde zamanlama ve organizasyonun ne kadar kritik olduğunu bilmeyen yok. İzleyicilerin ve hayranların büyük bir merakla beklediği yapımların geliştirme aşamalarında yaşanan belirsizlikler, sadece yapım ekibi için değil, tüm sektör için büyük bir meydan okuma haline gelebiliyor. Ancak, sinema dünyasının karmaşıklığını ve sanatın birçok farklı etkenin kesişiminde şekillendiğini hatırlatarak, gelecekte benzer projelerin yaratılmasına dair umutları canlı tutmak elbette mümkün.
Ya, sizden incelemesini okumuştum, ikinci sezonu da bekliyordum , üzüldüm böyle bir distopya eserinin yarım kalmasına, umarım ileride devam eder.