Khaled Hosseini, 1965 yılında Afganistan’da doğmuş bir yazardır. Kendisi aynı zamanda bir doktor olsa da “Uçurtma Avcısı” ve “Bin Muhteşem Güneş” adlı iki romanının yayımlanmasının ardından adını 21.yüzyılın en iyi yazarları arasına yazdırmıştır. Hosseini’nin romanlarının en önemli özelliği, memleketi Afganistan’ın sosyal ve siyasal durumunu temsildeki başarısıdır. Hosseini’nin kahramanları, Afganistan’ın siyasal karmaşası arasında ezilmiş karakterler ya da tarih boyunca süregelmiş toplumsal sorunlar sebebiyle kısıtlanıp baskılanmış kadın karakterlerdir. Afgan toplumunun geleneksel değer ve kavramlarını, modern dünyaya tanıtarak temsil eder. Onun sesi, Afgan kültürünün bir temsilcisi olarak değerlendirilebilir.
Khaled Hosseini Kimdir?

Khaled Hosseini 4 Mart 1965’te Afganistan’ın Kabil kentinde doğmuştur ve hem Tacik hem de Peştun kökenlidir. Çocukluğunda aile bireyleri ve arkadaşlarıyla birlikte uçurtma uçurması da Hosseini’nin “Uçurtma Avcısı” adlı eserine biyografik bir etki olmuştur. Babasının görevlendirmeleri sebebiyle sürekli yer değiştirmişlerdir. 1980 yılında anayurtlarına dönmek üzereyken Sovyet işgali ve komünistlerin iktidara gelmesi, geri dönmelerini zorlaştırmış ve bu nedenle aile, ABD’ye siyasi sığınma başvurusunda bulunmuştur. Başvuruları kabul edilmiş ve Eylül 1980’de ABD’ye yerleşmişlerdir. Hosseini, 1988 yılında Santa Clara Üniversitesinde biyoloji alanında lisans derecesi almış, ertesi yıl California Üniversitesi San Diego Tıp Fakültesine kaydolmuştur. 1997 yılında Los Angeles’taki Cedars-Sinai Tıp Merkezinde yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra 1996’dan 2004’e kadar tıp alanında stajyer ve özel pratisyen hekim olarak çalışmıştır. 2003’te Uçurtma Avcısı’nın başarısından sonra profesyonel olarak yazarlığa odaklanmıştır.
Khaled Hosseini’nin Eserlerinde Başlıca Temalar
Hosseini, savaşın harap ettiği bir ülkenin arka planında, yaşamın önemini ve kişisel ilişkilerin değerini vurguluyor. Romanları çoğunlukla Afganistan’ın savaş zamanı toplumunda geçiyor. Bu nedenle eserleri, savaşın karakterlerin hayatlarını nasıl etkilediğini mümkün olan her şekilde tasvir ediyor.
Hosseini‘nin romanlarının bir diğer önemli teması da karakterlerinin karşılaştığı adaletsizliktir. Aşağılayıcı bir kocanın, zorla evlendirmelerin, savaşın ve baskıcı ebeveynlerin elinde acı çeken karakterler yazan Hosseini, toplumun bu mağdurlarının mücadelesini okuyucuya sunuyor. Örneğin romanlarında, karakterler toplumun adaletsizliğiyle karşılaştıklarında reddedilme, depresyon, öfke ve kafa karışıklığı çukuruna düşmektedir.
Hosseini‘nin tasvir ettiği Afgan toplumunun en önemli sorunlarından biri de toplumdaki ataerkil baskı ve erkek egemenliğidir. Kadınlara itaatkar obje ve erkeklerin mülkü muamelesi yapılmaktadır. Bin Muhteşem Güneş kitabından örnekle; kadın karakterler, onları kendisi için çalışmaya zorlayan kocaları Raşit’in oyuncakları olarak görülüyor.
Uçurtma Avcısı
“Afganistan’da çocuk çok ama çocukluk yok.”
Emir ve Hasan aynı evde büyüyüp aynı sütanneyi paylaşan iki arkadaştır. Ancak Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise ev çalışanlarının oğludur. Emir aslında Hasan’ı sevse de toplumun ayrışmış yapısı yüzünden sağlıklı bir arkadaşlık ilişkisi kuramazlar. Sovyet işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip Kaliforniya’ya giderler. Emir geçmişteki pişmanlıklarını uzun yıllar boynunda taşır ve büyüdüğünde aldığı bir telefon çağrısı ile Afganistan’a geri döner. Khaled Hosseini bir röportajında ülkeden kaçmanın ve kurtulmanın onda uyandırdığı suçluluk psikolojisinden bahsetmiştir. Kitapta bu anlamda biyografik ögelere rastlanıyor.
Bin Muhteşem Güneş
“Bir toplumun kadınları eğitimsiz olduğu sürece başarıya ulaşma şansı yoktur.”
Khaled Hosseini ikinci kitabı olan Bin Muhteşem Güneş‘te kadın anlatıcılar seçmiştir. Meryem, evlilik dışı bir ilişki sonucunda doğmuştur. Babası onları istememiş ve annesi ile bir kulübede yaşamaktadır. Annesi terk edilmiş ve ezilmiş bir kadın olarak çok sağlıklı bir psikolojiye sahip değildir ve Meryem’i de hep “harami” olarak adlandırıp onu hayata karşı acımasız bir şekilde hazırlamaya çalışır. Bu şartlar altında Meryem babasına hayran bir kız çocuğudur. Bir gün Meryem babasının yanına kaçar babası ise onu istemez ve geri gönderir. Meryem eve döndüğünde annesinin kendisini astığını görür. Bunun üzerine babası ile birlikte kalmak zorunda kalır. Babası hemen Meryem’i göndermeyi aklına koyar. Meryem’i Raşit isimli orta yaşlı bir adamla evlendirir. İstemeyerek evlenen Meryem’i çok fazla acılar beklemektedir. Leyla ise Meryem’in komşusudur ve eğitimli bir ailede büyümüştür. Savaş ile hayatında geri dönüşü olmayan değişimler başlar ve bu noktada yolları Meryem ile kesişir. Hosseini, bu eseri ile erkek egemen toplumda kadınların savaş ortasındaki mücadelesini anlatmıştır.
Ve Dağlar Yankılandı
“Bir başkasının yüreğini, yüreğinden geçenleri yargılarken kişi bir miktar da olsa alçakgönüllülükten ve yardımseverlikten nasibini almış olmalı.”
Abdullah ve Peri birbirine son derece bağlı iki kardeştir. Her ne kadar fakir bir hayat yaşasalar da birbirlerine olan bağlılıkları mutlu olmalarını sağlamaktadır. Peri’nin doğumu sırasında kan kaybına bağlı olarak hayatını kaybeden annelerinin ardından babaları yeniden evlenmiştir. Bu evlilik ise çocukların hayatının kökünden değişmesine sebep olmuştur. Babasının ikinci eşinin kardeşi, bir çiftin yanında çalışmaktadır ve o çiftin çocukları olmamaktadır. Peri bu aileye evlatlık olarak verilir. Ancak Abdullah, Peri’den ayrılmak istemez ve bunun için çok çabalar. Ancak henüz 8 yaşında olduğu için elinden bir şey gelmez. Peri, geçmişini unutsa da zaman karşısına yavaş yavaş gerçekleri çıkarır. Kardeş özlemi ile büyüyen Abdullah ise başka mücadeleler vermek zorunda kalır.
Deniz Duası
“Bizim hakkımızda davetsiz misafirler dendiğini duydum. İstenmeyenleriz. Kötü talihimizi de alıp başka yere gitmemiz isteniyor.”
Üç romanın ardından Hosseini, bu grafik hikâyeyi yayımlamıştır. Deniz Duası, Suriyeli bir babanın uzun bir yolculuğa çıkmadan önce oğluna mektubu gibidir ve her sayfasında çizimler ile desteklenmiştir. 2015 yılının eylül ayında, Bodrum’dan Yunanistan’ın İstanköy adasına şişme botla geçmeye çalışan üç yaşındaki Aylan Kurdi’nin, annesi ve kardeşi ile birlikte boğularak hayatını kaybediş hikâyesinden esinlenerek yazmıştır bu kitabı Hosseini. Eser mülteci sorununa yeni bir bakış açısı getirmektedir.
Kaynakça
khaledhosseini.com web
northernchowk.wordpress.com “Meet an International Bestseller – Khaled Hosseini” web
litpriest.com “Khaled Hosseini’s Writing Style & Short Biography” web
motherjones.com “Khaled Hosseini, Kabul’s Splendid Son” web