Çöl Kaplanı: Fahreddin Paşa

Editör:
Ayşe Olgun
spot_img

“Eğer boşaltacaksanız, Medine’ye başka bir kumandan gönderiniz. Medine kalesinden al sancağı bana kendi elimle indirtemezsiniz!”

                                                                                                         -Fahreddin Paşa

Erkȃn ı Harbiye 1889 Pinterest

1868 yılında Rusçuk’da doğmuştur. Asıl adı Ömer olan paşa Soyadı Kanunu‘ndan sonra Türkkan soyadını almıştır. 93 Harbi’nden sonra ailesiyle İstanbul’a gelmiş 1888 yılında Harp Okulu’na girmiş ve birincilikle bitirmiştir. 1891’de de Erkȃn-ı Harbiye’yi bitirmiştir. Okul hayatı bittikten sonra orduya Kurmay Yüzbaşı olarak katılmıştır. Askerlik hayatında pek çok başarı elde eden Ömer Fahreddin’in ilk başarısı Balkan Savaşı’nda, Çatalca savunmasıyla Edirne’nin geri alınmasında gerçekleşmiştir. Osmanlı Devleti 1914’te I.Dünya Savaşı’na girdiği zaman Miralay rütbesine yükselmiş olan Fahreddin Paşa, Musul’da 12. Kolordu kumandanı olarak bulunmuştur. Savaş sırasında 25 Kasım 1914’te Mirlivȃlığa yükseltilmiştir. Daha sonra görev yeri değiştirilmiş ve hem Ermenilerin yerleştirilmesiyle ilgilenmiş hem de Urfa, Zeytun, Musadağı ve Haçin’deki Ermeni isyanlarını bastırmıştır.

Osmanlı Devleti ve Hicaz Bölgesi

Hicaz Demiryolu Pinterest

Osmanlı Devleti’nin kutsal topraklar ilgisi çok önceden başlamıştır. Hicaz 1517 yılında Osmanlı hâkimiyetine girmiş olsa da Haremeyn’e saygıdan buralara sancak asılmamıştır. 19. yüzyıla kadar bu durum böyle devam etmiştir fakat Sultan Abdülaziz Medine’de bulunan kale ve kışlalara sancak çekilmesi kararı almıştır. Bu durum Medine’yle sınırlı kalmıştır. Sömürgeleri Müslüman olan ülkelerden Hicaz’a gelen hacılara Cidde’de bulunan yabancı konsolosluklar Osmanlı Devleti’nin hac işlerine müdahale etmeye çalışmışlardır. Bu durumdan dolayı Sultan II. Abdülhamid Mekke’nin Osmanlı topraklarına ait olduğunu göstermek için Mekke kalelerine de sancak çektirmiştir.

Şerif Hüseyin İsyanı

Şerif Hüseyin Unvanı Arapların Kralı Wikipedia

Değişikliklerden sonra Hicaz, Osmanlı Devleti himayesinde kırk yıl kalabilmiştir. Osmanlı Devleti I.Dünya Savaşı‘nda doğudaki bölgeleri Suriye ve Filistin’i korumayı başarmışsa da 1916’da Şerif Hüseyin’in isyanıyla bu başarısı zedelenmiştir. İsyan, Araplar arasında önemsenmemişse de İngiliz desteğiyle ve bedevilerin saldırılarıyla Hicaz demiryolu sabotajları Osmanlı’ya ciddi zararlar vermiştir.

Şerif Hüseyin isyanı Mekke’de 5 Haziran 1916’da başlamıştır. Asıl etkisini 10 Haziran ve sonrasında göstermiştir. Ayaklanma; Mekke, Taif, Cidde, Yenbu, Vech ve Hicaz’ın diğer yerlerine ulaşmıştır. Hicaz’da bulunan 22. Tümen bundan birkaç ay önce Hicaz’ın farklı bölgelerinde I. Kanal Harekȃt’ı için görevlendirilerek oradan ayrılmışlardı bu yüzden 400 – 500 askeri bulunan tabur bu ayaklanma için Şam’daki 4. Ordu’dan takviye gelmiştir. Bu takviyeyle birlikte 30 Haziran 1916’da Hicaz Kuvve-i Seferiye Komutanlığı kurulmuş ve 12. Kolordu komutanı Fahreddin Paşa tayin edilmiştir.

Şerif Hüseyin İsyanı Mekke’de 10 Haziran sabahı hükümet konağına ve kışlalara isyancıların saldırmasıyla başlamıştır. Türk askerinin savunması yalnızca bir ay sürebilmiş ve 9 Temmuz’da Mekke isyancıların eline geçmiştir. Eş zamanlı olan bu isyana İngiliz savaş uçaklarının yardımıyla Cidde 16 Haziran’da, Taif 21 Eylül’de ve Yenbu 26 Temmuz 1916’da düşmüştür.

Hicaz vilayetinin bu şehirleri elden çıkmışsa da elde tek kalan şehir Medine olmuştur. Bu başarının büyük sebebi Batı’nın ilgi alanı dışında kalmış olmasıdır. Osmanlı, Medine şehrini çok önemsemiş Hicaz’ı değil bütün Arabistan politikalarını Medine merkezinden ilerletmek istemiştir. Bunun için Medine Muhafızlığı adıyla idarisi Medine’de olan bir karakol kurulmuş ve bu olayların üstüne görevini yerine getirme zamanı gelmiştir.

Medine Müdafaası

Fahreddin Paşa Medine Pinterest

İsyancılar hiçbir zaman Medine’ye düzenli ve kalabalık bir şekilde saldıramamışlardır. Bunun nedeni, düzenli bir askerî eğitimlerinin olmamasıdır. Medine etrafındaki uygun gördükleri yerlere taciz ateşi açmış veya Medine’ye yakın demiryollarına saldırı düzenlemişlerdir. Fakat bu girişimlerle bir zafer kazanamamışlardır. Bu saldırılara Osmanlı cephesi de sert bir şekilde cevap vermiş ve onları geri püskürtmüştür.

İsyanın başlangıcında Mekke üzerine bir harekât düşünülmüş lâkin gerekli şartlar oluşamamış, harekât gerçekleşememiştir. Medine savunma durumunda kalarak Osmanlı ile Arap isyancılar arasındaki çatışma 4 Ekim 1916’da başlayıp Ocak 1917’e kadar devam etmiştir. Türk birlikleri bu çatışmalarda başarılı olan taraf olmuştur. Asilerin bu süreçteki en büyük destekçisi İngilizlerdir. Onlar olmadan isyanda bu kadar başarılı olamazlardı. İngiliz aklı ve desteğiyle Şerif kuvvetleri Hicaz demiryoluna saldırıp hemen geri kaçmışlardır. Türk askerleri hemen olay yerine intikal edip yakaladıkları isyancılarla çatışma yaşamış ve bozulan demiryollarını tamir etmişlerdir. Öyle ki Mekke, Cidde, Yenbu İngilizler sayesinde ele geçirilmiştir. Onların amacı ve başarısı, Arapları cesaretlendirerek Türkleri Medine’de yalnız bırakıp Hicaz bölgesinden çekilmelerini sağlamıştır.

İsyanın üzerinden sekiz ay geçmiş, Osmanlı Hicaz demiryolunu güçlükle koruyabilmiş ve Medine’nin savunulması için şehirde çok fazla asker bulunmuştur. Osmanlı Harp Erkânı Hicaz’dan çekilme fikrini değerlendirmiş ve asker paşalar arasında müzakereler olmuştur. Onların fikrine göre, eğer Medine’den çekilirse Filistin müdafaa edilmiş olacaktı. Bunun üzerine Medine’nin tahliyesi kararlaştırılmış, Fahreddin Paşa bu işe yanaşmamıştır. Bu yüzden tahliye işi Mustafa Kemal Paşa‘ya bırakılmıştı fakat ona göre tahliye işini Medine’de askerin başında bulunan komutanın yapması daha uygundu. Geriye tek seçenek kalmış oluyordu o da: Medine müdafaasına devam etmekti. Müdafaada ısrarcı olan Fahreddin Paşa 42. Alay’ın Çanakkale Savaşı‘nda kazandığı gümüş imtiyaz madalyasını gösterişli bir törenle alay sancağına asmış, askerlerini tebrik etmiştir.

Fahreddin Paşa, 5 Haziran 1917‘de bir beyanname dağıtmıştır. Birkaç Arap isyancı liderlerden kendi belirledikleri sultana teslim ve tahliye olmasına dair bir mektup almış ve karşılık olarak onlara dört top atarak cevap verdiğini belirtmiştir. İngiliz altınlarına kanarak Müslüman kanı dökmekten zevk alan Abdullah, Ali, Faysal ve Zeyd‘in Medine’yi alma hesaplarından bahsetmiştir. Beyanname’de kahraman askerlerinin son damla kanına, nefesine ve fişeğine kadar Medine’yi koruyup kollayacağını söyleyerek asker üslubuyla söz vermiştir. Kendisinin bu topraklarda Türk bayrağıyla gömülmediği sürece kimse Türk’ün bayrağını buradan alamaz demiştir.

Fahreddin Paşa Medine Pinterest

1918’in başlarında Medine, Şerif Ali ve Şerif Hüseyin kardeşler tarafından kuşatılmaya başlamıştır. Fahreddin Paşa, tedbirler için Cemal Paşa’dan gelecek yardımları beklemiş, Mustafa Kemal Paşa’ya da durumu anlatarak yardım istemiştir. Gıda sorunu da baş göstermeye başlamış bu sebeple birkaç asker asilerin tarafına geçmiştir. Hayvanlar da kısıtlı miktarda yem yiyebilmiş, her gün sekiz – on hayvan ölmüştür. Ama Fahreddin Paşa Medine’nin, bu kutlu şehrin açlık dolayısıyla düşmesini istememiş ve yardım istemiştir.

Fahreddin Paşa bu zor dönemde askerlerin moral ve motivasyonunu yükseltmek için bayrak yazısı yarışması düzenlemiştir. Tarih ve edebiyat açısından en güzel Subay Sabih Bey’in yazısı seçilmiştir. Yazı içeriği Osmanlı bayrağının Medine’den inmemesi için sonuna kadar gidilmesi gerektiğini göstermiştir. Osmanlı da bir gelişme daha yaşanmış ve Medine önemi iyice gözler önüne serilmiştir. Sultan Mehmed Reşad’ın vefatı üzerine Sultan Vahdettin tahta çıkmış ve cülus törenini Medine’de yapmış burada konuşma yapmıştır.

İsyancılar ve bedeviler dışında o coğrafyada yaşayan Araplar, Türklere sadıktır. Kurban Bayramı geldiğinde hep birlikte Mescid-i Haram’da bayramlaşmış, namaz kılmışlardır. Yalnız askerlerin yüzünde sevinç belirtileri yoktur çünkü arkadaşlarını kaybetmişler, erzakları tükenmiş ve askerî güç her geçen gün azalmıştır. Bu yüzden bayram merasimi buruk geçmiştir. Sanki Medine’de Osmanlı bayrağı altındaki son bayramları olduğunu anlamışlardı da bunun burukluğunu yaşıyorlardı.

I.Dünya Savaşı’nın ardından Mondros Mütarekesi imzalanmış ve bu mütarekeye göre, Osmanlı askerlerinin Hicaz’dan çekilmesinde anlaşılmıştır. Ancak Fahreddin Paşa, Medine’yi teslim etmek istememiş ve iki buçuk ay boyunca direnmiştir.

Medine savunmasının artık sonuna gelinmiştir. Karşıdaki telsiz istasyonlarından haber alınamıyordu ve yaşanan İspanyol nezlesi salgınından dolayı askerlerin birçoğu rahatsızlanmıştı. Fahreddin Paşa, ayakta kalan askerlerine güç ve cesaret vermek için Mescid-i Haram’a davet etmiş, bu çağrıdan dolayı Mescid-i Haram silahlı askerlerle birlikte dolmuş, kumandanının söyleyeceklerini beklemiştir. Cuma günü toplanan kalabalık önce hutbe dinlemiş ardından da cuma namazını kılmıştır. Namaz sonrası, Muhammed Peygamberin kabrinin önüne iki sancak getirilmiş, minber kapısının sağına ve soluna dikilmiştir. Bayrak dikilmesi savaş öncesi uygulanan eski bir tarihî uygulamadır.

Fahreddin Paşa askerlerle konuşuyor Pinterest

Fahreddin Paşa, metanetle ve gür bir sesle hutbesini okumuştur. Hutbesi dini ve milli hislerle dolu bir konuşma olmuş, konuşmayı ”Şu mukaddes sancaklarımızı esir etmeyeceğiz!..” şeklinde bitirmiştir.

Mütareke sonrası Medine cephesinde askerlerin bazıları teslim olmak gerektiğini düşünmüş bazıları da direnişin devamını istemiştir. Erkan-ı Harbiye Reis Vekili her gün artan ölümler nedeniyle Harbiye Nezareti‘nin emrine uyarak Kale’yi teslim etmenin uygun olacağını düşünmüştür. Fahreddin Paşa ise padişahtan ferman gelmedikçe müdafaayı bırakmamıştır. Bu durumdan dolayı çekişmeler, beyannameler yazılmış, Fahreddin Paşa çıkar yol kalmadığını fark etmiştir. Artık teslim şartnamesini imzalamış olan Paşa teslim olmak, Medine’den ayrılmak istememiştir. Son bir defa Mescid-i Haram’a götürülmesini istemiş fakat oradan ayrılamamıştır. Bir grup askerle birlikte zorla çıkartılarak Medine’den yola çıkmıştır.

Şerif Ali kutlama yapmak için Medine’ye gelmiş ve yüz bir pare topla selamlanmıştır. Bunu da Osmanlı’nın mühimmatıyla yapmıştır. Üstünlüğünü kurabilmek için Fahreddin Paşa’nın evine yerleşmiştir. Türk bayrakları her yerden indirilmiş, törenlerle kendi bayraklarını göndere çekmişlerdir.

Medine müdafaası sona ermiş, Türkler matem havası içinde Hicaz’dan ayrılmışlardır. Son kez Kâbe’ye gidip dualarını etmişler, veda etmişlerdir. 26 Şubat‘ta son kafile Yenbu’ya gelmiştir. 28 Şubat‘ta da Yenbu Limanı‘nda Türk askerlerini bekleyen vapura aktarmak için İngiliz Binbaşısı karşılamıştır.

”…Herhalde bütün insanlığın gözünde belirmiş bir gerçek vardır ki, o da bu harpta milletimizin haysiyet ve istiklalini muhafaza namına yapmış olduğu fedakarlıklar ve kahramanlıklardır.”

Medine’nin itilaf devletlerine bırakıldığını duyan İstanbul gazeteleri bu satırları yazmıştır. Fahreddin Paşa, cesur ve güçlü bir askerdi. Medine için yaptıkları, söyledikleri sayesinde İngilizler ona ”Türk Kaplanı” lakabını takmışlardır. Yaşarken adını tarihe altın harflerle yazdıran kumandan, yaptığı fedakârlıklar ve kahramanlığı sayesinde günümüzde de önemini korumaya devam etmektedir.


Kaynakça

  • Barlak, Hasan. ”Fahreddin Paşa’nın Hicaz Cephesinde Bayrak Mücadelesi (Haziran 1916 – Ocak 1919)”. 2016: 21-40.
  • Yatak, Süleyman. ”Fahreddin Paşa”. TDV İslam Ansiklopedisi. 1995: 87-89.
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.