Türk mitolojisi en zengin mitolojilerden biridir ve külliyatı içinde birçok mit bulundurmaktadır. Bu mitlerden biri de ay mitidir. Türkler, tarihleri boyunca doğada birçok güç olduğuna inanmış ve bunları kutsallaştırmışlardır. Bundan dolayı Eberhard eski Türk dinini ‘Güneş ve Ay kültlerinden müteşekkil Türk Gök Dini’ olarak tanımlamıştır. (Kıyak, 134)
Türk Mitolojisinde Ay Figürü

Türk mitolojisinde ay kutsal bir varlık olarak kabul edilmektedir. Güneş battıktan sonra ortaya çıkan ay ve yıldızlar eski Türklere göre Tanrı’nın onlara gönderdiği ışık rehberidir. Geçmişte atalarımız ayın evrelerine de farklı anlamlar yüklemişlerdir. Dolunay güzellik ve parlaklığı, hilâl yeniliği ve tazeliği temsil etmiştir. Tüm bunlardan dolayı ay kutsal kabul edilmiştir. Eski Türklerde ay aynı zamanda güzellik sembolü olarak da kullanılmıştır.
Türk mitolojisinde güneş ve ayın bereket, hayat ve ışık verdiğine inanıldığından onların sürekli kötü ruhlarla mücadele ettikleri düşünülmüştür. Güneş ve Ay tutulmalarının da bu mücadelenin zaferi olduğuna inanmışlardır.
Eski Türklerde Ay ve Güneş İle İlgili İnanışlar

Birçok eski kaynakta güneş ve ay birlikte ele alınır ve onlarla ilgili birçok rivayet vardır. Biri kız biri erkek iki kardeş, iki sevgili ya da karı koca olarak yazıldıkları birçok hikaye vardır. Bir rivayete göre, ay ile güneş eşit miktarda parlamaktaydılar ancak Tanrı gece ile gündüzün farkını ayırmak için ayın ışığından alıp güneşe eklemiştir. Yakutlarda bazı kahramanların ay ve güneş sayesinde türediğine inanılmıştır. Şamanizm‘de ise ay ve güneş insanları kötülüklerden koruduklarına, Güneş ve Ay tutulmalarında onların kötü ruhların eline düştüklerine inanılır ve kurtarmak için şamanlar çalgı çalarlardı.
Ay Ata

Ay Ata bilgeliğin, rehberliğin ve koruyuculuğun temsilcisidir ve günümüzde de ‘Ay Dede’ tabiriyle de yaşamaktadır. Gök aleminin altıncı katında oturur. Türk mitolojisine göre Ay Ata göklerde yaşayan yaşlı bir bilgedir ve gece karanlığında Türklere rehberlik eder. Eski Türkler Ay Ata’nın onları koruduğuna da inanır, ayın evrelerinde de çeşitli ritüeller yaparlardı. Altay Türklerinde bir inanışa göre Ay Ata insanları yiyen yedi başlı dev ile savaşmıştır ve insanları korumuştur. ’14.yüzyıla ait kozmik bir destanda da ilk insana Ay Ata (Ay Baba) adı verilmiştir.’ (Kayalı, Büyükbahçeci 1171)
Ay Atam Efsanesi
Eski zamanlarda çok yağmur yağdı adeta Gök delinmiş gibiydi. Her yer çamura bulandı, çamurlar selle yuvarlanarak Kara Dağ’daki bir mağaraya doldular. Bu mağaranın içindeki kayalar insan siluetinde yarıldılar. Güneş Saratan burcuna geçti, havalar ısındı, mağaradaki çamurlar kurudu. Mağara kadına mağaranın içi de insanlara can veren kadın karnı gibiydi. Dokuz ay yel esti; toprak, hava, su, ateş insana can vermek için birleşti ve dokuz ay sonra bir insan ortaya çıktı, adına Ay Atam dediler. Sonra yine yağmur yağdı her yer çamura bulandı bu kez Güneş Sünbüle burcuna geçti, bu kez ortaya bir kadın çıktı, adına Ay-Va dediler. Ay-Atam ile Ay-Va’nın 40 çocukları oldu, yarısı erkek yarısı kızdı. Ay-Atam ve Ay-Va’nın ömürleri doldu, çocukları onları geldikleri mağaraya gömdüler ve altın kapılarla mağarayı kapattılar.
Kaynakça
- Kıyak, Abdülkadir. “İslamiyetten Önce Türklerde Güneş ve Ay ile İlgili İnanışlar” :134,135
- Ögel, Bahaeddin. Türk Mitolojisi II.Cilt. Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1995.
- Kayalı, Yalçın, Büyükbahçeci, Esra. Türk ve Hint Mitolojilerinde Doğa Fenomenleri: Güneş ve Ay. 2018: 1171, 1172