Çocukluk travmalarını notalara döken Conan Gray, Family Line şarkısıyla tüm öfkesini ve hayal kırıklıklarını dile getiriyor bizlere. Her dinlediğinizde daha etkileyici olan bu şarkının sözlerine derinlemesine bakalım.
Family Line
My father never talked a lot
(Babam asla çok konuşmazdı) He just took a walk around the block
(Sadece evin etrafında yürüyüş yapardı) ‘Til all his anger took a hold of him
(Öfkesi onu ele geçirene kadar) And then he’d hit
(Ve sonra vururdu)
Şarkıya güçlü bir başlangıç yapıyoruz aslında bu sözlerle. Çünkü anlatıcımız şarkıda bahsedeceklerinin ağır konular olduğunun sinyalini veriyor. Çocukken babasından gördüğü şiddetten bahsediyor. Babasını kendi çocukluğunun gözünden tanımlamaya çalışıyor.
My mother never cried a lot
(Annem çok ağlamazdı) She took the punches, but she never fought
(Yumruk yerdi ama kavga etmezdi) ‘Til she said, “I’m leaving, and I’ll take the kids”
(Ta ki “Ben gidiyorum, çocukları da alacağım” diyene kadar) So she did
(Yaptı da)
Şarkıya devam ettiğimizde şarkı, daha da travmatik hâle geliyor diyebilirim. Conan Gray bu kez annesini tanıtıyor bizlere. Onun da babasının şiddetine maruz kaldığını, bu duruma bir süre karşılık veremediğini ama sonunda çocuklarıyla beraber babasını terk ettiğini görüyoruz. Böylece şarkı, tam da buradan itibaren başlamış oluyor. Çünkü şarkının iki öznesi de bizlere verilmiş oluyor.
I say they’re just the ones who gave me life
(Onlar sadece beni dünyaya getiren kişiler diyorum) But I truly am my parents’ child
(Ama tam anlamıyla onların çocuğuyum)
Nakarata geçmeden hemen önce Conan Gray’in ebeveynlerini reddettiğini görüyoruz. Fakat sonrasında bir kabullenme hâli içine giriyor. Belli ki geleceğini kontrol edebilmek için geçmişiyle yüzleşmesi gerektiğinin farkında. Bu sebepten de böyle bir nakarat çıkıyor ortaya.
Scattered ‘cross my family line
(Aileme dağılmış özelliklerin tümüyüm ben) I’m so good at telling lies
(Yalan söylemekte çok iyiyimdir mesela) That came from my mother’s side
(Bu anne tarafımdan geliyor) Told a million to survive
(Hayatta kalmak için milyonlarca kez söyledim)
Kendi kişilik özelliklerinin bıraktığı izleri sürerek bunların kaynağına, ebeveynlerine giden anlatıcımız bunu kabulleniyor nakaratta. Şarkıya başlarken onların nasıl biri olduğundan bahsederken, şarkıda ilerledikçe artık kendi özelliklerine odaklanmaya başlıyor. Bunun kaynağını ise yalnızca anne ve babasına bağlıyor. İroni de yapıyor bunları aktarırken. Çünkü ailesini düşünürken yaşadığı duygusal etkiyi vurgulamak istiyor. Maruz kaldığı yalanların hayatını nasıl da mahvettiğini sezdiriyor dinleyiciye.
Scattered ‘cross my family line
(Aileme dağılmış özelliklerin bütünüyüm) God, I have my father’s eyes
(Tanrım, gözlerim babamın gözlerinin aynısı) But my sister’s when I cry
(Ama ağladığımda tıpkı kız kardeşiminki gibi) I can run, but I can’t hide
(Kaçabilirim ama saklanamam) From my family line
(Aile bağımdan)
Nakaratın ikinci yarısında bu kez babasından aldığı özellikten bahsediyor anlatıcımız. Geçmiş ve bugün arasında git gel yaşıyor Gray şarkının tamamında. Hatalarının izini sürerek aile bağlarına ulaşıyor ve ondan saklanamayacağını anlıyor. Hayatının her alanında karşına çıkacağının farkındalığını yaşıyor. Dinleyici ile de bağ kuruyor aslında. Ailesinin ona acı ve çatışma getirdiğini hissettiriyor dinleyiciye. Kaçmanın mümkün olmadığını ve bunu yaşayan insanların da bunu deneseler de başaramayacaklarının sinyalini veriyor alt mesajında.
We Are Not The Same

It’s hard to put it into words
(Bunu kelimelere dökmek zor) How the holidays will always hurt
(Tatil günlerimin her zaman nasıl acıttığını) I watch the fathers with their little girls
(Diğer babalarla küçük kızlarını izliyorum) And wonder what I did to deserve this?
(Ve merak ediyorum, bunu hak edecek ne yaptım?)
Şarkının ikinci kısmına geldiğimizde Conan Gray’in daha samimi bir üslupla içini açtığını görüyoruz. Diğer aileleri izlediğini ve neden bu sevgiye sahip olamadığını sorguluyor. Bu sorgulamayı yaparken ilk olarak kendine yönlendiriyor. Bir hata yapıp yapmadığını sorguluyor. Ama bu sorgu aslında direkt babasına yönelik.
How could you hurt a little kid?
(Nasıl küçücük bir çocuğun canını yakabilirsin?) I can’t forget, I can’t forgive you
(Unutamıyorum, affedemiyorum seni) ‘Cause now I’m scared that everyone I love will leave me
(Çünkü senin yüzünden sevdiğim herkesin bir gün gideceğini düşünüyorum)
Şarkının burasında anlatıcımızın çocukluğundan kalan travmayı net bir şekilde görebiliyoruz. Üzüntüsünün artık öfkeye dönüştüğüne şahit oluyoruz. Şarkının ritminden de bunu hissedebilmek mümkün. Babasının sevgisizliği yüzünden kendini değersiz hissediyor. Hayatına aldığı, sevdiği herkesin gideceğini düşünüyor. Çünkü kendine gereken değeri veremiyor. Bu durum, çocukluğunda açılan bir yara ve bunu iyileştirmekte zorlanıyor.
Oh, all that I did to try to undo it
(Geri almaya çalışırken yaptığım her şey) All of my pain and all your excuses
(Benim acılarım, senin bahanelerin) I was a kid but I wasn’t clueless
(Çocuktum ama her şeyin farkındaydım) (Someone who loves you wouldn’t do this)
(-Seni seven biri sana asla bunu yapmaz-)
Şarkının köprü kısmına geldiğimizde ritimle beraber öfkenin arttığını görüyoruz. Anlatıcımız onu üzen bir konuda samimiyetle ve dürüstçe haykırırken kelimeler ardı ardına hızlı bir şekilde geliyor. Bu da şarkıyı özetleyen bir duygusal patlama aslında. Şarkının başından itibaren hatayı hem kendine hem de ebeveynlerine yöneltirken çektiği acıları sırtlamak artık şarkının burasında pek mümkün değil. Bu nedenle içindekileri dökebileceği bir alan arıyor.
All of my past, I tried to erase it
(Tüm geçmişimi silmeye çalıştım) But now I see, would I even change it?
(Ama şimdi anlıyorum, değiştirir miydim?) Might share a face and share a last name, but
(Birbirine benzeyen yüzleri ve aynı soyadı paylaşıyor olabiliriz, ama) (We are not the same)
(-Biz aynı değiliz-)
Köprünün sonuna geldiğimizde anlatıcımızın tüm bunlardan kaçmak istediğini, unutmak istediğini ve belki de bir dönem inkâr ettiğini görüyoruz. Ama artık bundan kaçamayacağının da geçmişini değiştiremeyeceğinin de farkında. Şarkının en güzel tarafı anlatıcımızın tüm bu acının içinde, bu travmalara bağlı kalıp istemediği yöne sürüklenmemesi. Çünkü burada her ne kadar benzeseler de babasıyla aynı kişi olmadığını söylüyor. Buradan onun kadar acımasız ve kötü biri olmayacağını, bunun kendi tercihi olduğunu anlıyoruz.
Şarkı son derece acımasız ve ağır bir şekilde başlasa da Conan Gray‘in bu gerçekle yüzleşip tüm bunları geride bırakmak istediğine şahit oluyoruz aslında. Bir katarsis olarak görülebilir bu şarkı onun için. Tüm acısını ve tüm nefretini bu şarkıyla birlikte gömüp hayatına devam etmek istediğini anlıyoruz. Dünya üzerinde bu acıyı yaşayan binlerce insan için de aslında yalnız olmadıklarının mesajını veriyor. Onları gördüğünü, duyduğunu ve aynı acıları yaşadığının mesajını veriyor. Bunu hissedip anlayabilmek mümkün olmasa bile hem sözleri hem de sesiyle bu acısını samimiyetle aktarmış dinleyiciye. Dinlerken kendimi onun yerine koymaktan çekindiğimi ve anlattıklarının ağırlığı altında ezildiğimi söylemeden de edemeyeceğim.
Kaynakça:
Genius. Web. Erişim Tarihi: 18.02.2025
Grammy Awards. “Press Play At Home: Conan Gray Highlights The Painful Past Of “Family Line” With An Affecting Acoustic Performance”. Web. Yayın Tarihi: 19.07.2022. Erişim Tarihi: 18.02.2025