Anadolu’nun Aydınlanma Sürecinde Halkevlerinin Rolü

Editör:
Meryem Azra Barut
spot_img

Halkevleri, büyük bir kültürel devrimin ilk adımıdır. Anadolu’nun hemen her bölgesinde kurulan bu evler sayesinde çağdaş bir toplumun kurulması sağlanmış; sosyal ve kültürel anlamda eğitim ve refah seviyesi yükselmiştir. Bilimi, sanatı, sporu, müziği ve kültürü halkla buluşturmuş bu kurumlar, halkın tüm ihtiyacını karşılamaya dönük yaygın eğitim kurumlarıdır. Halkevleri Anadolu’nun Rönesans’ı, yeniden doğuşudur. Kentlerden köylere kadar modernleşmenin ve çağdaşlaşmanın taşıyıcıları ve aynı zamanda halk arasında milli birlik ve beraberliği sağlayan, halkın ortak evidirler. Bu yazımızda Cumhuriyet döneminde eğitim ve kültür alanında faaliyetleriyle birlikte Anadolu’nun modernleşme sürecinde Halkevlerinin genel faaliyetlerinden ve Kastamonu iline bağlı Daday Halkevi’nden bahsedeceğiz.

Türk Ocaklarından Halkevlerine

Tarihi Türk Ocağı Binası
Türk Ocakları

Türk Ocakları, Türkçülük akımının etkisiyle 1912 yılında İstanbul merkezli olarak kurulmuştur. Osmanlıcılık düşüncesine karşı olarak Türkçülüğü savunan Türk Ocaklarının amacı, milli duyguların ve milli dilin gelişmesini sağlayarak halkın kültür seviyesini yükseltmektir. Eğitim faaliyetlerinden çeşitli konferanslara, tiyatrolar ve sosyal yardım faaliyetlerine kadar her türlü kültürel faaliyette aktif rol aldılar. İttihat ve Terakki ile doğrudan bağlantısı olmasa da dönemin gençleri arasında ittihatçı fikirler yaygınlık gösterdi. Türk Ocakları genellikle çalışmalarını milli dil ve milli tarih konuları üzerinde yoğunlaştırdılar. Amaç Türk milletinin gelişmesi, Orta Asya’daki Türklerle birleşmek yani Turan’a ulaşmaktı.

II. Meşrutiyet döneminde kadınlar, toplumsal alanda oldukça aktif bir şekilde rol almışlardır. Bu dönemde ilk defa kadınlar ile erkekler ocakların düzenledikleri konferanslara birlikte katılmışlardır. Mondros Mütarekesi‘nden sonra işgallere karşı silahlı mücadele fikri ilk kez Türk Ocaklarında dile getirilmiş olup İzmir’deki Maşatlık ve İstanbul’daki Sultanahmet mitinglerinin örgütlenmesinde önemli vazifeler üstlenmişlerdir. Böylelikle İstiklal Harbi boyunca önemli faaliyetlerde bulunan Türk Ocakları, İstanbul’un işgaliyle birlikte çalışamaz hale gelmişler ve kapatılmışlardır.

1923’te yeniden açılan Türk Ocakları, 1924’te bu ocakların fırka siyasetiyle uğraşmayacakları ve hiçbir üyenin ocağı siyasi amaçlara alet edemeyeceği belirtilmiştir. Türk Ocakları, Cumhuriyet döneminde varlığını devam ettirmişse de inkılapları tam anlamıyla halka ulaştırmada yetersiz kalmıştı. Yeni devletin milliyetçilik ve halkçılığın bir arada bulunduğu ve halkla bütünleşmiş kurumlara ihtiyacı vardı. Böylelikle yönetim Türk Ocaklarını halka yeterince ulaşamamakla suçluyordu. Türk Ocaklarının kapatılma fikrinin gündeme geldiği bu sırada yeni ve farklı bir kurumun da açılacağının sinyalleri verilmeye başlanmıştır.

Türk Ocaklarının durumunu karara bağlamak amacıyla 24 Mart 1931’de Çankaya’da bir toplantı yapıldı. Toplantıda verilen demeç, Türk Ocaklarının Halk Fırkası ile birleştirilmesi kararını içeriyordu. Bu durum iki kurum arasında gerginliğe sebep oldu. Türk Ocakları 10 Ocak 1931’de kendini feshettiler. Mal varlıkları da Cumhuriyet Halk Fırkası’na devredilerek 121 ocak binasından 77’si yerel fırka şubelerine, 44’ü ise yeni kurulacak olan Halkevlerine dönüştürülmüştür.

Halkevlerinin Kuruluşu ve Kurulmalarına Etki Eden Faktörler

Hakimiyeti Milliye Gazetesi 23 Şubat 1934 - İsmet Paşa Hazretleri '' Halkevlerinin Gayesi,Milleti Ülküye Bağlı Bir Kitle Halinde Teşkilatlandırmaktadır
Gökçe Koleksiyon

Halkevleri, Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte modern, laik, inkılapçı bir ulus devlet kurma çabaları ve devlet ile halkın bütünleşmesini sağlamak amacıyla Atatürk’ün halkçılık ilkesi doğrultusunda kurulmuştur. Halkevlerinin kuruluşu, dönemin siyasi ve sosyal koşullarıyla bağlantılı olup özellikle 1929 Ekonomik Krizi ve 1930’da çok partili siyasal hayat deneyimi gibi olaylar Türkiye’yi yeni arayışlara yöneltmiştir. Mustafa Kemal’in 1930’da çıktığı memleket gezisi sırasında ülkenin içinde bulunduğu iktisadi ve toplumsal bunalımına birtakım çözüm önerileriyle Ankara’ya geri dönmüştür. Halkevlerinin kurulması da bu gezi sırasında halka duyurulmuştu. Mustafa Kemal 2 Ocak 1931’de İstanbul basınına Halkevlerinin kurulacağı bilgisini vermişti. Halkevlerinin resmi olarak kurulma kararı ise 10-18 Mayıs 1931 tarihinde Cumhuriyet Halk Fırkası’nın kurultayında alınarak yeni bir programla hazırlandı. Bu programda ilk olarak millet ve halkçılık kavramlarına değinilmiştir. Millet; dil, kültür ve mefkure birliği ile birbirine bağlı vatandaşların oluşturduğu siyasi ve içtimai heyet anlamına gelirken, Halkçılık ise irade ve hakimiyetin devletin vatandaşa, vatandaşın da devlete karşılıklı görevleri olarak tanımlanmıştır.

Çekoslovakya’daki başarılı ve ulusal kültür merkezleri olan sokollardan örnek alınmış olup bu konuda Vildan Aşir Savaşır’ın Çekoslovakya’da verdiği konferansında Türkiye’de de Halkevleri veya Halkın Evleri adıyla buna benzer bir örgütlenmeye gidileceği, böylelikle Halkevlerinin nasıl bir örgüt ve kuruluş olacağının ilk işaretleri verilmiştir. Bunun dışında İtalya, Rusya ve Doğu Avrupa ülkelerindeki halk eğitimi çalışmaları da incelenmiş olup, bu incelemeler Halkevlerinin kurulmasında etkili olmuşlardır. Her şeye rağmen Avrupa’daki benzer halk eğitim kurumları dikkatle incelenmiş olsa da tam anlamıyla örnek alınmamıştır. Halkevleri gerek örgüt gerekse çalışma programları bakımından Türkiye’nin son derece milli ve özgün kurumlardır.

Halkevleri'nin Kuruluşu ve Etkinlikleri – İnönü Vakfı, İsmet İnönü, İsmet İnönü Kimdir, İsmet İnönü Hayatı, İsmet İnönü Resimleri
İnönü Vaktı

“…Bu ev Halkın Evi ve Halk evi olmalıydı. Halkın Evi bir mektep olmayacaktı. Ama öğretecekti, bilimi, kültürü, sanatı edebiyatı, müziği, sporu ve halkın olan halktan olan ve bir milleti uygar millet yapan değerleri. Bağnazlığın hiçbir türünün yeri olmayacaktı Halkevinde.” (Vildan Aşir Savaşır, Çekoslovakya’daki konuşması dair)

Bir süre sonra Milli Eğitim Bakanlığına getirilen Dr. Reşit Galip, bu Halkevlerini kurma görevini üstlenerek dönemin önde gelen aydınlarını Ankara Türk Ocağı binasına toplantıya çağırmıştır. Aralarında Vildan Aşir’in de olduğu bu toplantıda Halkevlerinin kurulması kesinlik kazanarak bu evlerin ana tüzüğünü hazırlamakla görevli bir komisyon oluşturulmuştur. 1932 yılına gelindiğinde Halkevlerinin kuruluş hazırlıkları tamamlanmış, CHP Genel Sekreteri Recep Peker tarafından bütün örgüte duyurulmuştur. Nihayet 19 Şubat 1932’de ilk defa 14 ayrı merkezde birden Halkevi açılmıştır: Afyon, Ankara, Aydın, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Eminönü, Eskişehir, Konya, Malatya ve Samsun. Bu evlere her yıl bir yenisi daha eklenerek 1938’e kadar Türkiye’deki Halkevi sayısı 209’a ulaşmıştır.

Halkevlerinin Amaçları Nelerdir?

Atatürk'ün Aydınlanma Kurumu” HALKEVLERİ - Sözcü
Sozcu.com.tr

Halkevlerinin en temel amaçlarından birisi de Cumhuriyetin getirdiği değerlerin ve Atatürk ilke ve inkılaplarının halka duyurulması ve benimsetilmesidir. Bu evler daha sonraki yıllarda kurulan Halk Odaları şeklinde faaliyetlerine devam etmiş olup Anadolu’nun küçüklü büyüklü kent ve kasabalarına kadar yayılmıştır. Halkevleri 1932’de 14 merkezde kurulmuş olup bu evlerin amaçları ve faaliyetleri yine aynı yıl yayımlanan Halkevi Talimatnamesi’nde belirtilmiştir. İsmail Hakkı Baltacıoğlu’na göre Halkevleri ne bir eğitim kurumu ne konservatuvar ne bir tiyatro gibi oluşumlardan ibaret değildir. Halkevleri, her şeyden önce aynı kültürel kökenden gelen insanların toplandığı bir ev olmalıdır. Bu ev, öyle bir ev olmalıydı ki hem çağdaş ve laik bir toplumun kurulmasında öncü olmalı hem de ulusal bilinç ve kültürel değerlerimizin kazanılmasında büyük roller üstlenmeliydi. Diğer bir deyişle Halkevleri kültürel bir kaynaşma ve bilinçlendirme mekanı olup topluma yeni Türk devletinin şekli ve yeni yaşantısının amaçlarını bir an önce aktarmak isteniyordu. Böylelikle Halkevleri Cumhuriyet rejiminin bir parçası olmakla birlikte ulusçuluk ilkesi doğrultusunda Türk devriminin halkçılığını da tek bir çatı altında toplamaya özen göstermiştir.

Anadolu yarım asırdır uzun süren savaşlar neticesinde birçok aydın ve okur yazar kesimini cephelerde yitirmiştir. Bu sebeple Cumhuriyetin ilanından sonra Anadolu halkının çoğu okuma yazma bilmemekte olup nüfusun sadece %10’luk bir kesimi okuma yazma bilmektedir. Aynı zamanda halkın birçoğu örgün eğitim yaşını geçmekle birlikte bu tip kurumlar halkın eğitim düzeyini yükseltmek ve inkılapların halk tarafından anlaşılırlığını kolaylaştıracaktır. Önce harf devrimi ve yeni harflerin halka öğretilmesi için kurulan Millet Mektepleri halk nazarında nasıl büyük bir heyecan ve coşkuya neden olduysa, Halkevlerinin kurulması da bu coşku ve katılımı artırmıştır. Halkevlerinin birinci yıl dönümünde İsmet İnönü, bu evlerin kuruluş gerekçelerini ve halk eğitimini şu sözleriyle anlatmıştır:

“…Cumhuriyet Halk Fırkasının halkevleri vasıtasıyla memleket içinde takip ettiği kültür politikası bu vasıta ile ilim ve fenni, güzel sanatları yaymak, bu memleketin siyaseti, iktisadiyatı hakkında en yeni, en doğru malumatı ortaya dökmektedir.”

Sanatı, bilimi, sporu ve birçok kültürü Anadolu’nun en ücra kasabalarına kadar ulaştıran Halkevleri, milleti ortak bir kültür etrafından sıkı bir şekilde birleştiren bir ülküye sahiptir. Falih Rıfkı Atay Hakimiyet-i Milliye gazetesinde Cumhuriyet rejiminin kök salacağı tek toprağın halkın bağrında olacağını dile getirmiştir:

“Tek mektep ve tek kitapla tek bir çocuğa, tek telkin ve tek terbiye ile tek halka doğru gideceğiz…” 

Halkevlerinin Şubeleri ve Faaliyetleri

Çağdaşlaşmanın mihenk taşı: Halkevleri - Yenigün Gazetesi
Yenigün Gazetesi

Bir kültür yuvası şeklinde örgütlenen Halkevlerinin kapısı herkese açıktır. Ayrım gözetilmeksizin herkes halkevine üye olabilirken, bu evlere yönetici olabilmek için CHP’ye üye olma şartı gerekiyordu. Şubat 1932’den beri Anadolu’nun birçok il ve ilçelerinde kurulan Halkevlerinin programları farklı olup her bölgenin ve her köy, ihtiyaçlarına bağlı olarak kendine ait bir programa sahiptir. Halkevleri 1932’de 14 merkezde kurulduktan sonra faaliyetlerini dokuz şubeye ayırmış ve ilk üç yılda beklenilenin üstünde başarı göstermiştir. Tarih, dil, edebiyat, spor, tiyatro, sosyal yardım, kütüphane ve halk kurslarıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kültür politikalarının bir göstergesi olarak memleketin en ücra yerlerine dahi nüfuz edebilmiştir. Halkevlerinin öncülüğünde vatandaşların gerek bilimsel gerekse sosyal konularda fikir yürütebileceği bu yerler, halkın aynı zamanda sosyalleşebileceği mekanlardır.

Halkevlerinin en yaygın kolu olan Dil, Tarih ve Edebiyat Şubesi’nde milli kültürel kaynakların kullanılması ve ulusun bilinçlendirilmesi amaçlanmıştır. Türk halkının kültür seviyesini yükseltmek ve bu çerçevede konferanslar ve sohbetler düzenlemek şubenin başlıca görevlerinden birisidir. Dil, Tarih ve Edebiyat Şubesi’nin en önemli gayesi, Mustafa Kemal’in de bizzat öncüsü olduğu, Türk Tarih Kurumu’nun üzerinde çalıştığı Türk Tarih Tezinin halk tarafından anlaşılmasını ve kavranmasını sağlamaktı. Bu şubenin dışında bir Halkevinin olmazsa olmazı kütüphane ve kitaplıkların kurulmasıdır. Anadolu’nun hemen her bölgesinde kurulan bütün Halkevlerinde kütüphane ve okuma odaları mevcut olmakla birlikte kurulması zorunludur. Binası uygun olmayan veya teknik açıdan tesisatı mevcut olmayan yerlerde ise en az bir kitap dolabı veya rafı bulundurmak zorundadırlar.

Halkevlerinin Yayın Organı: Ülkü Dergisi

Ülkü Halkevi Dergisi : Free Texts : Free Download, Borrow and Streaming : Internet Archive
Internet Archive

Atatürk devrimlerinin halka aktarılmasında en büyük araçlardan bir tanesi de Ankara Halkevi tarafından 5 Şubat 1933’te çıkarılan Ülkü Dergisi’dir. Her ayın ilk gününde çıkan bu dergi, dönemin en iyi ilim ve kültür dergisi olmakla birlikte Atatürk ilkelerinin halkın zihninde belirginleşmesi ve büyük kitlelere yayılmasını sağlamıştır. Dergiye adını Mustafa Kemal Atatürk vermiş olup dergide felsefe, hukuk, ekonomi, sosyoloji gibi dünya gündeminden de halkın haberdar olmasını sağlamıştır. Başlangıçta Ülkü Mecmuası olarak yayın hayatına devam eden dergi, Halkevlerinin sayısının artması ve Halkodalarının kurulması ve giderek Anadolu’nun hemen her bölgesinde var olmaya başlaması üzerine dergi ismini değiştirmeye karar vermiştir. Bu değişiklik sadece derginin isminde olmamış aynı zamanda içerik olarak da hitap ettiği kitlenin genişliği nedeniyle kendine yeni bir yol çizmiştir. Ülkü dergisi yalnızca bir dergiden ibaret değildir. Dergi gerek Halkevleri gerekse Halkodalarının yayın organlarıyla da etkileşim içerisinde olmuştur. Böylelikle taşra dergileriyle de ortak bir seviyede tutularak yayımlanan içeriklerinin kalitesinin korunması hedeflenmiştir. Ülkü dergisinin dışında Halkevleri, başlarda 19 ve ilerleyen yıllarda 77 dergi çıkararak halkın okuma yazma oranını artırmaya çalışmıştırlar.

Güzel Sanatlar, Temsil, Spor ve Halk Dershaneleri ve Kursları Şubeleri

Sinan Meydan: Halkevi Tiyatroları
Cumhuriyet

Sanat, musiki ve tiyatro gibi unsurları bir araya getiren Halkevlerinde milli kültür unsurları olan türkülerin, marşların ve oyunların halka aktarılması ve halkta milli bir uyanış yaratmak hedeflenmiştir. Halkevlerinin temsil şubeleri de aynı amaçla kurulmakla birlikte, amacı toplum içerisinde gizli kalmış yetenekleri açığa çıkarmak olup en çok da topluma tiyatro kültürünü aşılamaktı. Temsil şubesi, kadın ve erkeklerden oluşan gruplar kurarak çeşitli alanlarda müsamereler aracılığıyla bu grupları halkla buluştururdu. Halkevlerinde gösterilecek oyunların seçimine çok dikkat edilmiş, özellikle toplumun kendi özünden ve anlayabileceği seviyede konular tercih edilmiştir. Çeviri yapılan oyunlarda ise genellikle klasik ve kült eserler kullanılmıştır. Halkevlerinde gerek sabit gerekse gezici olmak üzere sinema bulunuyordu. Bu makineleri bazen parti tedarik ediyor bazense Halkevinin kendi bütçesiyle alınıyordu. Böylece bu kol sayesinde Türkiye’de sinema ve tiyatro alanında ciddi oranda ilerlemeler kaydedilmiş olup Halkevlerinde 1700’den fazla tiyatro halkla buluşturulmuştur.

Halkevlerinde halkın okuryazar oranını arttırmak ve halkın kültür seviyesini yükseltmek amacıyla halk dershaneleri veya çeşitli kurslar açılmıştır. Şubenin açmakla zorunlu olduğu kurslar da mevcut olup bu kursların bazıları; dikiş, nakış, arıcılık, elektrikçilik ve ev idaresi olup, bu kurslar toplumun ihtiyaçlarından doğan ve yine topluma hizmet eden kurslardı. Kurslar, halkın belirli bir meslek sahibi olmasını ve hem topluma katkı sağlamasını hem de sosyalleşmesini sağlayacaktı. Özellikle de sosyal anlamda kısıtlı olan kadınlar için bu kurslar oldukça önemli merkezler haline gelecektir. Halkevlerinin faaliyetleri bunlarla da sınırlı değildi. 1935’te Ankara cezaevinde bulunan 300 mahkuma okuma yazma öğretildiği ve aynı zamanda inşa edilen açık hava sinemasında bir yıl içerisinde 148.000 film izletildiği bilinmektedir.

Daday Halkevi

Kastamonu Daday gezilecek ve görülecek yerler
37Haber

Kastamonu ilinin bir kazası olan Daday’da Halkevi çalışmaları 1944’e kadar Halk Odası şeklinde yürütülmüştür. Halkevleri Talimatnamesine göre Daday Halk Odası 1944’te Halkevine dönüştürüldü. Başlangıçta Daday’da nüfusun azlığından dolayı bir Halkevi mevcut olmamakla birlikte halkın sosyal ve kültürel anlamda ihtiyacını karşılamak amacıyla Gençler Birliği kuruldu. Belediyenin bir dairesini merkez edinen Dadaylı gençler; temsil, müzik, güreş ve arıcılık gibi Halkevlerinin belli şubelerini faaliyete geçirdiler. Aynı zamanda partinin radyosundan yararlanarak toplantılar yapmış, birliğe gelen gazeteleri okuyarak da kendilerini geliştirmişlerdir.

1938’de Halkevlerinin açılışı dolayısıyla Daday Gençler Birliği salonunda ilkokul öğrencileri tarafından müsamere yapıldı. Bu gösterilere 300’e yakın vatandaş katılmış olup aynı yıl içerisinde gençler tarafından İstiklal Savaşı’nı konu alan bir piyes sergilemişlerdir.

Bir Devrin Sonu: Halkevlerinin Kapatılışı

Atatürk'ün Aydınlanma Kurumu” HALKEVLERİ - Sözcü
Sözcü

Halkevleri bir döneme damgasını vuran, halkı her alanda geliştiren ve değiştiren çok amaçlı kültürel merkezlerdir. Anadolu’nun en ücra köylerine kadar nüfuz edebilmiş olan bu Halkevleri, hem geleneksel kültürü hem de Batı’nın modern, çağdaş ve bilimsel öğretilerini halkla buluşturan yaygın eğitim kurumlarıdır. Tarih, edebiyat, müzik, spor, sanat gibi çeşitli kollara ayrılan şubeleriyle birlikte halkın ilgi ve ihtiyacını karşılamaya dönük halkın ortak milli değerlerine sahip evidir. Önce Millet Mektepleri ardından da Halkevleri ve Köy Enstitüleri derken Anadolu halkının okuryazar oranı arttırılmaya çalışılmış buna bağlı olarak da eğitim seviyesi yükselmiştir.

Her hikayenin olduğu gibi bu hikayenin de bir sonu vardı. Halkevleri, Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 1951 yılında Cumhuriyet Halk Fırkası’nın bir propaganda şubesi olmasından dolayı kapatılmıştır. Halkevlerinin kurulmasından bu yana halkın okuma yazma oranı 2 kat artmış, toplumun eğitim ve refah seviyesi yükselmiştir.

Günümüzde ise Halkevlerinin yerini Halk Eğitim Merkezleri almıştır. Çalışmaları Halkevlerininki kadar çeşitli olmasa da halkın günlük hayatta işine yarayacağı veya bir meslek edinebileceği aynı zamanda sosyalleşebileceği bir yaygın eğitim kurumu olarak faaliyet göstermektedir.


Kaynakça

  • ARINÇ, Ahmet, “Ana Hatlarıyla Halkevlerinin Oluşumu ve Şubelerinin Faaliyetleri (1932-1945)” Karaelmas Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 2, Sayı 1, Haziran 2024
  • ARIKAN, Zeki, “Halkevlerinin Kuruluşu ve Tarihsel İşlevi” Atatürk Yolu Dergisi, Yıl 1999, Cilt 6, Sayı 23
  • DOĞANER, Yasemin, “Halkevleri” Maddesi, Atatürk Ansiklopedisi
  • ERGÜN, Mustafa, Atatürk Devri Türk Eğitimi, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, Ankara-2021
  • ORAL, Mustafa, “Halkevlerinin Toplumsal ve Kültürel İşlevleri” ATAM Dergisi, Yıl 2002, Cilt 18, Sayı 53, S. 499-529
  • ÖLÇEN, Ali Nejat, “Halkevlerinin Kuruluşu ve Etkinlikleri” İnönü Vakfı, 1983
  • ÖZDEMİR, Yavuz-Elif Aktaş, “Halkevleri (1932’den 1951’e)” A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Erzurum 2011, S. 235-262
  • TÜRKMEN, İsmet, “Kastamonu Halkevi ve Türkiye’nin Modernleşme Sürecine Katkıları (1932-1951)” Berikan Yayınevi, Ankara-2013
  • Kapak Görseli: Serenti.com
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.

Kayıp Seslerden Yazının Öznelerine: Virginia Woolf’un Eserlerinde “Kadın” Teması

Woolf’un dilinde "kadın", tarihin dışına itilmiş bir sesin geri çağrılması, unutulmuş bir hakikatin dile gelmesidir.

Zülfü Livaneli – Zor Yıllar | Şiir Tahlili

Zülfü Livaneli'nin kaleminden hislerimize 'sığınak' olan Zor Yıllar şiirini çözümledik!

Sokak Hayvanları İçin Ne Yapabiliriz?: Gönüllülük ve Destek Yolları

Sokak hayvanları; sevgi, koruma ve destek bekler. Onlara barınak, mama, su ve şefkat sunarak birlikte daha merhametli bir dünya kurabiliriz.

Neil Gaiman – Koralin ve Gizli Dünya I 10 Alıntı

Oldukça farklı ve ürpertici bir hikâyeye sahip olan Koralin ve Gizli Dünya'dan 10 alıntı sizlerle!

4 Farklı Yazardan Varoluşçuluk Teması

Varoluşçuluk, bireyin özgürlüğü, seçimleri ve yaşamın anlamını sorgulaması üzerine kurulu edebî bir akımdır. Anlam, bireyin eylemleriyle oluşur.