Nietzsche Ağladığında ile Irvin Yalom, psikiyatrist kimliğini bir kenara bırakmaksızın; edebî anlamda daha yoğun olarak işlenmiş nadide bir eser ortaya koyabileceğini kanıtlıyor. Freud, Nietzsche, Lou Salomé gibi “gerçek” yaşamdan aşina olduğumuz kimliklerin adeta kurgu ve gerçeğin birbirinden ayrılmadığı noktada buluşmasını okuyoruz.
Bu kıymetli eserden fikir sahibi olmanız ve cümlelerin büyüsüyle yeni bir pencereyi aralayabilmeniz adına yirmi alıntı derledik!
1- “Bütün hayatım bir yolculuk haline dönüştü; bende tek yuvamın, her zaman dönebileceğim ve en iyi bildiğim tek yerin hastalığım olduğuna inanmaya başladım.” (syf:77)
2- “Breuer yaşlanma, sevdiklerini kaybetme ve dostlarından uzun yaşamanın asıl acı yanının sizi inceleyen gözlerin bulunmaması olduğuna inanırdı; hiç kimsenin dikkat etmediği bir yaşamdan duyulan dehşet…” (syf:83)
3- “Her insanın ölümü kendine aittir ve herkes kendi tarzını belirleyebilmelidir. Belki, yalnızca belki, insanın yaşamını elinden almaya ilişkin bir hak düşünülebilir. Ama insanın ölümünü elinden almaya kimsenin hakkı yoktur. Bu rahatlatma değildir! Acımasızlıktır!” (syf:104)
4- “Ölüm güç bir şeydir. Ölümün son iyiliği, bir daha ölümün olmamasıdır diye düşünürüm her zaman.” (syf:104)
5- “Ne kadar akılcı, ne kadar özgür düşünceli bir insan olsa da kafasında barındırdığı dehşet sahnelerinin sayısı az değildi. Hem o kadar derinlerde değillerdi, yüzeyden yalnızca birkaç saniye aşağıda, ‘çağrılmaya hazır’ bekliyorlardı. Keşke bir cımbızla tüm bu düşünceleri köklerinden söküp çıkarabilseydi!” (syf:111)
6- “Daha derinlere inip motivasyonlarınızın kaynağını bulun! Hiç kimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. İnsanın bütün eylemleri kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir.” (syf:156)
7- “Ben ümitsizliği tedavi edemem Doktor Breuer. Onu incelerim. Ümitsizlik özfarkındalık uğruna ödenen bir bedeldir. Yaşama derinlere inerek bakacak olursanız, ümitsizlikle her zaman karşılaşırsınız.” (syf:201)
8- “Ben de sizin gibi gece korkularıyla boğulurum. Ben de sizin gibi neden korkuların geceleri hüküm sürdüğünü düşünürüm. Bunun üzerine yirmi yıl düşündükten sonra korkuların karanlıktan doğmadığını anladım; korkular da yıldızlar gibi hep oradadırlar ama gün ışığı onları gizler.” (syf:245)
9- “Kendinden hiç hoşnut olmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarının kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlamaya çalışırlar. Bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar. Ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesi altına girmeyi kabullenmektir. Size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir, benim sizi kabullenmemin yollarını aramak değil.” (syf:247)
10- “Gururlu bir yüceliğe erişmek isteyen ağaç fırtınalı hava ister. Yaratıcılık ve keşif de acıda saklıdır.” (syf:256)
11- “Tabii acı çekeceksin, görmenin bedelidir bu. Tabii için korkuyla dolacak, yaşamak demek tehlike içinde olmak demektir. Büyümek zordur.” (syf:280)
12- “Zaman durdurulamaz: Bu bizim sırtımızdaki en büyük yük. En büyük mücadelemiz de bu yüke rağmen yaşayabilmek.” (syf:314)
13- “Bazen yaşamın o kadar içini görebiliyorum ki birden doğrulup çevreme baktığımda kimsenin yanımda olmadığını, bana eşlik eden tek şeyin zaman olduğunu görüyorum.” (syf:321)
14- “Bu mezarlara bakan kimse yok, çünkü bunları tanıyan kimse kalmamış. İşte onlar ölü olmanın ne demek olduğunu biliyorlar.” (syf:332)
15- “Kimin bana eşlik ettiğinin ne önemi var, diye düşündü. Nasıl olsa herkes yalnız ölür.” (syf:366)
16- “Ödev, adap, sadakat, fedakârlık, özgecilik, kibarlık; bunların hepsi de insanı uyutmaya yarayan ninnilerden başka bir şey değil hem de öyle bir uykuya yatırıyor ki kimse bu uykudan uyanamıyor, uyansa da ancak yaşamının sonuna geldiği an oluyor bu. İşte o an, insanın hiç yaşamamış olduğunu öğrendiği an oluyor.” (syf:369)
17- “Hiçbir şey her şey demektir! Güçlenmek istiyorsan, önce köklerini hiçliğin derinlerine gömmeli ve en yalnız yalnızlığınla yüz yüze gelmeyi öğrenmelisin.” (syf:378)
18- “Tek ödevin kendin olmaktır. Güçlü ol: Yoksa, büyümek için hep başkalarını kullanmak zorunda kalırsın.” (syf:378)
19- “Belki de insanın kendi düşüncelerine egemen olabilmesi için önce onlardan kurtulması gerek!” (syf:384)
20- “Toprak ne kadar zengin olursa, orada bir şey yetiştirememen de o kadar affedilmez olur.” (syf:385)
Nietzsche Ağladığında, Irvin D. Yalom
Ayrıntı Yayınları, 2017