Bazen bir şiiri dinlerken acaba bu şiir nasıl yazılmıştır diye düşündüğünüz oldu mu? İsmet
Özel’in Yıkılma Sakın adlı şiiri bizi bu şekilde düşündüren şiirlerden biri. Şiirin kime ve hangi şartlarda yazıldığının hikayesi ise oldukça ilgimizi çekmektedir.
Yoklama kaçağı göründüğü için apar topar askere alınan İsmet Özel, askerliğinin 24 ayının 18 ayını Muş’ta yapmıştır. 18 ayını geçirdiği Muş’taki alay, sürgün alayıydı. İnternette dolaşan Yılmaz Güney ile yan yana olduğu fotoğraf ise bu sürgün alayında çekilmiştir. İsmet Özel askerde sürgünde ve olabilecek en güç koşulların içindedir. Yakın arkadaşı Ataol Behramoğlu da sürgünde ve göz hapsindedirler. Bir tutukludan farkları yoktur. Sık sık mektuplaşan bu iki isim birbirlerine hal hatır etmekte ve aynı zamanda yazmış oldukları şiirlerini gönderip değerlendirmektedir. Bir Subaya karşı gelmekten Trabzon’dan Malazgirt’e sürgün ve hapis giden Ataol Behramoğlu, İsmet Özel’e elden şu dizeleri içeren şiirini gönderir;
Yıkılma sakın geçerken günler
Yaralayarak gençliğini
Onurlu, güzel geleceklerin
Biziz habercileri düşün ki
Ve halkın bağrında bir inci gibi
Büyüyüp gelişmektedir zafer.
Nisan 1969/Malazgirt
Ataol Behramoğlu
Malazgirt’e sürgün giden Ataol Behramoğlu Nisan 1969 yılında işte bu Yıkılma Sakın
adlı şiiri İsmet Özel’e gönderir. İsmet Özel de ona bir şiirle cevap vermek ister.
Ancak sürgünde olduğundan dolayı şiiri yazacak vakit bulamaz. Hikayenin devamını İsmet Özel şu şekilde bahsetmiştir;
“O sırada Ataol Trabzon’dan Malazgirt’e sürgün ve hapis gitmişti. Ve elden bana Yıkılma Sakın adlı şiirini göndermişti. Askerdi, yedek subay. Bir subaya karşı gelmekten hapsedilmişti. Muş’a gelen Malazgirt’li Orhan adlı bir çocuk, Ataol’un şiirini getirdi bana bende ona bir şiirle cevap vereyim dedim. Ama nasıl yapacağım? Hem askerlik hem şiir olmuyor. Hemen bir formül buldum. Diş çektirene üç gün istirahat veriyorlardı. Ağzımda da diş kökleri vardı. Dişçiye çıktım üç diş kökü aldırdım ve üç gün istirahat aldım. Üç gün uğraştım didindim, ama şiir bitmedi. Bitmeyince gene dişçiye çıktım, dedim ki ‘Şu dişleri çek.’ Çürük olan ama tedaviyle kurtarılabilecek olan iki dişimi çektirdim. Dolayısıyla üç gün daha dinlenme imkanı doğdu ve altı günde şiiri bitirdim.”
Arkadaşına şiir ile cevap vermek ve şiirini tamamlamak adına iki dişinden vazgeçer İsmet Özel. Ancak bu durumu Ataol Behramoğlu bilmemektedir. İsmet Özel Ataol Behramoğlu’nun bu durumu öğrenmesini de şu şekilde anlatır;
“Bir televizyon mülakatında mektuplarımız kitap olarak yayınlandığı sırada Doğan Hızlan’ın programında bunu anlattım. Ataol hayretler içinde kaldı. Çünkü ona Fazıl Hüsnü Dağlarca “Şiir için ne feda edebilirsin, mesela kolunu kesebilir misin?” diye sormuş. Ataol, “Fazıl Hüsnü’nün sorusuna cevap olabilecek bir şey bu” dedi. Sonra o şiirler ikimizde terhis olmadan yayınlandı Yeni Dergi’ de.”
İki şiir yan yana konulması o günün şiir ortamına göre sansasyonel bir olay idi. Ataol Behramoğlu “şiir için ne feda edebilirsin, mesela kolunu kesebilir misin?” sorusuna Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya, İsmet Özel şiirini yazmak için iki dişini çektirerek cevap vermiştir. İsmet Özel’inde anlattığı gibi bu iki Yıkılma Sakın adlı şiir Yeni Dergi’nin Haziran 1969 sayısında yayınlanmıştır ve yan yana konulmuştur. İsmet Özel’in bu tavrı, şair şiir için neleri feda edebilir sorusuna güzel bir cevap olmuştur. İsmet Özel’in Yıkılma Sakın Adlı şiiri işte bu şekilde ilgimizi çekmiştir…