Barış Akarsu: Anadolu Rock’ın Sürmeli Çocuğu

Yazı İçindekiler [hide]

spot_img

Kapak Görseli: Öykü Temelkuran

28. yaş gününde geçirdiği trafik kazası nedeniyle aramızdan ayrılan ancak kısa ömrüne unutulmaz şarkılar sığdıran rock müziğin unutulmaz ismi Barış Akarsu, hafızamızdan asla silinmeyecek bir sese sahipti. Rock müziği sevenler de bu sese, onu dinlemeye devam ederek sahip çıktı.

Barış Akarsu, sesinin ve müzik tarzının dışavurumu haline gelmiş bir dış görünüşe sahipti. Saçları, takıları, kıyafetleri bir de elindeki gitarı…

muzige-ilgisi-ufak-yaslarda- basladi-elindeki-blok-flutle-sokak-sokak-dolasirdi-listelist

Onun benimsediği, çocukluk yıllarında müzik sevgisiyle dolup taşan ve çeşitli enstrümanları çalmayı öğrenen birinin içinde biriktirdiği ve ortaya çıkardığı, sanat iddiasını yeteneğinden alan müzikle dolu bir yaşam tarzıydı. Seslendirdiği şarkı sözlerinin her kelimesine hayat katabilmesi,  özümsemiş olduğu tarzı yansıtma becerisinden kaynaklanıyordu. Belki de bu başarısı sebebiyle  şarkılarını ona dair olanın hatırasına ulaşma vesilesiyle bugün de dinliyoruz. Çocukluğunu geçirdiği bir balıkçı kasabası olan Amasra’da yaşadığı için denizle farklı bir ilişkisi vardı. Denizle olan bu ilişkisini ve ona olan ilgisini Amasra Yelken Kulübünde yelkencilik yaparak da göstermişti.

Bir röportajından: “Amasra’nın öyle bir yapısı vardır ki, ister istemez denize karşı haykırmak gelir içimden.” (Barış Akarsu)

Her müzik türünün kendine özgü bir yaratımı, tınısı, ifade biçimi vardır. Sevenleri şarkılarını dinlemekten asla vazgeçmese de aslında bir sesi yaşatan ve ona karakter kazandırabilen, sanatçının kendisidir. Bunu da onun sayesinde hissedebiliyoruz. Akademi Türkiye yarışmasından birinci olarak ayrılarak sanatını daha geniş kitlelere duyurma yolculuğuna çıktığında onun sanatçı kişiliği çoktan oluşmuştu. Henüz yarışma içerisindeyken özellikle rock ve Anadolu rock tarzlarında öne çıkan önemli isimlerin (Cem Karaca, Barış Manço, Haluk Levent) eserlerini yorumlayarak beğeni toplamıştı. Bununla birlikte, şarkılarına çektiği kliplerle hem sanatını konuşturmuş hem de toplumsal mesajlar vermişti. Zaten babası da onun dünyaya barış getirmesini umut ederek adını barış koymuştu. Barış Akarsu  babasının bu umudunu, 2004 yılında çıkan ve ilk albümü olan Islak Islak‘taki Kimdir O şarkısına çektiği klibinde sesiyle ilmek ilmek işlemişti.

Şöyle diyordu seslendirdiği şarkı sözleri:

Her şeyi bilir sinsice susar
Sen yaparsın o gelir bozar
Son günü bekler nefreti kusar
Kalbi bataklık yarını yutar
Görmezsin
Duymazsın
Hep vardır
Tepede beyaz bir saray
Sarayda soytarı bir kral
Kara haber onun işi sıra kimde?
Kanlı resimler ressamı
Sergide insan mezarı
Satılık olan karanlıktır çerçevede
                (…)
(Besteciler: Neşe Açıker / Namıg Naghdaliev)

 

Barış Akarsu'nun ilk albümü “Islak Islak” | Barış, Müzisyenler, Rock müzik
Kısa süren profesyonel müzik yaşamında sadece seslendirdiği şarkılarla değil karakteriyle de öne çıkmıştı. Ölmeden birkaç gün önce LÖSEV için konser vermiş ve kendisi için de bilet almıştı. İlk albümünden sonra yaklaşık 200 konser vermiş ve hayranlarıyla iletişim kurabilmek için bir blog açmıştı. Bunlar, alçakgönüllü ve merhametli olarak anımsanmasına neden olan eylemlerinden sadece birkaçıydı. Çünkü, hayranlarının ifadelerinde yer aldığı kadarıyla birçok kişiye daha nice yardımı dokunmuştu.
Adını Cem Karaca’nın Islak Islak isimli şarkısından alan ilk albümü yayınlandıktan sonra pek çok kişi tarafından “Barış Manço ve Cem Karaca’nın veliahtı” olarak benimsenmişti. Bu söylem üzerine onun cevabı şu olmuştu:

 

İki büyük ustaya benzetilmekten gurur duyarım ama ben Barış Akarsu’yum.”

 

Dediği gibiydi. Yaşama bakış açısı onu farklı kılıyordu. Farkındalık sahibi ve yaratıcıydı. İkinci albümüne verdiği isim üzerine konuşurken bu ifadelerinde de apaçık ortadaydı:

 

“Müzik bir şey anlatmalı, benim için müzik sadece aşktan ibaret değil. Toplumsal bir olgu. Ben yalnızca karşı cinse değil, başka şeylere de aşığım. Gözümüzle göremediğimiz güzellikleri de fark etmek ve ettirmek istiyorum. Albümün adını arkadaşlarla beraber koyduk. ‘Düşmeden Bulutlarda Tutunmak İstiyorum’ diyoruz. Bulutlarda tutunmak zordur ve yaşadığımız dünyanın şartları da bulut gibi. Yaşamak da zor, tutunmak da zor. O bulutlarda yürümek için çabalamak gerekiyor. Çalıştığın zaman bulutlarda bile yürüyebiliyorsunuz. Bütün zorlukların altından kalkabiliyorsun. Bu da böyle bir şey. Düşmeden bulutlarda koşmak gerek.” (Barış Akarsu)
ilkinin-tadi-damagimizdayken-ikincisi-de-yola-cikti-dusmeden-bulutlarda-kosmam-gerek-listelist
Yarışmanın büyük ödülü bir albüm ve uluslararası olan bir üst yarışmaya katılmaktı. Yarışmanın iptal edilmesi sonucu Barış Akarsu bu ödüllerden yararlanamadı. Uluslararası yarışma iptal olmasaydı ülkemizi temsil ederek daha büyük başarılar kazanacaktı belki de. Hedefleri vardı. Belirlediğine göre, 5. albümünü çıkarttıktan sonra İngilizce bir albüm de yapmak istiyordu. Yani daha yapacağı hatırlanmaya değer pek çok şey olacaktı. Ancak o, sanatını arkasında bırakarak kendini bir hatıra olarak duygularımıza ve aklımıza kazıdı.

 

Şu an aramızda olsaydı, geleceğe aktarmaya değer daha nice deneyimi olacaktı. Ama o  sadece 28 yıllık yaşam deneyimine bile dolu dolu üç albüm sığdırmayı başardı. Bu üç albümden biri olan “Ayrılık Zamansız Gelir” ölümünden sonra yayınlandı. Ve bu albüm sadece adıyla bile hislerimize tercüman olmayı başardı.

 

Yaşama bakış açısını kelimeleriyle açığa çıkarıyordu. Bir röportajı sonrasında muhabirler, sevenlerin için ne demek istersin diye sorduğunda: “Kalbinizden sevgiyi hiç eksik etmeyin, çünkü sevgi her şeyin anahtarıdır ve paylaştıkça çoğalır.”  Sözleriyle barışı ve barışın anahtarı olan sevgiyi kendi içinde yaşatacak kadar büyük bir kalbe sahip olduğunu göstermişti.

 

Sözleri kendisine ait olan “Ben” isimli şarkısından:

Hep bir şeyler içinde
Kaybolduk sessizce
Tükendi umutlar
Yaşanmadan gizlice.

Kaynak:
https://blkfen.com/baris-akarsu/

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.