Bu yazımızda, sanat dönemleri serilerimizin devamı olarak realizm akımı, sanat üslubunu inceleyeceğiz.
Realizm bilindiği üzere gerçekçilik akımıdır. 19. yüzyılın ortalarında gelişim gösteren sanat akımı birçok sanat türü dalında kuvvetle etkili olmuştur. Bu dönemin arka planında gelişim gösteren endüstriyel gelişmeler ile toplumsal sınıfın belirginleşmesi sosyolojik açıdan insanları toplumun gerçeklerine itmiştir. Ve her dönemde olduğu gibi bu dönemin gerisinde yatan sosyal çevre sanat camiasını etkilemiştir.
Resim üslubu, neredeyse klasik üslupla benzerlik göstermesine karşın, temalar yoğunlukla toplumsal gerçekliğe, işçi sınıfına ve sıradan insanların günlük yaşantısında yoğunlaşmaktadır.
En ünlü ressamlarından biri Fransız sanatçı Gustave Courbet’tir. Honoré Daumier, Jean-François Millet, Julien Dupré, Jules Breton, Thomas Eakins, Jean-Baptiste,Camille Corot gibi isimler de realizm akımının temsilcileridir.
Şimdi gelin, realizm akımının resim özelliklerini sanatçıların üslupları üzerinden inceleyelim
Gustave Courbet

Sanatçı bu eserde kendini kırda karşılaştığı, aynı zamanda patronu da olan sanayici Alfred Bruyas karşısında resmetmiştir. Sırandan ve günlük bir olay tüm gerçekliği ile tuvaldedir. Herkesin yaşamında olduğu gibi bir karşılaşma anı betimlenmiştir.
Courbet, hayatı boyunca akademik sanatın sahte simgeselliğine karşı çıkmıştır. Ona göre sanat, herkesin gözü önünde gerçekleşen fakat görülemeyen/görülmek istenmeyen tüm problemler, çatışmalar ve hayret verici potansiyeliyle o anda biçimlenen modern dünya olmalıydı.

Courbet‘in bir başka eseri Dünyanın Kökeni’nde oldukça pornografik bir tablo görmekteyiz. Neredeyse jinekolojik bir perspektiften görünen vajina, tüm gerçekliği ile ortadadır. İsminin ”Dünyanın Kökeni” olması da resme ironik bir ifade katar. Ayrıca dönemin kuralcı ve sınırları olan akademik sanatına karşı çıkmaktadır.

Bir başka eseri Taş Kırıcılar‘da ise yine gündelik yaşamın bir kesitinden çıkan bir an gibidir. Eserde iki işçi taş kırmaktadır. Oldukça sade görünen bu eser dönemin akademik anlayışına karşıdır ve sıradan insanların emeklerini konu almaktadır.
Jean François Millet
“İşte düşüncelerimi yansıtan bir ressam”
-Vincent Van Gogh
Jean François Millet de tıpkı Courbet gibi realizm akımının önemli temsilcilerindendir. Fransız ressam Barbizon ekolünü temsil eder. Barbizon ekolü; dönemin baskın romantizm akımına karşı ortaya çıkan gerçekçiliğin özgün bir tavrı olarak ortaya çıkmıştır. Yaklaşık 1830’dan 1870’lere kadar etkili olmuştur.

Realist resimde işçi, emekçi temaları hayatın gerçek yönünden kesitler sunması sebebiyle sık sık kullanılan bir temadır. Birçok realist sanatçı özellikle bu temaları tuvallerine aktarmıştır.

Realizm akımında en önemli iki konu olarak, sıradan olanın estetiği ve gündelik gerçekliğe eleştirel bakış egemendir. Yani bu yalnızca belli başlı temalar, kişi ve gruplar üzerine yoğunlaşan akademik sanata karşı sıradan insanları günlük yaşamlarına bakan bir gerçekliktir. Bu insanların yaşamlarındaki gerçekliklere yoğunlaşan realizm akımı, yaşamın görmezden gelinen yönlerini ele alır. Üsluptan önce tema üzerine yoğunlaşan ve sosyolojik açıdan bazı sınırlamaların egemen olduğu bir sanat dönemine zıt gelerek adeta kendi karakterini oluşturan çok önemli ve değerli bir sanat akımıdır. Realizm, akıllara Nazım’ın toplumsal kaygılar ile yazdığı ”Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine…” dizelerini anımsatır.
Kaynakça
Krausse, A.C., Rönesans’tan Günümüze Resim Sanatının Öyküsü, Literatür Yayınları, 2005.
Gombrich, E.H., Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi, 2019.
Erişim linki: http://www.leblebitozu.com/gustave-courbetnin-hayati-ve-eserleri/ Erişim Tarihi: 27.08.2021.
Erişim linki: https://manifold.press/buyuk-resim-ve-kucugu Erişim Tarihi: 27.08.2021.