İsmini dizi, film, gündelik hayat ama en çok da Yunan mitolojisinde duyduğumuz Atina şehrinin isminin ortaya çıkışı yıllar öncesinde Athena ve Poseidon arasındaki çekişmeli bir yarışmaya dayanmaktadır.

Atina Şehrinin İsmi Nereden Gelmektedir?
Atina şehri, yaklaşık 5.000 yıllık bir geçmişe sahip olmakla birlikte Antik Yunan Dönemi‘ndeki birçok şehir devletinden sadece biridir. Şu anda ise Yunanistan‘ın başkenti ve en kalabalık şehridir. Atina şehrini keşfeden ve kuran kişi ise yarı yılan yarı insan olan Kral Kekrops‘tur. Bazı kaynaklarda farklı geçmekle birlikte Olimposlular ile Titanlar’ın arasında geçen savaş sonucu Kral Kekrops’un hayatını kaybetmesiyle şehir başıboş kalmıştır.
Günler böyle tekinsiz geçerken bir gün Akropolis Tapınağı’nın yani şehrin olduğu bölgenin çevresinde keşfe çıkan ve gördükleri doğanın güzellikleriyle büyülenen Athena ile Poseidon karşılaşmışlardır. Athena ve Poseidon Titanlar ile yapılan savaşta aynı tarafta birbirlerini destekleyerek savaşmışlardır.
Buna ek olarak Athena; ilham, sanat ve barış tanrıçasıyken Poseidon ise deprem, denizler ve fırtına tanrısıdır. Ayrıca Athena barış yanlısı feminizmi temsil ederken Poseidon savaş yanlısı erkek gücünü temsil etmektedir.
Bu iki tanrı da bu şehrin yeni kurucuları, sahibi olmak istemişlerdir. Böylesine nüfuzlu bir yerin sahibi olmak o yerde yaşayan herkesin hürmetini ve duasını almak demek olduğundan ikisi de bir anda anlaşmazlığa düşmüşlerdir. Bu anlaşmazlık hiçbir sonuca varmayınca en sonunda tanrıların tanrısı Zeus‘a danışmayı akıl etmişlerdir. Zeus ise tüm kararı Atina halkının vereceği bir yarışma yapılmasının en doğrusu olacağını söylemiştir. İki taraf da Atina halkına ve şehre bir hediye sunacaktır. En çok yarar sağlayanve sevilen hediyeyi bahşeden kişi de şehrin yeni sahibi olacaktır.

Herkes bu yarışmayı kabul ettikten sonra ilk hediyeyi Poseidon bahşetmiştir. Büyüleyici ve artık kendisinin sembolü olmuş olan üç başlı tridentini yeryüzüne sertçe saplar ve sapladığı yerden gür bir su kaynağı çıkar. Başta bu görüntüye ve suyun kendilerine getireceği yararları düşünüp sevinen Atina halkı, suyun içinde bir süre oynayıp tadına baktıktan sonra fikirlerini değiştirmiştir. Halk suyun tadına baktığı zaman bu suyun tuzlu bir okyanus pınarı olduğunu anlamıştır yani dedikleri kadar işlerine yaramayacaktır.
Bu hüsran dolu hediyeden sonra sıra Athena’ya gelmiştir. Kendi şehvetli mızrağını yeryüzüne nazikçe saplamıştır. Sapladığı yerden büyük ve oldukça canlı gözüken bir zeytin ağacı yeşermiştir. Yeşerdiği gibi de Athena bu ağaçla halkın neler yapabileceğine dair açıklamalar yapmıştır. Zeytini hem lezzetli hem de sağlıklı olduğu için yiyebileceklerini, suyunu çıkarıp yağıyla ticaret yapabileceklerini ve dalları ile de kendilerini ısıtmak veya korumak için ateş yakabileceklerini anlatmıştır.

İki önemli kişinin de hediyelerini iyice göz önünde bulunduran halk, verdikleri karar sonunda Athena’nın sunduğu hediyeyi daha çok beğenerek kurucu olarak onu seçmiştir. O günden beri de şehrin ismini Athena’nın koymasıyla yönetimini de o üstlenmiştir. Ek olarak şehrin sembolü de halkına verdiği hediye yani zeytin dalı olmuştur.
Hâlâ dilden dile gezen bu hikâyemizin sonuna da burada gelmekteyiz sevgili Söylenti okurları. Olur da Atina kentini ziyaret etme fırsatı bulursanız bizi hatırlamanız dileğiyle!
Kaynakça
ATHENA (Athene) – Greek Goddess of Wisdom, War & Crafts (Roman Minerva) (theoi.com)