Cem Yılmaz Türk komedi türünün şüphesiz en öne çıkan isimlerinden. Yaptığı her iş gündemin tam ortasına otururken kendisi de şöhretine şöhret katmaya devam ediyor. Tarzı ile Türk sinemasına yeni bir soluk kazandırmış olan Cem Yılmaz son olarak Netflix’e Erşan Kuneri adlı yapımı yapmış olsa da akıllardan hiçbir zaman silinmeyecek birçok yapımın da yaratıcısı konumunda. Söylenti Sinema Cem Yılmaz’ın akılda kalan filmlerini sizler için derleyerek değerlendirdi.
Barı Açıyorum, Ayla ile Aramı Düzeltiyorum, Babamı da Yanıma Alıyorum
Cem Yılmaz’ın sinemaya ilk adımı olan Her Şey Çok Güzel Olacak filminde ona Mazhar Alanson eşlik ediyor. 1998 yapımı filmde Cem Yılmaz oyunculuğun yanı sıra senaristlik görevini de üstleniyor.
Cem Yılmaz’ın hayat verdiği Altan karakteri çıkarları için her şeyi göze alabilecek bir karakterdir. Altan bir bar açma hayali kurmaktadır. Sokakta bir kavgaya karıştığı esnada uzun süredir görüşmediği abisi Nuri ile karşılaşır ve abisinin çalıştığı ecza deposunu bu amacına ulaşmak için kullanılabilecek bir basamak olarak görür. Bu basamak Altan için basit olsa da diğer insanlar için hayatları pahasına korumaları gereken bir şeydir. Abisini kötü amaçları için kandırmaya çalışan Altan ikisinin de başını belaya sokacaktır.
Cem Yılmaz’ın sinemaya girişi olan filmde kendisinin sinema hayatı boyunca kullanacağı bir desene rastlamak mümkündür. Filmde sıradan olmayan bir karakterin sıradan insanları manipüle ederek farklı maceralara yönelmesi konu alınmıştır. Bu noktada Türk sinemasının olmazsa olmazlarından kahramanımızın yol üstünde başına gelenlerden dersler çıkararak eskisinden daha iyi bir insan olarak eve dönmesini de gözlemleme fırsatı buluruz.
Zeki Müren de Bizi Görecek Mi?
2001 yılında yayınlanan Vizontele filminde ise Cem Yılmaz’ı üçkağıtçı bir esnaf olan Fikri karakterini canlandırırken görürüz. Bir Yılmaz Erdoğan filmi olan Vizontele bir köye ilk televizyonun geliş hikayesini ele almaktadır. Cem Yılmaz ne kadar başrol olmasa da filmdeki replikleri ve karaktere kattıklarıyla akıllarda yer etmeyi başarmıştır. Yıllar sonra kendi filminde yine bu karaktere bir selam yollayacaktır.
Ateş Su Toprak Tahta
2004 yılına geldiğimizde Türk sinema tarihinde şüphesiz bir çığır açıldı. GORA filmini vizyona sokan Cem Yılmaz adeta yeri yerinden oynatmıştı. 18 sene sonra günümüzde bile hala birçok sinemasever tarafından Türk sinemasının en komik filmi olarak görülen GORA kullanılan hikaye, espriler, olay örgüsü ve oyuncular bakımından kusursuza yakın bir işti.
Arif Işık. Kendisi Cem Yılmaz’ın canlandırmayı sevdiği türden bir karakter. Uyanık bir esnaf. Her ne kadar uyanık olsa da kendi yağında kavrulup giden bir adam. Şöhretin ve paranın anahtarı olarak ise uzay ve uzaylıları görüyor. Kendisinin tamamen sahte senaryolardan oluşturduğu UFO fotoğrafları ve uzaylı hikayeleri hiçbir ajans tarafından kabul görmezken o uzayla ilgilenmekten vazgeçmiyor. Bu noktada da filmin belki de en ironik tarafına bir gönderme görmüş oluyoruz. Uzaya bu kadar takıntılı bir adamın uzaylılar tarafından kaçırılması sürpriz olmuyor.
Cem Yılmaz’ın ilk defa birden fazla karaktere aynı anda hayat verdiğini gözlemlemiş oluyoruz. İki karakter. Arif ve Logar. İkisi tamamen zıt kutuplar gibi gözükse de aslında ikisinin de gösterdikleri reaksiyonlar bakımından psikolojik birer vaka olduğunu söylemek yanlış olmaz. İki karakter de üzerine çok düşünülebilecek, sayısız yorum yapılabilecek ve birçok filme başrol olabilecek karakterler. Bu iki komple karaktere Cem Yılmaz aynı anda hayat veriyor.
MFÖ grubunun bir diğer üyesi olan Özkan Uğur’un yanı sıra Yılmaz’ın birlikte çalışmayı sevdiği Ozan Güven’i de ilk defa bir Cem Yılmaz filminde izleme fırsatı buluyoruz.
Dayak Nedir? Neden Atılır?
Bir diğer Yılmaz Erdoğan filmi olan Organize İşler‘de Cem Yılmaz yine bir karaktere hayat verirken sınırları aşıyor. Müslüm Duralmaz karakteri rafine zevkleri olan bir mafya babası. Bu mafya babasının en büyük keyfi ise golf oynamak. Şiddet uyguladığı sahnelerde bile konuşmasının sakinliğiyle yarattığı ikilem Müslüm’ü özel yapan detaylardan sadece biri.
Cem Yılmaz’ın mükemmel performans sergilediği dayak tiradı ise neredeyse tüm sinemaseverlerin aklında yer etmeyi başarmış bir sahnedir. Yine başrol olmadığı halde tüm filmin en dikkat çeken karakterlerinden olmayı başarmıştır Müslüm karakteri.
Öz Oğlum Ama Hokkabaz. Acı Ama Gerçek
Hokkabaz Cem Yılmaz’ın yönetmen koltuğuna oturduğu ilk filmidir. Daha önce oyunculuk ve senaristlik yapmış olan Yılmaz Hokkabaz filmiyle üç ayrı rolü tek başına üstlenmiştir. Hokkabaz sadece bu yönüyle değil bir yönüyle de diğer Cem Yılmaz filmlerinden ayrılmaktadır. Hokkabaz filminde ilk defa mizah unsuru Cem Yılmaz üzerinden ilerlememektedir. Filmi komik yapan asıl karakter Mazhar Alanson‘un hayat verdiği Sait karakteridir.
İskender ve Maradona tam zamanlı sihirbazlardır. Turneye çıkacakları sırada İskender’in babası Sait de onlarla gelmek ister. Sait bir gazidir. Turneye gittikleri esnada oğlu İskender’den isteği kendisini Çanakkale Şehitliğine gömmesidir. İskender bunu uzun bir süre ciddiye almasa da yolda durumun ciddiyetinin farkına varacaktır. Üçlümüze sonradan katılan Fatma ile güzel bir yol macerası Cem Yılmaz’ın beklenen filmi için bir geçiş niteliği taşımaktadır.
Adam Sigaradan Gitti Usta
Takvimler 2008 yılını gösterdiği seyircilerin hala üzerine konuşmayı bitiremediği GORA filminin sonunda devamı gelmiştir. AROG filminde Arif Işık’ın hikayesinin devamını izleme şansına erişiriz. Arif hikayeye göre GORA’dan dünyaya dönmüş ve Ceku ile evlenerek bir aile kurmuştur. Ceku hamiledir ve çiftimiz sabırsızlıkla çocuklarını beklemektedir. Fakat Logar’ın söyleyecek son bir sözü vardır. Logar bir zaman makinesi ile Arif’i bir milyon yıl öncesine gönderir.
Arif karakterinin her duruma çok çabuk adapte olması filmi doğal komik klasmanına sokmaktadır. GORA filminin yükselttiği beklentiler AROG ile aşağıya çekilmemiştir. AROG bu sebeple belki de Cem Yılmaz’ın ”ne yapsa izlenir” konumuna ulaştığı film olma niteliği taşımaktadır. GORA gibi bir başyapıtın devamını yine GORA kadar kaliteli yapmayı başaran Yılmaz işinde ne kadar iyi olduğunu tüm sinema dünyasına kanıtlamıştır. Beraber çalışmayı sevdiği ekibine bu film ile dahil olacak olan Zafer Algöz ise günümüze kadar her Cem Yılmaz filminde role sahip olan tek oyuncu unvanını korumaktadır.
Horse Washing In and Out
2010 yılında yayınlanan Yahşi Batı filmi ile bir Western parodisi yapan Cem Yılmaz yine seyircileri kahkahalara boğan bir işe imza atmıştır. Aziz Vefa ve Lemi Galip padişahın hediyesini Amerikan başkanına iletmekle görevli iki devlet memurudur. Yolda eşkıyalara hediye edecekleri elması kaptıran ikiliyi elması geri alma yolunda sayısız macera beklemektedir.
Özellikle film arasına gidileceği sırada yapılan ”sipsi düştü şimdi işin yoksa on dakika ara” esprisi ile filmin hiçbir saniyesini boş geçirmeyen Cem Yılmaz karakter tasarımı ve senaryo ile yine çığır açmış ve artık ondan daha iyisi olamaz tartışmalarına son vermiştir. Herkes kabul etmiştir ki Cem Yılmaz’ın bir sonraki filmi yine bir önceki kadar iyi olacaktır.
Hayde Gidelum
Av Mevsimi filmini bir Cem Yılmaz filmi olarak adlandırmak doğru olmayacaktır zira Cem Yılmaz bu filmde sadece bir oyuncudur. Üstelik tarzının çok aksine Av Mevsimi komedi değil bir polisiye filmidir. Cem Yılmaz bu filmde canlandırdığı İdris karakteriyle yine tüm sinemaseverlere karakter ne olursa olsun tür ne olursa olsun başarılı bir oyuncu olduğunu hatırlatmış ve büyük beğeni toplamaya devam etmiştir.
Büyük usta Şener Şen ile sahne paylaşma fırsatı bulan Cem Yılmaz canlandırdığı karaktere yine farklı bir boyut kazandırarak filmografisine bu başarılı eseri de eklemeyi başarmıştır.
İstese Yürürmüş
Cem Yılmaz’ın önceki filmlerinden farklı olarak tamamen komedi odaklı olmayan Pek Yakında filmi usta oyuncunun en çok eleştirilen eserlerinden biridir. İçinde bulundurduğu dram öğeleriyle birçok türü aynı anda içinde bulunduran filmde Zafer eski eşini geri kazanmak için arkadaşlarının yardımıyla bir film yapmaya çalışmaktadır. Arif Işık’ta gördüğümüz tarzda bir çelişki ile bakmak gerekirse Zafer film çekmeye çalışan bir korsan film satıcısıdır.
Özellikle filmde geçen ”bu adamları bir odaya toplamak milyon dolar” sekansı akıllarda yer eden yapımda Cem Yılmaz filmlerinde görmeye alışık olduğumuz kadro tekrar bir araya gelmiştir.
Aralarında Bir Aşk Yok Yani
2015 yapımı Ali Baba ve 7 Cüceler filmi Cem Yılmaz’ın farklı bir deneyim vadettiği filmlerden biridir. Daha önce yaptığı filmlerden farklı bir atmosfere sahip olan filmde Ozan Güven’in eksikliği şüphesiz hissedilmektedir. Şenay bahçe cüceleri satan kendi halinde bir esnaftır. Bulgaristan’da katıldığı fuarda bir müşterisinin şüphe çeken davranışlarını takip etmek istemesi başına bir dizi olay açacaktır.
Besim Bey mi? Besim’i Kim Oynuyordu
Zamanda yolculuk konseptinden memnun kalmış olacak ki Cem Yılmaz daha önce yaptığı filmlerine ufak bir geri dönüşü Arif v 216 filmiyle yapıyor. Film adıyla dahi birçok farklı filmin parodisi niteliğinde olacağını gösterirken bu filmde GORA’dan tanıdığımız 216’nın dünyaya Arif’i ziyarete geldiğini ve bu ziyaret sonucunda insan olmak istediğini görüyoruz.
Zamanda yapılan seyahatlerde kıyafetlerini kaybetmesi, yüzüne yapışan gazete kağıtları, ele alınan Yeşilçam filmleri ile Arif v 216 seyircinin damağında nostaljik bir tat bırakmayı başarıyor. Geçmiş, gelecek ve günümüz sentezini iyi şekilde yansıtan filmde Cem Yılmaz ile 216’nın önce düşman olduğunu ve yine bir Cem Yılmaz klasiği olarak kötü tarafa geçen karakterin zamanla ders alıp iyi tarafa geri dönüşünü izliyoruz.
Uydudan İzliyorlar Kardeşim
Takvimler 2019 yılını gösterdiğinde Cem Yılmaz tartışmasız Türkiye’nin en ünlü adamlarından biri olmuştu bile. Aynı zamanda Türk sinemasının da en büyük isimlerindendi şüphesiz. Bu şöhret Cem Yılmaz’a istediğini deneme hakkı da sağlıyordu. Cem Yılmaz’ın hangi filmi yaptığından bağımsız çok izleneceği bir Türkiye gerçeği olmuştu artık.
Tam da bu noktada 2019 ve 2020 yıllarında peş peşe iki tane film vizyona soktu Yılmaz. Karakomik Filmler. Filmlerin her biri iki ayrı filmden oluşuyordu ve Kara Mizah türünün başarılı örneklerini teşkil ediyorlardı. Filmlerde yaratılmış olan atmosfer Cem Yılmaz’ın önceki işlerine hiç ama hiç benzemiyordu. Çok daha hayatın içinden olaylarla komedi unsuru yaratmayı başaran Cem Yılmaz filmografisine birbirinden başarılı iki adet kara komedi filmi eklemeyi başarmıştı. Aynı filmde iki farklı hikayeyi işleyen bu filmlerde bu hikayeleri çok küçük detaylara birbirine ustalıkla bağlayan Cem Yılmaz tabiri caizse ustalık eserini sergilemiş oluyordu.
