“Gözüm açıp gördüğüm, gönül verip sevdiğim.”
Gönül filmi 10 Ağustos 2022 tarihinde Netflix’te izleyiciyle buluştu. Başrollerinde Hazar Ergüçlü, Erkan Kolçak Köstendil, Bülent Emin Yarar, Şevval Sam, Selim Bayraktar gibi ünlü isimlerin yer aldığı filmin yönetmenliğini Soner Caner üstlenmiştir.
Hem müzikal tadı yaşatan hem izleyeni eski zamanlara götüren, bilinmez diyarların bilinmez bir köyünde masum bir aşka tanıklık eden filmi sizler için inceledik.
Film bize Emir Kusturica‘nın Çingeneler Zamanı filmini anımsattı. İki filmde de ortak noktalar; yöresel ezgiler, belirsiz göçebe mekanları ve çingenelik. İki filmde de ortak konu birbirine düşen iki gönlün kavuşma hikayesi.
Filmin konusu ise şöyle: Müzikle uğraşan bir ailesi var Piroz’un. Konar göçer bir hayat yaşıyorlar. Bir gün çalmak için gittikleri bir düğünde Piroz, Sümbül ile karşılaşıyor. Bir camdan Sümbül’ün söylediği ezgiyi duyuyor ve devamını getiriyor. Sonra karşılıklı söylüyorlar şarkıyı. Piroz’un gönlü Sümbül’e, Sümbül’ün gönlü Piroz’a düşüyor. Aynı dili konuşan, aynı ezgileri söyleyen iki aşık oluveriyorlar. Ancak Sümbül düğündeki gelindir. Sümbül nikah için avluya çıktığında tekrar Piroz’u görüyor ve kocasını bırakıp ona doğru gidiyor. Arkada bir yaygara kopuyor ve damat Piroz’u bayıltıyor. Sümbül’ü de namusumu kirletti diyerek babasının evine geri götürüyor. Bunu duyan Piroz, Sümbül’ü babasından istiyor ancak alamıyor. Sümbül’ü almak için bir oyun kuruyor ve Sümbül’ü kaçırıyor.
Filmin geneline baktığımızda zaman ve mekan belirsiz, bildiğimiz tek şey göçebe bir hayat sürdükleri. Göçebe ancak mutlular. Kendilerine ait kurdukları küçük bir köy var. Herkes mutlu. Herkes gönlüne kavuşmuş, Piroz hariç. Tüm köylünün dilinde aynı ezgi. Herkes aynı sevgi dilini konuşuyor. Bunun yanında sinematografi çok güzel. Her biri bir fotoğraf karesini anımsatan sahneler var. Nuri Bilge Ceylan sineması izliyormuş gibi hissettiriyor ve kendine hayran bırakıyor. Açıların kullanımı, ışığın yeri hatta küçük ayrıntıların bu kadar büyük verilmesi görsel bir şölen oluşturmuş.
Filmin konusuna gelirsek. Birbirine kavuşamayan, kavuşmaya çalışan, türlü engeller aşan aşıklar her zaman efsane olmuştur. Ya kültürel farklılıklar ya dil ya ırk farklılığı ya da aile beğenmemesi. İki gönlün birbirinden ayrı düştüğü tüm hikayelerde vardır ve her seferinde iç yakar. Ancak bir de; tüm zorluklara rağmen kavuşan aşıklarımız var. Görür görmez gönlü birbirine düşen, tüm bir yaşamı sanki onu bulmak için yaşamış olan, onu görünce tamamlandığını hisseden, gönlünden geçen şarkıyı duyan doğru kişiyi bulan aşıklar. İşte Piroz ve Sümbül’ün aşkı da böyle. Görür görmez aynı ezgiyi söylediler, aynı pencereden baktılar, gönülleri birbirine düştü. İkisi de biraz deliydi ama akıllara hep şu soru geldi: “Aşk delilik değil midir?”
“İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur” atasözü en çok bu filme yakıştı. Çünkü Piroz ve Sümbül bir oldu, Sümbül’ün babası Seyran ise en büyük engelleri. Namus temizleme uğrana gözünü kırpmadan kızına kıyacaktı. Halbuki Sümbül gönlünün sesini dinliyor, hayata daha tozpembe bir camdan bakıyordu. Saftı, masumdu Sümbül. Biraz da deliydi. Bundan gönlü Piroz’a düştü. “İnsan insanın aynasıdır” demiş birileri. İşte bizim iki aşığın durumu da tam olarak böyle. İkisi de birbirinin aynası. Ancak bu mutlulukları, bu kavuşmalarının elbette bir bedeli olacaktı. Piroz’un babası Mirze, hem Dilo’suna kavuşmak için hem de oğlunun gönlü hoş kalsın diyerek kendini Seyran’a feda ediyor. Her masalda olduğu gibi bu masalda da aşk uğruna bir feda maalesef oluyor.
Filmin en can alıcı noktası son sahnesi. Sümbül’ün Kürtçe ağıtı, peşinden herkesin aynı ağıtı yakması, Mirze’nin mezarından Dilo’suyla beraber kalkıp ağıda eşlik etmesi filmin anlamını tamamladığı yerlerden birisi şüphesiz.
Hayata bir kez geliyoruz. Gönlümüzün düşeceği, ortak bir şarkıyı söylemesek dahi duyacağımız, aynı yolun yolcusu, aynı hikayenin anlatıcısı hatta aynı pencerenin kuşu olacağımız birisi mutlaka var. Piroz ve Sümbül gibi, hatta Mirze gibi biraz deli cesaretle gönlümüzün eşini bulabiliriz.
Aşk zaten bir delilik değil mi? Biz de deli olalım.