Şükrü Erbaş- İnsanın Acısını İnsan Alır’dan 13 Alıntı

spot_img

1. “Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık,yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış,bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine.” (sf:7)

2. “Ömrümden öteye taşıdığım çocuk… Ya sen bu ülkede doğmasaydın, ya ben aşkı herkes gibi bilseydim.” (sf:8)

3. “Yolların kentten koptuğu bir uzaklığa varıp durdum. Sonra bir ağacın yalnızlığına oturdum. Üşüyen yerlerini aldım kirpiklerimin arasına, sana dünyayı gösterdim uzaktan” (sf:15)

4. “Bütün sözcüklerin gizini çözmüş de sesini verecek  yer  bulamadığı için her şeyi gözbebeklerine toplamıştı sanki.” (sf:16)

5. “Sevmek, özünde varolan büyük bağlanmaya karşı, insanı günlük ilişkilerin kişiliksizleştirdiği tutsaklıktan kurtaran en büyük özgürlüktür.” (sf:73)

6. “Sonra esirgediklerine bir özür, bir bağış gibi dünya seni kattın ömrüme. Yalnız gözleri değil, hücreleri görmeye başlayan bir körün sevinciydi yaşadığım. Teninin kokusuyla yudum gövdemin pasını. Bütün yaprakları birer birer serçe kesilmiş bir ağaçtım” (sf:92)

7. “İlk kez kazandığını görüyordum sevginin. Hilesiz hesapsız bir dönüş olunca ağır korkuyu yenebilmişti.” (sf:98)

8. “Bir insanın koynunda saatlerce yürümenin mümkününü gördüm. Dünyanın hiçbir parçası üzerinde böyle hazla durmamıştım.” (sf:98)

9. “Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte. İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık.” (sf:110)

10. “Mutluluğu, dünyadan yalıtılmış insanın hırsları ve gövdesiyle sınırlı bir duygu olmadığını öğreneli beri, bir avuç insanı öne çıkaran tüm olanakları yağlı bir ip, bir çeki taşı gibi boynumda taşıyorum.” (sf:117)

11. “Herkesin bir uzaklığı koruyarak kucaklaştığı plastik bir zamanda teninle tanıdım  güven duygusunu. Yüzüm biraz çiçeklendiyse sesinin ılıman ikliminden aldığı suyunu ve sıcağını. Dizlerinin dibinde yüzünü seyrede seyrede keşfettim bulutları.” (sf:127)

12. “Gülüşü, bir yaprak ummanında gün ışığı gibi hüzünlü bir sevinç verirdi. Akşamüstüne benzeyen bir sesle konuşurdu.” (sf:134)

13. “Bir yağmur damlasını tutar gibi alırdı yüzümü avuçlarına” (sf:135)

Şükrü Erbaş- İnsanın Acısını İnsan Alır /Bütün Yazıları-1
Kırmızı Kedİ Yayınevi,2014

 

 

spot_img
Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Nazlı Atabey Balkan
Nazlı Atabey Balkan
"...gövdemde sonsuzluğun dilsiz ayini. tanrı kirpiklerinden yürüyordu canıma" -Söylenti Dergi Genel Yayın Yönetmeni-

1 Yorum

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.

Söylenti Konser Takvimi: Üç Büyükşehirde Kimler Var?

Söylenti müzik ekibi tarafından hazırlanan; İstanbul, Ankara ve İzmir'e müzik coşkusunu tattıracak birbirinden farklı Mayıs ayı konserleri sizlerle!

5 Farklı Sebeple Neden Yaşlı Adam ve Deniz Okumalıyız?

Yaşlı Adam ve Deniz, mücadelenin değerini ve kaybetmenin içinde de bir başarı ve onur olduğunu dile getiren zamansız bir hikayedir.

Türk Mitolojisinde Kartal Figürü

Kartal, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip hayvan figürüdür. Destanlara ve efsanelere konuk olarak hükümdarlık alametine dönüşmüştür.

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.