Vivian Maier: Değeri Geç Fark Edilen, Dönemini Aşan Sanatçı

Editör:
Esra Şahin
spot_img

Psikoloji bilimi, bakma eyleminin hisleri tetiklediğini söyler ve gözlerimizin bu doğrultuda da görme işinin doğrudan beyin ve sinir sistemimizle bağlantılı olduğunu ortaya koyar. Bir fotoğrafın gücü, sadece durağan bir görüntüyü yansıtmakla sınırlı değildir. Ancak bir fotoğraf, anı daha iyi algılama ve hatırlama fırsatı sunarak, akıl ve kalp arasında da muhteşem bir köprü kurar. Ölümünden sonra keşfedilen fotoğrafçı Vivian Maier işte tam olarak akıl ve kalp arasında çektiği fotoğrafları ile bizlere hep birçok şey söylemiştir.

1926 yılında dünyaya gelen eşsiz ve yalnız bir sanatçı olan Vivian, henüz tanınmamışken hayata veda ettikten sonra, aslında hakkında bilinenlerden çok farklı biriydi ve değeri ancak ölümünden sonra keşfedildi. Bilinen kayıtlar, Vivian’ın Fransa kırsalı olan bir köyde annesiyle yaşadığını göstermektedir. Yine kayıtlara göre sanatçının bir erkek kardeşi ve bir halası olduğu da biliniyor. Ayrıca hayatı boyunca Fransız sanılan bir Avusturalyalı olduğu da belgeler ile kanıtlanmıştır.

Hayatının bir kısmının, bir fabrikada çalışarak geçtiği söyleniyor. Ancak bu dönemde çok sevdiği fotoğraf çekimlerini gerçekleştiremediği için fabrikadaki işinden ayrıldığı düşünülmektedir. Fabrikadan ayrıldıktan sonra özgürce fotoğraf çekebileceği mesleği dadılığa başlamıştır. Kendisi hakkında bilinen en gerçek bilgi, parasını dadılık yaparak kazandığı ve özgürce fotoğraf çektiğidir. 2013 yılında çıkan Amerikan yapımı biyografi, gizem türündeki belgesel filmi bizlere sanatçının hayatı hakkında ışık tutar. Kendi adını taşıyan Finding Vivian Maier (Vivian Maier’in Peşinde), John Maloof ve Charlie Siskel’in birlikte yazıp yönettiği belgeselin kadrosunda: Vivian Dorothea Maier‘in arşiv görüntüleri, John Maloof, Mary Ellen Mark (Fotoğrafçı) ve kendisini hatırlayan sayısız insan yer alıyor.

Dadılık yaptığı dönem baktığı çocuklar, ölümünden yıllar sonra onu hatırlayarak belgeselde onun hakkında anılarını paylaşmışlar. Onu tanıyan insanlar, eserlerinde de görülen trajik ve komik bir yanın olduğunu belirtiyorlar. Ansızın çektiği resimlerin böylesi şeffaf olması herkesi yıllar sonra şaşırtmıştır. Aslında arşivinde ışık ve boşluk hissini vurgulayan pek çok fotoğrafı vardır. Kendisinin bile görmemiş olabileceği 150.000 civarı negatife sahip olduğu bilinmektedir. Belgeselde, John Maloof‘un müzayede salonundan satın aldığı eski fotoğraf negatifleriyle dolu kutulara bakması ve olayları parça parça çözmesi ile gerçekler gün yüzüne çıkartılıyor.

Ayrıca bulunan diğer eşyaları arasında insanlarla ilgili anıları ve nesneleri toplamaktan zevk aldığı, hatta biriktirme bozukluğuna ulaşan bir seviyede olduğu düşünülüyordu. Onu hatırlayanlar, 1925’ten kalma kıyafetleri giyinen, kısa saçları olan, oldukça uzun bir boya sahip, genellikle kalın giysiler içinde vücudunu gizlemeye çalışan, dikkatlerden uzak ve içine kapanık bir kadın olarak tanımlıyorlar. Ek olarak gazete okumaktan zevk aldığı bilinmektedir. Gazetelerin hepsini biriktiği ve hatta dikkatini çeken içerikleri keserek topladığı da aktarılmıştır. Eserlerinde de sıkça gördüğümüz Rolleiflex kamera ile göbek seviyesinde çektiği, dönemin sosyo-kültürel yapısını yansıtan fotoğraflarıyla, bu dönemi şeffaflığıyla, sade bir şekilde çekim yaptığı biliniyor.

Fotoğraflarından bahsedecek olursak öncelikle onun her saniye fotoğraf çektiği söylenir. Dadılık yaptığı çocuklar ile dışarıya çıkarak her an fotoğraf çektiği ve hatta bazen çocukları dışarıda unuttuğu bile söylenir. Hiç evlenmemiş olan sanatçının kendisini dadı olarak tatmin ettiği ve bu sayede de özgürce fotoğraflarını çektiği düşünülmektedir. Yalnız olması ve gizemli şekilde hayatı hakkında kimseye bilgi vermemesi, bir bakıma hayatın onun için kolay olmadığını göstermekte. Öyle ki bu zorlu hayatta bir anlam arayışı içinde olması eserlerinde oldukça yalın şekilde görülüyor. Fotoğrafları dışında kendisi ile ilgili hatıralar iki kategoriye ayrılabilir: onun sevecen, titiz olarak hatırlandığı ve diğer yandan gizemli, hatta belki de psikolojik olarak rahatsız olduğunu düşünenler bulunmaktadır. Dadılık yaptığı çocuklar onun hakkında konuşurken, sanatçının bazen oldukça fedakar ve sevecen olduğunu söylerler. Onları parklara götürdüğü ve birlikte sokaklarda gezdikleri bilinmektedir. Diğer bir kısım çocuk için ise gizemli ve belki de korkutucu bir yanı olduğu aktarılmaktadır.  Belgeselde onunla olan anılarından bahseden kişi, çocukken kenar mahallelere götürüldüğünü ve Vivian’ın garip bulunan anların fotoğrafını çektiğinden söz etmiştir.

Kendini en iyi ifade eden yaklaşımı, ışık ve mekân duygusuydu. Fotoğrafları öldükten sonra basıldığında ise o dönem için benzersiz kabul edildi. Vivian Maier, birçok sanatçı için dönemini aşan bir sanatçıydı. Çektiği fotoğrafların etkisi dönemini aşarak günümüz teknolojisi için de oldukça değerli kabul edilmektedir. Fotoğraflarının eşsiz olduğunu kendisinin de düşündüğünü ilgili bir mektup ile kanıtlamıştır. Sahip olduğu eşyalar arasında onun gizemli kalmak isteyen doğasını çürüten bir mektup bulunmuştur. Mektupta, eskiden yaşadığı Fransız kırsalı Saint-Julien’de tanıdığı bir fotoğrafçıdan, çektiği fotoğraflarını basmasını istediği ve özellikle mat formda basılmasını rica ettiği söyleniyor. Mektubun devamında ilgili fotoğrafçı ile birlikte çalışmaktan keyif alacağını söylediği de bilinmekte.

“Onu hatırlayanlar, onu hatırlıyor. Çünkü o, çok farklı birisiydi. 1950’lerde ayinler ve düğünler hariç kimse fotoğraf çekmezdi. Kendini yollara vurur, tepelere doğru çıkardı. Ya da tarlada çalışan insanları çekmeye giderdi.
Daniel Arnaud-Saint-Julien Belediye Başkanı

Hayatı hakkında yapılan belgeselde, Vivian’in son dönemlerinde oldukça çaresiz ve huysuz bir hal aldığı aktarılmaktadır. Komşuları ile yapılan röportajda sürekli denize bakan bir banka oturduğu, kimse ile konuşmadığı ve çöp toplayarak karnını doyurduğu söylenmiştir. Son gününde bile aynı banka oturmak için gittiği söylenir ve çok sürmeden insanların onu yerde yatarken bulduğu bilinmektedir. Hastaneye kaldırıldığı bilinirken sonrasında ona ne olduğu ise kimse tarafından bilinmiyor. Böylesi yalnız bir hayat yaşaması ve tanınmak istemeyerek ölmesi herkesi derin üzüntüye itmiştir. Çalışmalarıyla ilgili söylenen şu söz belki de hayatını özetlemektedir,

“Çalışmalarında aslında sevecenlik, insan trajedileri, fedakârlık ve nezaket gösteriyor”

denilmektedir. Yaşasaydı tanınmak ister miydi bilinmez ama saygı görmeyi ve anlaşılmayı kesinlikle hak ediyordu. Bir bakıma, insanları ve toplumu oldukça destekleyen yönleri vardı. Sanatçının hayatla anlaşamadığı ve anlaşması için yardım edilmediği düşünülmektedir. Ancak kendisi sade ve gizli hayatından kurtulmanın yolunu fotoğraf çekerek ve anıları toplayarak bulmuştur. Vivian Maier ardında büyük bir sır bırakarak eserlerinin basıldığını göremeden aramızdan ayrıldı.

 

Kaynakça

Vivian Maier Fotoğrafları Web Sitesi. Web. Erişim Tarihi: 18.02.2023

 Finding Vivian Maier Belgeseli. Web. Erişim Tarihi: 18.02.2023

Yaşamın En Naif ve Gerçek Anlarını Kareleyen Gerçek Bir Fotoğrafçı: Vivian Maier. Web. Erişim Tarihi: 19.02.2023

spot_img
Melike Zübeyde Kalkan
Melike Zübeyde Kalkan
Sen de başka bir gezegenden mi geliyorsun?

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.