Mela Muter: Önce Anne Sonra Ressam

Editör:
Gökçe KAVİ
spot_img

Döneminde Parisli Bohemleri betimlemesiyle tanınan Mela Muter, sanatında anneliğin en özel ve eşsiz anlarını yakalamaya büyük ilgi duyuyordu. Eserlerinde Sembolizm, Post-Empresyonizm ve Kübizm gibi bir dizi sanatsal akımdan ilham alıyor ve çalışmalarında annelik konusuna dikkat çekiyordu.

Mela Muttermilch 25 Haziran 1911de Feminal dergisinde yayınlanan fotoğrafı

 

Hayatı Hakkında

Mela Muter, ya da gerçek adıyla Maria Melania Muttermilch zengin ve asimile olmuş Yahudi tüccar ailesi Klingsland‘in kızı olarak dünyaya geldi. Babası Varşova’da ticaret yapan ve sanata ilgi duyan bir patrondu. 1899’da Muter, Yahudi-Polonyalı bir yazar, eleştirmen ve sosyalist aktivist olan müstakbel kocası Michał Mutermilch (1874–1947) ile tanışarak evlendi. Aynı yıl ressam Miłosz Kotarbiński‘nin Varşova’daki kadınlar için çizim ve resim okuluna katılmaya başladı. 1901’de ailesiyle birlikte Paris’e taşındı. Académie de la Grande Chaumière ve Académie Colarossi‘de kurslara katıldı, ancak genç bir anne olarak çoğunlukla kendini eğitti.

1901 yılında Paris‘e taşındıktan sonra resim yapmaya başlayan Muter, Natüralizm hareketiyle uyumlu bir stil geliştirdi. Kendine özgü canlı tonları ve güçlü fırça darbeleriyle, imza çalışmalarıyla Paris‘te hızla popüler oldu ve sonraki beş yıl içinde eserlerini sergilemeye başladı. 1902’den itibaren resimleri düzenli olarak Paris, Krakow, Lviv ve Varşova’da sergilenmeye başlandı.

Mela Muter Self Portrait at Age 33 1909

Muter, o dönemin Parisli sanatsal ve entelektüel elit çevresine entegre oldu. École de Paris sanatçılarıyla yakın ilişkileri vardı. Romain Rolland, Anatole France, Arthur Honegger, Edgar Varèse ve Auguste Perret (Mimar ve betonerme mimari kullanımının öncüsü) gibi isimlerle arkadaştı. Polonyalı sanatçılardan Henryk Sienkiewicz, Władysław Reymont ve Bronisław Huberman ise ona en yakın olanlardı. Muter, İlk kişisel sergisini 1912’de Barcelona’daki Galerie José Dalmau‘da açtı. Aynı yıldan itibaren Société nationale des Beaux-Arts üyesiydi.

Société ile birlikte sergilere katıldı (1902-1905, 1909-1913) ve önemli Paris Salonları’nda düzenli olarak yer aldı. Salon des Indépendants‘ta (1905, 1910, 1926, 1934), Herbst-Salon‘da (1911-1913, 1923-1927, 1936-1938) ve Salon des Tuileries‘de (1924-1927, 1929-1931). Resimleri Münih’teki Tannhäuser Gallery‘de (1911), Pittsburgh’teki Carnegie Institute‘da (1921, 1926, 1934) ve Venedik Bienali’nde (1927) sergilendi. Paris’teki Drouet (1926), Billiet (1927), Bellier (1960), Cologne’deki Gmurzynska Gallery (1965-1967), New York City’deki Hammer Gallery (1967) ve Cenevre’deki Petit Palais (1977) gibi yerlerde başka kişisel sergileri de oldu.

 

Mela Muter The Port of Collioure 1920

 

1911-1914 yılları arasında birkaç kez İspanya‘yı ziyaret etti. 1917-1920 yılları arasında sosyalist Raymond Lefebvre ile birlikte yaşadı. Fakat Stalin daha sonra Raymond‘u öldürdü. 1923 yılında Varşova‘daki Galeria Zachęta, eserlerinin büyük bir kişisel sergisini düzenledi. Babasının ölümünden sonra 1924’te Katolik oldu, vaftiz babaları Lili ve Władysław Reymont‘tu. 1927’de Fransız vatandaşlığı aldı. İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesinden sonra, Nazi işgalinden kaçmak için Avignon‘a gitti. Göz sağlığının bozulması nedeniyle resim yapmaya devam etse de, sağlığı giderek kötüleşti. 1953’te Paris’te retrospektif olarak sergilendi. 1965’te katarakt ameliyatı oldu. Ressamlığa geri döndü ve Köln, Paris ve New York‘ta eserlerini sundu.

Mela Muter Verso Mutter mit Kind Probably circa 1940

 

 

Kariyeri Hakkında 

Sanat kariyeri boyunca, sembolik manzaralar, portreler ve figürlü sahneler çizdi. Muter; çekici manzaralar da resmetti ancak siyasetçiler, yazarlar, bilim insanları ve sanatçılar gibi kişileri (Auguste Rodin, Diego Rivera, Leopold Gottlieb ve Henryk Sienkiewicz, Władysław Reymont ve Leopold Staff gibi Polonyalı yazarlar dahil) resmederek hareketli portreleriyle daha da ünlü oldu. Fransız burjuvazisinin üyelerine ek olarak, fakir, hasta ve yaşlıların portrelerini de yaptı.

Mela Muter Mutter mit Kind Mother and Child 1918 Private Collection

I. Dünya Savaşı’nın acımasız trajedilerine tanık olduktan sonra, Muter‘in sanat tarzı biraz daha değişti. Artık sert gerçeklerle ilgilenmek yerine, çevresindeki güzellikleri ve umutları yansıtmak istiyordu. Bu nedenle; yeni keşfettiği parlak renkleri kullanmaya ve daha özgür bir boya tekniği benimsemeye başladı. Bu değişim eserlerine yeni bir canlılık ve enerji kattı. Sonrasında kadınlar, çocuklar ve özellikle annelerin çok sayıda portresini de çizdi.

 

Mela Muter Stilleben mit Krug 1920 Oil on Canvas 7575 cm

 

Sanatsal Bakış Açısı ve Etkileri

Erken döneminden kalan eserleri, yaşadığı yüzyılın ve sosyal çevresinin izlerini bulundurmaktadır. Lirik çalışmaları olduğu, renkleri yumuşak ve dokusu ince çalışmaları ile bilinir. Fransa’daki ilk yılında; Britanya’daki Concarneau‘ya sık sık ziyaretleri sırasında École de Pont-Aven‘den ressamlarla teması, onun üzerindeki ana etkiydi. Rol modelleri Vincent Van Gogh ve Edouard Vuillard‘dı. Van Gogh‘a benzer güçlü çizgileri ve çok karakteristik fırça darbelerine dikkat edildiğinde, çoğunlukla Post-Empresyonizm ile ilişkilendirilir. Fransa’da, resimlerinin renkleri daha açık ve zengin hale geldi. Resim yüzeyi yapma şekli, arka planı boyaması oldukça farklılaştı.

 

Mela Muter Signed Watercolour and Ink Drawing 1920

Geliştirdiği kişisel tarzı 1905 yılı civarında şekillenmeye başladı. Birinci Dünya Savaşı öncesinde resminde detaylandırdığı üslup özellikleri daha sonra çok az değişti. Resminin dokusu kısa ve belirgin fırça darbelerinin izlerini taşıyor. Birinci Dünya Savaşı öncesinde oluşturulan manzaralarda Paul Cézanne‘ın kübist ve geometrik yapıları yer alıyor. Portrelerinde sakin, güneşli, kahverengi-kırmızı renklerle post-empresyonist bir tarz geliştirdi. Kübizmin etkisini, Fransız Kübist ressam Albert Gleizes ve İtalyan kübist ve fütürist ressam Gino Severini ile olan temasından sonra ortaya çıkan, yeni bir ilgiyle 1919’dan sonraki çalışmalarında ifade etmiştir. Anılarında, bu iki ressamın bir tabloyu “bestelemek yerine inşa etmek” gerektiğini anladıklarını yazmıştı. 1920’lerin başından itibaren çalışmalarının özelliği, resimlerinin anlamlı yönlerini vurgulayan kompozisyonun geometrik ve ritmik şekillerden oluşmasından kaynaklanıyordu.

Sanatsal gelişiminin başında ilgi duyduğu konulara hep sadık kaldı. Diğer figürlü kompozisyonlar gibi portreler de onun için büyük önem taşıyordu. Modellerini sıklıkla yaşlı, fakir ve sakat insanlar arasından seçerdi. Çocuk resimleri eserlerinde ayrı bir bölümdür. “Annelik” ise çalışmalarının bir başka karakteristik özelliğidir.

Maria Muter French Mother and Child Oil on Canvas 806 x 648 cm

 

Muter, portre boyama sürecini şöyle anlatmıştır: “Şövalelerimin önündeki bir kişinin iyi, sahte, cömert, zeki olup olmadığını kendime sormuyorum. Onlara hükmetmeye ve tıpkı bir çiçek durumunda yaptığım gibi onları temsil etmeye çalışıyorum. Domates ya da ağaç; kendimi onların özünde hissetmek; bunu başarabilirsem, onların kişiliğiyle kendimi ifade ederim.”

Mela Muter Mother and child Oil on Board 100725 cm

 

Mela Muter hakkında, çok yönlü olduğu ve görünmeyeni göstermeyi başaran bir sanatçı olarak hayatını sürdürdüğünü söyleyebiliriz. Yaşadığı çevrenin kurallarına uyum sağlayan, kendisini ve izleyiciyi besleyen zamansız bir sanatçıydı. Hayatında zorluklar olsa da hep çalışmalarına sığındı. Her zaman bir şeyler anlatmak istemişti..

Eserleri incelediğinde genelde hüzünlü ve eksik bir şeyler olduğundan söz edilir. Eserlerinde açıkça görülen şey, yüzlerin sanki acı ve yalnızlık içinde olduğudur. Belki de en iyi yaptığı iş yalnızca resim değildir. Etrafında olup bitenlere kayıtsız kalmıyor, bazen güzellikleri, bazen ise sorunları eserlerine yansıtıyordu. Yaşadığı çevre de anne olmayı, anneleri ve dadıları hep resimlerine konu etmiştir. Çalışmalarındaki dokunuşlar ile kendine has bir tür oluşturduğu ve bir kaç farklı akımı birlikte çizdiği eserlerinde görülmektedir. Eşsiz bir anne ve eşsiz bir ressam olduğu ise şüphesiz. Kendisi hakkında kapsamlı bir arşiv, Toruń‘daki Kütüphanenin Göçmen Arşivi’nde bulunduğu biliniyor. Eserlerinin önemli bir koleksiyonu Toruń Üniversitesi Müzesi’nde bulunuyor.

 

Kaynakça

  • MARIA MELANIA MUTERMILCH / MELA MUTER, Web, Erişim Tarihi 03.03.2023.
  • Mela Muter, Web, Erişim Tarihi 04.03.2023.
  • Mela Muter, Web, Erişim Tarihi 04.03.2023.
  • “Mela Muter 1876-1967”, Yahudi Kadın arşivi.
  • Mela Muter – Accomplished Portraitist and Devoted Mother, Web, Erişim Tarihi 04.03.2023.
  • “Mela Muter (1876-1967)”, Şalom dergisi (Fransızca).
spot_img
Melike Zübeyde Kalkan
Melike Zübeyde Kalkan
Sen de başka bir gezegenden mi geliyorsun?

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Türk Mitolojisinde Kartal Figürü

Kartal, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip hayvan figürüdür. Destanlara ve efsanelere konuk olarak hükümdarlık alametine dönüşmüştür.

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.