A’dan Z’ye Jane Eyre

Editör:
İclal Yaka
spot_img

Asi ve kendi ayakları üzerinde duran ana karakteriyle öne çıkan Jane Eyre kitabı, şüphesiz ki yazar Charlotte Brontë‘nin en önemli eseri olmuştur. Dünya edebiyatındaki yerini epey sağlamlaştırmış olan Jane Eyre‘i A’dan Z’ye gelin, birlikte inceleyelim!

Aşk ve Mantık Çatışması

Roman boyunca Jane, idealleri ve aşkı arasında pek çok kez kalmıştır. Rochester’ın kendi işvereni olması, yaşça büyük olması, dengesiz olması gibi durumlar Jane’in mantığını öne çıkarıp âşık tarafını bastırmıştır. Fakat bu olumsuzluklar Rochester’ın evli olduğu kadını ondan saklayıp çatı katında tuttuğu gerçeğine evrilince mantık, aşkının önüne geçmiş ve Jane evi terk etmek zorunda kalmıştır.

Bertha Mason

Jane Eyrein ikinci baskısında yer alan Bertha Mason illüstrasyonu

Kitap boyunca eşi Rochester tarafından kapatılan ve deli damgası vurulan Bertha Mason, dönemin kadına biçtiği rolün çok önemli bir göstergesidir. Standardın dışına çıkmış, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan kadınlara “deli” damgası vurularak onların ötekileştirildiği bu dönemde Bertha karakteri Jane’in eşbeni olarak kabul edilebilir. 

Currer Bell

Brontë kardeşler

Her biri sanatçı ruhlu olan Brontë kardeşlerin yaşadığı dönem, kadınlara karşı ön yargının en yüksek olduğu zamanlardır. Kimliklerini belli etmemek adına her kardeş bulabildikleri en cinsiyetsiz isimleri seçer ve bu takma isimlerle yazmaya başlarlar. Böylelikle Anne; Acton, Emily; Ellis, Charlotte ise Currer olmuştur. Bell soyismi ise sonradan eşi olacak olan Arthur Bell Nicholls’tan gelmektedir. 

Diana ve Mary

Diana of Versailles

Jane’in sonradan ortaya çıkan bu iki kuzeninin isimleri de tesadüf eseri seçilmemiştir. Diana, Yunan mitolojisindeki bağımsız ve vahşi Artemis’i sembolize ederken Mary ise Hristiyanlıktaki Meryem Ana figürünün yansımasıdır. 

Eşitsizlik

Kitap boyunca Jane pek çok eşitsizliğe maruz kalmıştır. İlk olarak Reed Malikanesi’nde kuzenlerinin yanında adeta bir sığıntı olarak yaşamasıyla başlayan bu süreç, Rochester ile olan ilişkisine dek sürekli karşısına çıkmıştır. Aşkın olduğu yerde dahi ortadan kalkmayan bu maddi ve toplumsal eşitsizlikler ancak Rochester’ın bir eli ve bir gözünü kaybetmesiyle son bulmuştur. 

Feminizm

credit Alfonso Sangiao

Eşitsizlik kavramı denince akla gelen ilk şeylerden biri de cinsiyet eşitsizliğidir. Günümüzde gelişmiş toplumlarda bile örtük olarak kendini gösteren bu eşitsizlik, cinsiyet fark etmeksizin pek çok kişinin davası haline gelmiştir. Jane Eyre ise ilk feminist roman olmamasına karşın varlığını kanıtlamak için bir erkeğe ihtiyaç duymayan karaktere sahip olmasıyla feminizm hareketine olumlu bir katkı sağlamıştır.

Gotik

İlk bakışta romantik olarak tanımlanabilecek Jane Eyre’de gotik öğeler azımsanamayacak kadar fazladır. Gotik romanlarda sıklıkla kullanılan tutsaklık hissi hem Jane’in çocukluğunu geçirdiği Reed evinde hem de kendi dönemindeki kadınların gördüğü baskı vasıtasıyla okuyucuya aktarılır. Aynı zamanda deli kadın figürü ve Jane’in zaman zaman duyduğu sesler de bilinmeyen kavramının üzerine yoğunlaşan gotik edebiyatın en önemli unsurlarındandır.

Hristiyanlık ve Din

Kitap boyunca dinsel figürlerin Jane’in karşısına pek çok kez çıktığı görülür. Gittiği yatılı okul Lowood’un yöneticisi Mr. Brocklehurst, otoriter bir din anlayışına sahiptir. Aynı yatılı okulda tanıştığı Helen Burns ise mutlak adaletin ancak öteki tarafta tecelli olacağına inanır ve bu Jane için fazlasıyla pasif bir din anlayışıdır. Hayatına daha sonra giren St. John’un din anlayışı ise sahip olduğu şeylerden feragat ederek nihai amaca ulaşmayı gerektirdiğinden Jane’in kişiliğine ters düşer. Tüm bunlara rağmen Jane kendi ahlak ve inanç kavramlarına sadık kalarak tanrısından uzaklaşmamıştır.

İngiliz Edebiyatındaki Önemi

Kısacık hayatlarına önemli eserler sığdırmış olan Brontë kardeşlerin İngiliz edebiyatında bıraktığı izler yadsınamaz. Edebiyatla her daim iç içe olan kardeşler yazma aşklarını öncelikle üçünün bir araya gelip çıkardığı şiir kitabıyla dışa vurmuş fakat bu girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Sonrasında Charlotte Jane Eyre’i, Emily Uğultulu Tepeler’i, Anne ise Agnes Grey’i yazmıştır. Kadın karakterlerin odak noktası olduğu bu romanlar günümüzde hâlen pek çok insana ilham vermektedir.

Jane

Güçlü, asi, vahşi, bağımsız, cesur… Jane’i tanımlamak için belki onlarca sıfat kullanılabilir fakat o her şeyden önce bir kadındı, kendi haklarını savunan ve idealindeki hayatı yaşamak isteyen bir kadın. Günümüz insanına normal gelebilecek bu istek o dönemdeki kadınların imkansız olarak gördüğü bir hayalden öteye gidemiyordu. Böyle özgür ruhlu kadınlar sayesinde dünya daha yaşanabilir bir hale gelecekti.

Kırmızı Oda

Kırmızı oda, Jane’in fiziksel olarak tutsak olduğu tek yer gibi gözükse de karakterin zihinsel tutsaklığı kitap boyunca devam eder. Rochester’ın adeta bir metres olarak yaşamasını teklif ettiği o günde de aklında beliren bu kırmızı oda, Jane’in zihninin hâlen o kırmızı odada kapalı olduğunun kanıtıdır. Özgürlüğünün tehdit altında olduğu durumlarda kendini hatırlatan bu kırmızı oda, Jane Eyre’deki önemli sembollerden biridir.

Lowood Okulu

Cowan Bridge Okulu

Jane’in hayatının dönüm noktalarından biri olan Lowood Okulu, yazar Charlotte Brontë’nin hayatından otobiyografik öğeler içerir. Kendi ve kardeşlerinin küçük yaşta gittiği Cowan Bridge Okulu’ndan esinlenen Lowood, Jane’in tutsaklıktan çıkıp kendi ayakları üzerinde durması yolunda attığı ilk adımdır. 

Miss Temple

Anne figüründen çok uzakta olan Mrs Reed

Jane’in hayatına giren erkek karakterlere bakıldığında bunların hepsinin baskın ve yönetici konumda olduğu görülmektedir. Oysa ki kadın karakterler Jane’in hayatında her zaman yol gösterici konumda olmuşlardır. Lowood Okulu’nda Jane’e atılan iftirayı temizlemesine yardımcı olan Miss Temple, Jane’in kendine rol model gördüğü bir karaktere dönüşmüştür. Anne figürünün eksikliğini de ona çocukluğundan beri iyi davranan Reed Malikanesi hizmetlisi Bessie Lee karakteri sayesinde tamamlamıştır.

Okuyucu İle Olan İletişim

Kitap boyunca Charlotte Brontë, Jane’in okuyucu ile iletişime geçtiği pek çok bölüme yer verir. Jane, okuyucunun farkındadır ve kimi zaman bunu iç dökmek için kullanır. Reed Malikanesi’nde başlayıp Ferndean’de sonlanan, Jane’i Jane yapan bu uzun yolculuğunu anlatır okuyucuya. “Reader, I married him (Onunla evlendim, okur)” cümlesi ise bu tercihi yapanın kendi olduğunu özellikle vurgular.

Özgürlük Tutkusu

Gururu yüzünden Thornfield Malikanesi’ni terk ettiği dönemde bile özgürlüğünden ödün vermemiştir Jane. Tüm parasını bindiği arabaya harcamış olsa dahi aradığı ilk şey karnını doyurmak değil, tekrardan kendi ayakları üzerinde duracağı bir iştir. Köydeki kızlara öğretmenlik yaptığı dönemde bu isteğini gerçekleştirmiş ve kendi finansal özgürlüğünü tekrardan ele geçirmiştir. 

Rochester

Edward Rochester karakteri Viktoryen dönemin erkek profilinden çok da farklı olmasa da Jane’in gönlünü kazanmayı başarmıştır. Hem maddi hem de toplumsal statüsü Jane’den üstün olmasına karşın aidiyet problemleri yaşayan Jane’e kendini evinde hissedeceği bir yer vermiştir. Tüm bunların yanı sıra Jane’i salt bir hizmetçi olarak görmemiş, ona düşüncelerini rahatça paylaşabileceği bir ortam sunmuştur.

St. John Rivers

Önceden yalnızca cömert bir misyoner olarak gördüğü, sonrasında da kuzeni olduğunu öğrendiği St. John karakteri, Jane’in hayattan beklediği şeyleri bir kez daha sorgulamasına sebep olmuştur. Onunla evlenerek istediği özgürlüğe kavuşacaktır fakat bu evliliğin aşktan yoksun olması, Jane’in aşkın getirdiği duygusal bağımlılığı hâlen istiyor olduğunun bir kanıtıdır.

Thornfield Malikanesi

Filmde kullanılan Renishaw Hall

Lowood Okulu’ndan ayrılıp evin küçük kızı Adèle’e mürebbiyelik yapmak üzere Thornfield Malikanesi’ne yerleşen Jane’i burada pek çok iç çatışma beklemektedir. Malikanenin ismi de rastgele seçilmemiştir. Dikenler, Rochester’a olan aşkına –içinde filizlenen kıpkırmızı o güle– ulaşması için karşısına çıkan engelleri sembolize etmektedir. 

Uyanış

Jane Eyre, içinde geçen olaylar ele alındığında Bildungsroman olarak adlandırılan ve Türkçeye “oluşum romanı” olarak çevrilen kategoriye dahil edilebilir. Karakter gelişiminin merkeze alındığı bu roman türünde ilk sayfadaki ana karakter ile son sayfadaki ana karakter arasında büyük farklar görülmesi beklenir. Romana bakıldığında Jane’in her sayfada değişim geçirdiği ve kendi benliğini bularak daha da olgunlaştığı görülür.

Yangın

Deli kadın vurgusunun pek çok kez yapıldığı Bertha karakteri, o dönemde kadınların otoritesinden ne kadar korkulduğunun bir kanıtıdır. Erkek egemen toplumun güç sahibi ve bilgili kadınları cadı olarak ötekileştirmesi ile başlayan bu süreç, o zamanın İngiltere’sinde delilik yaftasının vurulmasına evrilmiştir. Kadındaki bu durdurulamaz yıkıcılığın kitaptaki yansıması ise Thornfield Malikanesi’nin Bertha tarafından başlatılan bir yangınla sona ermesidir.


Kaynakça

  • “Jane Eyre.” Sparknotes, www.sparknotes.com/lit/janeeyre/. Erişim tarihi 29 Mayıs 2024.
  • Brontë, Charlotte. Jane Eyre. Can Yayınları, İstanbul: Ağustos 2023.
spot_img
Seren Küçük
Seren Küçük
"Vakit sandığınızdan da geç!"

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.