Birçoğumuzu çocukluğumuza döndüren Netflix yapımı Anne With an E, Lucy Maud Montgomery‘nin klasik romanı Anne of Green Gables’ın modern bir uyarlamasıdır. Yazar, 1874-1942 yılları arasında yaşamış ve British Royal Society of Arts üyesi olan ilk Kanadalı kadın olmuştur. Dizi ise 19. yüzyıl sonlarında Kanada’nın Prens Edward Adası‘nda geçer ve yetim bir kız olan Anne Shirley‘nin hikayesini anlatır.

Çiftliğe yardımcı bir erkek çocuk hayaliyle, Cuthbert kardeşler Marilla ve Matthew, bir çocuk evlat edinir ancak işler umdukları gibi gitmez. Yerine Anne Shirley adında kızıl saçlı bir kız çiftliğe gelir. Talihsizliklerle dolu birkaç gün sonrası Matthew kardeşler, Anne’in hayal gücü ve konuşma kabiliyetinden çok etkilenir. Böylece Anne, Green Gables adındaki çiftlikte yeni bir hayat kurar. Anne’in zekası, kendine özgü kişiliği ve güçlü iradesi, zamanla hem Cuthbert’leri hem de kasaba halkını olumlu yönde değişmeye sürükler.

Farklı film ve dizileriyle çocukluğumuzu süsleyen Anne of Green Gables kitabının en güncel uyarlaması karşımızda. Bu yazıda, Anne With an E dizisinin nostaljik atmosferi hoşuna gidenler için aynı hissi veren benzer temadaki filmleri derledik. Hepinize iyi okumalar!
1- Little Women (2019)

Son zamanlarda ismini Barbie ile andığımız Greta Gerwig yönetmenliğindeki Little Women‘ın birçok versiyonu olsa da 2019 versiyonu birçoğumuzun favorisidir. Louisa May Alcott‘un klasik romanından uyarlanmıştır. Kadrosunda Timothee Chalamet, Emma Watson ve Meryl Streep gibi adlarını duyurmayı başarmış başarılı oyuncular yer almaktadır.
Film, İç Savaş sonrası Amerika’da yaşamlarını sürdürmeye çalışan dört kız kardeşin hikayesini anlatır. Meg, Jo, Beth ve Amy birbirinden tamamen farklı karakterlere sahip dört kız kardeştir. Çocukluk dönemlerini geride bırakıp kadınlığa geçiş süreçlerinde kardeşler türlü dertlerle boğuşur ve zorlukları beraber göğüslerler. Aşkla ve kayıplarla yüzleşip hayalleri doğrultusunda kendi yollarını bulmaya çabalarlar.
Jo‘nun yazar olma arzusu, Meg‘in aile kurma isteği, Beth‘in müziğe olan sevgisi ve Amy‘nin sanat tutkusu gibi kişisel hedefleri, onların birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini şekillendirir. Hikayeleri aile bağları, bireysel özgürlük ve kadınların toplumsal rolleri üzerine yoğunlaşır.
Bunları değerlendirdiğimizde, her iki yapım da kendi ayakları üzerinde duran güçlü kızları ve hayattaki yerlerini bulma çabalarını anlatır. Little Women’da March kardeşlerin her biri büyüyüp kendi hayallerini gerçekleştirmek için mücadele ederken, Anne with an E’de Anne Shirley’nin çocukluktan süregelen bağımsızlık arayışı ve kendine güveni ön plandadır. Jo’nun yazar olma hayali ve toplumun beklentilerine uymayı reddetmesi, Anne’in özgün kişiliği ve kendini ifade etme biçimine benzer. Anne de arkadaşlarıyla ormanın gizli bir yerinde yazarlıkla uğraşır. Ayrıca her iki yapımda da, özellikle giyim konusunda, dönemsel benzerlikler var.
IMDb: 7.8
2- A Little Princess (1995)

A Little Princess, Frances Hodgson Burnett‘ın aynı adlı klasik çocuk romanından uyarlanan bir filmdir. Sara Crewe, Hindistan’da zengin ve sevgi dolu bir babayla mutlu bir yaşam sürerken, babasının 1. Dünya Savaşı’nda savaşmak üzere gitmesiyle New York’taki yatılı bir okula gönderilir. Küçük kız burada sınırsız hayal gücüyle yarattığı hikayeleri anlatarak kısa sürede birçok arkadaş edinir. Bu durumu acımasız okul müdürü Bayan Minchin pek hoş karşılamaz.
Babasının ölüm haberinin ardından, Bayan Minchin tarafından hizmetçiliğe zorlanarak zor bir yaşama mahkum edilir. Sara, bu koşullara rağmen hayal gücü, nezaketi ve güçlü ruhuyla zorlukların üstesinden gelmeye çalışır. Babasının ölmediğine dair umudunu kaybetmeyen Sara, arkadaşlarına ve kendine olan inancıyla, gerçek bir prenses gibi davranarak çevresindeki insanların kalplerine dokunur.
Bu filmde de sonu aynı olmasa bile Anne Shirley’in hikayesine benzer bir hikaye anlatılır. Hayal gücü gelişmiş bir yetimin baş karakter olduğu iki yapım da sevgi ve iyilik etrafında döner. Yetimhane müdürleri iki yapımda da oldukça ilgisiz, soğuk ve halden anlamaz insanlardır.
IMDb: 7.6
3- The Secret Garden (2020)

Bir başka Frances Hodgson Burnett yönetmenliğindeki klasik çocuk romanından uyarlanan filmdir. 1947’de Hindistan’da ailesini kaybeden genç Mary Lennox, İngiltere’de yaşayan sert ve mesafeli amcası Archibald Craven‘ın malikanesine gönderilir. Bu büyük ve gizemli malikane, Mary’nin keşfetmeye başladığı sırlarla doludur. Bir gün Mary, kilitli ve unutulmuş bir bahçeye açılan gizli bir kapı bulur. Bahçeyi canlandırmak için çalışırken amcasının hasta ve mutsuz oğlu Colin ile tanışır ve onunla güçlü bir dostluk kurar. Mary ile Colin, bahçenin sihirli atmosferinde iyileşir ve büyürken hem kendilerini hem de çevrelerindekileri değiştiren uzun bir yolculuğa çıkarlar.
Filmin doğanın iyileştirici gücü etrafındaki umutla dolu teması Anne With an E dizisiyle eşleştirilebilir. Anne Shirley’in gözünden gördüğümüz büyüleyici Prens Edward adasına benzer görüntüler bu yapımda da bizledir. Green Gables çiftliğinden festival süslemelerine her bölüm nefes kesici bir manzarayla karşı karşıyayız.
IMDb: 5.6
4- The Book Thief (2013)

Markus Zusak‘ın aynı adlı romanından uyarlanan bir filmdir. İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’da geçen film, ailesini kaybeden genç Liesel Meminger‘in hikayesini anlatır. Liesel, koruyucu ailesi Hans ve Rosa Hubermann‘ın yanına yerleşir ve burada yeni bir hayata başlar. Okuma yazma öğrenmekte zorlanan Liesel, Hans’ın yardımıyla okuma tutkusunu keşfeder ve bu tutku onu savaştan ve Nazi rejiminin zalim gerçeklerinden kaçmasını sağlar. Liesel, kitapları ‘ödünç alarak’ kendi dünyasını zenginleştirirken, bir yandan da ailesi ile birlikte Yahudi bir genç olan Max‘i evlerinde saklayarak büyük bir cesaret örneği gösterir.
Her iki yapım da zor koşullara rağmen güçlü ve cesur olan genç kız karakterleri merkezine alır. Liesel, savaşın zorluklarına rağmen hayata tutunurken Anne Shirley, yetimhanede ve yeni evinde karşılaştığı zorluklara karşı iyimserliği ile hayal gücünü korur. Her iki karakterin de en güçlü özelliği kitaplara olan düşkünlükleridir. Anne’in yetimhanede zorbalığa uğrarken çabalayıp sakladığı kitaplarda bunu görebiliriz.
IMDb: 7.5
5- Bridge to Terabithia (2007)

Bridge to Terabithia, Katherine Paterson‘ın aynı isimli romanından uyarlanan bir filmdir. The Hunger Games serisinden aşina olduğumuz Josh Hutcherson‘ın Jess Aarons olarak burada görmek mümkün.
Film, hayal gücü geniş ve yalnız bir çocuk olan Jess Aarons ile yeni taşınan yaratıcı ve cesur Leslie Burke arasındaki dostluğu konu alır. Jess ve Leslie, okulda ve ailelerinde yaşadıkları zorluklardan kaçmak için ormanda kendi hayali krallıkları Terabithia‘yı yaratırlar. Bu büyülü yaratıklarla dolu krallıkta, fantastik maceralara atılır ve gerçek dünyada karşılaştıkları sorunlarla başa çıkmayı öğrenirler. Ancak, Leslie’nin trajik bir kaza sonucu hayatını kaybetmesi, Jess’i derin bir üzüntüye boğar. Jess, Leslie’nin anısını yaşatmak ve hayal gücünün gücünü korumak için Terabithia’ya olan inancını sürdürür. Film, dostluk, hayal gücü ve kayıpların üstesinden gelme temalarını işler.
Tema olarak çok büyük bir benzerlik olmasa da her iki yapımda da ana karakterlerimiz hayal gücü son derece gelişmiş küçük çocuklardır. Sadece Anne değil, yakın arkadaşlarının çoğu da onun gibi hayalperest ve yetenekli çocuklar olduğundan Jess ve Leslie’yi onlara benzetebiliriz.
IMDb: 7.2
Kapak Resmi: “How Not to Adapt Anne of Green Gables”. The New Yorker. Web. 01.08.2024
“Küçük Kadınlar”. Beyazperde. Web. 31.07.2024
“A Little Princess”. Beyazperde. Web. 31.07.2024
“Lucy Maud Montgomery”. The Canadian Encyclopedia. Web. 01.08.2024