Antik Yunan Edebiyatında Dil ve Üslup

Editör:
Sinem Aykın
spot_img

Antik Yunan edebiyatı özellikle 5.yüzyılda altın çağını yaşamıştır. O dönemdeki birçok eser, Atina festivallerinde yer almıştır. Eserler, başlangıçta tanrılara yakarış ve mitlerle ilgilidir. Metinlerde, yüce olan ve onunla kurulan ilişki işlenir. Elbette dil kullanımı ve yapısı şimdiki kullanımdan oldukça farklıdır. Günümüz sanatının kökeni olan bu eserler, yaşadığımız modern dünyada ilgi görmeye ve uyarlanmaya devam etmektedir. Bu yazıda da genel itibariyle Antik Yunan edebiyatının dili ve üslubunu inceleyeceğiz.

Yunancanın Tarihsel Gelişimi

Yunancanın Tarihsel Gelişimi | soylentidergicom

Antik dönemde, Yunan topluluğu “Hellen” olarak adlandırılmıştır. Dillerine de “Hellence-Hellenika” denmiştir. Grek tanımının oluşmasıyla Hellenlerin geneli için kullanılmaya başlamış ve dil Grekçe diye de isimlendirilmiştir. Perslerin, İonları (Yunanistan topraklarında yaşayan boylardan biri) boyunduruğu altına almasıyla Yunan tanımlaması yapılmıştır çünkü Farsçada, “İonya” sözcüğü “Yauna” sözcüğüne denk gelmektedir.

Yunancanın tarihsel gelişimi beş ayrı dönemde incelenir. Birinci dönem, Klasik Yunancadır. Yunancanın ilk yazılı örnekleri MÖ 1400’e dayanmaktadır. Alfabe yazısı değildir, hecelere dayanır. Sonraki yıllarda yazılan önemli bir diğer yazılı örnek Homeros Destanları’dır. Bu destanlarda alfabe kullanımı mevcuttur. Fenike alfabesinin sembolleştirilerek düzenlenmiş bir biçimidir. Attik ve Dor lehçesi gibi çeşitli lehçeler vardır ancak devlet sınırlarında Attik lehçe öne çıkmıştır. İkinci dönem, Helenistik Ortak Yunancadır. Çağdaş Yunancanın ilk şeklidir. Üçüncü dönem, Bizans (Ortaçağ) Yunancası diye geçmektedir. Attikizm (Antik Yunancayı, Atina lehçesini konuşmak istemek) akımının etkisiyle dil, ağdalı bir biçim almıştır. Dördüncü dönem ise Türk egemenliği dönemi Yunancasıdır. Bu dönemde, Katharevusa olarak adlandırılan bir oluşumu söz konusudur. Bu dil, antik dil ile konuşma dilinin ortak noktada buluşturulmuş hâlidir. Antik Yunancaya dönüş ve konuşma dilini sürdürme fikirleri karşıtlık oluşturmuştur. Beşinci dönem olan Çağdaş Yunanca ile Katharevusa yaygınlaşmış ancak edebiyat alanında konuşma dili olan Demokiti öne çıkmaya başlamıştır. 1945-1949 Yunan İç Savaşı’nın etkisiyle Demokiti resmi dil olarak benimsenmiştir.

Düzyazıya bakıldığında, Yunan tarih yazımının Herodotos ile başladığı kabul edilir. Herodotos’un dili yeni iyonik lehçedir. Yani bazı Attik ve Dorik öğeleri içeren Homerik şiirlerin etkisiyle oluşan bir dildir. Konuşma dili de denilen bu dil, kısa cümlelerden oluşur.

Herodotos, bir Yunan tarihçisidir. Historia adlı eseri ile sistematik bir şekilde verileri toplayarak tarih yazımının ilk örneklerinden birini yazmıştır. Bu eserde, savaşlar, dinler ve kültürler gibi çeşitli konularda incelemeler kaleme alınmıştır. Mitolojik ögeler barındırması ile tartışma da yaratsa günümüz tarih yazımının temelini atmıştır.

İyonik lehçe, genel olarak İyonya bölgesinde konuşulan bir dildir. Yunancada da kullanılan farklı lehçelerden biridir. Herodotos, tarih yazımında bu lehçeyi benimsemiştir. İlyada ve Odysseia destanlarını kaleme alan Homeros’un dil kullanımı, Homerik dil diye geçmektedir. İki lehçeyi (Attik ve Dorik) barındırarak bu lehçelerin ritmik özellikleri ve aruz ölçüsü kullanılmıştır. Sonuç olarak Herodotos, halkın da anlayabileceği bir konuşma dili ile yazarak kısa cümlelerle de daha kolay anlaşılmasını amaçlamıştır.

Arkhaik Dönem ve Klasik Dönem

Arkhaik Dönem ve Klasik Dönem | listelist

Arkhaik dönemde, eserlerin başlarda dinsel özellik taşıdığı ve mitik ögeler barındırdığı görülür. Homeros, metinlerinde anlaşılır bir üslup benimser. Temel amaç, anlatılanların okuyucunun zihninde mümkün olduğunca canlanmasıdır. Düz bir anlatımdan ziyade kişilerin kendi adına konuştukları görülür. Bu dönemde epik şiir ve lirik şiirle karşılaşılır. Epik şiir, geçmişteki kahramanlıkları ve savaşları anlatır. Lirik şiir ise Antik Yunan’da müziğin etkisiyle oluşmuştur. Bunun sebebi, şiirlerin “lyra” denen telli bir enstrüman eşliğinde okunmasıdır. Zamanla destan üslubundan ayrılarak daha toplumsal bir üslup benimseyen, ortak acıların ve sevinçlerin yansıdığı eserler de yazılmıştır.

Klasik dönemde özellikle drama öne çıkar. “Dran” (eylemek) kelimesinden gelen drama, tragedya ve komedya olarak ikiye ayrılır. Tragedyanın kökeni, Dionysos adına yapılan dinsel törenlere dayanır. Yunan tragedyası birkaç bölümden oluşur: Prolog, giriş bölümüdür. Oyunla ilgili açıklamalar yapılır. Ardından koro gelir ve oyun boyunca aralara girerek şarkılar söylenir. Episodlar, koro şarkılarının arasındaki bölümlerdir. Exodos ise bitiş bölümüdür. Tragedyanın en önemli özelliği, trajik kahramanı ve çelişkilerini göstermesidir. İnsanın kendi ile çatışmasının en önemli örneklerini barındırır. Komedya ise daha çok eleştiri üzerinedir. Güncel bir olayla ilgili tartışmaları içerir. Mizahi bir dil ön plandadır.

Antik Yunan Edebiyatında Söz Sanatları

Antik Yunan Edebiyatında Söz Sanatları | arkeolojikhabercom

Antik Yunan edebiyatında metafor kullanımı öne çıkmaktadır. Doğa olayları kontrol edilemez olduğundan canavara benzetilmektedir. Aynı şekilde savaş ortamının yok ediciliğini yansıtmak için de metinlerde ölüler üzerinde durulmaktadır. Özellikle yıkıcı güçlerin olduğu eserlerde, ölülerin gölgelerinin her zaman bu dünyanın bir parçası olduğu söylenmektedir. Kral Oedipus‘un körleşmesi, sadece karanlığı görecek olması da bir metafor kullanımıdır. Söz konusu olan, gerçeklere karşı körleşme durumudur. Bunun sonucunda yapacağı eylemler, tüm dünyasını karartacaktır yani geri dönülmez bir hatanın bedelini ödemek zorunda kalacaktır. Aynı şekilde Platon, devleti canlı bir organizmaya benzetir. Devlet, aynı insan vücudu gibi durmadan çalışan ve dönüşen bir yapıdır. Benzetmelere de oldukça başvurulduğu görülmektedir. Örneğin Homeros, İlyada eserinde “boğa gibi böğürerek,” diyerek kahramanın gücünü tasvir eder. Etkiyi artırmak için kullanılan, daha teknik değişiklikler yapmakta kullanılan söz sanatları da vardır. Örneğin asindeton, metindeki bağlaçların bilinçli şekilde çıkarılarak metnin daha akılda kalıcı biçimde oluşturulmasıdır. Julius Sezar‘ın sözü olan “Veni, vidi, vici” (Geldim, gördüm, fethettim) en çok bilinen örnektir. Metinde uyum yaratmak için de aliterasyon denen bir yöntem kullanılmaktadır. Aynı sesin veya hecenin tekrar edilmesi ile oluşturulmaktadır. Özellikle çatışma yaratmak ve dramatik yapıyı oluşturmak için antitez kullanılmaktadır. Antigone‘de, Tanrı yasaları (doğa yasaları da denebilir) ile devlet yasalarının çatışması olarak karşımıza çıkmaktadır.

Antik Yunan | soylentidergicom

“Bütünlüklü, tamamlanmış iletişim olanaksız olduğundan, sanat kendini dolaylı iletişime dönüştürür. Bu anlamda imgelem ihtiyaç duyduğu iletişimi ironi ile, ironik yapılandırma ile karşılayabilir.”

Antik Yunan’da ironi, felsefe, tragedya, komedya gibi çoğu metinde görülür. İroni, söylenenin tam tersini ifade etmek için çeşitli şekillerde kullanılır. Örneğin Sophokles, trajik olanla birleştirir. Oedipus, kendinden önceki kralın katilini bulmaya yemin etmiştir ancak aradığı katilin kendisi olduğunu bilmemektedir. Böylece kahramanın trajik hatasının altını çizer. Metnin akışının değişimi peripetia (dönüm noktası) ile görülür. Olayların tüm seyrini değiştirir. Verilen durum çözümlenmeye başladığında anagnorisis (tanıma) ile karşılaşılır. Oedipus, kim olduğunu öğrendiğinde kendiyle ve kaderiyle yüzleşir. Euripides ise oldukça ilginç bir yazardır. İroniyi, kutsallaştırılan şeyleri sorgulama ve alaylama amacıyla kullanır. Döneminin tartışma yaratan yazarlarındandır. Aynı zamanda da teknik değişikliklerde bulunmuştur. Tragedya ve komedyayı keskin bir şekilde ayırmamıştır. Okuyucunun alışkanlıklarını kırar. Yazgı, ahlak ve mitosların yapısını değiştirir. Dolaylı bir anlatım benimser. 

Retorik sanatı, ikna etmeyi ve etkilemeyi amaçlar. Aristoteles‘e göre üç ana unsuru vardır; Ethos, konuşan kişinin ahlaka uygun ve güvenilir olmasını ifade eder. Söylediklerinin kabul edilmesi için önemlidir. Pathos, duygusal etki yaratmak için kullanılır.  Okuyucunun/izleyicinin özdeşlik kurmasını amaçlar. Logos ise mantığı ve aklı temsil eder. Tutarlılığı korumak için önemlidir.

Antik Yunan Edebiyatında Ataerkil Dil Kullanımı

Antik Yunan Edebiyatında Ataerkil Dil Kullanımı | soylentidergicom

Dönemin ahlak anlayışının metinlere yansıdığı görülür. Kadın için belirlenmiş kalıplar vardır ve o çerçevede ele alınır. Örneğin kadın iyi bir eş, şefkatli, fedakâr ve sadık olmalıdır ancak bu durumun erkekler için geçerli olmadığı anlaşılır. Agamemnon‘un eşi Klytaimnestra, eşinin savaştan dönmesini beklemeden başkasıyla evlenmiştir fakat Agamemnon, savaş ganimeti olarak bir kadını alabilmektedir. Klytaimnestra mutsuzluğa mahkum edilirken; Agamemnon yüce tutulmuştur. Erkekler kahraman, kadınlar ise onların ödülü ve ev işlerini gören kişilerdir. Homeros‘un eserlerinde de gördüğümüz bu bakış açısı, kadınları sadece toplumda değil metinlerde de metalaştırmıştır. Böylece metinlerde ataerkil bir dil oluşumu meydana gelmiştir. Sadece erkeklerin dünyası görülür durumdadır. Kadın yalnızca erkeğin bir parçası olarak ele alınır ve buna göre eleştirilir. Hesiodos, Theogonia ile Erga kai Hemerai adlı eserlerinde kadının insanlığı cezalandırmak için yaratıldığını anlatmaktadır. Zeus, Prometheus’un insanlığa ateşi vermesine kızar ve kadını bunun bedeli olarak yaratır. Kadın, kötülüğün kaynağı olarak yansıtılır.

Antik Yunan, tiyatronun gelişiminde büyük önem taşımaktadır. Bugün hâlâ o dönemin yazarlarının eserleri incelenmekte ve ilham vermektedir. Artık mitlerden biraz daha uzak bir dünyada yaşansa da sanatın kökenini oluşturmaktadır. Aynı zamanda Kral Oedipus, Elektra gibi metinler günümüz psikoloji alanını da etkileyip literatüre katkı sağlamıştır. Elbette ki değişimler de meydana gelmiştir. Örneğin, feminist metinler kaleme alınarak kadının toplumdaki yeri sorgulanmıştır. Mitler, yorumlanmış ve yeniden yazılmıştır. Feminist bir dil oluşturularak kadının bakış açısı da yansıtılmıştır. Modern dünyanın tüm farklılıklarına rağmen antik zamandan gelen yaratıcı yazarlarla sanat ve sanatçılar bağını sürdürmeye devam etmiştir.


Kaynakça:

  • Akgün Kaya, Elif. “Antik Yunan Edebî Eserlerinde Toplumsal Cinsiyet Rolleri: Kadınlık Kimliği ve İdeal Kadın İmgesi”. Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi 13 (2023): 27-42.
  • Güçbilmez, Beliz. “Antik Yunan Tiyatrosu’nda İroni”. Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü Dergisi 2 (2003): 107-129.
  • Şivan, Berna. “Antik Yunan’da Edebiyat ve Şiir”. Academia. Web. 13.12.2024
  • Hesiodos. Çev. Azra Erhat, Sabahattin Eyüboğlu. Tehogonia – İşler ve Günler. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2016.
  • Şener, Sevda. Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi. Ankara: Dost Yayınları, 1998.
  • Behler, Ernst. Irony and the Discourse of Modernity. London: University of Washington Press, 1990.
  • Nutku, Özdemir. Dünya Tiyatrosu Tarihi 1. İstanbul: Mitos Boyut Yayınları, 2021.
  • Homeros. Çev. Azra Erhat, A. kadir. Odysseia. İstanbul: Can Yayınları, 2008.
  • Homeros. Çev. Azra Erhat, A. Kadir. İlyada. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2014.
  •  Gökdağ, Bilgehan ve Karatay, Osman, ed. Balkanlar El Kitabı. Ankara: Akçağ Yayınları, 2017.
  • Öne Çıkan Görsel
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.