Art Nouveau ve Art Deco, 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar etkili olan iki farklı sanat ve tasarım akımıdır. Benzer görünen adlarının yanında başka bazı benzerlikler paylaşan Art Nouveau ve Art Deco, Avrupa‘da ortaya çıkmış ve oradan öncelikle Amerika’ya ve daha sonra bütün dünyaya yayılmıştır. Her ikisi de Sanayi Devrimi‘ne kendi perspektifleriyle yanıt vermiştir. Her iki akım da sanatı bölünemez görmekte ve tarzlarını kitap illüstrasyonlarından resim sanatına, mimariden vitray ve mücevherlere kadar çeşitli disiplinlere yaymışlardır. Bu nedenle iki akımı karıştırmak kolay görünebilir. Öte yandan hangi noktalara dikkat edeceğinizi bildiğinizde bu iki sanat akımını birbirinden ayırt etmek oldukça kolaydır.
Gelin birlikte Art Nouveau ve Art Deco’nun ne olduklarını öğrendikten sonra ikisinin arasında ayrım yapmamıza yardımcı olacak temel farklılıklara bakalım.

Art Nouveau nedir?
Art Nouveau (Yeni Sanat), 19.yüzyılın sonlarından 20.yüzyılın başlarına kadar etkili olan Avrupa‘da ortaya çıkıp tüm dünyaya yayılan bir sanat akımıdır. Sanayi Devrimi sonrasında 19. yüzyılın ortalarından itibaren, sanayileşme hızla yayılmış ve sanatın endüstrileşmesine neden olmuştur. Sanayideki fabrikasyon, sanat ve tasarım eserlerinin de endüstriyel nesnelere dönüşmesine yol açmış ve böylece el işçiliği ve zanaatkarlık geri plana atılmaya başlamıştır. Bu gelişmelere bir tepki olarak ortaya çıkan Art Nouveau akımı, sanayileşmenin tasarımlardaki özgürlüğü ve yaratıcılığı yok ettiğini savunmaktadır, bundan dolayı Art Nouveau temsilcileri sanatçılara ve tasarımcılara daha fazla özgürlük ve yaratıcılık sağlayarak ve makinelerin getirdiği tekdüzeliği el yapımı eserler vererek yenmeye çalışmıştır. Bazı kaynaklarda, Art Nouveau’nun sanayileşmenin sağladığı bazı teknikleri kullandığı bilgisi vardır fakat Art Deco ile karşılaştırıldığında aralarındaki bariz farklardan biri sanayi ve endüstrileşmeye karşı bakış açıları olmaktadır.
Art Nouveau sanatçıları, kentlerin büyümesiyle birlikte doğal çevreden uzaklaşıldığını söyleyerek doğadan kopuşa bir tepki olarak tasarımlarında doğayı ve organik formları kullanmışlardır. Endüstriyelleşmeye bir tepki olmanın yanı sıra Art Nouveau, önceki dönemlerin sanat akımlarına, özellikle Victoria dönemi aşırı süslü ve karmaşık tasarımlara da tepki gösterme amacını taşımıştır. Bu nedenle basit, akıcı ve doğal tasarımlarla farklılaşmayı amaçlamışlardır. Dolayısıyla bu tarz, doğadan ilham alarak organik formlar, bitki motifleri ve kadın figürleri gibi doğal öğeleri içermektedir. Art Nouveau’nun karakteristik özelliklerinden biri ince çizgiler, kıvrımlı tasarımlar ve zarif süslemelerdir. Genellikle cam, seramik, mobilya ve mücevher gibi dekoratif sanat eserlerinde görülmekle birlikte büyük ölçekli eserlerden küçük ölçekli eserlere kadar her alanda etkili olduğu söylenebilir.
Özellikle mimarideki en bilindik Art Nouveau eseri İspanya’daki La Sagrada Familia Katedrali‘dir. ”Yapımına 1883’te başlanan eser, günümüzde hala yapım aşamasındadır ve bilinen en büyük gotik yapı olarak geçer.” (Mimari Sanatta Devrim: Art Deco ve Art Nouveau) Bu durumun nedeni Art Nouveau’nun el işçiliğine verdiği önemden kaynaklanır. Öyle ki teknik destekler verilse de makineleşmenin kolaylaştırdığı bir tasarıma sahip değildir.

Bir diğer çok bilindik eser Fransız mimar ve tasarımcı Hector Guimard tarafından tasarlanan Paris metrosunun girişidir. 1900 yılında tasarlanan bu giriş, Art Nouveau’nun kıvrımlı ve özgürleştirici tasarımlarını yansıtan en iyi örneklerden biridir (What is the Difference Between Art Nouveau and Art Deco?).

Resim alanında en çok bilinen Art Nouveau örnekleri, Alphonse Mucha ve Gustav Klimt tarafından verilmiştir. Özellikle Klimt’in 1908’de yaptığı ”The Kiss” eseri bütün dünya tarafından bilinmektedir.


Dekoratif tasarımlar, ev eşyaları ve vitray tasarımları alanında ise Louis Comfort Tiffany, Art Nouveau’nun önde gelen temsilcilerinden biridir. Tiffany‘nın tasarımlarıyla ilgili daha fazla bilgi için burayı ziyaret edebilirsiniz.

Art Deco Nedir?
Art Deco ise 1920’lerden 1930’ların ortalarına kadar popüler olan Avrupa merkezli bir sanat akımıdır. Art Nouveau’nun aksine Art Deco oluşurken Sanayi Devrimi’nin getirdiklerinden oldukça etkilenmiş ve tasarımlarını üretirken endüstrileşmenin avantajlarına inanmıştır. Endüstriyel üretim tekniklerinden, yeni malzemelerden ve inşaat teknolojisinden faydalanmıştır, dolayısıyla modernizme dönük bir yaklaşıma sahip olduğu görülür.
Tarihsel olarak, Birinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkmıştır. Savaşın getirdiği toplumsal ve kültürel değişimler, insanların savaşın yarattığı acı ve yıkımın ardından yeni bir başlangıç arayışı içinde olmaları bu akımın oluşmasına neden olmuştur denebilir. Bu durum sanatta ve tasarımda geleceğe dönük, ilerici ve modern bir yaklaşımın benimsenmesine neden olmuştur. Her ne kadar Art Deco, modern bir anlayıştan doğmuş olsa da tasarımlarında geçmişin izlerini taşımaktadır. Büyükten küçüğe her alanda yapılan eserlerde Aztek, Antik Mısır ve Orta Amerika desenleri ve sembollerinin kullanıldığı görülmektedir. Bu nedenle Art Deco için hem geleceği hem de geçmişi temsil ettiği çıkarımı yapılmaktadır.

Dolayısıyla Art Deco temsilcileri tasarımlarında, geometrik ve simetrik desenlere odaklanmışlardır. Eserleri sert çizgiler, keskin köşeler ve modern bir estetik ile tanınır. Aynı zamanda lüks ve zenginlik vurgusu da taşımaktadır. Bu akım, özellikle savaş sonrası dönemde lüks ve refahın bir sembolü olarak kabul edilmiştir. Parlak metaller, cilalı taşlar ve değerli malzemelerin kullanımı zenginlik ve ihtişamın bir ifadesi olarak görülmektedir. Art Deco tasarımlarının karakteristik özelliklerinden bazıları zigzag desenler, piramit formlar ve parlak metalik yüzeylerdir. Düzen, simetri ve sert çizgilerin vurgulanmasını içermektedir. Bu savaş sonrası toplumunda kararlılık ve düzen arayışının bir yansıması olarak görülmektedir. Özellikle binalar, otomobiller, giyim ve grafik tasarım gibi birçok farklı alanda etkisini göstermiştir.
Art Deco’nun mimarideki en çarpıcı eseri Mimar William Van Alen tarafından Amerika’da otomotiv firması için tasarlanan Chrysler Binasıdır. Empire State Binası’ndan önce dünyanın en yüksek yapısı olarak geçen bu bina, hem çelik sistemlerin ve özel asansörlerin kullanılmasıyla endüstrinin avantajlarını kullanmış hem de tasarım itibariyle eskiye, özellikle Antik Mısır’a göz kırpmıştır (Akımlarla Tasarım Yaklaşımları: Art Deco).


En bilinen ve en ünlü Art Deco binası ise Empire State Binası‘dır. 1931 yılında yapımına başlanan binanın yapımı 18 ay sürmüş ve 1932’de tamamlanmıştır. Amerika’nın en yüksek binalarından biri olan yapı, 102 katlı olup 381 metre uzunluğa sahiptir. Düzgün bir geometriye sahip olan binanın her katı birbiriyle benzerlik gösterir ve pencerelerinden koridorlarına kadar süslemeler içermektedir; dolayısıyla Art Deco mimarisi açısından örnek teşkil etmektedir. (Mimari Sanatta Devrim: Art Deco ve Art Nouveau)


Art Deco akımı, çok bilinen eserlerini mimari alanda vermiş olsa da heykelden, resime, grafik tasarımdan süs eşyalarına kadar birçok alanda etkin olmuştur. En önemli temsilcileri arasında Tamara de Lempicka, Erte, Cassandre ve Jean Dunand bulunmaktadır.



Art Deco ve Art Nouveau’yu Birbirinden Nasıl Ayırt Edebilirsiniz?
Bu iki sanat akımı arasındaki tasarımsal farklar buraya kadar anlatılanlardan fark edilmektedir. Şimdi maddeler halinde bu farklara bakarak, birbirlerinden hangi noktalarda ayrıldıklarına ve nasıl ayırt edebileceğimize bakalım.
1. Geometrik vs. Organik Tasarım
Art Deco geomektrik ve simetrik tasarımları kullanırken, Art Nouveau organik formlar kullanır ve doğadan ilham alır.
2. Çizgiler vs. Köşeler
Art Deco, keskin köşeler, düz çizgiler ve sert kontürler içerirken, Art Nouveau kıvrımlı, akıcı çizgilere ve dalgacık desenlere sahiptir.
3. Süslemeler
Art Deco daha soyut ve modern süslemelere odaklanırken, Art Nouveau‘nun süslemeleri daha zarif ve doğaldır, genellikle bitki motifleri ve kadın figürleri içerir.
4. Kullanılan Malzemeler
Art Deco, genellikle metalik yüzeyler, cam ve aynalar gibi parlak malzemeleri kullanırken, Art Nouveau genellikle ahşap, cam ve seramik gibi doğal malzemeleri tercih etmektedir.
5. Renk paleti
Art Deco, canlı ve konstrastlı renk paletleri kullanırken, Art Nouveau daha pastel ve yumuşak renkleri kullanmaktadır.
6. Temalar
Art Deco ilerleme, zenginlik ve yenilik temalarında tasarımlar üretirken, Art Nouveau masallar, rüyalar ve duygulara odaklı tasarımlar üretmiştir.
7. Esinlenilen yerler
Art Deco Birinci Dünya Savaşı’ndan etkilenmiş ve Aztek, Orta Amerika ve Mısır sanatından esinlenirken, Art Nouveau Sanayi Devrimi’nden etkilenmiş ve doğadan ve Japon sanatından ilham almıştır.
Art Deco ve Art Nouveau, farklı estetik ve tasarım prensiplerine sahip iki farklı sanat akımıdır. Her ikisi de benzersiz özelliklere sahiptir. Bu farklılıkları anlayarak, bu iki tarzı ayırt etmek oldukça kolay olacaktır.
Kaynaklar:
- Yesiralioğlu Mine, ”Akımlarla Tasarım Yaklaşımları: Art Deco”, Türkiye Tasarım Vakfı, 28 Mayıs 2021, turkiyetasarimvakfi.org, Erişim: 03.11.2023
- Yudulmaz Timuçin, ”Mimari Sanatta Devrim: Art Deco ve Art Nouveau”, Boğaziçi Üniversitesi Yapı Kulübü, Structpedia, 19 Ağustos 2019, structpedia.com, Erişim: 03.11.2023
- Lesso, Rosie. “What Is the Difference Between Art Nouveau and Art Deco?” TheCollector.com, January 27, 2022, https://www.thecollector.com/what-is-the-difference-between-art-nouveau-and-art-deco/. Erişim: 04.11.2023
- ”Art Nouveau vs. Art Deco: Two Styles Explained”, M.S Rau Fine Art, Antiques, Jewels. Sep 12, 2021, rauantiques.com. Erişim: 04.11.2023
- ”Art Deco vs. Art Nouveau: Period features and examples”, The Study, Art Deco vs. Art Nouveau: Period Features and Examples – The Study (1stdibs.com) Erişim: 04.11.2023
- ”Art Deco vs Art Nouveau: 7 Differences” Masterworks, January 6, 2023, Art Deco vs Art Nouveau: 7 Differences (Period, Themes & More) (masterworks.com),Erişim: 04.11.2023
Öne çıkan görsel: thecollector.com