As Good As It Gets Film İncelemesi: OKB’nin Görünmeyen İç Dünyası

Editör:
Esmanur Göçmen, Eylül Ezgi Türker
spot_img

As Good As It Gets, yönetmenliğini James L. Brooks’ın üstlendiği ve 1997 yılında vizyona girmiş Amerikan yapımı bir romantik komedi filmidir. Film obsesif kompulsif bozukluğa sahip bir yazar olan Melvin’in (Jack Nicholson) takıntılarını, korkularını ve gerçek sevgiye kendini açmasıyla beraber bunların üstesinden nasıl geldiğini anlatır.

Bu filmi inceleme nedenim kendimden çokça parça taşıyor olmasıydı. Yıllarca obsesif düşünceler ve kompulsiyonların karanlığında bir yaşam sürerken terapi süreciyle birlikte en değerli ve işlevsel ilacın samimi bir sevgi, anlayan bir bakış, sahici ve derin bağlar olduğunu anladım. Susturamadığı kontrolcü ve öfkeli iç sesinden, bir diğer parçası olan sevgiyi göremeyen Melvin’in hikayesi de bize bu anlamda birçok mesaj veriyor.

Dikkat, yazının devamı film hakkında spoiler içerebilir!

Takıntıların Gölgesinde Bir Yaşam

REVIEW: As Good As It Gets (1997) – FictionMachine.
kaynak: fictionmachine

Film Melvin’in eşcinsel komşusunun köpeğine sert ve hırçın davranışlarıyla başlar. Komşusu Simon (Greg Kinnear) ile aralarında geçen konuşmada Melvin’in homofobik, geçinilmesi zor ve temizlik takıntısı olan biri olduğunu anlıyoruz. Her defasında kapıyı beş defa kilitler. Sokakta çizgilere basmadan yürür ve temastan olabildiğince kaçınır. Her gün aynı yerde kahvaltısını eder, çatal bıçağını kendisi getirir, her defasında aynı garsondan hizmet alır. Carol (Helen Hunt) isimli garson diğerlerinden farklı olarak Melvin’e anlayışla yaklaşır ve ona tahammül eder. 

Melvin’in davranışları tam olarak Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) belirtilerini göstermektedir. Bireyin karşı koyamadığı dürtüler ve gerçekdışı düşünceleri (obsesyon) tekrar eden davranışlara (kompulsiyon) yol açar (Toptaş, 2019). Bu davranışlarla birlikte birey kaygısını dindirmeye gayret eder.

Başka Bir Can’la Yeniden Bağ

As Good as It Gets (1997)
kaynak: pinterest

Melvin’in komşusu Simon bir ressamdır ve bir gün resmini çizdiği kişi ve arkadaşları tarafından saldırıya uğrayarak soyulur. Hastaneye yatırıldığı için köpeğe Melvin bakmak zorunda kalır. İlk başta temizlik takıntısından dolayı köpekten uzak dursa da zamanla alışır ve onunla bağ kurar. Her ne kadar filmin başında Simon Melvin’e ”Siz hiçbir şeyi sevemezsiniz” dese de burada duygusal bağ içerisinde Melvin’in ne kadar sevgi dolu olabileceğini ve sınırlarının esneyeceğini görüyoruz. Hatta Simon köpeği almaya geldiğinde ayrılmak ona acı verir. Genel olarak çocuksu bir tarafı olan Melvin yazarak kendini çok iyi ifade etse de ilişkilerinde bu başarıyı gösteremez. Carol’dan başka bir garsondan hizmet almayı reddetmesi, terapistine gittiği bir sahnede randevusuz görüşmekte ısrar etmesi, her şeyin onun ihtiyaçlarına göre şekillenmesini istediğini gösterir.

Filmde ona karşı gösterilen kötü tutum ve söylemlere karşı kendini kötü hissetmez. Hatta bu şekilde o kişileri zihninde kötü olarak kodlar, kendisi ise anlaşılmayan temiz ve doğru kişidir. Bu noktada narsistik eğilimin varlığından söz edilebilir. Çocuksu bir tutumla istediği şeyin ve ihtiyaçlarının o an giderilmesi konusunda aşırı talepkar olması da gene narsistik eğilimlerinden kaynaklanıyor olabilir. Bu şekilde düşük benlik algısını yukarıya taşıma çabasındadır.

İkircikli Duygular

As Good as it Gets | Where to watch streaming and online in Australia | Flicks
kaynak: flicks.com

Her zaman gittiği kafede garsonu Carol’ı görememesi üzerine büyük bir endişeye kapılan Melvin onun evini bulur ve oğlunun hastalığını öğrenir. Carol’ın oğlunu hastaneye götürür, ona doktor ayarlar ve eğitimine destek çıkar. Carol annesiyle birlikte yaşayan, kendini oğluna adamış ve tensel teması çok seven bir kadındır. Oğlunun hastalığından dolayı uzun süredir erkeklerle sağlıklı ilişki yürütemeyen Carol, Melvin’den etkilense de kafası karışıktır. Öbür taraftan Carol’ın bakım veren ve anaç tavrının Melvin’i etkilediğini görüyoruz. Bu noktada Melvin ihtiyaç duyduğu şefkati Carol’da arıyor olabilir. Bununla birlikte obsesif bireylerin duygusal bağ kurmaları ve sağlıklı ilişki yürütmeleri zordur çünkü çoğunlukla bağlanma ve ayrılık kaygısı yaşarlar. Carol’ın yakınlaşma çabaları karşısında Melvin’in kaçınmacı bir tavır sergilemesi rutinlerinin bozulacağı kaygısından kaynaklanıyor olabilir. Hatta Carol’a kötü davranıyor ve Carol ondan iltifat beklediğinde inanılmaz zorlanıyor. Duygularına ve kendine uzak biri olan Melvin içgörüsü düşük bir karakter. Bu şekilde davranarak adeta kendi kendini sabote ediyor ve bağlanmaktan kaçıyor diyebiliriz.

Dostluk ve Aşkın Yolculuğu

As Good as It Gets | Screen Goblin
kaynak: screengoblin.com

Melvin’in komşusu Simon zor durumda olduğu için ailesinden destek almak ister fakat tek başına onları ziyaret edecek gücü kendinde bulamaz. Köpek sayesinde Melvin’in komşusuyla arası düzelse de homofobik biri olduğu için baş başa bir yolculuğa çıkmak istemez ve Carol’ı da çağırır. Üçü birlikte yola çıkarlar. Simon’ın ondan hoşlanma ihtimali onu çok kaygılandırıyordur ve hatta başta yan yana oturmak bile istemez.

Simon yolculuk sırasında ailesinden kopma nedeninden bahseder. Annesinin çıplak resmini çizerken babasının bunu görmesi ve kendisine para verip onu hayatlarından çıkarma sürecini anlatır. Carol ona destek olurkan Melvin başkalarının güzel hayatları olduğunu ve zor olanın kötü bir hayat değil de başkalarının hayatlarını kıskanmak olduğunu söyleyerek onun acısını küçümser. 11 yıl boyunca odasından çıkmayan babasının piyano çalarken hata yaptığında eline vurmasından dalga geçerek bahseder.  Bunun Melvin’in içindeki kıskançlığın yansıması olduğunu söyleyebiliriz. 11 yıl odasından çıkmamış olan babasına benzer davranışlar sergileyen ve izole bir yaşam süren Melvin sorunlarından ve duygularından kaçmaktadır. Belki de kendi acısını dahi küçümsediği için başkalarının acılarına da duyarsız kalmaktadır çünkü kendine gerçekçi bir yerden bakamayan kişi başkalarını da göremez. Bununla birlikte OKB’nin altında ebeveyn-çocuk çatışmasından kaynaklı suçluluk, itaat ve öfke gibi duygular mevcut olabilir. Melvin’in eleştiren ve cezalandıran iç sesi, babasının davranışlarının ve benliğinin yansımasıdır. Babayla bağ kopsa da olumsuz benlik algısı işlevsiz eylemlerle birlikte kendini sürdürmektedir. Aşırı kontrolcülük, mükemmeliyetçilik ve bağımsızlık düşünceleriyle Melvin her şeyin kuralına uygun, temiz ve nizami olduğundan emin olmak ister.

Besser Geht's Nicht (1997) - Google Play 上的电影
kaynak: play.google.com

Carol ve Melvin birlikte yemeğe çıktıklarında gittikleri mekanda Melvin’in ceket giyme ve kravat takma zorunluluğuyla orada verilen kıyafeti giymek yerine bir mağazaya gidip ceket ve kravat alıp geri dönmesi de gene temizlik takıntısının göstergesidir. Carol gene iltifat beklediğinde Melvin onun daha iyi biri olmak için ilaç kullanmaya başlamasına neden olduğunu söyler. Yani Carol’a olan sevgisi onu değişime itmiştir ki obsesif biri için rutinleri bozmak ve değişim oldukça zordur. Carol bundan çok etkilenir ve yakınlaşırlar. Carol Melvin’in duygu ve düşüncelerini anlamak için sorular yönelttiğinde Melvin onun Simon’la birlikte olabilme ihtimali için yolculuğa onu da çağırdığını ağzından kaçırır. Çok öfkelenen Carol orayı terk eder ve Melvin’e uzak davranır. Sonrasında Simon’la iyi dost olurlar, Simon Carol’ın resimlerini çizer. Tüm bunlar olurken Melvin’in içten içe kıskançlık ve pişmanlık hissettiğini görüyoruz.

Yeni Bir Başlangıç

Pin page
kaynak: pinterest.com

Yaşadıkları yere döndüklerinde Simon’ın evden çıkarılmasıyla Melvin onu yanına alır. Birlikte yaşadıkları süreçte Simon Melvin’i Carol konusunda yüreklendirir. Bu arada Melvin Simon’a olan yargılarını bir tarafa bırakmayı başarmış ve dostluk bağına kalbini açabilmiştir. Ardından Melvin’e bir telefon gelir. Arayan Carol’dır ve onu sevip sevmediğini anlamadığını, kararsızlıklarını anlatır. Melvin zıt duyguları aynı anda yaşar ve yaşatır. İkircikli davranarak partnerine karmaşık mesajlar verir. Telefon konuşmasının ardından Simon’a korkularını anlatır. Onun için bilinmez ve yabancı olan korkutucudur.  Simon’un desteğiyle Carol’a gitmeye karar verir ve çıkarken kapıyı kilitlemeyi unuttuğunu fark eder. Çok kısa bir an olsa da bu sahne samimi ve içten bağların, takıntıları hafiflettiği yönünde bir mesaj içeren önemli bir sahnedir. Sonrasında Carol ve Melvin barışırlar. Fırına giderken Carol, Melvin’in çizgilere basmama gayretinin bir işe yaramadığını söyler. Bunun üzerine Melvin kendini aşarak Carol’a iltifatlar yağdırır. Ona karşı duygularını ve düşüncelerini söyler. Çizgilere basmadan yürüme kompulsiyonunu yapmaz.

As Good as It Gets Review - Cultura
kaynak: cultura.id

Son sahnede çizgiye basarak yürüyebilmesi içindeki eleştirel iç sesin yumuşadığını gösteriyor. Bu başlangıç elbette ki onun hastalığını tedavi etmeye yetmeyecektir fakat iyileşme yönünde bir ışık ve umut olmuştur. Duyguların bastırıldığı ve bilişsel çarpıtmalarla beraber gerçekçi olmayan düşüncelerin ön planda olduğu obsesif kompulsif bozuklukta duyguları fark etmek ve onlara alan açmak takıntıların hafiflemesini destekler. Bu bana Rainer Maria Rilke‘nin ”Kötü olan her şey sevgimize muhtaçtır” sözünü anımsattı. Melvin için belirsizlik, kuralsızlık ve aşk korkutucudur. Mükemmeliyetçi iç sesinin eseri olan takıntıları, kaygılarını dindirmek için geçici ve işlevsiz eylemlerden ibarettir. Belki de kırılganlığını ve acılarını öfkesine gizleyerek agresif davranışlarla dışarı yansıtır. Tüm bunlara sevgiyle, şefkatle ve yumuşakça yaklaşmak onu yargısız bir yerden anlamayı sağlayacaktır. Başrollerinde yer alan  Jack Nicholson’a (Melvin) En İyi Erkek Oyuncu, Helen Hunt’a (Carol) ise En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü’nü kazandıran filmde karakterlerin nasıl ustalıkla işlendiğini söylemeden geçmek olmaz. Her bir repliğin, mimiğin altındaki duygusal gerçekliğin çok başarılı bir şekilde yansıtılığını söyleyebilirim.

Melvin’in korkuları, çaresiz öfkesi ve görülmemişliğini çok derinden hissettiğim bu filmde şu gerçekliği bir kez daha anımsadım: Varoluşçu psikoterapinin öncülerinden Viktor Emil Frankl’in dediği gibi “İnsanın kurtuluşu sevgiyle ve sevgidedir.” Anlamaya ve anlaşılmaya gönlümüzün olduğu ilişkilerde korkularımızın üstüne yürüyecek cesareti buluruz. Bazen görebilen bir çift gözde, destekleyen bir omuzda, başka bir canla temasta yükselir bu cesaret. Melvin’in komşusu Simon’ın da bir sahnede dediği gibi ”Birine yeteri kadar bakarsan insanlığını da keşfedersin.”  Melvin, Carol ve Simon tüm yargılardan arınarak birbirlerinin iç dünyalarına bakabilme cesaretini göstermişlerdir. Bu film bana aşkta, dostlukta ve diğer tüm ilişki dinamiklerinde emeğin ve gayretin değerini hatırlattı. 

Göz göze, kalp kalbe şifa verdiğimiz ve şifa bulduğumuz ilişkilerde büyümek ümidiyle…

Filmin fragmanına buradan ulaşabilirsiniz:

IMDb: 7.7/10

Kaynakça

”Benden Bu Kadar”. Web. 15.09.2024.

Toptaş, B. ”Kuramsal Çerçeveden OKB”. Türkiye Bütüncül Psikoterapi Dergisi 2.3 (2019): 94-109.

Kapak görseli: primevideo.com

spot_img
Büşra Nur Bilir
Büşra Nur Bilir
“İnsanın kurtuluşu sevgiyle ve sevgidedir.”

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.