Ataol Behramoğlu – Bir Gün Mutlaka | 29 Alıntı

spot_img

1- ‘’Ah biliyorum güç gelecek sizlere
Ama artık gitmek geliyor içimden
Bir sabah masmavi bir bulutun peşinden
Dönüşü olmayan yerlere ‘’
(syf:9)

2– ‘’Bu kente yağmur yağıyor
Ve ben her gece yeniden ölüyorum
Bu tren oraya gidecek gizlemeyin
Ne derseniz deyin be gidiyorum ‘’
(syf:11)

3– ‘’Örneğin dedim şu dünya
Bir boşlukta dönerde döner
Şu yağmur şu hınzır eylül yağmuru
Adamı büsbütün deli eder
Peki insanlar peki insanlar
Hangi akla hizmet eder ‘’
(syf:21)

4– ’’Oysa seviler vardı görkemli, tutkular vardı
Büyüdü nedenli bakışlar göksel karanlığa
Düşünceler kopuk parmak gibiydi
Acılar çığlık çığlığa ‘’
(syf:27)

5– ‘’Ansızın susuşunda mı nehirler gibi
Ağır ve anlamlı, gecenin ortasında
Binlerce ölmek binlerce yerden bin yıl
Bin yıl büyümek sana ve sonsuza ‘’
(syf:28)

6– ‘’Şiir yazmak belki en güzel aldanıştır’’
(syf:31)

7– ‘’Ve aşk zaten gürültüdür’’
(syf:34)

8– ‘’Susmasam kendi sesimden delirecektim ‘’
(syf:38)

9– ‘’kalbim!
sen yoksun.
sen tökezleyen bir şarkısın
köpüre köpüre akan
acıyla ve hüzünle beslenen
bir ırmaksın ‘’
(syf:49)

10– ‘’kalbim
kör bir çocuk gibi düşe kalka.‘’
(syf:50)

11– ‘’Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider’’
(syf:55)

12– ‘’Her şey o kadar birbirinin
aynıydı, hayat-
akıp gidiyordu sıkıntıyla.
Domino taşlarına ve
bir nehrin akışına benzeyen
cesur ve genç hayat. Akıp giden.’’
(syf:61)

13– ‘’Dağların ve nehirlerin
Türküsünü söylemek istiyorum
Büyük gökyüzünün ve kırların.
Mavi bir çiçeğin türküsünü söylemek istiyorum
Umudun ve sevdanın.
(syf:65)

14– ‘’Kavganın ve hürriyetin
Türküsünü söylemek istiyorum
Gür bir akışla akacak kanın
Eşitliğin türküsünü söylemek istiyorum
Halklar adına yükselen sancağın.
Sadeliğin, inceliğin, onurun
Türküsünü söylemek istiyorum
Onun türküsünü, Guevara’nın’’
(syf:66)

15– ‘’Bir kız sessizce ölüyor, sessizce ölüyor Vietnam’da
Ağlayarak bir yürek resmi çiziyorum havaya
Uyanıyorum ağlayarak, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey ithalatçılar, ihracatçılar, ey şey-
hülislam!
Bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz! Bunu
söyleyeceğiz bin defa!’’
(syf:70)

16– ‘’Babeuf’ü hatırla, Nâzım Hikmet’i
Bir umut ateşi gibi parlayan zindanlarda
Hatırla Danko’nun tutuşan kalbini
Karanlıkları yırtmak arzusuyla
Ve faşizme karşı, zulme, zorbalığa
Düşün acılar içinde dövüşen kardeşleri
(syf:72)

17– ‘’Onu sevdiğimi söylemiştim, güneş çatlayacak kadar büyüktü
Ve kalbim çatlayacak kadar sancıyordu birtakım anlatılmaz
duygularla’’
(syf:77)

18– ‘’Ey benim gençliğim, sen var mısın yok musun
Geçtiğimiz odalara bedenlerimizden sisli bir iz bırakarak
Taşıyıp durduğumuz şey nedir, nedir bu hiç bitmeyecek olan’’
(syf:79)

19– ‘’Gece evleri sardığında
Ve bahçeleri
Işıklar içinde kaçıp giden
Bir tavşan gibi yalnızım.’’
(syf:82)

20– ‘’İnsan her zaman
Bir uçuruma
Hazır olmalı diye düşünüyorum.
Ölmeye, soğukta ve tek
Kalmaya.’’
(syf:86)

21– ‘’Bir nehri sevmek
Bir insanı sevmekten
Daha zordur.’’
(syf:88)

22– ‘’Ve eğer
Tek bir hayatın
Önemi yoksa
Bütün bir evrenin
Bütün bir geçmişin
Ve geleceğin
Önemli olduğunu
Bana kim kanıtlayabilir ?’’
(syf:90)

23– ‘’Dünya daha güzel olacak
İnanıyorum buna.
Bir insanın kalbinin güzelliğine
Çocukluğuna
Sonsuz cesaretine, olanaklılığına
İnandığım kadar.’’
(syf:103)

24– ‘’Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Şehre simsiyah bir kar yağar’’
(syf:132)

25– ‘’Pablo Neruda
Yüzünde
Ağır bir yorgunluğun izleri
Oturun
Mösyöler, dedi.
Nobel’e filan
Boş verin
Bana Nâzım’dan
Söz edin şimdi.’’
(syf:143)

26– ‘’Çünkü ölü olmayan bir şeydir zaman’’
(syf:151)

27– ‘’Herkes neden kendinin çukurunda ve neden insan sevgisi bir
işaret ya da bir formül haline gelmiştir
Hayatın ve kavganın sırrı nerede? Neden bazı insanlar
özverilidir?
Yaşamak, yaratmak, mutlu ve aydınlık yürekli olmak nasıl
öğrenilir?’’
(syf:153)

28– ‘’Ben mi? Evet. Çıkıp gideceğim bir gün…
Tasasız, gözyaşsız, geride bir şey bırakmadan ve bir şey
beklemeden ilerde…
sadece yağmur sularından pırıl pırıl bir yürek
artık kendi kendinin anlamı ve nedeni olan bir yürekle…’’
(syf:157)

29– ‘’Beni sev, alnında, saçlarının bitiştiği yerdeki öpücüğün sıcaklı-
ğını koru
Ellerini avuçlarımda yıllarca tutmaya hazırla.’’
(syf:161)

Ataol Behramoğlu – Bir Gün Mutlaka
Tekin Yayınevi

spot_img
Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

5 Farklı Sebeple Neden Yaşlı Adam ve Deniz Okumalıyız?

Yaşlı Adam ve Deniz, mücadelenin değerini ve kaybetmenin içinde de bir başarı ve onur olduğunu dile getiren zamansız bir hikayedir.

Türk Mitolojisinde Kartal Figürü

Kartal, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip hayvan figürüdür. Destanlara ve efsanelere konuk olarak hükümdarlık alametine dönüşmüştür.

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.