Çocuk kitabı olarak bilinmesine karşı her yaşta bireyin okuması gereken ve kişiyi çocukluğunda yaşadığı acı tatlı ekşi anılara götüren eşsiz bir kitaptır Aylaklar Kumsalı. İçinde birbirinden özel illüstrasyonlarla okuyucunun hayal gücünü besleyen bu eserde, on bir yaşında olan Sofia’nın büyüme yolculuğuna eşlik ediyoruz. Büyürken ailesinin ona fark etmeden verdiği zararları görürken çocuklarının iyiliği adına mücadele eden ebeveynlerinin aslında onu en çok üzenler olduğu bir hikayeye tanık oluyoruz. Her okuyanın kendinden ufak da olsa parçalar bulacağına emin olduğumuz bu kitaptan etkileyici alıntıları sizler için derledik.
(Eserde bulunan illüstrasyonlardan bir örnek)
1- “İsmim Sofia. On bir buçuk yaşındayım, büyüyünce aylak olmak istiyorum.” (s.5)
2- “Söylemek yapmaktan hep daha kolaydır, bunu ben de biliyorum.” (s.8)
3- “Çiçekçi dükkanı çiçekler sayesinde ışıl ışıldı ama hepsinin güneşi annemdi.” (s.22)
4- “Bir seferinde babam rakip çiçekçiden bir buket satın alıp getirdiğinde annem bunun dünyadaki en güzel şey olduğunu söylemişti.” (s.22)
5- “Neden kelimeler bazen hoş bazense acımasız olabiliyor? Haksızlıkları kabullenmeye alışalım diye mi acaba?” (s.34)
6- “Beni dünyaya siz getirdiniz! Var olmamı sen istedin, baba! Beni sen ortaya çıkardın! Şimdi yaşamayı hak ettiğimi kanıtlamam mı gerekiyor?” (s.35)
7- “Size bir orman hediye ettim.” (s.40)
8- “Annem, ‘Bak Berta, bir yıldız,’ dediğinde kafamı kaldırıp göğe bakmıştım. Annem gülmüştü: ‘Hayır, şurada ayağının önünde. Suyun içinde.’ Sahiden de oradaydı. İri ve kırmızı bir denizyıldızı. Harika göründüğünü düşünmüştüm. Gökyüzünden bir yıldızın denize düştüğünü düşünmüştüm. Denizyıldızlarını araştırmaya o muhteşem günde karar vermiş olabilirim.” (s.44)
9- “Berta sayesinde geceleri gökyüzüne baktığımda denizi, denize baktığımdaysa koca bir evren görüyorum.” (s.46)
10- “Nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Müzik yapmaktan öte, müziğin ta kendisiydiler. Dans etmekten öte, dansın ta kendisiydiler. Kumsalda bulunmaktan öte, kumsalın ta kendisiydiler.” (s.54)
11- “Fotoğraflarda her şey bellidir. Ben belli olanla ilgilenmiyorum. Her şeyin özünü görmek istiyorum. Bu yüzden ışığın peşindeyim. İstediğim bir hatıra da değil. Belli bir ânı yaşamak istiyorum.” (s.58)
12- “Işığı tamamen emen kara delikler gibisiniz. Siz kum tepelerinde oynar ve gülüşürken ışığın tek amacı sizi aydınlatmaktı. O anda dünya bir tek sizin için vardı.” (s.64)
13- “Bakın, bunca yıldır öğrendiğim en önemli şeylerden biri, en zayıfı dahil her türlü ışığın gölgeler yarattığıdır.” (s.65)
14- “Neye hazırlanacakmışım? Hayatımı sevmediğim şeyler yaparak geçirip bütün eğlenceyi kaçırmaya mı? Buruk bir yaşam geçirmeye mi? Kendi kendime bir hapishane inşa etmeye mi? Babama bunları haykırmak istedim.” (s.68)
15- “Annemle babam hem kırılganlar hem de birer süper kahramanlar. Hata yaptıkları da oluyor, isabetli davrandıkları da. Büyüyünce Sofia olmak istiyorum, tıpkı denizin bana öğütlediği gibi, ama umarım azıcık bile olsa onlara benzerim.” (s.81)
“Birlik olun,
çiçekleri öğrenin,
hafif yaşayın.” (s.85)
Alex Nogués, Aylaklar Kumsalı, Can (Çocuk) Yayınları