Beyaz Perdenin Kadın Dostlukları: Kadınların Arkadaşlığını ve Dayanışmasını Anlatan 20 Film

Editör:
Ayçe Cansu Yaşar
spot_img

Kadınlar tarih boyunca yaşamın her alanında olduğu gibi sanatın her alanında da türlü haksızlık ve eşitsizliklerle mücadele etmişlerdir. Sinema erkek hegemonyasında varlığını sürdürmüş ve dolayısıyla beyaz perde uzun yıllarca erkek perspektifi ile yaratılan gerçeklikten kopuk kadın karakterleri misafir etmiştir. Ana karakter olarak seçildiğinde tamamen erkeğin düş gücü ile yoğrularak gerçek dışı bir forma bürünen ve stereotipleşen kadın figürü, yan rollerde kendine yer bulduğunda ise sadece erkek karakter ile bağlantısı üzerinden kendini var edebilmiştir. Bu durum kendi zıddını doğurmuştur ve tüm dünyada ivme kazanan feminist ideolojinin de etkisiyle sinemada aykırı bir kadın hareketi baş göstermiştir.

Patriyarka tabanlı sinema anlayışının genellikle birbirine düşman, kıskanç ve fesat biçimde tasvir ettiği kadın dostlukları; yıllar içerisinde doğru ellerde gerçeğe daha uygun bir dönüşüm göstermiştir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak hazırladığımız 20 filmlik listede; sinemada genellikle anne, eş, evlat gibi diğerleriyle kurduğu ilişkiler üzerinden ya da sadece arzu nesnesi olarak tanımlanarak yan rollerde konumlanmış kadın karakterlerin aksine derinlikli biçimde ele alınarak kadrajın tam ortasına yerleşmiş kadın karakterlerin yer aldığı ve çoğu kadınların objektifinden çıkmış olan kadın dayanışması ve arkadaşlığı temalı filmleri sizler için derledik.

20. Never Goin’ Back (2018, Komedi-Suç)

Liseyi terk etmiş iki genç kız Jessie ve Angela, yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen çok yakın iki arkadaştır. Angela, Jessie’nin doğum günü için sahil kenarında güzel bir ev tutarak tatil organize eder. Fakat bu evi kiralayabilmek için halihazırda yaşadıkları evin kira parasını gözden çıkarmıştır. Bu tatilin hayaliyle yanıp tutuşan Jessie ve Angela, kirayı çıkarabilmek için garson olarak çalıştıkları lokantada fazladan mesai yapmaya başlarlar. Fakat sorumsuz ev arkadaşlarının başlarına açtığı belalardan dolayı evleri soyulunca işlerinden kovulma ve kirayı ödeyememe tehlikesiyle karşı karşıya gelirler. Meteliksiz bir hâlde içine düştükleri gülünç durumlardan sıyrılmaya çalışan iki dostun eğlenceli hikâyesinin anlatıldığı Augustine Frizzell imzalı filmde; Jessie karakterine Camila Morrone, Angela karakterine ise Maia Mitchell hayat veriyor.

19. Life Partners (2014, Komedi-Dram-Romantik)

Susanna Fogel imzalı filmde, Gillian Jacobs tarafından canlandırılan Paige ve Leighton Meester tarafından canlandırılan Sasha karakterleri her anlarını birlikte geçiren iki yakın arkadaştır. Paige’in yeni tanıştığı Tim ile ilişkisinin ciddileşmesi üzerine iki dostun arkadaşları sınanacaktır. Paige ve Sasha’nın arkadaşlıklarının geçirdiği virajı nükteli bir dille anlatan Life Partners, aşk ve arkadaşlık arasındaki bulanıklaşan çizgiden seyircisine göz kırparak büyük bir beklentiye girilmediği sürece keyifle geçebilecek bir 90 dakika vadediyor.

18. Now and Then (1995, Komedi-Dram-Romantik)

Senaryosunu I. Marlene King’in, yönetmenliğini ise Lesli Linka Glatter’in üstlendiği film, çocukluktan beri çok yakın arkadaş olan dört kadının uzun bir süre sonra eski kasabalarında bir araya gelmelerini konu ediniyor. Çocukluktan bu yana yaşamları çok farklı yönlere savrulmuş dört karakterin ilişkilerinin iç dinamiklerine tanık olurken eş zamanlı olarak dörtlünün 12 yaşındayken birlikte geçirdiği bir yaza da tanıklık ediyoruz. Hem çocukluklarını hem yetişkin hâllerini gözlemleyebildiğimiz dört karakterin hikâyesi, fazla iddialı olmaksızın keyifli bir seyir vadediyor.

17. Beaches (1988, Komedi-Dram-Müzik)

Iris Rainer’ın romanından beyazperdeye uyarlanan, yönetmen koltuğunda Garry Marshall’ın oturduğu film bizi Hillary ve CC Bloom adındaki iki kadının yıllara serpilen muhteşem dostluğuna tanıklık etmeye davet ediyor. Çok küçük yaşlarda tatlı bir tesadüf sonucu kumsalda tanışan ikili, yetişkinliklerine kadar hayatın tüm iniş çıkışlarında birbirinin hayatına dokunabilmeyi başarıyor. Birbirine tamamen zıt karakterdeki iki kadının öyküsü, hayatın dalgalı atmosferi ile büyük bir ahenk içinde seyirciye aktarılıyor. Filmin başrolünü ise Bette Midler ve Barbara Hershey paylaşıyor.

16. Women on the Verge of a Nervous Breakdown (1988, Komedi-Dram)

Filmlerinde ön plana çıkardığı kadın karakterleri ve bu karakterleri yaratma konusundaki başarısıyla ün salmış İspanyol yönetmen Pedro Almodovar ve kendi filmografisi içerisinde nispeten az bilinen eğlenceli filmi “Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar”, Almodovar sinemasının çoğu karakteristik özelliğini bünyesinde barındırıyor. Film, her an seyirciyi şaşırtabilen sürprizlerle dolu karakterleri ile oldukça keyifli bir seyir tecrübesi vaat ediyor. Birbirinden nefret etmek ile birbirine destek olmak arasında devamlı direksiyon kıran sinir krizinin eşiğindeki karakterleri, gencecik bir Antonio Banderas’ı, bir yandan tedirgin ederken bir yandan eğlendiren komik kördüğümleri olan bu kırmızı filme mutlaka şans verin!

15. Never Rarely Sometimes Always (2020, Dram)

2020’de eleştirmenlerin büyük beğenisini toplayarak birçok önemli ödülü kucaklayan Eliza Hittman imzalı film, birbirinin hem en yakın arkadaşı hem de kuzeni olan iki genç kızın Pensilvanya kırsalından New York’a yaptıkları yolculuğu işliyor. Sade ve vurucu anlatısı, karakter tasviri ve filme ismini veren çarpıcı sahnesi ile uzun süre festivallerin en çok konuşulan filmlerinden biri olan Never Rarely Sometimes Always, iki genç kızın yolculuğunu feminist bir üslupla beyaz perdeye taşıyor.

14. Caramel (2007, Komedi-Dram-Romantik)

Geçtiğimiz yıllarda “Kefernahum” ile adından sıkça söz ettiren başarılı yönetmen Nadine Labaki’nin ilk uzun metrajlı filmi olan Karamel; birbirinden farklı hayalleri ve yaşantıları olan beş kadının aşklarını, nefretlerini, acılarını, kahkahalarını Beyrut’taki bir güzellik salonu bağlamında ele alıyor. Farklı kuşaktan kadınları da ortak meseleler ve bir güzellik salonu üzerinde buluşturan film, kadın karakterler arasındaki paylaşımı başarılı biçimde ekrana yansıtıyor. Ayrıca başroldeki güzeller güzeli kuaför Layale de yönetmen Nadine Labaki’den başkası değil.

13. Suffragette (2015, Dram-Tarih)

Kadrosunda Meryl Streep, Carey Mulligan, Anne-Marie Duff ve Helena Bonham Carter gibi yıldız oyuncuları barındıran tarihi drama filmi “Suffragette”, erkeklerle eşit haklara sahip olabilmek ve oy kullanmak isteyen kadınların hükümetin gitgide acımasızlaşan müdahalelerine karşı gösterdiği direnişin öyküsüdür. 1900’lerin İngiltere’sinde geçen ve önemli bir tarihi başkaldırışa ışık tutan bu filmin en belirgin özelliği, odak noktasına oldukça pasif bir karakteri oturtarak onun bilinçlenme ve mücadeleye katılma sürecine seyirciyi ortak edebilmesidir. Bu süreç, pasif karakterin mücadelenin anahtar isimlerinden birine dönüştüğü uzun bir yolu kapsar. Film akıllara Dünyaya gözlerini açan her küçük kızın, ağabeyleri ile eşit şansa sahip olacağı zamanlar için savaşıyoruz.”  repliği ile kazınmıştır.

12. Women Talking (2022, Dram)

Sarah Polley’in bu yıl En iyi Film ve En iyi Uyarlama Senaryo dallarında Oscar adayı olarak yarışacak olan filmi Women Talking, 2005-2009 yılları arasında Bolivya’da yaşanan gerçek olaylardan esinleniyor. Filmin hikâyesi; dinî usullerle yönetilen, tecrit edilmiş baskıcı bir kolonide yaşayan kadınların sistematik olarak koloninin erkekleri tarafından cinsel saldırılara uğramasının ardından bu duruma dur demek için toplanarak seçenekleri tartışmaları ekseninde şekilleniyor. İnanç, yaşam, özgürlük, aşk gibi birçok kavramın masaya yatırıldığı konuşmaların nihayetinde kendilerini iki seçenek arasında sıkışmış hâlde buluyorlar: Kal ve savaş ya da git!

11. Made in Dagenham (2010, Komedi-Drama-Tarih)

Nigel Cole tarafından yönetilen filmde Londra’daki bir otomobil fabrikasında çalışan kadın işçilerin, erkek işçilerle eşit ücret alabilmek için verdiği mücadeleye tanıklık ediyoruz. Sadece finansal düzeyde değil, her alanda kendini hissettiren cinsiyet ayrımcılığına karşı başkaldıran kadınların öyküsünü izlerken dayanışmanın önemini bir kez daha anlıyoruz. Filmin başrollerini ise Sally Hawkins, Bob Hoskins, Andrea Riseborough gibi isimler paylaşıyor.

10. Call Jane (2022, Dram-Tarih)

Türkçeye “Acil Durumda Jane’i Ara” şeklinde çevrilen filmde, Amerika’da kürtajın yasal olmadığı bir dönemde istenmeyen bir hamilelik yaşayan Joy isimli bir kadının hikâyesi anlatılıyor. Joy, kendilerini “Jane”ler olarak gölgeleyen gizli bir kadın topluluğundan kürtaj olmak için yardım istediğinde hayata bakış açısını değiştirecek bir kadın mücadelesinin önemli bir parçası hâline geliyor. 1960’lı yılların Amerika’sında geçen film, kürtaj hakkı için mücadele eden bir grup kadın üzerinden hem hüzünlü hem de oldukça keyifli bir seyirlik sunuyor. Filmin yönetmen koltuğunda Phyllis Nagy otururken başrollerini Elizabeth Banks, Sigourney Wiever, Chris Messina gibi isimler paylaşıyor.

9. Me Without You (2001, Dram)

Sandra Goldbacher’in yönettiği “Me Without You”, çocukluktan beri arkadaş olan iki genç kızın zaman içerisinde değişerek farklı yönlere savruluşunu gerçekçi bir biçimde anlatıyor. Zaman içerisinde arkadaşlıklarını test eden birçok olay yaşayan ve tamamen birbirine zıt kişilikler hâline gelen ikili, aralarındaki tüm mayınlara rağmen, arkadaşlıklarını korumayı başarabilecek midir? Listedeki diğer filmlerden daha farklı bir üsluba ve işleyişe sahip olan bu film; Holly ve Marina’nın aşk, kıskançlık, dostluk, nefret ve gençlik ile sarmalanmış yıllara yayılan arkadaşlığının yalın bir portresini sunuyor.

8. The Help (2011, Dram)

Hollywood’un daha önce defalarca işlediği bir tema olan ‘ırkçılık’ ekseninde, tutarlı öyküsü ve istikrarlı kurgusu ile hem anlattığı dönemi başarıyla betimleyen, hem haksızlıkları güçlü bir biçimde eleştiren, ırkçılık karşıtlığını ve kadın dayanışmasını sentezleyen 2011 yapımı “The Help”; aynı zamanda klişe konuların çevresinde turlar atarken sıra dışı şekilde parlamayı da başarmış bir film. Bu filmde, üç kadının gizli bir yazarlık projesi kapsamında yaptıkları röportajlar ile gelişen dostlukları ve dayanışmaları, hedeflediklerinden çok daha büyük şeylere vesile olacaktır.

7. Iron Jawed Angels (2004, Biyografi-Dram-Tarih)

Katja Von Garnier tarafından yönetilen “Iron Jawed Angels” filmi; Amerika’da 1900’lerin başlarında oy hakkı için canları pahasına mücadele veren kadınların öyküsünü, kadın hakkı aktivistleri Alice Paul ve Lucy Burns’un gerçek hikâyelerine dayandırarak aktarmıştır. Filmde Alice Paul’u Hilary Swank; Lucy Burns’u ise Frances O’Connor canlandırmıştır. Filmi izlerken karakterlerin dayanışma ruhuna ve direngenliğe hayran kalmamak elde değil.  Çok zor koşullarda erkek egemen toplum ve politika karşısında cesurca savaşmış kadınların etkileyici hikâyesine bir nebze de olsa tanıklık edebilmek için bu film çok doğru bir tercih olacaktır.

6. Where Do We Go Now? (2011, Komedi-Dram)

Bir Nadine Labaki filmi daha…2012 yapımı “Where Do We Go Now?” filmi Lübnan’da Müslüman ve Hristiyan insanların bir arada yaşadığı sakin bir köyü konu almaktadır. Dışarıdan gelen dinî çatışma haberlerinin de etkisiyle köyde huzursuz bir kutuplaşma havası oluşur. Karşılıklı şiddet eylemlerine kadar varan bu rahatsız edici atmosfer kadınların dayanışma dolu pratik yöntemleri ile bastırılmaya çalışılır. Nadine Labaki; bu film ile savaşın anlamsızlığı ve yarattığı yıkım üzerine düşündürücü bir film çekmekle kalmıyor, kadınların zekâ dolu anlık çözümleri ile seyirciyi gülümsetmeyi de başarıyor. Film her türlü şiddet eylemine ve dinî kutuplaşmaya karşı farklılıklara saygı duyma ve dayanışma olgusunu kendine has hümanist bir üslupla öğütlüyor.

5. Thelma and Louise (1991, Macera-Suç-Dram)

Özellikle yol filmi sevenlerin başucu filmlerinden olan, yönetmen koltuğunda Ridley Scott’ın oturduğu Thelma and Louise; tekdüze hayatından bıkmış usanmış asi Louise ve baskıcı kocası tarafından suistimal edilen mutsuz ev kadını Thelma’nın kafa dağıtmak için çıktıkları bir hafta sonu tatilinin nasıl bir macera ve felaket zincirine dönüştüğünü konu alıyor. Ayrıca filmde Brad Pitt de düzenbaz ama sempatik bir kovboy rolüyle arz-ı endam ederek küçük bir rolü olmasına rağmen gönüllerde taht kuruyor. Birbirlerinden çok farklı karakterlerdeki Thelma ve Louise’nin yer yer güldüren, yer yer hüzünlendiren etkileyici yol ve dayanışma hikâyesi kesinlikle izlenmeye değer!

4. The Dreamlife of Angels (1998, Dram)

Fransız yönetmen Erick Zonca tarafından yazılan ve yönetilen “Meleklerin Düş Yaşamı” filmi, kıyıda köşede kalmış bir bağımsız sinema hazinesidir. Zıt karakterlere sahip olan Isa ve Marie’nin yalın bir yaşama tutunma mücadelesi içerisindeyken tanıştıkları ve dost oldukları filmde, Marie’nin varlıklı bir erkek ile ilişki yaşamaya başlaması ile iki genç kız arasındaki arkadaşlığın seyri değişir. Hayattan beklentileri ve meselelere bakış açıları arasında uçurum oluşmaya başlayan ikili, bir yandan da günlük hayatın telaşlı akışı içerisinde sakince kendilerine bir yol çizmeye çalışmaktadırlar. Gerek iki genç kız arasındaki arkadaşlık gerek de genç kızların çevreyle ve hayatla mücadelesi açısından son derece basit ama çarpıcı bir işleniş söz konusudur. Filmin başından sonuna kadar hiç vazgeçilmeyen sade ve gerçekçi tavır, filmin en büyük alametifarikasıdır.

3. The Stoning of Soraya M. (2008, Dram)

Kadın dayanışması denildiğinde unutulmaması gerekilen filmlerden biri de Cyrus Nowrasteh imzalı “Soraya’yı Taşlamak” tır. Gerçek bir recm olayına dayanan bu filmde; recm vahşetiyle karşı karşıya kalan ve herkesin sırtını çevirdiği Soraya’nın hikâyesi ile yeğeni Soraya’ya yapılanları tüm dünyaya duyurmak isteyen Zahra’nın hikâyesi paralel bir işleyiş gösterir. Bütün acımasızlığın, caniliğin ve haksızlığın karşısında ayakta kalmaya çalışan Soraya ve Soraya’ya destek olmak için elinden geleni ardına koymayacak Zahra’nın nefes kesici mücadelesini mutlaka seyretmelisiniz.

2. Fried Green Tomatoes (1991, Dram)

Jon Avnet tarafından yönetilen “Kızarmış Yeşil Domatesler”, iki kadın arasındaki dostluğun en sıcak ve samimi şekilde anlatıldığı filmlerden biridir kuşkusuz. Seyirciyi kederlendirirken bile naifliğinden ödün vermeyerek kalbi ısıtmayı çok iyi bilen bu film, bittiğinde seyircide belli belirsiz bir tebessüm bırakır. Idgie ve Ruth isimli birbirinden çok farklı iki kadının benzersiz dostluğunu huzurevinde tanışıp arkadaş olan yaşça daha büyük iki kadının hikâyesiyle paralel bir örgüde işleyen “Kızarmış Yeşil Domatesler”, içten ve akılda kalıcı bir filmdir.

1. 4 Months, 3 Weeks & 2 Days (2007, Dram)

Senaristliğini ve yönetmenliğini Cristian Mungiu’nun üstlendiği film, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’nün sahibi olmuştur. Romen sinemasından çıkan en önemli eserlerden biri olan filmde, Çavuşesku dönemindeki Romanya’daki katı kürtaj yasağına karşın illegal yollarla kürtaj yaptırmaya çalışan Gabita ve Gabita’nın üniversiteden oda arkadaşı Otilia’nın acı ve dayanışma dolu hikâyesine tanıklık ediyoruz. Mungui, bireysel bir öykü üzerinden dönemin politik atmosferine zehir zemberek bir eleştiri yaparken iki genç kızın yaşadıklarını aktarırken kullandığı sert ve gerçekçi üslubuyla uzun süre boyunca hafızalardan çıkmayacak bir işe imza atıyor.

İyi Seyirler!

 


Kaynakça

IMDb

Beyazperde

spot_img
Ayçe Cansu Yaşar
Ayçe Cansu Yaşar
"Yaşamaktan yazmaya vakit kalmadı."

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.

Kayıp Seslerden Yazının Öznelerine: Virginia Woolf’un Eserlerinde “Kadın” Teması

Woolf’un dilinde "kadın", tarihin dışına itilmiş bir sesin geri çağrılması, unutulmuş bir hakikatin dile gelmesidir.