? Bu yazı Bilge Akcaalan tarafından editörün seçimi arasına eklendi ?
Uzakdoğu’ya ait olan bir kağıt katlama sanatı olarak beklenenin ötesinde olağanüstü eserler ortaya çıkaran Origami’nin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. İlk ortaya çıktığı zamanlarda kağıt ekonomik açıdan çok önemli bir rol oynadığı için insanlar birbirlerine kağıtları katlayarak elde ettikleri figürleri hediye ederlerdi ve yapılan bu eserler ‘‘Orikata” olarak anılmaktaydı.

Zamanla Orikata adı yapılan figürleri de özetleyecek bir şekilde günümüzde adlandırdığımız Origami adını, ”ori”(katlamak) ve ”gami”(kağıt) sözcüklerinin bir araya gelmesiyle almıştır. Origami’yi kısaca bir kağıt parçasını kesmeden, yapıştırıcı olmadan, sadece katlayarak çeşitli yapılar/figürler ortaya koyan bir sanat olarak tanımlayabiliriz.

Origami’nin ortaya çıktığı ilk zamanlardan bahsedecek olursak, iki ayrı dönemde ele alabiliriz. ”Henian Dönemi” ve “Muramachi Dönemi”. Henian Dönemi’nde, kağıt pahalı ve değerli bir eşya olarak görülüyordu. Bir bakıma kağıt sahibi olan kişiler statü sahibi zengin insanlardı. İnsanlar birbirlerine olan saygı ve sevgilerini ifade edebilmek için birbirlerine kağıttan oluşturdukları origamileri hediye ederlerdi.

Henian Dönemi’nde o kadar değerliydi ki dini tapınaklarda ve evleri süslemek için de çeşitli origami yapıları kullanılırdı. Muramachi Dönemi’ne gelindiğinde origami halk arasında yayılmış ve belirli okullarda ders olarak verilmeye başlanmıştır. Bu dönemde kağıt üretiminin artması ve ucuzlamasıyla daha geniş kitlelerde ve alanlarda yaygınlık göstermiştir. Zamanla halk arasında önemli ve değerli bir sanat olarak görülen origami için Avrupa’nın ilk origami okulu ”UNAMUO”, Miguel de Unamuno tarafından açılmıştır ve günümüzde de varlığını sürdürmektedir.

Origami Sanatı, Klasik ve Parçalı(Modüler) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Klasik Origami genellikle tek kağıt parçasından yapılan figürleri içerirken Parçalı Origami ise çok sayıda katlanmış kağıt parçasının bir araya gelmesiyle ortaya çıkardığı üç boyutlu figürleri içerir. Her alanda gelişmenin olduğu günümüzde origaminin de farklı türleri ortaya çıkmıştır. Bunlara; Mimari Origami, Pop-up Origami, Kirigami örnek olarak gösterilebilir. Kirigami diğer klasik origami türlerinden farklı olarak kesme işlevini de içermektedir. Origami’yi Kirigami’den ayıran en önemli özellik, origami de kağıdı katlayarak şekil verme ve biçimlendirme olayı temel alınırken, kirigami de ise kesme işlemini ön plana çıkararak kağıda simetrik bir figür vermek önemli noktadır. Modernleşen dünyada da Origami sanatı kendini yenileyerek yapıştırma ve kesme işlemlerini içeren bu dalı günümüzde daha ön plana çıkarmaktadır.

Origami’nin büyük ustası olarak kabul edilen Japon sanatçı Akira Yoshizawa’nın çok sayıda kitapları ve şemaları ile günümüz origamisinin temellerini attığı bilinmektedir. Yoshizawa origamiyi sadece bir kağıt katlama olayından farklı olarak bu sanatın kalıcı olmasını sağlamış ve yeni bir yön vermiştir.

Günümüz sanatçılarından Cristian Marianciuc origamiyi ”Benim için origami yaşamda dengeyi bulmanın ve iyileştirici bir aracı ve bazı sesleri susturmanın, diğerlerini daha yüksek sesle yapmanın bir yoludur. Bu, otomatik pilotta bir şeyler yapmakla değil, şu ana dahil olmakla ilgili.” sözleri ile origami sanatının ne kadar kutsal olduğunu özetler niteliktedir.
Sadako Sasaki ve 644 Turnası

Dünyaca ünlü bir sanat olan Origami, Japon kültüründe mitolojinin de etkisiyle öne çıkan en önemli figürü Turna Kuşu’dur.

Bunun nedeni ise 1000 tane Turna Kuşu katlayan kişinin uzun ve iyi bir yaşama sahip olacağına olan inançtandır. (Senbaorizur). Şu an günümüzde de bu figürün öne çıkmasının nedeni ise; II.Dünya Savaşı sırasında Hiroşima’ya atılan atom bombasından etkilenerek lösemi hastası olan 11 yaşındaki Sadako Sasaki de iyileşme umuduyla 1000 tane turna kuşu katlamaya başlar fakat 644. turnasını bitirdikten sonra hayatını kaybeder. Bu olaydan sonra onun anısına her yıl 6 Ağustos bombanın atılış yıldönümünde Japonya ve dünyadan çocuklar evrensel barış adına turna kuşu yapıp, Sadako’nun Hiroşima’daki anıtına gönderirler.

”Hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.”
(Nazım Hikmet, Kız Çocuğu)
Kitaplardan, farklı diyagram ve türlü mecralardan öğrenebileceğimiz bu dünyaca ünlü sanat Origami’yi yeni bir hobi olarak kendi sanatımızı ortaya koyma da bir araç olarak kullanabileceğimiz gibi duyguları ifade etmenin de bir yolu olarak da kullanabiliriz.
Kaynak: designboom, Uluyama Türk Japon Kültür Derneği , megafonn