Bir Şehrin İmzası: Beyoğlu Mimarisi

spot_img

Şehrin kalbi; nostaljiyi ve zamansızlığı aynı anda hissettiren bir yer Beyoğlu. Beyoğlu, mimarisi ile farkını ortaya koyan, yapılarına baktıkça yeni detaylar gördüğümüz, birçok üslubu içinde barındıran, yapılarla buluşan gözlerimizin dakikaları harcadığı ince mimarisiyle, değerli bir semt konumunda. Ama çoğu kişi için Beyoğlu pek de mimarlık kavramıyla anılmıyor. Sahi, kaç kişi Beyoğlu sokaklarından geçerken kafasını kaldırıp yapılar eşliğinde kaybolmuştur? Ya da kalabalık eşliğinde, yollarda mı kayboluyoruz? Kalabalık alıp götürüyor bizleri, ardından unutuveriyoruz etrafımızdaki değerli tarihi yapıları ya da bazılarımız, bu değerin varlığından bile habersiz… O halde bugün, Beyoğlu Mimarisi’nde kaybolmaya hazırlanalım…

Beyoğlu, 15. yüzyıldan günümüze kadar gelen yapılarıyla, dünyanın sayılı büyük semtleri arasında yer almaktadır. Beyoğlu yapıları, yalnızca kendine has hikayeleriyle bizleri selamlamakla kalmaz; buna farklı kültürleri ve tarihi de eşlik etmektedir. Bu tasarım binaların zarafetini; Art Nouveau, Neo-Klasik üsluplardan aldığını söyleyebiliriz.

19. yüzyıl’da Beyoğlu’nda gerçekleşen kent düzenlemeleri dolayısıyla yapıların çoğu bu dönemlerde yapılmıştır. Özellikle bahsedeceğimiz önemli tarihi yapılarında bu dönem ürünleri olduğunun altını çizebiliriz. Günümüze kadar gelmiş, Beyoğlu’nda bulunan yapıların çoğu zamanla restore edilmiş, yapıların üstlendiği roller bile değişmiştir. Zamanla değişen çok şey olsa da Beyoğlu Mimarisi o klasik imzasını akıllara kazımıştır.
Öyleyse Beyoğlu’nun o meşhur yapılarının hakkını özele indirgeyip, inceleyerek verelim.

1. İstanbul’da İlk Art Nouveau Örneği: Botter Apartmanı



İsveç Konsolosluğu’nun yanında bulunan bitişik nizamlı Botter Apartmanı, 19. yüzyılda ünlü mimar Raimondo D’Aronco tarafından yapılmıştır. II. Abdülhamit’in ve sarayın terzisi Jean Botter’in evi görevini görmüştür. Floral desenler, ince motifler, insan başı figürleri, bunların hepsi D’Aronco’nun imza bir çalışma çıkaracağını adeta gözler önüne serer. 7 katlı olan bu yapı uzun süre Jean Botter tarafından modaevi olarak kullanılmıştır. İkonik Botter Apartmanı’nın, modaevi olarak kullanılması iki disiplin arasında destekleyici nitelikte olup hitap ettiği alanı da daha efektif hale getirmektedir. Botter Apartmanı bu durumda bir modacının mesleğini idame ettirip, yaşamını geçireceği yeri özel kılan bir yer olmuştur.

2. Trajik Olayları Seyreden Yapı: Frej Apartmanı

Bu yapı, mimarisinden ziyade ev halkının trajik yaşamıyla tarihe konu olur. Varlıklı ev sahiplerinin adeta filmlere konu olacak nitelikteki ölümleri, evlerini satıp varlıklarını zaman içinde kaybetmesi Frej Apartmanı mimarisinin önüne geçer.


Ama biz bu yazıda Beyoğlu’nu mimari gözle incelemek istiyoruz, öyleyse Frej Apartmanı’nın mimari detaylarına bakalım. Büyük ve gösterişli Frej Apartmanı Mimar Kyriakidis tarafından yapılmıştır. Ön cephedeki gösterişli, hareketli yapı diğer cephelerde kendini biraz sadeliğe bırakmıştır. Frej Apartmanı’nın, Art Nouveau örneklerinden olduğu açıkça anlaşılır. İthal ürünlerin sergilendiği Frej Apartmanı, Malta’dan gelen taşlarla kaplanmış, merdivende kullanılan mermerler İtalya’dan getirilmiştir. Cephedeki çocuk, baykuş, böcek figürleri ilgiyi üzerine çekmektedir.

3. Galata’ya Komşu, Sanatçılara Ev Sahibi: Kamondo Apartmanı


19. yüzyılda yapılan Kamondo Apartmanı, varlıklı, banker Yahudi Kamondo Ailesi’nin malikanesidir. Yapıya baktığımızda klasik dokunuşlarla sade bir apartman görünümü elde edildiğini görebiliriz. Cumbalı hareketlilik ahşap malzemeyle dengelenmiştir. Aile apartmanı görünümü ile her katta bir aile kalacak şekilde tasarlanan, içleri ısıtan bu yapının amacını iyi yansıtan bir örnek olduğunu söyleyebiliriz. Galata’ya bakan bu binanın ilham verici bir yer olduğunu anlamışsınızdır; Kamondo Apartmanı, Orhan Veli’den Sait Faik’e, Yaşar Kemal’den Melih Cevdet Anday’a kadar birçok sanatçıya ilham veren kapısını açmıştır.

4. Gittikçe Değerlenen İtalya Esintisi: Doğan Apartmanı


19. yüzyılda inşa edilen Doğan Apartmanı 6 kattan, 2 dükkan ve 51 daireden oluşmaktadır. Sarı rengiyle, avluya bakacak şekilde konumlandırılmış balkonlarıyla, yapıya baktığımız anda İtalyan samimiyetini hissedebiliriz. 2001 yılında restore edilen Doğan Apartmanı, günümüzde hala kullanılmakta olup bir dairenin değeri milyon dolarlar ile satışa sunulmaktadır. Meşhur manzarası ve tarihi yapısıyla değerini asla kaybetmeyen bu yapının görüntü ve hissiyatı amacını destekler niteliktedir.

5. Sinemadan Pasaja: Elhamra Pasajı


Meşhur Beyoğlu Pasajları diye ayrı bir kategori bile açılabilir ama bu yazıda Elhamra Pasajına değinmeden geçmek olmaz. Saint Antoine Kilisesi’nin karşısında yer alan, 19. yüzyılda sinema görevi gören Elhamra Pasajı, tarihte ilklere imza attığı için önemli Beyoğlu Yapıları arasına girmektedir. İlk yıllarında sinema salonu olarak kullanılan Elhamra Pasajı, Charlie Chaplin – Modern Zamanlar ve Türkiye sinemasının ilk sesli filmi olan İstanbul Sokaklarında burada izleyicilerle buluşmuştur.


Neoklasik izler taşıyan Elhamra Pasajı, koridor şeklindeki yapısından dolayı pasaj algısını biraz daha akıllarımıza yerleşmiştir.

6. Batı İzlerini Taşıyan İlk Otel: Pera Palas


Pera Palas, 19. yüzyılda nasıl otel olarak başlamışsa tarihe, hala istikrarlı bir şekilde ününden ödün vermeden kullanılmaya devam etmektedir. Bu otelin hikayesi zamanına göre biraz daha farklıdır. Orient Express’in burjuva sınıfı yolcularını ağırlamak için Georges Nagelmackers’in girişimciliği ile yapılmıştır. Bu otelin yüksek kesimi çekip o kesime hitap etmesi sonucunda dönemin şartlarına göre lükse kaçan ve ulaşılması zor olan hizmetleri de beraberinde getirmiştir. Elektriğin ve elektrikli asansörün kullanıldığı ilk binalardan birisi olduğunu söyleyebiliriz.


Beyoğlu’nun meşhur üsluplarının birleşimidir adeta bu yapı; Art Nouveau, Neoklasik, Oryantal stiller Pera Palas’ı hem iç mekanda hem de cephede tamamlar. İç tasarımın görkemli görüntüsü; aydınlatmasından malzeme ve renk seçimine kadar birbirini destekler.


Pera Palas, bir odasını Mustafa Kemal Atatürk’e de açmıştır şu anda kaldığı odanın müzeye dönüştürüldüğü nadide bir mekandır.

7. Beyoğlu’nda Yükselen Zarif Güzellik: Mısır Apartmanı


Art Nouveau ile gelen ferah esintiler karşılar bizleri, St Antuan Kilisesi’nin hemen yanı başında. Balkonlar cephede dikkatleri üzerine çekmekle kalmaz; daracık alanlı bu sokaklarda özgürce nefes alabilecek, akışın seyrine doyabilecek imkanı sağlamaktadır. Mısır Apartmanı, 19. yüzyılda Mısırlı Hidivi Abbas Halim Paşa için Mimar Hovsep Aznavuryan tarafından yapılmıştır. Mısırlı Hidivi Abbas Halim Paşa öldükten sonra apartman Hayri İpar tarafından alınır. Hayri İpar’ın oğlu Ali İpar, Hollywood yıldızı olan eşi Virginia Bruce ile burada yaşamaya başlar. O dönemde şık balolar ve davetlerle, Mısır Apartmanı parlak ve gösterişli anlarını yaşamıştır.


Mısır Apartmanı’nın dış cephesi kadar içi de sade ve zarifliğiyle tasarımsal tokluğu bizlere hissettirir. Bu yüzdendir ki hala her katında bulunan sanat galerilerine ev sahipliği yapmaktadır. Bir dönem şair Mehmet Akif Ersoy ve Mithat Cemal Kuntay da Mısır Apartmanı’nda kalmıştır.

Kaynakça:
1.https://kulturenvanteri.com/yer/botter-apartmani-2/#16/41.029061/28.975311
2.https://www.sekergyo.com.tr/tr/blog/frej-apartmani
3.https://www.smartbeyoglu.com/rehber/camondo-apartmani-26244.html
4.https://www.neredekal.com/dogan-apartmani-gezilecek-yer-detay/
5.http://www.biristanbulhayali.com/ici-ayri-disi-ayri-bir-apartman-misir-apartmani

spot_img
Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.