Sanat zamanın bizlere bıraktığı hediyedir. Zamanında sanat olma güdüsü ile yapılamamış olsalar bile…
Eskiçağ ile Yeniçağ arasında kalan, Roma’nın Doğu ve Batı olarak ayrıldığı, 395 yılıyla başlayıp İstanbul’un fethi olan 1453 yılına kadar devam eden hepimizin “Karanlık Çağ” olarak bildiği Ortaçağ; insanlık tarihinin önemli bir kültür sanat külliyatını doğurmuştur. Osmanlı İmparatorluğu‘nun büyük oranda kültür ve sanatından esinlendiği Bizans sanatı dönemsel açıdan Ortaçağ’a tekabül eder.
Ortaçağ ise hepimizin ilkokul sıralarından amiyane tabirle Karanlık Çağ olarak bildiği bir dini baskı çağıdır. Din kavramı ise geçmişten günümüze toplumun her evresinde kültürü ve akabinde sanatı etkileyen önemli faktörlerden biri olmuştur.
Söz konusu kavramı, kadın ve beraberinde sanat kavramları ile incelemek, işin içinden dönem analizi yapmak bizlere ”Bizans sanatında kadın” imgesini doğuracaktır. Kadın, farklı toplumlarda ve farklı sanatlarda kimi zaman bereketi kimi zaman şeytanı, kimi zaman dişiliği ve doğurganlılığı kimi zaman esareti, kimi zaman ise kutsiyeti temsil etmiştir. Bizans sanatındaysa kadın neredeyse tekti ve temsil ettiği en önemli gaye kutsiyetti.
Bizans sanatında kadın, İsa’nın annesi Meryem‘den ibaretti denilebilir. Vurgulu ve hep ön planda olan bu kadının gerisinde ya önemli azizeler ya da kadın imgesi içinde melekler görünürdü. Sanat teknik açıdan kuvvetli olmadığı için (perspektif gibi) eğer aynı resim içindeyse Meryem, İsa’dan sonraki en büyük figürdü. Meryem ve İsa farklı resimlerde ise Meryem resim içindeki en belirgin figür olurdu. Her ne kadar Meryem Bizans sanatında belirgin bir figür olsa da Bizans sarayında kadın, diplomatik açıdan da önemli bir yere sahipti. Devlette söz hakkı yokmuş gibi görünen kadınlar aslında arka planda imparatorluğun anahtarını ellerinde tutmaktaydılar. Bu yüzden monogramlarda, sikkelerde ya da duvar resimlerinde bu kadınları görmek mümkündür.
Bizans sanatındaki en önemli ve ilgi çekici olaylardan biri ise jest ve mimiklerin resimlerde birtakım anlamları ifade ediyor olmasıdır. Üstü kapalı ve alegorilerle ifade edilen bir sanat için Ortaçağ gibi bir dönemde beden dilinin konuşması, karşıdaki figürün sizinle göz teması kurması olağanüstü bir durumdur. Şimdi gelin, Meryem’in beden dili ve duruşu ile bizlere neler ifade ettiğini inceleyelim.
Blakhernitisissa Meryem | Tanrı Anası – Tüm Kutsalların Kutsalı Şehir Koruyucusu
Meryem bu tasvirlerinde şehrin koruyucusu olma yönü ile ön plana çıkmaktadır. Onun koruyucu rolü Akathistos Hymnos‘un (Meryem’e teşekkürlerini gösteren bir ilahi) başlangıç ayetlerinde de ifade edilmekteydi (Maktal Canko, 2019, 56). Günümüzde İstanbul’da Tekfur Sarayı olarak bilinen, Meryem ve Çocuk ikonalarının yapıldığı Blakhernai Kilisesi’nde yer almasından ötürü bu adını buradan alan ikonalarda Meryem, iki eli yana açık dua ederken, Çocuk İsa ise Meryem’in göğsünün üstünde bir madalyonun içinde tasvir edilmiştir. İsa’nın mucizevi doğumu ile ilgili olan bu sahnelerdeki madalyondaki Çocuk İsa figürü, bir fetüs görünümünde değil yetişkin bir insan görünümündedir. (Işık, Şen, 2017).


Blakhernitissa Meryem ikonaları bazı kaynaklarda iki farklı şekildedir. Birincisi Theotokos Blachernitissa çocuk İsa’nın da ikonanın içinde bulunduğu ikonalardır. Diğerinde ise Meryem tektir ve elleri iki yana açık yani orans pozisyonundadır. Theotokos Blachernitissa’da İsa henüz annesinin karnından bile çıkmamış bir fetüs olmasına karşın ne yüzü ve anatomisi buna uygun olarak resmedilmez. Daha büyük ve daha insani yönü vurgulanır. İsa o dönemde aciz bir fetüs olamayacak kadar kutsaldır çünkü.
Hodegetria Meryem | Yol Gösteren
Meryem ikonaları zamanla merkez ve kült kiliselerin o dönemde gündeme gelme ve popülerleşmesi ile değişim göstermekteydi. Blakhernai Meryem savaşı ve gücü temsil ederken, zamanla Hodegetria manastırı ve Hodegetria ikonası Blakhernai Meryemi gölgede bıraktı. Bizans tarihinde en fazla üretilen ve çokça yer değiştiren ikona, yol gösteren anlamındaki Hodogetria Meryem ikonası olmuştur.

Bu ikonada Meryem, sağ kolu ile çocuk İsa’yı tutarken sol eli ile yine İsa’yı taktim etmektedir. Çocuk İsa ise annesine karşılık vermektedir. Yol gösteren ifadesi kutsal yolun doğru yolun oğlunda olduğunu gösteren Meryem’in el jestinden anlaşılır.
Nikopoios Meryem | Zafer Yapıcı
İkonalarda Meryem’in en çok göze çarpan tasviri, kucağında çocuk İsa’nın da bulunduğu ”Tanrı anası” Meryem’dir. Bu tasvir Meryem’in jest ve mimiklerinden tutun İsa’yı taşıma şekline kadar değişiklik göstererek farklı ikonaları oluşturur. Bizans tarihinde en çok tasvir edilen çocuk, İsa ve Meryem özellikle İkonoklazm hareketinden sonra (IV. Haçlı Seferi Latin istilasından sonra) Apsis üzerine resmedilen Meryem’in bu tipi, “zafer yapıcı” diğer bir adıyla Nikopoios Meryem olarak isimlendirilmiştir. Elleri ile önündeki İsa’yı takdim eden Meryem, cepheden görülmektedir. Yetişkin görünümlü çocuk İsa ise bir elinde rulo tutarken diğer elini kutsayıcı bir şekilde kaldırır.

Elousa Meryen | Şefkatli – Merhametli
Tanrı anası Meryem’in annelik duygusunun ön plana çıkartıldığı bu tasvir, aynı zamanda katı ve koyu bir din baskısının egemen olduğu Bizans tarihinde sevgi ve kucaklaşmanın görüldüğü ilk tasvirdir. Şefkatli ve merhametli Meryem olarak da bilinen bu tasvirin en çok bilinen örneği Vladimir İkonası olduğu için bu isimle de anılmaktadır. Meryem’in annelik duygusunu resmeden günümüze gelebilmiş en eski Elousa Meryem tasviri X. yüzyıla tarihlendirilen Göreme Tokatlı Yeni Kilise’deki duvar resmindedir.


Bir eli ile çocuk İsa’yı tutan Meryem diğer eli ile İsa’yı işaret etmektedir. Göğsüne bastırdığı İsa’nın başına yanağını koymuştur. Sevgi ve şefkat dolu olduğu Meryem’in mimiklerinden dahi anlaşılır. Çocuk İsa da aynı karşılıkla annesine bakmaktadır. Meryem’in yüz ifadesinde acı ve keder de görülmektedir. Oğlunun kaderini gördüğü ve bildiği (çarmıha gerilmesi) için bu duruma derinden üzülen bir anne karşımızdadır.
Hagiosoritissa Meryem | Aracı – Bulucu
Kutsal Saros’un Meryem‘i olara da adlandırılan Hagiosoritissa Meryem aracı ve arabulan rolde tasvir edilmiştir. İlk defa 1040 yılında bir mührün üzerinde tanımlanan bir betimlemedir (Canko, 2019). Bu tasvirde Meryem, çocuk İsa olmadan ayakta tam boy figür olarak profilden görünmektedir. İki eli de göğsünden tarafa dua eder şekildedir. Vaftiz Yahya ile beraber ”Deesis” ve ”Çarmıha Geriliş” pozisyonunda tasvir edilen kompozisyonda Meryem Hagiosoritissa tipindedir (Canko, 2019).

Sol eli ile kutsal kitabı tutan ve sağ eli ile kutsama işareti yapan İsa’nın sağında bulunan Meryem, aracı-arabulan sıfatını almıştır. İnananlara arabuluculuk yapan Meryem’in gözleri ise anlam dolu bir şekilde İsa’ya bakmaktadır.
Bizans sanatında Meryem tasvirleri, farklı konum ve statüdeki Meryem’i tasvir eder. Her biri birbirine benzer tasvirler gibi anlaşılsa da günümüzde bile olduğu gibi kadının annelik yönü, güç ve mesleki yönü Bizans sanatında güçlü anne ve kutsal Meryem’in varlığını farklı kanallar ile temsil etmekteydi. Sanat ise bunu alegori, jest ve mimikler ile ortaya çıkarmayı sağlamıştır. Çünkü dönemin sosyolojik boyutu ancak böyle bir sanata izin verebilmiştir.
Kaynak
Işık, Şen, ”Bizans İkonalarından Günümüze Sanatta Meryem ve Çocuk Motifi” İdil Sanat ve Dil Dergisi, 2017.
Maktal Canko, Dilek, Bizans Sanatında Kadın, Yeditepe Yayınevi, 2019.
Mango, Cyrıl, BİZANS Yeni Roma İmparatorluğu, Yapı Kredi Yaınları, 6. Baskı, 2021.