İmparatorluk, bütün yetkilerin tek bir yöneticide toplandığı, birkaç bölge ve halkın da bu yöneticiye tabii olduğu bir devlet düzenidir. Tarih boyunca farklı kıtalarda farklı çeşitlerde imparatorluklar kurulduğundan dolayı, imparatorlukların özellikleri hakkında tek bir tanım verilmesi oldukça zordur. Ancak genel itibari ile hepsinin diğer devlet anlayışlarından farklı olarak yaptıkları net şeyler vardı.
İmparatorluklar fetih yoluyla büyümeyi seçerler; bu sayede de herhangi bir devletten çok daha büyüklerdir. Karakteristik olarak imparatorluklar, sınırları her an değişikliğe uğrayabilecek ve bu sebepten dolayı da belirli sınırları olmayan devletlerdir. Bir diğer ayırıcı özellik ise imparatorlukların birden çok farklı kökende insan topluluğunu kendine bağlamasıdır.
İlk Çağ’ın En Büyüğü: Roma

İlk Çağ, birçok imparatorluğa ev sahipliği yapmış bir dönemdir. Çoğu kaynakta ilk kurulan imparatorluğun Akad İmparatorluğu olduğu söylense de kâğıt üzerinde bunun Antik Mısır İmparatorluğu olduğu geçmektedir. Yakın Çağ ve Yeni Çağ olarak adlandırdığımız çağlardaki imparatorluklar, anavatanlarına çok uzak yerlerde kontrol ettikleri birçok bölgeye sahiptiler. Antik Mısır ya da Akad İmparatorluğu için böyle birşey pek de söz konusu değildi.
O zamanki devletler genelde büyük insan topluluklarını kontrol altında tutamıyordu. Ancak bir imparatorluk vardı ki daha o dönemlerden, günümüzde bile çoğu devletin uzun süre ayakta kalamayacağı bir imparatorluk kurarak bunun imkansız olmadığını gösterdi. Bu büyük imparatorluğu kuran Romalılar‘dı.

Romalılar, kurdukları imparatorlukla, Büyük İskender’den sonra kendisine çok uzak noktalardaki bölgeleri kontrol edebilen ilk imparatorluk oldu. Her ne kadar Makedonya İmparatorluğu’ndan sonra bunu yapmış olsalar da, ömürlerini onlar kadar kısa tutmayarak onların her anlamda önüne geçtiler. Romalılar kılıç kalkan döneminde yaşamalarına ve o zamanın en büyükleri olmalarına rağmen çok güçlü insanlar değillerdi. Fiziksel anlamda komşuları onlardan daha güçlüydü ancak hiçbiri Romalılar kadar başarılı olamadı.
Komşuları dağınık kabile hayatı sürerken, her ne kadar günümüzdeki anlamını taşımasa da cumhuriyet benzeri bir sistem kuran Romalılar, sistematik olarak büyüyerek her anlamda diğer tüm toplumlara fark atmış bir imparatorluk olarak hüküm sürmekteydi.

Katı bir sınıf ayrımı bulunsa da eğitime oldukça önem verirlerdi. Romalıların çalışkanlıkları onlara Britanya’dan Mısır’a kadar uzanan bir imparatorluğu kurmalarına imkan sağladı. Her türlü şeyi kayıt altına alıyorlardı ve bu kayıtları her koşulda saklıyorlardı. Yazılı kaynaklar sayesinde, birçok şeyi geliştirme, geçmişteki hatalardan ders alma imkanı buluyorlardı. Gücü sürekli yenilenebilir kılıyor ve her bir kazançtan diğer devletlere oranla daha kârlı çıkıyorlardı.
Miras aldıkları Yunan felsefesini, kültürünü, sanatını daha da ileriye taşımayı başardılar. Haberleşme ağları, askeri düzenleri, devlet yapılanmaları bir sisteme bağlı ve değişime müsait bir yapıdaydı. Kılıcın kalkanın ve kanın bol olduğu bu dönemde, en az diğer konularda olduğu kadar başarı sergileyen Romalılar Askeri anlamdaki devrimleri, düzenleri ve muhteşeme yakın istihbarat ağları sayesinde elinin bükülmesi neredeyse imkansız bir güçtü.
Üzerinde Güneş Batmayan İmparatorluk: Britanya
Orta Çağ‘ın başlamasıyla birlikte Romalılar büyük bir çöküşe geçti. Doğu ve Batı imparatorlukları olarak ikiye ayrıldılar ve zamanla daha da küçülerek güçlerini tamamen kaybettiler. Romalılar ardından gelen neredeyse tüm devletler, onları örnek aldılar ve onların izinde yürümeye çalıştılar. Bu devletler her ne kadar bir yere kadar başarılı olsalar da hiç kimse Britanyalılar kadar ileriye gidemedi.
1583’den 1997 tarihine kadar ayakta kalmayı başaran Britanya İmparatorluğu, o zamana dek yapılmamış birçok şeyi başardı. Özellikle kıta avrupasında her zaman belirli bir seviyede söz sahibi olan Britanyalıların, dünyaya açılması coğrafi keşifler sayesinde oldu. İspanyolların ve Portekizlilerin hemen ardından elini çabuk tutarak Amerika kıtasına ayak basan ilk milletlerden biri olan Britanya, bu yere kadar geride gözükmelerine rağmen, kalıcılığa diğer milletlerin göstermediği kadar önem gösterdi.

O dönemlerde birçok alanda teknolojinin gelişmesi sayesinde başka kıtalarda koloniler kurmak ve yönetmek mümkündü. İspanyolların ve Portekizlilerin yaptığı hataları yapmak istemeyen Britanyalılar, genel anlamda farklı bir yol izlediler. Geliştirdikleri teknolojiyi ve sistemleri kendilerine saklamaktan ziyade başta kendi kolonilerine olmak üzere dünyaya açmayı tercih ettiler. Buradaki amaç, zamanla her alanın Britanya’ya bağlanmasını sağlamaktı.
Kolonilerini dünyadaki birçok şeyle tanıştırarak kültürel olarak kendisine bağladı. Yaptıkları ve başarılı oldukları şey genel anlamda sağlam temellere sahip küresel bir emperyalist anlayışın üzerinde yükselmekti. Buna ek olarak kazandıkları başarıları aynı Romalılar gibi yaparak, kişisel servet biriktirmekten çok tekrardan harcamayı tercih ettiler. Bu sayede dünyanın en güçlüleri bile Britanyalılar karşısında yenik düştü.
Kendileri belki de Romalılardan miras aldıkları akılcı ve sistematik imparatorluk anlayışını, Romalıların bile hayalini süsleyecek bir küresel tekele dönüştürdüler. Kanada’dan Papua Yeni Gine’ye kadar, Afrika kıtasından Asya kıtasına kadar tam anlamıyla üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk kurdular.
Her ne kadar dünyanın kendi içinde yarattığı devrimler bu imparatorluğu yıkmış olsa da Britanya İmparatorluğu etkilerini bugün bile gördüğümüz bir imparatorluktu. Bunu başarmalarındaki en büyük etken şüphesiz çalışkanlıkları ve sistemli gelişmeye odaklanmış bir bakış açıları olmasıydı. Afrika kıtasında farklı bir politika izlerken, Hong Kong gibi çok daha farklı dinamiklere sahip bir bölgeye verilen imtiyazlar birbirinden çok farklıydı.

Britanya İmparatorluğu’nun, günümüzde dahi bizi fazlasıyla etkileyen çökmüş bir imparatorluk olduğunu söylemekte fayda var. Her ne kadar daha sonrasında bayrağı Amerika Birleşik Devletleri’ne teslime etmiş olsa da Britanyalılar kültürel anlamda bütün dünyayı kolonize etmiştir.
Bugün yaşadığımız modern dünyanın temeli, onların egemen olduğu dönem atılmıştı. Bu sebepten giyim tarzımızdan, dünyada geçerli olan dillere kadar birçok açıdan tüm dünya olarak Britanyalıların yörüngesindeyiz.
Kaynakça
- Britannica.”Roman Empire“. Web. Erişim:26.03.2023
- CEOstudent.”Was ist Hellenismus? Was ist hellenistische Kultur? Informationen über die hellenistische Zeit“. Web. Erişim:27.03.2023
- History Extra.”Your guide to the Roman empire: when it was formed, why it split and how it failed, plus its most colourful emperors“. Web. Erişim:24.03.2023
- Vox.”40 maps that explain the Roman Empire“. Web. Erişim:22.03.2023
- NewYorker.”The British Empire Was Much Worse Than You Realize”. Web. Erişim:23.03.2023