Cervantes’in Osmanlı Topraklarındaki Esareti

spot_img

On yedinci yüzyılın başlarında neşrettiği Don Quijote (Don Kişot) adlı romanıyla birlikte, modern romanın öncüsü olarak kabul edilen Cervantes’in hayatına ilişkin efsaneler ve gerçekler iç içe geçmiş vaziyettedir. Bilhassa ülkemizde bahis konusu olan bu durumun nedeni ise oldukça açıktır: Okuma oranı bir hayli düşük olduğundan güzide insanlarımızın her okuduğuna hakikatmişçesine yaklaşması ve netice itibarıyla efsanelerin gerçeklerin yerini alması.

Ancak burada insanlarımızı hakir görmemek gerek! Zira, Cervantes, yazdığı hikâyelerin kurgularını, yaşam öyküsüyle harmanlayarak okura aktardığından, hakkındaki efsanelere ciddi mânâda gerçeklik payı kazandırmaktadır. Şimdi gelin, daha fazla uzatmadan, yıllardır anlatılagelen bu efsaneyi bir kez de biz tekrar edip, sonrasındaysa hakikati birlikte keşfedelim:

“Haçlı donanmasında asker olan Cervantes, İnebahtı Deniz Savaşı’nın ardından 1575’te İspanya’ya dönerken bindiği kadırganın Osmanlı donanması tarafından kuşatılması sonucu Osmanlı Kaptanıderyası Kılıç Ali Paşa’ya esir düşmüş; akabinde İstanbul’a getirtilip, Kılıç Ali Paşa Camii inşaatından birkaç yıl amelelik yaptırılmıştır. Sonrasındaysa sahibi tarafından azat edilerek ülkesine geri dönmüştür.”

Cervantesin amele olarak çalıştığı iddia edilen Kılıç Ali Paşa Camii Günümüzde BeyoğluTophanede bulunmaktadır Fotoğraf gezilecekyerlercom

Ancak sanılanın aksine hakikat çok farklıdır: İspanyol yazar ne İnebahtı’da esir düşmüş ne de İstanbul’u görebilmiştir! Esasen savaşta Haçlı donanmasında savaşan piyadelerden birinin Cervantes olduğu doğrudur; ancak, kendisi bu savaşta esir düşmemiştir. Savaş esnasında elinden ve göğsünden yaralanmış ve savaşın ardından İtalya’da bir süre tedavi görmüştür. Fakat sol eline aldığı darbe, bir daha elini kullanamaz hâle getirmiştir. İlerideyse bu durumu şakayla karışık bir şekilde şöyle dillendirecektir: “Sol elimin kaybı, sağ elimin büyük şanı için…”

* * *

Sol elini kullanamaması askerlik yapmasına engel teşkil etmemiş olacak ki, Cervantes, bu tedavinin ardından Napoli’ye geçerek askerlik hizmetine burada devam eder. Aynı yılın (1575) eylül ayında kardeşini de yanına alarak İspanya kralına yazılmış tavsiye mektubuyla birlikte memleketlerine geri dönmek üzere yola çıkarlar. Ancak, Barselona’ya yelken açmış dört kadırgadan biri olan Sol’a bindiğinde hayatını kökünden değiştirecek bir olay yaşayacağından bihaberdir: Limandan ayrıldıktan birkaç gün sonra çıkan şiddetli fırtına filoyu dağıtacak ve Sol’u diğerlerinden ayrı düşürecektir… Rüzgârla birlikte açık denizlere sürüklenen Sol, korsanların eline düşecek ve böylelikle Cervantes’in beş yıllık esaret hayatı başlayacaktır.

* * *

Korsanların eline düşen Cervantes ve kardeşi, diğer esirlerle birlikte Cezayir’e getirtilir. Ancak, burada, Cervantes’in üstünden çıkan tavsiye mektubu nedeniyle başı epey belaya girer; çünkü, korsanlar, onun mühim biri olduğu kanaatine kapılırlar. Nitekim korsan da olsalar çok iyi bilmektedirler ki soylu insanların soylu tanıdıkları vardır ve bu tanıdıklar arkadaşlarını kurtarabilmek için varını yoğunu ortaya dökerler.

Bundan ötürü Cervantes’in hürriyeti için, dönem şartlarına göre, epey yüksek bir meblağ istenir. Her ne kadar bu tür meblağlar fidyenin karşılanmasını zorlaştırsa da esirin türlü köle işlerinden kurtarmaktaydı. Yani bu fidye Cervantes’in köle gibi çalıştırılmamasının yegâne teminatıydı. Ancak bunun Cervantes için bir ehemmiyeti olamazdı; zira, savaşta aldığı darbe neticesinde bir eli çolak olduğundan, zaten istese de bu işleri yapamazdı. Yani meblağın artması ona faydadan çok zarar getirmişti.

İspanyol yazar, kendisi gibi para getirecek esirlerle birlikte özel bir zindana kapatılır ve burada çeşitli kötü muamelelere maruz kalır.

* * *

Cervantes, tutsak düşmesinden 4-5 ay sonra ilk kaçış denemesinde bulunur: Bir Arap’ı kendisine kılavuz olarak tutar ve yanına birkaç Hristiyan’ı da alarak en yakın İspanyol hisarına ulaşmayı dener. Ancak başından bellidir bu denemenin başarısız olacağı; zira, o şartlarda 400 kilometre yürümek imkânsızdır. Bir de yol boyunca onları başarısız kılacak epey şey vardır: Sıcak hava, vahşi hayvanlar, hiç de dost gibi durmayan kabileler… Neyse ki kaçış denemesi başlamadan biter. Parasını peşin alan kılavuz onları şehir dışına kadar çıkarır, sonrasındaysa sırra kadem basar. İspanyol yazar ve arkadaşlarıysa biçare geri dönerler.

Tabii gelir gelmez falakaya yatırılırlar. Ancak, bu, Cervantes’in kaçma isteğine engel olmaz. Aylar sonra bir kaçış denemesinde daha bulunur: Yanına aldığı 14 Hristiyan tutsakla birlikte şehir dışındaki bir mağarada 5 ay boyunca saklanır. Annesinin bulup buluşturup yolladığı parayla esaretten kurtarılan kardeşi Rodrigo, esir asilzadelerden aldığı mektuplarla Mayorka ve Valensiya’ya gider ve buradaki valilerden, mağaradaki “zavallıların” kurtarılması için Cezayir kıyılarına bir gemi yollamalarını ister. Hakikaten, gemi olmasa da birkaç kadırga yollanır, ancak mürettebattan kimse kıyıya inerek esirlere haber vermeyi göze alamaz. Zaten mağaradaki tutsaklara erzak taşıyan bir İspanyol’un korkarak yetkililere haber vermesi sonucu herkes kıskıvrak yakalanır.

Cervantes, yakalandığında tüm sorumluluğu üstlenir ve 5 aylık bir hapis cezasına çarptırılır.

İspanyol yazarın üçüncü denemesi de başarısızlıkla sonuçlanır: Cervantes, Müslüman bir ulakla şehirdeki önemli şahıslara mektuplar göndererek kaçmalarına yardım etmesi için bir casus talep eder. Ancak ulak, casuslar tarafından yakalanarak Cezayir’e geri getirtilir. Yaptığının bedeli ise hayatıyla sonuçlanır. Cervantes’e de ölümcül bir ceza verilir ancak araya birkaç insanın girmesiyle cezası hafifletilir.

Cervantes, son kaçış denemesini 1579’un eylülünde yapar. Burada şu bilgiyi vermek isteriz ki bu dönem kendisinin İstanbul’da Kılıç Ali Paşa Camii’nin inşaatında çalıştığı iddia edildiği günlere denk gelmektedir. İspanyol yazarın aldığı bilgiye göre bir fırkata Cezayir’den kalkacak ve memleketine gidecektir. Hemen planlar hazırlanır ancak son anda yine bir şeyler ters gider. Yine bir ihanetin ardından işler bozulur. Cervantes ise çareyi bir arkadaşının evinde saklanmakta ve sahibi Uluç Hasan’ın sinirlerinin yatışmasını beklemekte bulur. Sonrasındaysa mecburen teslim olur, ancak, Hasan’ın tüm tehditlerine rağmen suç ortaklarını ele vermez. Kendisi de -nedeni bilinmez- affedilir.

* * *

Tüm birikimi yalnızca Cervantes’in kardeşi Rodrigo’yu kurtarmaya yeten anne, gerekli parayı bulup diğer oğlunu kurtarmak için epey çabalasa da ilk başlarda bunu bir türlü başaramaz. Epey zaman sonra, oradan buradan binbir güçlükle toparlayabildiği bir miktar parayla birlikte köleleri kurtarmakla görevli keşişlerin merhametine sığınır. Oğlunu kurtarmaları için onlara yalvarıp yakarır. Daha sonra, yine binbir cefa ve çetrefilli pazarlıklar neticesinde Cervantes özgürlüğüne kavuşur. Böylelikle bu macera nihayete erer.

* * *

Hikâyenin devamı ise malum… İspanyol yazar, bu maceranın ardından yazdığı romanlarda kendi hayat deneyimlerinden söz etmiş ve ilk modern roman olarak bilinen Don Kişot’u dünya edebiyatına kazandırmıştır.

Bibliyografya

  • Gürkan, Emrah Safa. (2020). Bunu Herkes Bilir: Tarihteki Yanlış Sorulara Doğru Cevaplar. İstanbul: Kronik Kitap.
  • Emrah Safa Gürkan, “OSMANLI TOPRAKLARINDA BİR İSPANYOL EDEBİYATÇI”, Tarih Dergi, https://tarihdergi.com/osmanli-topraklarinda-bir-ispanyol-edebiyatci (9.11.2021)
  • İdris Bostan, “İNEBAHTI DENİZ SAVAŞI”, TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/inebahti-deniz-savasi (9.11.2021).
  • Malumatfurusorg, “Cervantes’in Kılıç Ali Paşa Camii İnşaatında Esir Olarak Çalıştığı İddiası”, Malumatfuruş, https://www.malumatfurus.org/cervantes-kilic-ali-pasa-camii-insaati (15.11.2021).”
spot_img
Recep Emirhan Gültekin
Recep Emirhan Gültekin
ruhlarımız buluşur elbet tanrıdağ'ında

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.