Melisa Kesmez, son kitabını kısa roman olarak çıkardı. Kesmez, bu yeni kitabının müjdesini Instagram hesabında “Bu defa bir novella yazdım. Galiba. Ama okuyan ona başka isimler de takabilir. Oralar pek benim bildiğim yerler değil. Baştan sona bir hikaye anlattım. Bildiğim bu. Türkan’ın hikayesi. Canım Türkan. Onunla güzel, zor zamanlarımız oldu. Şimdi sizinle tanışmaya geliyor. Umarım seversiniz…” satırları ile duyurdu. Türkan’ın hikayesi 17 Ocak 2025’te okuyucularla buluştu. Kitabı hasretle bekleyenlerden biri de bendim.
Türkan

Türkan annesini çok küçükken kaybetmiş, babasının bir gün teyzesinin yanına bırakıp gitmesiyle hem öksüz hem yetim kalmış bir karakter. Yıllarca teyzesi ve eniştesinin tek çocuğu olarak büyüyen Türkan, ortaokul yıllarında mahalledeki Orhan’a bir sevgi büyütüyor kalbinde. Hayatında hiç kimsenin odağında olamamanın burukluğunu taşıyor. Kimseden hiçbir şey talep etmeden, verilene razı olarak yaşıyor. Ta ki kırk sekiz yaşına kadar.
Çiçeklenmeler Aslında Ne Anlatıyor?

Çiçeklenmeler, Türkan‘ın yıllarca usul usul uzaktan sevdiği Orhan‘a kavuşma hikâyesi demek isterdim ancak Türkan, Orhan’a kavuşsa da aralarındaki duvarı aşamıyor. Evlerinin bir odasında Orhan’ın eski eşi Rüya’nın hayaleti dolaşırken sessiz bir anlaşmayla iki ev arkadaşına dönüşüyorlar. Türkan aynı evin içinde usul usul Orhan’ı her şeyiyle kabul edip sevmeye devam ediyor. Orhan da Türkan’ı seviyor elbet ama aşkla değil, bir dostu severcesine. Yıllar yılları kovalarken Orhan kansere yakalanıyor ve birkaç ay içinde vefat ediyor.
Gözlerini Orhan‘la açan Türkan, Orhan’la kapayamıyor elbet. Hayat devam ediyor. Evdeki her eşya Orhan’ı hatırlattığından uzun süre hiçbir şeye dokunamıyor; yarım kalan kitabı, sehpadaki gözlüğü, sandalyelerin yeri… Bir de Orhan’ın yıllardır bakımını yaptığı, tamir ettiği ama bir metre olsun hareket etmemiş sarı karavan.
Orhan vasiyet olarak Türkan‘a karavanı satıp güzel bir tatil yapmasını söylüyor. Orhan’ın kardeşi Ayşe ise tüm bu süreçte Türkan’ın en büyük destekçisi. Onunla karavanı satılığa çıkarıyorlar. Gelen usta karavanın çok iyi durumda olduğunu ve yola çıkabileceğini söyleyince ikisi de çok şaşırıyorlar. Türkan günlerdir uyuyamadığı uykuyu bir gece karavana inip içine girdiğinde uyuyor. Böylece bir süre karavanda kalmaya karar veriyor. Ayşe’nin teklifinin üzerine karavanı onların evinin bahçesine park ediyor ve bir süre komşu oluyorlar.
Bir gün Ayşe babalarından miras kalan zeytinlikten bahsediyor. Türkan da zeytinliğe gidip bakabileceğini söylüyor ve bu fikir hayatının dönüm noktalarından biri oluyor. Evliliği boyunca bir kez olsun şehir değiştirmemiş olan Türkan, tek başına uzun bir yolculuğa çıkıyor. Çıkarken yanına Orhan’ın masasının üzerinde yarım kalmış kitabını alıyor. Bu yolculuk sırasında birkaç gün bir kamp alanında dinleniyor. Bu yolculuk molasında kendisinden yaşça küçük Ulaş‘la tanışıyor ve Türkan’ın içinde yaşam yeniden yeşeriyor. İşte Çiçeklenmeler, Türkan’ın hayatına baharın gelişinin hikayesi.
Yasın Dönüşümü

Bahar mevsimine yapılan vurgu kitapta yer yer dikkat çekiyor. Orhan bir bahar sabahı defnediliyor, bahar aylarının verdiği serin ve tatlı huzuru anlatan satırlar yer yer karşımıza çıkıyor. Yasla başlayan öykü yerini zamanla Türkan‘ın hayatına gelen bahara yerini bırakıyor. Ulaş’la kurdukları dostluk esnasında Türkan birçok konuda aydınlanma yaşıyor. Kendinin farkına varıyor. Bir birey olarak bu dünyada var olduğunu, kendi hayatının öznesi olabildiğini keşfediyor.
Karavanla çıktığı yolculuk, kendini bulma yolculuğu haline geliyor. Aslında Çiçeklenmeler‘i yasın dönüşümünü izlediğimiz bir kitap olarak da düşünebiliriz. Türkan, gözyaşları bir gün olsun dinmemiş yas tutan bir kadından, fotoğrafta upuzun saçlarını, kızarmış yanaklarını ve çiçekli elbisesini inceleyen bir kadına dönüşüyor. Orhan’ı bir kez an olsun unutmuyor ama artık kendini de hatırlıyor.
Yasın doğasına baktığımızda karşımıza bize dayatılan pek çok doğrular ve yanlışlar çıkar. Ne yapmamız gerektiği, nasıl ayakta durmamız gerektiği hatta nasıl üzüleceğimizle ilgili bile toplumun belirlediği bazı kurallar vardır. Halbuki yas gerekliliklerin olmadığı bireysel bir deneyimdir. Bazen mezun olmak, gençlikten orta yaşa geçmek, bir şehirden taşınmak bile yas sürecini yaşamamıza neden olabilir. Çiçeklenmeler‘de oldugu gibi bazen de karşımıza ölüm çıkar. Yasın evreleri ile ilgili bir sürü kaynak bulunuyor elbet. Ancak benim burada odaklandığım şey Türkan‘ın hayatına misafir olurken, yasın bahsettiğim tüm gereklilik ve kuralların dışında nasıl yaşandığına şahit olmamız. Melisa Kesmez, belki de eşinin ölümünün ardından bir kadının yeniden hayata karışmasını anlattığını düşünüyordur. Benim gördüğüm ise bu kitabın yas sürecine dair birilerinin kalbine dokunacak, yol gösterecek ve cesaret verecek bir hikâye olduğu.
Yeniden Başlamak

Kitabın akışında Türkan‘ın yeniden başlayacağını hissediyoruz. Kimi zaman beklemediğimiz detaylar karşımıza çıkıyor. Bence Türkan düşe kalka hayatı orta yaşında yeniden öğrenmeye çalışan biri olarak altından güzel bir şekilde kalkıyor.
Kitapta dikkatimi çeken bir diğer şey ise, kabullenme gücü. Türkan, Orhan‘ın ölümünden sonra bir şeyleri halı altına süpürmüyor, duygularını bastırmıyor; sadece anlamaya çalışıyor. Yaşadığı duygulara hayatında bir yer açıyor ve o duygularla yola çıkıyor. Kurtulmak gibi bir gayesi yok. Bu yönden hayatımızda bizi zorlayan yaşam olaylarını kabul edip onlara eşlik ettiğimizde bir şeylerin akış içinde yoluna girdiğini görmek açısından da öğretici bir kitap.
Baharı hissettiren ve müjdeleyen tüm satırların ardından Türkan‘ın hayatına ikinci bir baharın geldiğini görerek kitabın kapağını kapatıyoruz.
Kaynakça:
Kesmez, Melisa. Çiçeklenmeler. İletişim Yayınları, İstanbul: Ocak 2025.