Hemen hemen herkes tarafından beğenilen, müptelası olunan, defalarca okunan kitapların bir hastalığı vardır; onlar, uluorta söyleyemeyeceği bilgileri allı pullu paketlerle okura sunan yazarların talihsiz çocuklarıdır. Zavallım! Göründüğü gibi değil, olduğu gibi görünemiyor. Konuşsa konuşamaz, sussa gönül razı değil. Oz Büyücüsü de onlardan. Kitap hakkında biraz araştırma yaparsanız vermek istediği mesajların çok da masum olmadığı gerçeğiyle karşılaşıyorsunuz.
“Tarihçi Henry M.Littlefield’in “Muhteşem Büyücü Oz” hakkındaki makalesi 1964 yılında yayımlandı. “Popülizm üzerine bir kinaye” isimli bu makaleye göre, Oz Büyücüsü’nde bahsi geçen “Sarı Tuğlalı Yol” altın standardını temsil ediyordu. Doğu’nun Kötü Cadısı ABD’nin doğu kıyısında insanlar üzerinde kontrol sahibi olan bankerleri ve iş adamlarını temsil ediyordu. … O dönemin popülist politikacılarının konuya getirdiği çözümse bedava gümüş para dağıtmak oldu.” (Kaynak: Mert ŞUŞUT/Hürriyet)
Bahsi geçen sarı tuğlalı yol Dorohty’nin Oz Büyücüsü’nü bulmak için üstünden yürümek zorunda olduğu yol. Evine geri dönebilmek için Oz Büyücüsü ile konuşmak zorunda olduğunu öğrenen Dorohty sarı tuğlalı yolu takip etmek zorunda kalıyor. Ayağında gümüş ayakkabıları var. Yolun sonunda Oz Büyücüsü’nün bir sahtekar olduğunu öğrendiğini varsayarsak gümüşün altına galip geldiğini söyleyebiliriz. Bununla birlikte eserin müzikalinde ayakkabıların kırmızı seçildiğini de belirtmek gerekir. Eğer gümüş renk alegorik olarak kullanılmasaydı farklı renk seçimi masalı amacından uzaklaştırmazdı. Sahi, masalın bir amacı olmalı mıydı?
“Dorothy: Beynin yoksa nasıl konuşuyorsun? “
“Korkuluk: Bilmiyorum ama beyinsiz bazı kimseler çok konuşur değil mi?”
Bir çocuk kitabı için fazla açık sözlü, öte yandan haklılık payı azımsanmayacak derecede yüksek.
Çocuk edebiyatında nasihat, kaliteyi düşüren unsurlardan biri. Eğer bir çocuk kitabı yazarıysanız çok didaktik olamazsınız. Çocuğa öğüt verir gibi değil onun duygudaşı, oyun arkadaşı gibi yazmak zorundasınız. Aksi halde eserinizin kalitesi tartışmaya açılacak ve sonuç aleyhinize çıkacaktır. Cesaret satın almak isteyen bir aslan, kalbi olsun diye yanıp tutuşan bir teneke adam, beyne ihtiyaç duyan bir korkuluk, eğlenceli olma ve çocuk dünyasına uyma açısından Oz Büyücüsü’nü nitelikli bir kitap yapıyor. Vermek istediği iletiyi ve sezdirmeye çalıştığı değerleri çocuğa uygun şekillendiriyor.
Oz Büyücüsü, çocuklara uygun bir kitap mı?
Gönül rahatlığıyla çocuklarımıza okutabilir miyiz/okutmalı mıyız?
Tartışmalı yanları olsa da genel anlamıyla başarılı bir eser. Özellikle değerler eğitimi için uygun olduğunu düşünüyorum.