Konu çocuklar olduğunda sohbetler sürprizlerle doludur. Çocuklar çoğu zaman ani sorularıyla yetişkinleri şaşkına çevirirler. Bu sorular çeşitli konularda gelebilir; bir çocuğun nasıl dünyaya geldiği, ölünce nereye gideceği, arkadaşlarının neden onu hayal kırıklığına uğrattığı… Bu gibi sorularda “başarı” konusu belki de en kapsamlı olanıdır. Çocuklar, doğdukları andan itibaren ebeveynlerinden onay beklerler. Emeklemek, adım atmak, tek başına koltuğa çıkabilmek, oyuncağını paylaşmak ve okula uyum sağlamak gibi yaşam olayları bir başarı/başarısızlık durumu haline gelebilir. Başarma hissi ise başta özgüven olmak üzere çocuğun gelişiminde önemli rol oynar.
Duygusal Gelişim ve Başarı Arasındaki İlişki

Ebeveynlerin bebeklerle iletişim kurduğu ilk dil duygulardır. Bir bebeğin ağlamasına ya da gülmesine ebeveyn tarafından karşılık verildiğinde bağlar kurulmaya başlar. Bebekler stres altındayken onlara ninni söylemek, sarılmak ve nazikçe temas etmek gibi davranışlar bebeğin duygularını düzenlemesine yardımcı olur. Çocukluk dönemine geçildiğinde ise iki ve dört yaşlar arasında duygularını ifade etmek için daha fazla terim kullanmaya başlarlar. Ebeveynlerin bu dönemde duygu koçluğu yapmayı mı yoksa duyguları reddetmeyi mi seçecekleri, çocukların duygusal gelişiminde önemli rol oynar.
Öfke, hayal kırıklığı veya üzüntü gibi negatif olarak tanımlanan duygular söz konusu olduğunda ebeveynlerin bunları nasıl ele aldığı, duygu koçu mu reddeden mi olduklarını belirler. Duygu koçluğu yapan ebeveynler, negatif duyguları öğrenme fırsatı olarak görürler. Çocuklarının duygularını takip eder, duygularını adlandırmalarına yardımcı olur ve bu duygularla etkili bir şekilde baş edebilmeleri için koçluk yaparlar. Reddeden ebeveynler ise görmezden gelebilir, reddedebilir ya da duyguları değiştirmek için çabalayabilirler.
Duygusal gelişimin desteklenmesi kendini ifade etme, iletişim becerisini güçlendirme, özgüven sahibi olma, başarılı olma gibi yetkinliklerin kazanılmasına katkı sağlayabilir (Aydoğdu ve Samancı 626). Duygusal yönden gelişimi desteklenen çocuklar daha fazla özgüven, özsaygı ve sorumluluk sahibi olurlar. Bu çocukların derslerde daha fazla girişkenlik göstermesi, akademik başarılarını olumlu yönde etkilemektedir (Aydoğdu ve Samancı 629). Sonuç olarak duygu koçluğu eşliğinde büyüyen çocukların başarı konusunda önü daha açıktır denebilir.
Mükemmeliyetçilik Kavramının Başarılı Olmadaki Rolü

Başarısızlık ve hatalar söz konusu olduğunda mükemmeliyetçilik kavramına da değinmek gerekir. Mükemmeliyetçi bireyler, sürekli olarak kendisine ulaşılması aşırı derecede zor kişisel standartlar oluşturur. Bu standartlara kişinin kendisini abartılı bir şekilde eleştirmesi eşlik eder (Akt, İlter 5). Mükemmeliyetçiler hatalarını aşırı genelleştirip, başarılarının önemini küçümseyerek kendilerini başarısız görme eğilimi gösterirler ve nadiren başarılarının meyvelerinin tadını çıkarabilirler (Pact 387). Mükemmellik ve başarı birbirlerini kovalayıp dururlar. Mükemmeliyetçi birinin başarı konusunda doyuma ulaşması çok zordur.
Mükemmellik İklimi

Çocuklar için anne babaları tanıdıkları en mükemmel varlıklardır. Bu nedenle bir gün bir yerlerde anne babalarının hata yapmaları ya da başarısız olmaları imkansız gibi gelir. “Anne/ baba bile hata yapar mı?” sorusu çocuklardan gelebilecek sorulardan biridir. Bu soruya şu şekilde bir cevap verilebilir: “Evet ben de hata yapabilirim, annen/ baban da hata yapabilir, öğretmenin hata yapabilir, sen de hata yapabilirsin. Hepimiz hata yaparız. Hepimiz öğreniyoruz ve daha iyi olabilmek için hatalar yapıyoruz”. Hata yapmanın doğası budur. Ancak her zaman bu kadar basit görünmeyebilir. Mükemmeliyetçi bir iklimde büyüyen çocuklar için hata yapmak utanç verici, suçluluk uyandıran ve korku dolu bir deneyim olabilir. Evde, okulda ya da bulunduğu diğer sosyal ortamlarda mükemmeliyetçi bir iklim var mı anlayabilmek için kendinize sorabileceğiniz bazı sorular:
- Çocuğun gerçek yeteneği veya içinde bulunduğu koşullar göz önüne alındığında standartlarım çok mu ağır veya gerçekçi mi değil?
- Çocuğu elinden gelenin en iyisini yapmasına rağmen küçük ve önemsiz hataları için çok çabuk mu eleştiriyorum?
- Küçük hataları önlemek için çocuğu belirli bir şekilde hissetmesi, düşünmesi ve davranması için manipüle ediyor muyum?
- Bu çocuğun bağımsızlığını sınırlamak için onu tehdit ediyor, cezalandırıyor veya ödüllendiriyor muyum?
- Çocuğa mükemmel performans gösterdiğinde daha olumlu ve nazik davranıyor, kusurlu performanslarından sonra daha olumsuz ve sert mi davranıyorum?
Bir yetişkin olarak eğitim hayatımızda, iş hayatımızda ve çeşitli ortamlarda başarısız olmanın utancını yaşamış olabilir ya da mükemmel olmaya zorlanmış olabiliriz. Eğer mükemmellik ikliminde büyümüş ve mükemmeliyetçi bir birey olma eğilimindeysek bu soruların çoğuna olumlu yanıt verebiliriz. Bu da mükemmellik ikliminde bir çocuk yetiştirmeye işaret edebilir.
Çocuklara Hatalar ve Başarısızlık Nasıl Olumlu Bir Deneyim Olarak Aktarılır?

Başarısızlığı ve hata yapmayı korkunç bir yaşam deneyi olarak gören çocuklar yetiştirmemek için çocuklara, hatalarla ustalık arasında bağlantı kuran hikayeler anlatılabilir. Böylece hem başarısızlık insani bir deneyim olarak görülür hem de başarısızlığın aslında başarının önemli bir parçası olduğu fark edilir. “Bunu nasıl bilemedim?”, “Bu hatayı nasıl yaptım?” veya “Yeterince iyi değilim” gibi ifadeler içinde utanç duygusunu da taşır. Yeterince iyi olmadığına inanan çocuklar daha da berbat olarak tanımladığı işler çıkarabilirler. Bir çocuk, hata yapmayı fazla içselleştirdiklerinde kendisini de hata olarak görmeye kadar birçok düşünceyle boğuşabilir. Bu utançla baş etmenin en kısa yolu başarıların bir öğrenme fırsatı olduğu düşüncesini çocuğa hatırlatmaktır. Başarısızlığı olumlu bir deneyime çevirmenin bir diğer kilit noktası ise utanç döngüsünden çıkmaktır. Bu döngüyü kırabilmek için neler yapılabilir?
- Çocuklar duygularını ifade etmeye teşvik edin.
- Kendilerine anlattıkları hikayeyi seslendirmeleri isteyin: Bazen çocuklar ve hatta yetişkinler neden başarısız olduklarını açıklamak için kendilerine gerçek olmayan hikayeler anlatabilirler. Bu hikayeyi sesli olarak dile getirmek gerçek olmayan inançları ortaya çıkarmaya ve duygusal kaostan düzen yaratmaya yardımcı olur.
- Hatayı etiket veya isim olmaktan çıkarıp basit bir eylem veya hareket olarak görmelerine yardımcı olun.
- Hataları yeniden resmetmelerine ve durumu spesifik hale getirmelerine yardımcı olun.
- Bir ebeveyn olarak sesli düşünün: “Tüh, ortalığı batırdım! Hemen bir bez alıp sileyim.” Çocukların dolaylı olarak sohbetlerinize kulak misafiri olmalarına izin verin. Eşinizden, arkadaşınızdan veya komşunuzdan herhangi bir hata için özür dilediğinize şahit olmalarına fırsat tanıyın.
- Çocuğunuzla mükemmel olmaya dair inançlarını anlamak için sohbet başlatın: “Ne fark ettim biliyor musun? Mükemmel olmak için çok fazla baskı var. Mükemmel oyun, mükemmel kıyafetler, mükemmel ödev… Sen ya da arkadaşların hiç mükemmel olma konusunda baskı hissediyor musunuz?“
- Tekrar denemelerini önerin, teşvik edin.
- Yaptığı hata için sorumluluk alabilmeyi öğretin: Çocuklar yaşanan durumla ilgili sorumluluk almayı öğrendiğinde kendi çabaları ve öğrenimleri sayesinde durumu düzeltmek için çabalayabilirler.
Çocukların duygusal gelişimi başarılı olmalarına bağlı olduğu kadar, başarısızlıkları nasıl değerlendirdiklerine de bağlıdır. Bu nedenle başarı, başarısızlık ve hatalara atfettiğimiz anlamlara tekrar tekrar bakmak gerekebilir. Henüz bir çocukken başarısızlıkları nasıl karşılayacaklarına karşı olumlu bir anlayış geliştirmelerine rehberlik edilmelidir. Bu anlayışı benimseyerek büyüyen çocuklar, yetişkin olduklarında zorluklar karşısında daha dayanıklı ve esnek bir duruş sergileyebilirler.
Kaynakça
Aydoğdu, Fatih ve Samancı, Osman. “Çocuklarda Duygusal Gelişim ve Başarı Arasındaki İlişkiler”. Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, 56, Ağustos 2016.
İlter, Betül. Bibliyoterapi Tekniğinin Üstün Yetenekli Çocukların Mükemmeliyetçilik Düzeylerine Etkisi. 2015. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi.
Pacht, Asher R. “Reflections on perfection.” American Psychologist, 39.4 (1984): 386.
Santrock, John W. Yaşam Boyu Gelişim. Yüksel, Galip. Nobel Yayın, Ekim 2017.
Silverman, Robyn. Ben Bunları Çocuğuma Nasıl Anlatırım?. Düşbaz Kitaplar, İstanbul: 2023.
Kapak Görseli: Canva ile oluşturuldu