Çocuklarda ve Ergenlerde Görülen Yeme Bozuklukları

spot_img

Çocuklar ve ergenlerde görülen ruhsal bozukluklar psikoloji bilimi için önem arz eder çünkü erken yaşta tedavi edilemeyen bozukluklar ilerde daha büyük sorunlara yol açabilir. Ancak günümüzde hâlâ aileler tarafından çocukların psikolojileri çok ciddiye alınmamakta ve geçiştirilmektedir. Anksiyete bozuklukları, depresyon, bipolar bozukluk ve yeme bozuklukları, çocuklarda ve ergenlerde görülen psikolojik rahatsızlıklara örnek olabilir. Bu örnekler arasında yer alan yeme bozuklukları günümüzün en önemli ve sıkça rastlanılan sorunlarından biridir. Çocukların ve ergenlerin gelişim çağında birbirlerine yaptıkları çeşitli zorbalıklar, sosyal medyanın etkisi, ailenin eleştirileri gibi faktörler çocukların kendi görünüşlerinden nefret etme gibi sorunlara yol açar. Yeme bozukluğu yaşayan ergenler ve çocuklar büyüme ve gelişimleri sırasında birtakım zorluklar yaşayabilirler.

Ayrıca, yeme bozuklukları her yaş grubundan insanın yaşayabileceği bir sağlık sorunudur.  Bu sorunun psikolojik olmakla beraber fizyolojik olarak da sonuçları vardır. “Beden imgesi, bireyin duygularında, bilişinde, günlük davranışlarında ve sosyal ve yakın ilişkilerinde çok önemli bir rol oynar; Bu nedenle, beden memnuniyetsizliği kaçınılmaz olarak günlük yaşamın birçok yönünü etkiler” (Singh ve Gadiraju, 2020).

Kesin rakamlar bilinmemekle birlikte ergenlerin yeme bozuklukları yaşama sıklığı yetişkinlerden daha fazladır (Derenne ve Lock, 2016). Bunun nedeni ise ergenlerin o çağda kendi bedenlerinin yavaş yavaş farkına varmaları ve bunun farkındalığıyla birlikte bedenlerine daha fazla dikkat etmeleri, karşı cins tarafından beğenilme içgüdüsüne sahip olmaları ve akranları tarafından zorbalığı daha fazla maruz kalmaları olabilir. Oyun yaşında olan çocuklar, ergenlerin kendilerine dikkat ettiği kadar fiziksel özelliklerine fazla dikkat etmeyebilirler. Özellikle fiziksel özellikleri ile ilgili zorbalık yaşamaları onlar için yeme bozukluğuna itilmenin başlıca sebeplerinden biridir. Bu problemle baş etmeye çalışan ergenler veya çocuklar, anoreksiya nervoza veya bulimia nervoza gibi fizyolojik sonuçlar ile karşı karşıya kalırlar. Anoreksiya nervoza ve bulimia nervoza tanısı için bazı kriterler vardır. Anoreksiya nervoza kriterleri beklenenden daha az vücut ağırlığı, kilo alma korkusu, ergen kızlarda adet döngüsünün gecikmesi ve kilo almayı reddetmeyi içerir. Öte yandan, bulimia nervoza kusma ataklarını, doyma noktasına ulaşmış olmasına rağmen yemek yeme arzusunu içerir. Bulimia nervoza ile mücadele eden insanlar oruç tutmak ve çok fazla yedikten sonra yemek yememek gibi tepkiler gösterirler. Bu insanlar üç ay boyunca haftada en az iki kez bu tarz davranışlar sergilerler.

Yeme Bozukluğuna karşı Aile Farkındalığı ve Terapi

Yeme bozukluğunun kriterlerini bilmek tüm bireyler ve özellikle ebeveynler için çok önemlidir. Bunun nedeni, çocukların ve ergenlerin duygularını ifade etmelerinin ve orta yaşlı insanlara kıyasla ebeveynlere veya insanlara açılmalarının daha zor olabileceğidir. Özellikle ergenlik döneminde bireylerin psikolojik olarak kendilerini yalnız hissetmeleri, aileden uzaklaşmaları, arkadaşlarıyla daha sık tartışmaları daha olasıdır. Çocuklar için farklı bir bakış açısıyla ele alınması gerekiyorsa, çocuklar yaşadıkları duygusal durumun, gerçekte yaşadıkları psikolojik rahatsızlığın farkında bile olmayarak normal bir durumda olduklarını düşünebilirler. Bu nedenle çocuklar ve ergenler yeme bozukluklarından ya da farklı bir psikolojik durumdan bahsetmese bile, ebeveynleri daha dikkatli olmalı ve yaşadıkları durumlara karşı farkındalıkları yüksek bir şekilde hareket etmelidir. Erken müdahale ve tedavi sayesinde çocuklar ve ergenler gelişim yaşlarını daha sağlıklı bir şekilde tamamlayacaklardır. Bu durumda ailelerin rolünün çok büyük olduğu söylenebilir. Ancak sadece aile desteği yeterli değildir; Darenne ve Lock, “Aile desteğinin yanı sıra ortam ve davranışsal yaklaşımların birleştirilmesi, yatarak tedavi yöntemleri ve bireysel terapi yaşanılan ergenlerin ve çocukların tedavisinde etkili bir kombinasyon olabilir,” der (2016). Bununla birlikte, aile ve bireysel terapi, çocukların ve ergenlerin depresyon ve yeme tutumlarını değiştirmek için çok daha etkili bir yöntem olabilir. “BN yaşayan ergenler ve çocuklar için aile terapisinin psikodinamik terapiden daha etkili olduğu düşünülmektedir, ancak bunun için net bir araştırma yapılmamıştır” (Derenne ve Lock, 2016).

Ayrıca bilindiği gibi tüm bireyler birbirinden farklıdır ve bu nedenle herkesin psikolojik bir soruna tepkisi aynı olmayabilir. Aslında, çocuklar ve ergenler büyüdüklerinde daha hassastır ve içgüdüleri akranlarından farklı olma duygusunu içerir. Bu nedenle yeme bozukluğu olan ergenler ve çocuklar için tek bir tedavi yöntemi yerine bireylerin gösterdiği kriterlere göre özel bir tedavi yönteminin uygulanması daha önemli olabilir. Yani, yeme bozukluğu yaşayan her gence psikodinamik yöntem, bireysel terapi veya aile terapisi ile yaklaşılmamalı ve gösterdiği bulgular dikkate alınmalıdır. Bu yüzden her birine farklı bir terapi yöntemi uygulamak ve kendi yaşamlarını düşünmek onların gelecekte sağlıklı bireyler olmalarına yardımcı oluyor.

Sonuç olarak, yeme bozuklukları sorunu günümüzde giderek artmaktadır. Bazı insanlar için yeme bozuklukları önemli bir psikolojik rahatsızlık gibi görünmemektedir. Ancak hiçbir psikolojik rahatsızlık için önem sırası yoktur. Erken tedavi ve destek, sorun ne olursa olsun herkes için önemlidir. Bununla birlikte, çocuklarda ve ergenlerde yeme bozukluklarının tedavisi aslında büyük önem taşımaktadır. Bunun nedeni, etkili bir şekilde tedavi edilmeyen gençlerin gelecekte depresyon ve anksiyete gibi diğer psikolojik sorunlarla mücadele etmelerinin muhtemel olmasıdır. Erken destek ve terapi, gelecekte daha zor sonuçlarla karşılaşmamak için önemlidir.

Kaynakça

Behaviours and Cognitions: Relationship to Eating Psychopathology in Non-Clinical Women and Men. Behavioural and Cognitive Psychotherapy, 39(5) , 591–600. https://doi.org/10.1017/S1352465811000270

Derenne, J., & Lock, J. (2016). Treatment of Eating Disorders in Children and Adolescents.   Positive Mental Health, Fighting Stigma and Promoting Resiliency for Children and  Adolescents, 237–259.

Singh S., & Gadiraju,P. (2020).  Prevalence and correlates of body dissatisfaction and disordered eating patterns in Indian youth: The role of media,  Indian Journal of Psychiatry | Published by Wolters Kluwer – Medknow. Doi: 10.3389/fgwh.2021.669013.

Meyer, C., McPartlan, L., Rawlinson, A., Bunting, J., & Waller, G. (2011). Body-Related

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.

Şahane Hatalar : Kendi Maceranı Kendin Yarat

Sadece hataların sonuçlarına odaklanmak yerine, bu hataların insanları nasıl şekillendirdiğini ve nasıl birer öğrenme fırsatı sunduğunu ele alan sıra dışı kitap: Şahane Hatalar.

Yahya Kemal Şiirlerinde Yedi Farklı Tema

"İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar." Türk edebiyatına hayalinden kelimeler armağan ve miras bırakan Yahya Kemal Beyatlı.

Kayıp Seslerden Yazının Öznelerine: Virginia Woolf’un Eserlerinde “Kadın” Teması

Woolf’un dilinde "kadın", tarihin dışına itilmiş bir sesin geri çağrılması, unutulmuş bir hakikatin dile gelmesidir.