Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük problemlerinden biri olan faili meçhul cinayetler, özellikle terör örgütlerinin ve dış güç odaklarının en sık kullandığı yöntemlerden biridir. İdealist bir emniyet müdürü olan Gaffar Okkan, aydın ve çağdaş bir gazeteci olan Uğur Mumcu bu cinayetlerin en çarpıcı örneklerinden sadece birkaçı…
Gaffar Okkan

24 Şubat 1952 Sakarya doğumlu olan Ali Gaffar Okkan, 1973 yılında Polis Akademisi’nden mezun oldu. Önce İzmir daha sonra Şanlıurfa ve Eskişehir’de görev yapan Okkan, 1993 yılında Kars’a Emniyet Müdürü olarak atandı. Kars’taki 4 yıllık görev süresinin ardından PKK, Hizbullah gibi örgütlerin kanlı terör terör eylemlerinin çok şiddetli bir şekilde devam ettiği Diyarbakır’a atandı. Bu sırada Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. 1993 yılında göreve başladığında Diyarbakır halkı ile polis teşkilatı arasındaki korku ve güvensizlik temelli ilişkiyi düzeltmek için çalışmalara başladı. İlk görev günlerinde 3310 numaralı polis telsizinden yaptığı anons onun diğer emniyet müdürlerinden farklı olduğunun en büyük kanıtıydı:
3310’dan karargâha. İki gündür şehirde teftiş yapıyorum ve meslektaşlarımın görev bilincinin olmadığını görüyorum. Bu benim ilk ve son uyarım. Diyarbakır halkına eziyet edeni yakarım!
Okkan, kadın polislerin sokaklarda aktif görevler aldığı timler oluşturdu. Kısa zamanda Diyarbakır halkı tarafından oldukça sevilen ve saygı duyulan biri hâline gelen Okkan’ın terör meselesindeki önceliği Kürt Hizbullahı ile mücadeleydi. Hizbullah’ın çökertilmesinde oldukça ehemmiyetli bir görev üstlendi.
24 Ocak 2001 tarihinde Uğur Mumcu’yu anma etkinliğine katılmak üzere makamından ayrıldı. Yanındaki polislerle beraber kimliği belirsiz kişilerce aracına açılan çapraz ateş sonucu Gaffar Okkan olay yerinde hayatını kaybetti. Saldırganlar, Gaffar Okkan’ın öldüğünden emin olmak için aracına el bombaları ile saldırdı. Suikastın Hizbullah tarafından planlandığı düşünülse de failler bulunamadı.
Uğur Mumcu

22 Ağustos 1942 Kırşehir doğumlu Uğur Mumcu Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.12 Mart Muhtırası Dönemi’nde kaleme aldığı bir yazının orduyu eleştirdiği yönünde yorumlanması sonucu bir yıla yakın Mamak Askeri Cezaevi’nde tutuklu kaldı.
1972-1974 tarihleri arasında Ağrı’nın Patnos ilçesinde ”sakıncalı piyade eri” olarak ağır koşullar altında askerliğini tamamladı.
Mesleğine Yeni Ortam Gazetesinde köşe yazarlığı yaparak başlayan Mumcu, 1975’te Cumhuriyet Gazetesinde Gözlem başlıklı köşeyi kaleme almaya başladı. Kendini sosyalist eğilimli olarak ifade ederek Türkiye’de 12 Eylül dönemine giden süreçte yaşananları eleştirdi. 1982’de Papa’ya suikast girişimi ile tanınan Mehmet Ali Ağca‘yı kaleme aldığı Ağca Dosyası‘nın ardından Terörsüz Özgürlük makalelerini yayımladı. 1987 yılında yazdığı Rabıta ve 12 Eylül Adaleti kitapları ne kadar başarılı bir araştırmacı gazeteci olduğunu kanıtlıyordu.
1991 yılında kısa bir süre için Cumhuriyet Gazetesinden ayrılarak Milliyet Gazetesinde yazdı. Burada Kürt sorununu sıkça dile getiriyordu. Cumhuriyet Gazetesinde yaşanan görev değişikliği sonucu asıl yuvası olan Cumhuriyet’e geri döndü. Hizbullah, PKK ve kontrgerilla konularını irdeleyen makaleler yazdı. PKK’yı ”şiddet yoluyla sonuç almak isteyen bir Kürt milliyetçi terör örgütü” olarak tanımlıyordu. Aynı zamanda Barzani ve Mossad arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için çalışmalar yapıyordu.
Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te bombalı bir suikaste kurban gitmeden önce polis-mafya-siyaset üçgenini tüm boyutlarıyla derinlemesine araştırmaktaydı. 8 Ocak 1993 tarihli Ültimatom başlıklı yazısında yeni kitabında istihbarat örgütleri ile Kürt milliyetçileri arasındaki bağlantıyı açıklayacağını yazmıştı.
Tarihler Ocak ayının 24’ünü gösterdiğinde Ankara Karlı Sokak’taki evinin önünde aracına yerleştirilen C-4 tipi plastik bombanın infilak etmesi sonucu yaşamını yitirdi. Suikastı İBDA-C ve Hizbullah gibi örgütler tarafından üstlenildi ancak gerçek failler hâlâ bulunamadı.
Nihat Erim

17 Mart 1912 tarihinde Kandıra’da dünyaya gelen İsmail Nihat Erim, Galatasaray Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirip, Paris Hukuk Fakültesi’nde doktora yaptı. Ankara Üniversitesi’nde 1941 yılında profesör olan Erim, 1943 yılından sonra çeşitli tarihlerde 5 dönem CHP milletvekilliği görevini üstlendi. 1948-1950 tarihleri arasında 2. Saka Hükümeti‘nde Bayındırlık Bakanlığı, Günaltay Hükümeti’nde Başbakan Yardımcılığı yaptı.
12 Mart Muhtırası’nın ardından askerler ve Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ona CHP’den istifa etmesi koşuluyla Başbakan olabileceğini bildirdiler. Teklif sonrası İsmet İnönü ile görüşen Erim, İnönü’nün karşı çıkmalarına rağmen başbakanlık görevini kabul etti. Göreve geldikten kısa süre sonra 1961 Anayasası’nın Türkiye için ”lüks” olduğunu niteleyerek dikkatleri üzerine çekti. Adalet Partisi‘nin çoğunlukta olduğu parlamentodan talep ettiği düzenlemeleri geçiremeyen Erim, Süleyman Demirel ile yaşadığı anlaşmazlıklar sonucu başbakanlıktan istifa etti.
1971 Aralık ayında yeniden hükümeti kurmakla görevlendirildi ve kurduğu 34. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, 22 Mayıs 1972 tarihine kadar görevini sürdürdü. 12 Mart Muhtırası’nı verenlerin talepleriyle hareket eden Erim, anayasa maddelerinde değişiklikler yaptı. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edilmelerine kadar varacak olan ve “Balyoz Harekâtı” olarak bilinen uygulamaları başlatması nedeniyle “Balyoz” lakabıyla anıldı.
15 Temmuz 1979 tarihinde evine patlayıcı madde atıldı. Erim, bu saldırıdan yara almadan kurtuldu. Bu suikast girişiminden bir yıl sonra 19 Temmuz 1980’de İstanbul Dragos’taki Deniz Kulübünün önünde Dev-Sol militanları tarafından düzenlenen suikast sonucu hayatını kaybetti.
Sabahattin Ali

25 Şubat 1907 tarihinde Eğridere’de dünyaya gelen yazar, önce Füyuzzat-ı Osmanlı Mektebi’nde okudu, daha sonra İstanbul Muallim Mektebi’nden öğretmen olarak mezun oldu.
Cumhuriyet Dönemi’nde roman, öykü, şiir, oyun gibi birçok farklı edebi türde eser kaleme aldı, Türk Edebiyatının öncü kalemlerinden biri oldu.
Almanya’da iki yıl eğitim alıp ülkeye döndükten sonra Konya’da öğretmenlik yaptı. Bu yıllarda Atatürk’ü hicvettiği iddiasıyla tutuklandı ve bir süre sonra çıkan af ile tahliye edildi.
1944 yılında Nihal Atsız ile ilgili yazdığı yazıdan dolayı Sabahattin Ali‘ye dava açıldı. Açılan davayı kazanmasına rağmen bu dönemde siyasileri sık sık eleştirdiği için eserleri yasaklandı. Daha sonra bir süre fıkralarını yayımlamaya başlayan Sabahattin Ali yeni engellemelerle karşılaşınca Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz ile siyasî mizah dergileri çıkartmaya başladı. Bu yazılarda İsmet İnönü ile alay ettiği iddiasıyla 3 aylık bir süre için tekrar tutuklandı.
Tek parti iktidarında birçok siyasi sorun ve siyasetçi ile mücadele eden Sabahattin Ali, 2 Nisan 1948 tarihinde Bulgaristan sınırını geçip Avrupa’ya gitmek üzere anlaştığı kamyon şoförü Ali Ertekin tarafından Kırklareli’nde başına sopayla defalarca vurularak öldürüldü.
Ertekin ilk ifadesinde, Sabahattin Ali cinayetini milliyetçi duygularla işlediği yönünde ifade verdiyse de daha sonra Milli İstihbarat Teşkilatı mensubu olduğu da iddia edildi. İdam cezasıyla yargılanmasına rağmen dört yıl ceza aldı, çok kısa bir süre sonra da çıkan af ile serbest kaldı. Ali’nin cinayeti ile ilgili cevaplanamamış sorular hâlâ varlığını korumaktadır.
Necip Hablemitoğlu

28 Kasım 1954 tarihinde Ankara’da dünyaya gelen Hablemitoğlu, 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. 1977-1978 yıllarında ”Dilde, Fikirde, İşde Birlik” adlı aylık bir dergi yayımladı. Daha sonra yine aynı üniversitede Türk İnkılap Tarihi Enstitüsünde yüksek lisans ve doktora yaptı.
Türkiye dışındaki Türk topluluklarının yakın tarihi ile ilgili olarak çalışmalar yapan Hablemitoğlu, Orta Avrupa ve Balkanlar’da Türk eserleri, Türk azınlıkları ve Türk şehitlikleri konularında alan çalışmaları yürüttü.
Çalışma alanına ilişkin çok sayıda kitap ve makalesi bulunan Hablemitoğlu, öldürüldüğü tarihe kadar Ankara Üniversitesi’nde doktor öğretim görevlisi olarak yirmi yıl süresince Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi derslerini verdi.
Dr. Necip Hablemitoğlu 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda öldü. Ölümünden önce özellikle ”Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” kitabından dolayı yoğun eleştiri ve Fettullah Gülen hakkında tamamlayamadığı ”Köstebek” isimli kitabından dolayı tehditler alıyordu. Adı geçen eser Hablemitoğlu cinayetinden sonra basıldı.
Ahmet Taner Kışlalı

10 Temmuz 1939’da Tokat’ın Zile ilçesinde dünyaya gelen Kışlalı, Kabataş Erkek Lisesi’nde öğrenim gördükten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne başladı. Aynı zamanda Yeni Gün Gazetesinde spor muhabirliği göreviyle işe girdi. Kısa sürede gazetenin yazı işleri müdürlüğüne terfi etti ve 1962–1963 yılları süresince görevini sürdürdü.
1967‘de Fransız bursuyla girdiği Paris Hukuk Fakültesi‘nde doktorasını, “Modern Türkiye’de Siyasi Güçler” adlı teziyle tamamladı.
1971 – 1977 arasında Yankı Dergisi’nin yayın yaşamında önemli rol aldı. Bu dönemde CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile tanıştı ve 1977 yılında CHP İzmir Milletvekili seçildi.
Bülent Ecevit tarafından kurulan 42. Hükümet‘teki Kültür Bakanlığı görevini 1978–1979 yıllarında tamamladı. Kültür Bakanlığınca Ulusal Kültür Dergisi’ni yayımlattı.
2 Eylül 1980 darbesi sonrasında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde siyaset bilimi dersleri vermeye başladı. 1988 yılında profesör oldu. 1991‘in sonlarında Cumhuriyet Gazetesi’nde ”Haftaya Bakış” köşesinde yazarlığa başladı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği gibi derneklerin Anadolu‘daki toplantılarına konuşmacı olarak katıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu.
21 Ekim 1999 tarihinde saat 09.40’ta Ankara’da evinin önünde uğradığı bombalı saldırıda öldürüldü. Akit Gazetesi suikasttan önce hakkında bir haber yapmış ve Kışlalı’nın üzerine çarpı atılmış fotoğrafını manşetten vermişti. Saldırının faili ya da failleri bulunamadı. Ölümünden sonra Ahmet Taner Kışlalı, 1999 Sertel Demokrasi Ödülü‘ne layık görülmüştür.
Kaynakça
”Ahmettanerkislali”.https://www.ahmettanerkislali.com/.web.Erişim Tarihi:06.07.2024
”Neciphablemitoglu”.http://kaynakca.hacettepe.edu.tr/.web. Erişim Tarihi:06.07.2024
”Ugurmumcu”.https://www.cydd.org.tr/haber/ugur-mumcu-1581/. web. Erişim Tarihi:07.07.2024
“Diyarbakıremniyetmüdürüokkanöldürüldü”. arsiv.ntv.com.tr. web. Erişim Tarihi :07.07.2024
“Başbakanlarımız”. TBMM.gov.tr. web. Erişim Tarihi :07.07.2024
“Uğur Mumcu, Cumhuriyet Gazetesi, Gözlem, ‘Kürt Satrancı’, 25 Ağustos 1992”
Mumcu, Uğur (1986). Aybar ile söyleşi: sosyalizm ve bağımsızlık. Tekin Yayınevi.
Öncelikle araştırmayı çok güzel yapmış, anlatımı çok net emeğine yüreğine ve kalemine sağlık yazarı yürekten kutluyorum
Teşekkür ederiz!