Dahmer | Canavar: Jeffrey Dahmer’ın Hikayesi

Editör:
Işılay Güzel Yılmaz
spot_img

”…Ölüm de hayatın bir parçası…”

Jeffrey Dahmer

Netflix‘in yeni dizisi Dahmer, ünü kıta sınırlarını aşan seri katil Jeffrey Dahmer‘ın hikayesini konu alıyor. Dizinin yaratıcılığını üstlenen isim; American Horror Story, Glee, Hollywood, American Horror Stories, Ratched, Pose, Feud, The Politician, Scream Queens gibi say say bitmeyecek bir filmografiye sahip olan Ryan Murphy‘den başkası değil. 10 bölümlük bu mini dizide, dünyanın en ünlü seri katillerinden biri olan Jeffrey Dahmer’ın çocukluğundan ergenliğine, cinayetleri işleme şeklinden hapse girişine ve son olarak ölümüne kadar olan 34 yıllık hayatına tanıklık ediyoruz.

Jeffrey Dahmer rolünde Ryan Murphy yapımlarının gedikli oyuncusu Evan Peters var. Fiziksel görüntüsü, yeteneğiyle Dahmer rolü üstüne cuk oturmuş diyebiliriz. İnanılmaz soğuk kanlı ve korkutucu bir seri katili oynuyor ve bunun üstesinden layıkıyla gelmiş. Bir sonraki yılın Emmy adayları arasında yer almasını umuyoruz; çünkü adını bile duymanın bazı yerlerde dehşet etkisi yarattığı Jeffrey Dahmer dünya var oldukça unutulmayacak bir seri katil.

Dizide Evan Peters dışında yer alan oyuncularsa şöyle: Niecy Nash, Molly Ringwald, Richard Jenkins, Michael Learned ve dahası…

Diziye İlk Bakış

Dizinin ilk bölümünde Jeffrey’nin nasıl yakalandığını izliyoruz. Böylesine sistemli ve zeki birinin yakalanış şeklinin bu kadar kolaylıkla olması da zekasına hakaret gibi, ancak belki de içten içe artık yakalanmak istemiştir. Dizi; ”Kimse kötü olarak doğmaz, onu kötü olmaya iten nedenler vardır.” diye düşündürüyor.

Dahmer yakalandıktan sonra evinden çıkanlar ise korkunç! Buzdolabında duran kesilmiş bir insan kafası, buzlukta bekleyen insan kalpleri ve erkek  cinsel organı, kafatasları, kemikler, cinayet aletleri, cinayet fotoğrafları, bütün bir insan iskeleti (çamaşır suyuyla beyazlatılmış), kurutulmuş insan derisi, 250 litrelik bir fıçının içinde de üç farklı insanın çürümeye yüz tutmuş uzuvları…

Tıpkı merak eden bir bilim insanı gibi, ancak bunu canlı insanlar üstünde uygulayan korkunç bir yamyamdan bahsediyoruz.

Avukat istemiyor ve yaptıklarını dürüstçe ifade ediyor. Bu seri katil de olsa, yaptıklarını artık yapmak istemediğine bir işaret olabilir; çünkü tüm bu itiraflar sonrasında idam dışında bir ceza almayacağını biliyor olmalı. Ama şanslı ki, olayların yaşandığı Milwaukee‘de idam cezası yok.

Bir insanı anlamanın en iyi yolu, onu çocukluğundan hatırladıklarıyla dinlemeye başlamak olabilir; çünkü orada şekillenen bir insan zihninin yaşadıklarını görebilirsiniz. İş için hep dışarıda olan bir baba, intihara meyilli bir anne ve yeni doğmuş bir kardeş arasında görünmez olan bir çocuk: Jeffrey.

Şiddetle Tanışması

Sürekli kavga eden anne babasının gözetiminde ilgisizce büyüyen bir çocuğun travma dolu geçmişi işlediği cinayetler için yeterli bir kılıf mı peki?

Bu tarz hayatlara maruz kalan her insan seri katil olmuyor elbette, ama Jeff’in zekası, ilgisini cezbeden şeylerle birlikte maruz kaldığı psikolojik şiddet onu bu yola doğru götürmüş. Aynı zamanda eşcinsel olması da (şimdi bile herkesin kabul etmediği bir durum) yaşadığı yıllar dahilinde onu yalnızlaştıran ve asosyalliğe iten nedenlerden sayılabilir. Herkesten farklı olan zevkleri ve sevgisini belli etme yolları da rahat bir iletişim kurmasını önlüyor.

Babasının ölü hayvanlara ilgi duyduğunu fark edip bir etkinlik olarak yaptırdığı şeyler pek de normal görünmüyor. Sırf çocuk bunun dışında bir şeylere ilgi duymuyor diye de 6 yaşında bir çocuğa otopsi yaptırmak pek akıl karı değil. Tabii kimse gelecekte çocuğunu seri katil olacak diye düşünmez. Büyük ihtimalle bunları oğluyla birlikte yaparken beraber vakit geçirip, yakınlaştıklarını düşünmüştür. Yine de küçük yaşta bir çocuğun şiddet içeren bir şeylerle ilgilenmesi önlenmeli diyebiliriz.

Annesinin ufolara inanması ve kullandığı ilaçlar sayesinde davranış bozukluklarının olması, yıllardır babasıyla yaptıkları kavgalar Jeff’i annesiyle mesafeli bir ilişkiye sürüklemiş. Jeff 17 yaşındayken, annesi küçük oğlunu da alıp evi terk ediyor ve Jeffrey’i arkasında bırakıyor. Babası da yeni bulduğu sevgilisiyle otelde kalmaya başlıyor. Annesinin ve babasının adeta terk ettiği Jeffrey’i, henüz 17 yaşındayken alkol ve hazır yemeklere dadanmış şekilde izliyoruz. Bu süre zarfında cinsel yönelimini de kabul edip yaşamaya çalıştığına tanıklık ediyoruz. Arkadaşlık kurma çabaları, çevresindekilere tuhaf gelen zevklerinden dolayı hep çaresizce son buluyor. Yalnızlıkla geçen günler sırasında kendi kendine konuşmaya başladığını izliyoruz. Bu görüntüler izleyiciye ”kimse böylesine yalnız kalmamalı!” diye düşündürüyor.

İlk Cinayet

Orman yolunda her gün koşarken gördüğü genç bir erkeği beğendiğini fark ediyoruz. Onu evine getirdiği bir sahne izliyoruz, ama sahne ilerledikçe bunun Jeff’in zihninde olduğunu anlıyoruz. Üçüncü bölümün ortalarında ilk kurbanını görüyoruz. Otostop çeken bir genci arabasına alıyor. Birlikte eve gidiyorlar ve aralarında çıkan anlaşmazlıktan sonra gencin kafasına ağırlıkla vuruyor, sonra da onu boğarak öldürüyor. Aslında amacı onu öldürmek değil, sadece gitmesine engel olmak; ancak kullandığı orantısız güç gencin ölümüyle neticeleniyor.

İlk cinayeti, ilk cinsel birlikteliği de oluyor. Bir insanın ilk cinsel deneyimini ölü biriyle yapmasının onu çıkmaz bir yola sokacağını anlamak zor olmamalı. Aslında dizide bu tam olarak gösterilmiyor, sadece biliyoruz. Nekrofili fikri bile korkutucuyken, onun bunu henüz 17 yaşındayken deneyimlemesi de Jeffrey’den korkmamızı sağlıyor.

Merak duygusuyla hayvanlar üzerinde yaptığı deneyler artık yetersiz geldiği için, sırayı ona hiç şans vermeyen insan türü alıyor. İlk cinayetini işledikten sonra 9 yıl boyunca kimseyi öldürmüyor.

Bir Katilin Yan Komşusu Olmak

Jeffrey Dahmer sadece cinayet işlemiyor. Onlara acı çektiriyor, matkapla kafataslarına delikler açıyor, asit dolu varillerde bekletiyor, organlarını yiyor, ölü bedenlerine tecavüz ediyor. Tüm bunları yapanın yakışıklı, sarışın bir adam olduğunu görünce kimse inanmak istemiyor; çünkü görünüşü yaptıklarıyla tezat oluşturan biri Dahmer.

Dizide Jeffrey Dahmer’ın hayatına dair tüm süreçler anlatılmış demiştik. Çoğunlukla siyahi insanları öldürmesi bir ırkçılık sorununa da neden oluyor. Günümüzde bile bitmeyen bu ayrım, o zamanlarda daha rahatça insan aklayabiliyor. Zaten Jeffrey’nin yıllar boyunca yakalanamamış olmasındaki en büyük etken; onu şikayet edenin siyah bir komşu olması ve dava sürecinde Amerikalı olmayan ve beyaz olmayan insanlara karşı suç işlemiş olması sayılabilir. Mahkemede, yaptıkları aleni şekilde suç olmasına rağmen, iyi görünümlü beyaz bir Amerikalı olan kişinin suçlarına karşılık, başka ülkeden göç etmiş ya da siyah renkli birinin suçlamaları çok da dikkate alınmıyor. Basit cezalarla geçiştiriliyor ya da defalarca kez şikayet edilmiş olmasına rağmen, polisler kontrol için bile gelmeye tenezzül etmiyorlar. Bu da Dahmer’ın cinayetlerine devam edebilmesini sağlıyor. Ta ki elinden kaçmayı başaran siyahi bir gencin polislerle Dahmer’ın evine gelip şikayette bulunmasına kadar. Bu sayede evi aranıyor ve işlediği cinayetlere dair kanıtlar bulunuyor.

Dizide sadece Jeffrey Dahmer anlatılmıyor. İşlediği cinayetlerin kurbanlarının ailelerine de yer verilmiş. Özellikle babasıyla olan ilişkisi üzerinde de oldukça durulmuş.

Seri Katil Profili 

Her anı büyük gerilimli olan dizinin her sahne geçişinde olacakları bilmemize rağmen, acaba farklı bir yol izler mi diye düşündürüyor, ama toplumda normal olarak addedilen bireylerin empati duygusuna karşılık, seri katillerin ve bu potansiyeli taşıyanların empatiden yoksun olduğunu biliyoruz. Empati yoksunluğu bir seri katil niteliği olarak da değerlendiriliyor. Zihni onlar gibi çalışmayan insanlar bir noktada durmayı bilirler ya da ilk cinayetten sonra bir daha bunu yapamayabilirler, ancak aynı şeyi zevk alarak defalarca yapabilen biri empatiden arınmış olmalı diye değerlendirebiliriz. Vicdan unsuru belki de çoğu insanın işleyeceği suçların önüne geçebiliyor. Seri katil profilinde vicdan, empati, duygusallık gibi insanı var eden hislerin olmaması da onları diğer bütün suçlulardan ayırıyor.

Seri katil profili FBI‘ın literatürüne girmeden çok daha eskiye dayanan bir durumken bile normal suçlulardan farklı oldukları anlaşılıyordu; fakat bunun belli başlı dürtülerden, geçmiş travmalarından beslendiğine zaman içinde karşılaşılan örnekler sayesinde ulaşıldı. Bir seri katilin geçmişinde çok da iyi şeyler yatmıyor. Ünlü seri katil araştırmalarında hep travmalara rastlanmıştır. Kiminin anne ya da baba baskısına maruz kalması, kiminin aile, akraba, arkadaş tecavüzü yaşaması, kiminin ailesinin aşırı din unsurlarıyla kişilere baskı uygulaması, kiminin de psikolojik şiddet gibi durumlar yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Geçmiş travmalarının etkisiyle sıradan insanların anlayamayacağı dürtüler kazanan ve iç seslerinin hep çağrı yaptığı seri katiller, genellikle hep aynı yola başvurarak öldürürler. Onların işledikleri cinayetler genelde çok kanlı, sıradan olan herkesin cesaret edemeyeceği türden tuhaflıklarla dolu olur. Birden fazla karşılaşıldığında az çok cinayeti işleyenin aynı kişi olduğu kanaatine varmak kolaylaşır; çünkü bir ritüeli tamamlar edasıyla hareket ederler. Kullandıkları cinayet silahından, öldürdükleri insan profiline kadar her şey bir uyum içinde gerçekleşir. Hatta cinayet mahali bile alışılagelmiş bir kurguyla tasarlanmıştır. Bir bakıma sanat icra etmek bile sayılabilir.

Seri katiller çok zekidirler.

Jeffrey Dahmer bu anlatılan profile tam anlamıyla uyum sağlıyor.

Bütün kurbanların erkek olması seri katilin aynı tip insan öldürme profiline uyuyor. Hep aynı yöntemlerle kişileri tuzağına çekmesi ve ilaç vererek uyutup, sonra acı çekmesinler diye onları boğduktan sonra ölü bedenlerine uyguladığı tecavüz, kesme, kemikleri etlerinden arındırma, organlarını yeme ve parçaladıktan sonra siyah poşetlere koyup çöpe atma…

Seri katiller kurbanlarından daima bir hatıra alırlar. Yaptıklarını onlar için gerçek haline getiren hatıralar…

Jeffrey de kemiklerini saklıyor ve organlarının bazılarını yiyordu.

Çocukluğundan gelen travmaları ve asosyal kişiliği de seri katil profiline tam olarak uyum sağlıyor.

Jeffrey Dahmer hakkında film, belgesel ve diziler yapılmış en ünlü seri katillerden biridir. Milwaukee Yamyamı ismiyle tarihe geçmiştir. Neredeyse çocuk yaştan itibaren herkesten farklı olan davranışları sayesinde çok fazla arkadaş edinememiş, kendi halinde sessizlikle yaşayan biri olmuştur. Anne ve babasının sürekli kavga ettiği bir evde büyüyen eşcinsel bir erkektir. Çoğu kişi gibi olmadığını kendisi de biliyordur. İnanılmaz gelişmiş zekası sayesinde daha küçük bir çocukken bile farklı şeyleri merak etmeye başlar. O yaşlarda herkes dış görünüşten öteye gidemezken, o insanların içini merak etmeye başlar. İnsanın içinde olanlara olan tutkusu, dışındakilere olandan çok daha fazla, bu da onu yine diğer insanlardan ayıran bir özelliği denilebilir.

Son bölümünde bir başka çok ünlü seri katil olan John Wayne Gacy’nin idamına tanıklık ediyoruz. Bir Güneş Tutulması sırasında vaftiz olup günahlarından arınmayı arzulayan Jeffrey Dahmer ve iğneyle idam edilen John Wayne Gacy…

900 yıl hapse mahkum edilen Dahmer sadece 3 yıl sonra, ”Tanrı benimle konuştu!” diyerek onu döverek öldüren siyahi bir mahkum sayesinde 34 yaşında son nefesini veriyor.

Her Şey Yalnızlıktan

Terk edilmiş ve görmezden gelinmiş bir gencin en büyük korkusunun yakalanmak ve idam edilmek değil de terk edilmek olduğu gerçeği, her ne yapmış olursa olsun üzücü bir düşünce olarak aklımızda yer ediyor.

Dizide Jeffrey Dahmer biraz iyi gösterilmiş gibi duruyor. Bu bir uyarlama dizi olduğu için, seyircinin bir miktar katilin gözünden onu anlaması istenmiş ve çoğunlukla empati kurmaya yönelik bir biyografi olarak tasarlanmış; ancak geçmişinde ne yaşamış olursa olsun, yaptıklarını ne amaçla yaparsa yapsın o bir seri katildi. Yaptıklarını ayrıntılı şekilde sunamadıkları, sadece anlatabildikleri bir dizi çekip, bunu ”katilin gözünden” fikriyle sunmaları ölen insanlara büyük haksızlık diyebiliriz. Ancak dizinin kurgusu, senaryosu, oyunculukları üst düzey olarak seyirciye geçiyor.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.

Söylenti Konser Takvimi: Üç Büyükşehirde Kimler Var?

Söylenti müzik ekibi tarafından hazırlanan; İstanbul, Ankara ve İzmir'e müzik coşkusunu tattıracak birbirinden farklı Mayıs ayı konserleri sizlerle!

5 Farklı Sebeple Neden Yaşlı Adam ve Deniz Okumalıyız?

Yaşlı Adam ve Deniz, mücadelenin değerini ve kaybetmenin içinde de bir başarı ve onur olduğunu dile getiren zamansız bir hikayedir.

Türk Mitolojisinde Kartal Figürü

Kartal, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip hayvan figürüdür. Destanlara ve efsanelere konuk olarak hükümdarlık alametine dönüşmüştür.

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.