İktisat ve Psikolojinin Kesişimi: Davranışsal İktisat (Nörofinans)

spot_img

1980’li yıllara kadar egemen iktisat düşüncesi olan neoklasik iktisadi ekol, mal ve hizmetlerin üretimi, fiyatlandırılması ve tüketiminin arkasındaki itici güçler olarak arz ve talebe odaklanan geniş bir teoridir. Bu teori, tercihleri ​​ve kısıtlamaları göz önüne alındığında, insanların kendilerine sunulan her seçeneğin maliyet ve faydalarını etkin bir şekilde tartarak kendileri için en iyi rasyonel kararları verebildiklerini varsayar. Davranışsal iktisat bu iktisadi görüşün varsayımlarını özellikle de rasyonel insan (homo economicus) varsayımını eleştirerek ortaya çıkmıştır. Davranışsal ekonomiyi anlamak, insan davranışını neyin motive ettiğine dair daha derin bir kavrayış sağlamanın yanı sıra, insanların uzun vadeli hedefleri hakkında daha fazla düşünerek daha iyi kararlar almalarına daha fazla öz kontrol sahibi olmalarına ve sağlıklı alışkanlıklar geliştirmelerine yardımcı olabilir.

Davranışsal İktisat Nedir?

Davranışsal iktisat; bireylerin ve kurumların karar verirken neden rasyonel eylemlerden saptıklarını açıklamak, ekonomik davranışlarını ve sonuçlarını anlamak, laboratuvar deneylerinden, psikolojiden ve diğer sosyal bilimlerden elde edilen bilgileri ekonomide uygulamakla ilgilidir.

Davranışsal iktisadi teoriler, insanları duygu ve dürtülere tabi olan, çevrelerinden ve koşullardan etkilenen bireyler olarak kabul eder ve insanların ne satın aldıkları, mali durumlarını nasıl yönettikleri ve sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapıp yapmadıkları gibi günlük kararların çoğunu açıklamak için kullanılır. Bu teori, insanların neoklasik iktisatçıların “rasyonel” veya “optimal” karar olarak düşündükleri şeyi yapmak için mevcut bilgi ve araçlara sahip olsalar bile her zaman yapmadıklarını gösterdiğinden ekonomide ve ekonomik davranışı anlama yeteneğimizde devrim yaratmaktadır.

Geleneksel Ekonomi ve Davranışsal Ekonomi

Geleneksel ekonomistler piyasaların davranışlarını inceleyerek; gelirler, fiyatlar, harcanan tutar, tasarruf ve yatırımlar arasındaki ilişkiyi analiz ederlerken davranışsal ekonomistler; insanların motivasyonları, tutumları ve beklentileri gibi davranışları etkileyen psikolojik faktörlerde dâhil olmak üzere yatırım, fiyat belirleme, tasarruf ve harcama süreçlerini analiz ederek insan davranışlarını incelerler (Katona, Harris, 1978:14).

Standart ekonomik modeli ile talep ve arz eğrilerini türetebilir, denge fiyatlarını ve miktarlarını çözebilir, verimliliği ve sosyal refahı artırmak için mekanizmalar veya politikalar tasarlayabilirken bu modelle ilgili potansiyel sorun, modelin insanların sınırsız kaynaklara ve zamana sahip, asla sistematik hatalar yapmayan bir Homo economicus (rasyonel insan) olduğu gibi bazı güçlü varsayımlara dayanmasıdır. Bununla birlikte, gerçek dünyadaki seçimler genellikle son tarihler, belirsizlik ve risk ile sınırlıdır. Davranışsal ekonomi, bu kısıtlamalar göz önüne alındığında insanların nasıl daha iyi karar verebileceğine dair öngörüler sunar.

Davranışsal İktisadın Kökenleri

Davranışsal iktisat, ilk olarak Chicago Üniversitesi öğretim üyesi John Maurice Clark tarafından yazılan Politik Ekonomi Dergisi’nin Ocak 1918 tarihli sayısında çıkan “Ekonomik ve Modern Psikoloji 1” başlıklı bir makalede önerildi. Clark’ın bu kuramı doğuran ilk önerisi, ekonomistin psikolojiyi görmezden gelmeye çalışabileceğiydi ve makale, “teşviğe tepki olarak arzu” gibi fikirler sunarak, kişinin gelirini çevresinin yönetmesine izin verdiği kadar ekonomisini yönetmesini öneriyordu.

Davranışsal iktisat teorisi temel olarak 1980’lerden bu yana yaygınlaşsa da klasik ekonomi döneminde mikroekonomi psikoloji ile yakından bağlantılıydı. Teorinin geçmişi İskoç ekonomist ve teorisyen Adam Smith’in 1759 yılında yayınladığı adalet ve adaletle ilgili endişeler de dahil olmak üzere bireysel davranışların psikolojik açıklamalarını öneren “The Theory of Moral Sentiments” (Ahlakî Duygular Teorisi) adlı çalışmasına kadar uzanıyordu. Smith, klasik ve neoklasik ekonomide kilit bir kavram olan, her bireyin kendi çıkarlarına yönelik kararları vermesi durumunda ekonomiyi genel refaha yönlendiren “görünmez bir el” kavramıyla sıklıkla hatırlanır ancak aynı zamanda bu çalışmasında insanların genellikle kendi yeteneklerine aşırı güvendiklerini, kazanmaktan çok kaybetmekten korktuklarını ve kısa vadeli faydalar peşinde koşma olasılıklarının daha yüksek olduğunu da belirterek bireysel davranışın psikolojik ilkelerini ortaya koymuştur. Bu ilkeler (aşırı güven, kayıptan kaçınma ve kendini kontrol etme) günümüzde davranışsal iktisadın temel kavramları olarak değerlendirilir.

 

20.Yüzyıl ve Sonrası Davranışsal İktisadın Gelişimi

20. yüzyılda ise davranışsal iktisadın kökleri İsrailli psikolog Amos Tversky ve Nobel ödüllü bilişsel psikolog Daniel Kahneman‘ın sezgi, belirsizlik ve risk konulu çalışmalarında gözlemlenebilir. 1970’lerde ve 80’lerde Tversky ve Kahneman, irrasyonel seçimler yapma eğiliminin klinik psikoloji tarafından nasıl belirlendiğini bilişsel yanılsamaları izole ederek ve bir olasılık teorisini geliştirerek alana öncülük ettiler. Bu teoriyle insanların belirli bir sonucun olasılığını değerlendirirken, genellikle gerçek verilerden ziyade kolayca hatırlanan bilgilere güvendiklerini tespit ederek insanların karar verme biçiminde “sezgisel kullanılabilirlik” kavramıyla birkaç tutarlı ön yargı belirlediler. Aynı zamanda Tversky ve Kahneman, beklenen fayda teorisinin başarısızlığını gidermek için beklenti (prospect) teorisini geliştirdi ve bu teoriyle sonuçların rasyonel değerlendirmelerinin değil, kayıp ve kazançların potansiyel değerinin insanların yaptığı seçimleri etkilediğini vurguladılar. Tversky ve Kahneman’ın çalışmaları, günümüzde davranışsal ekonomi araştırmalarının birçok alanını bilgilendirmeye ve bu alandaki gelişmelere ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.

 

 

Amerikalı ekonomist ve Nobel Ödüllü bilişsel psikolog Herbert A. Simon da insanların sınırsız bilgi işleme kabiliyetine sahip olduğu fikrini eleştirenlerinden biriydi. Simon, karar vericilerin çoğu zaman tatmin edici olarak hareket ettiklerini ve optimal bir çözüm yerine tatmin edici bir çözüm aradıklarını söyledi ve insanların rasyonelliğinin zaman dilimi, bilişsel kaynakları ve kararın zorluk seviyesi ile nasıl sınırlı olduğunu açıklayan insan problem çözme yeteneğinin daha gerçekçi bir anlayışını tanımlamak için “sınırlı rasyonellik” teorisini ortaya atarak alana önemli katkılar sağladı.

Davranışsal iktisat alanında bir diğer araştırmacı Amerikalı ekonomist Richard Thaler‘in  “ekonomik örgütlerdeki karar alma sürecine yönelik öncü araştırmaları” 2017 yılında ona Nobel İktisadi Bilimler Ödülü’nü kazandırdı. Thaler’in fikirlerinin kökenlerinin kısmen lisansüstü okulda yaptığı gözlemlerden elde ettiği çıkarımlara dayandığına inanılır. Örneğin, kendilerine ücretsiz bilet verilen bir spor etkinliğine kendisinin bir arkadaşının kar fırtınası nedeniyle gitmekten vazgeçtiklerini gözlemledi. Ancak aynı durumda biletleri kendileri satın almış olsalardı biletlerin değeri ne olursa olsun gitmeye daha meyilli olacaklardı. Bu, daha fazla risk anlamına gelse dahi insanların kişisel olarak yatırım yaptıkları projelerden vazgeçmeye daha az istekli oldukları fikri anlamına gelen batık maliyet yanılgısının bir örneğidir.

eericardocom

Thaler ayrıca, insanların seçimlerinin sezgisel yöntemlerden yararlanan bireyler ve kuruluşlar tarafından nasıl etkilenebileceğini keşfetmek, insanları daha iyi ve belirli kararlar almaya yönlendirmek için manipüle etmenin bir yolu olan dürtme teorisini geliştirdi.

Davranışsal iktisadın uygulaması, ekonomik alanda karar verme süreçlerinde görülebileceği gibi bireysel tercihler ve seçimlerde davranışların dönüşümü açısından da karakterize edilebilir. Günümüzde davranışsal iktisat ve psikoloji alanındaki birçok yayın, ekonomik faaliyetlerle ilgili ilgili sistemlerin dikkate alınmasını sağlayan bu kavramın bilgi birikiminin artmasına katkıda bulunmaktadır.

 

 

Kaynaklar

Cartwright E. (2018) Behavioral Economics 4-25

Katona, George & Donald J. Harris. (1978) “Behavioral Economics”, M. E. Sharpe, Inc. 21:4, 14-18.

Mullainathan S. & Thaler R. Behavioral Economics. Erişim tarihi 27/06/2022
econlib.org/library/Enc/BehavioralEconomics.html

Psychology Today, Behavioral Economics. Erişim tarihi 27/06/2022
psychologytoday.com/us/basics/behavioral-economics

University of Chicago News What is behavioral economics? Erişim tarihi 27/06/2022
news.uchicago.edu

Wilkinson N. & Klaes M. (2018) An Introduction to Behavioral Economics.

kapak görseli: cesifo.org

spot_img
Asya Yüce
Asya Yüce
neşesi yeter!

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”

Müziğin Kalbinin Attığı O Yer: Royal Albert Hall

1871'de açılan Royal Albert Hall yıllar boyunca birçok sanat etkinliğine tanıklık etmiştir.

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.