Kemal Tahir’ in TDK ödülü romanda en güzel atasözlerine yer verilmesi sebep gösterilerek verildi.
“Devlet Ana, Osmanlı Devleti kurulmadan önceki Anadolu’nun görünümünü ve Anadolu insanının özlemlerini anlatırken, onların güçlü, güvenli, adaletli bir devlete duyduğu ihtiyacı da açığa çıkarmaktadır. Kemal Tahir’in en önemli romanı olarak gösterilen ‘Devlet Ana’, onun düşünce yapısını da en iyi yansıtan eserlerinden biri sayılmaktadır.
1967’de yayımlanan roman, 1968 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü kazanmıştır.
Kemal Tahir, Türk tarihi ve toplumu hakkındaki orijinal ve sağlam görüşlerinden hareket ettiği için hem ‘mahalli ağızları’, hem Türkçe’nin küçümsenmiş ve unutulmuş nesir dilini hem de yeni imkanlarını kaynaştırarak ve aşarak kullanabilmiştir. Eserlerindeki eşsiz dil ve üslup güzelliğinin kaynağı bu davranıştadır. Daha önceki romanlarında da görülen bu özellik ‘Devlet Ana’da en yüce noktasına erişmiştir. Türkçe’nin unutulmuş olan dehası bütün boyutları, zenginliği ve haslığıyla ilk olarak Kemal Tahir’in eserlerinde kendini göstermektedir.”
Selahattin Hilav (Kapak yazısından)
Ondaki dikkatimizi çeken bölümleri ve güzel atasözlerini alıntı yaptık. İyi okumalar.
• Kitabın yazdığı kurban olduğum Allah, atı yaratayım , demesiyle düşünceye daldı ki, çok derin yerlere daldı. Neden mi? Çünkü hiç şakadır yok bu işin… At ne demektir? Müslümana güven, gavura kıran demektir. Kanatsız uçan bir yaratık ki, kovduğunu tutar, kaçtığından kurtulur. Beli güçlü de bacakları gayretle yörük.. Yelesinde hayırlıyı, terkesinde doyumu taşır, getirir. Evet, koca Tanrı, “Atı yaratsam” demesiyle, elini uzatıp güney yelinin yakasının kavradı. “Dur eğlen, iki çift sözüm var. Senden atı yaratsam gerek, dedi.” Fukara güney yeli, at nedir bilmezse de, karşısındaki koca Tanrı olduğundan, gerisini kurcalamadı, keyfin bilir,” diye boyun eğdi.
• Bilin ki koca Tanrı vermeyince, kul baylanmaz.
• Nedir düşman, tutsak bilir; kaçmak nedir, aksak bilir.
• Karıların gerisini bölüşmeli ademoğlu.
• Çok olan korkutur, derin olan öldürür .
• Sakın olma sen şu 4 beldenin birinden:
Darende’ den, Kemah’tan, Erzincan’ dan, Gürün’ den.
• Yalnız yiğit alp olmaz, ince otun dibi sarp olmaz.
• Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.
• Sabredeceksin oğlum! Gücün yeterse affedeceksin. “Kılıçla vuran kılıçla vurulacak, okla vuran okla” denilmiştir. Allah’ın her şeye gücü yeter. Hiçbir kötü kurtulamaz. Kitapları okuyanlardansın. Kitapları okuyanların ödevi bela karşısında sabretmektir.
• Gönülsüz it, sürüye canavar alıştırır.
• Bunalmışın işlediği kaleme gelmez.
• Tavuğu darı tanesiyle getirirsin, körpe kızı altın dizisiyle.
• Halıda nakış bir gerek, gönülde tutkunluk bir gerek.
• El, elin yitiğini türkü çağırarak arar.
• Gözüyle görmeyen kabı bilemez.
• Meşe , çakalsız olmaz.
• Aklın belası övünmek, yüreğin belası bağırmaktır.
• Ata binerken koca Tanrı’ yı; attan inince atı unutma.
• Kazanmak kolay, tutmak çetin… Yüz yıl çabaladın, kazandın, bir gün şaştın, yaramaz işledin, gitti gider.
• Kaynar çorba, buzlu şerbet olmaz, dişi çürütür;
koca kişi, körpe avrat olmaz, işi çürütür.
İthaki Yayıncılık, 2005