Dorian Gray’in Portresi: Etik ve Felsefi Tartışmalar

Editör:
Deniz Filiz, Sibel Sancaklı
spot_img

İrlandalı yazar Oscar Wilde‘ın İngiliz Edebiyatına kazandırdığı, edebiyat dünyasında derin izler bırakan ve fikir ayrılıklarına yol açan “Dorian Gray’in Portresi”, sadece Viktorya Dönemi toplumunun estetik anlayışını yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda derin etik ve felsefi tartışmalara da kapı aralar. Bu büyüleyici eser, güzellik ve ahlak arasındaki ince çizgide gezinirken okurlarını insan doğasının en temel sorularıyla yüzleşmeye davet eder. Peki, bir insanın ruhunu güzellik uğruna satmasının bedeli nedir? Gelin Oscar Wilde‘ın ilk ve tek romanı Dorian Gray’in Portresi‘nde geçen etik ve felsefi tartışmaları yakından inceleyelim.

Estetizm

Oscar Wilde, Estetizm‘in öncülerinden biridir. Estetizm, “sanat sanat içindir” anlayışını savunur ve sanatın ahlaki veya didaktik bir işlevi olmaması gerektiğini iddia eder. Ancak romanın kendisi bu görüşe bir tezat oluşturur. Portre, sanatın ahlaki bir yansıması olarak hizmet eder ve bu da Wilde’ın, sanatın işlevi konusundaki çelişkili görüşlerini yansıtır. Bu, okuyucuyu sanatın gerçek amacını sorgulamaya teşvik eder: Sanat sadece güzellik mi üretmeli, yoksa ahlaki ve etik mesajlar da iletmeli mi?

Estetik ve Ahlak: Güzellik mi, Erdem mi?

Romanın baş kahramanı Dorian Gray, dillere destan güzelliğine sürekli vurgu yapılan genç bir adamdır. Yetenekli ressam Basil Hallward‘ın, Dorian’ı resmettiği tablo o kadar güzeldir ki Dorian bile tablodaki görüntüsüne hayran kalır. Dorian, gençliğinin ve güzelliğinin portresi aracılığıyla ebedi kalmasını diler ve dileği gerçekleşir, ancak Dorian’ın kendisi zamanla ahlaki olarak çürümeye başlar. Oscar Wilde burada bizden estetik ve ahlak arasındaki ilişkiyi sorgulamamızı ister. Güzellik, gerçekten erdemin bir yansıması mıdır? Yoksa yalnızca geçici ve yüzeysel bir değer midir? Ressam Basil’in Oxford’dan arkadaşı Lord Henry’nin hedonist felsefesi, Dorian’ı güzellik ve haz peşinde koşmaya teşvik ederken Basil’in iyi bir insan olmaya verdiği değer ise ahlakın temsilcisidir.

Hedonizm ve Sonuçları

Lord Henry Wotton | kayiprihtimcom

Kökleri Antik Yunan’a dayanan hedonizm, hayatın amacının zevk peşinde koşmak ve acıdan kaçınmak olduğunu savunan bir felsefedir. Epiküros tarafından ortaya konulan bu düşünce, haz ve mutluluğun insan yaşamının zirvesi olduğunu öne sürer. Lord Henry’nin hedonizmi, aslında Viktorya Dönemi İngilteresi’nin katı ve çoğu zaman yüzeysel ahlak anlayışına karşı bir duruştur. Lord Henry’nin felsefesine göre hayatın amacı zevk peşinde koşmaktır. Onun için ahlak kuralları ve toplumsal normlar, bireyin mutluluğu önünde bir engelden ibarettir. Romanın başında Lord Henry‘nin, Tek bir şey var, o da gençliktir,” sözleri Dorian‘ın hayatında büyük bir etkiye sahiptir. Henry’nin hedonist felsefesi, Dorian‘ın hayatını şekillendirir. Ancak, Wilde, hedonizmin bir insanı nasıl yozlaştırabileceğini ve nihayetinde mahvedebileceğini gösterir. Dorian, hayatını yaşamın zevklerine ve güzelliklerine adarken sayısız günah işlemekten de geri kalmayacaktır.

Portre: Ruhun Aynası

Dorian Gray işlediği her günahta ilahi güzelliğinden hiçbir şey kaybetmese de, bir örtüyle üzerini kapattığı tablodaki Dorian, yaptığı her kötülüğün izlerini taşır. Artık eskisi gibi masum görünmeyen, çirkin ve ürkütücü bir ifadeye sahip yaşlı bir adam vardır tabloda. Portre, onun günahlarının ve içsel çürümesinin bir yansıması haline geldikçe Dorian vicdanıyla yüzleşir. Ancak yüzleştiği her durumda, suçlarını kabul etmek yerine portresine yansıtmaya devam eder. Wilde, bu metaforla okuyuculara, kişinin kendi eylemlerinin sonuçlarından kaçamayacağını ve vicdanın er ya da geç kendini göstereceğini hatırlatır.

Dorian’ın İkili Yaşamı

Dorian Gray, toplum içinde saygın ve örnek bir genç adam olarak tanınırken gizli yaşamında ahlaksızlık ve günaha batmıştır. Gündüzleri Londra’nın aristokrat çevrelerinde, zarif ve masum genç bir adam olarak boy gösteren Dorian, geceleri şehrin karanlık ve ahlaksız sokaklarında bambaşka bir kimliğe bürünür. Bu ikili yaşam, onun içsel çelişkilerini ve ahlaki düşüşünü gözler önüne serer. Aynı zamanda Wilde’ın Viktorya Dönemi toplumu hakkındaki eleştirilerini derinleştirir. Toplumun yüzeydeki ahlaki değerleri, aslında bireylerin gerçek arzularını ve kimliklerini gizlemeye yönelik bir maskedir. Dorian’ın öyküsü, bu maskelerin ardındaki gerçekleri ve bu gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağını gösterir. İçsel dünyasında giderek daha karanlık ve yozlaşmış bir hale gelen Dorian, ruhunun derinliklerinde çürüyen bir varlık haline gelir. Portresi ise onun bu çöküşünün ve işlediği günahların sessiz bir tanığı olarak gerçek yüzünü ve içsel bozulmasını yansıtır.  

Zaman ve Değişim

Lord Henry’nin Dorian’ın fikirlerini etkilediği ilk nokta, zamanı durduramayacağımızdır. Sahip olduğu gençliğin ve güzelliğin bir gün elinden alınacağı fikri, Dorian’ı oldukça tedirgin eder. Dorian’ın gerçekleştirdiği bir nevi ruhunu satma eylemi sonucunda fiziksel olarak değişmeden kalması, zamanın durdurulabileceği veya geriye alınabileceği fikrini temsil eder. Ancak portresinin giderek çirkinleşmesi, zamanın ve deneyimlerin kaçınılmaz etkilerini gösterir. Dorian’ın fiziksel olarak zamana meydan okuması, onun ahlaki ve ruhsal çöküşünü hızlandırır. Zaman, burada hem kaçınılmaz bir gerçeklik hem de Dorian’ın en büyük düşmanı olarak resmedilir. Wilde, okuyucularına zamanın geçişinin ve yaşanmış deneyimlerin, fiziksel görünümden çok daha derin ve kalıcı izler bıraktığını hatırlatır.

İnsan İlişkileri

Roman, insan ilişkilerinin birey üzerindeki etkilerini de dikkat çekiyor. Basil’in gözünde Dorian öyle ilahi bir konumdadır ki, bütün kötülüklerden uzak insanüstü bir varlık olarak görür. Basil’in Dorian’a karşı beslediği hayranlık Dorian’ın karakter gelişimine etki eder. Lord Henry’nin Dorian üzerindeki etkisi ise zehirli bir dostluğun tehlikelerini ve manipülasyonun sonuçlarını gösterir.

Dorian’ın trajik sonu, Wilde’ın ahlaki mesajının zirve noktasıdır. Gerçek mutluluk, sadece ahlaki doğruluk ve içsel değerlerle elde edilebilir. Wilde, okuyucularını hedonizmin cazibesine kapılmamaya ve içsel güzelliğin peşinde koşmaya teşvik eder. Sadece bir roman olmanın ötesinde, derin felsefi ve etik tartışmalarla dolu bir hazine olan Dorian Gray’in Portresi, bireylerin kendi seçimlerinin ve değerlerinin sonuçlarıyla yüzleşmeleri gerektiğini hatırlatır.


Kaynakça

  • Wilde, Oscar. Dorian Gray’in Portresi. Çeviren Ahmet Yılmaz, Ciltli, Everest Yayınları, 2024
  • “Dorian Gray’in Portresi: Kişilik Kuramları Açısından İnceleme.” Eğitim İşleri, Egitisim, 2024, Web. 29 Temmuz 2024.
  • “Oscar Wilde’ın Başyapıtı: Dorian Gray’in Portresi – Edebî Eleştiri.” Typelish, 2024, Web. 29 Temmuz 2024.
  • “Dorian Gray’in Portresi: Kitap Analizi.” İnsanca Akademi, 2024, Web. 30 Temmuz 2024.
  • “The Picture of Dorian Gray.” Science on Screen, 2024, Web. 30 Temmuz 2024.
spot_img
Aybike Demir
Aybike Demir
İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencisi

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İngiliz İç Savaşı: Sebepleri ve Sonuçları

17. yüzyılda İngiltere'de yaşanan iç savaş, kısa bir süreliğine de olsa Cromwell liderliğinde askeri bir yönetimi meydana getirdi.

Anadolu Turnesi: Psikedelik Bir Yolculuğun Sosyolojik Yansımaları

Alternatif rock grubu Venus Music Peace Band'in Anadolu Turnesine dair bir belgesel incelemesi.

Magnum Fotoğrafçısı Elliott Erwitt: Sıradışı Perspektif

Magnum fotoğrafçılarının yeni yazısında Elliott Erwitt'in hayatına ve eserlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.

Star Wars Sith’in İntikamı: Bir Trajedinin Epik Kapanışı

Skywalker'ın öyküsü, galaktik düzenin çöküşünü, dostlukların sonunu ve aşkın trajedisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Macbeth Sendromu: Hırsla Yoğrulan Bir Kimliğin Çöküşü

Macbeth Sendromu, bireyin hırs uğruna kimliğini ve vicdanını yitirerek psikolojik çöküşe sürüklenmesini anlatan patolojik bir durumdur.

You’ya Veda: Önceki Sezonda Neler Oldu?

You, beşinci sezonuyla son kez ekranlara gelirken, önceki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: Ahmed Arif | Hasretinden Prangalar Eskittim

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler serisinde bu ay, doğum gününde, şiirin aykırı sesi, toplumcu gerçekçiliğin öncülerinden, Türk edebiyatının benzersiz şairi Ahmed Arif'e yer veriyor!

Orta Çağ Avrupası’nda Evlilik, Boşanma ve Eğlence Kültürü

"Ben senin için yaşamayı göze aldım" diyenleriniz varsa, itinayla "Sıkıysa Orta Çağ'da yaşasana" diyebilirsiniz çünkü bu çağda yaşamak sanıldığından çok daha zor.

HBO Max’te İzleyebileceğiniz Yapımlar

İşte HBO Max'te izleyebileceğiniz yapımlar.

Exulansis: Anlaşılamamanın Getirdiği Vazgeçiş

Exulansis, kişinin anlaşılamayacağını düşünerek kendini anlatmaktan vazgeçişini konu alır.