Yunan mitolojisinde Echo; Kitharion Dağı’nda yaşam süren, kendi sesini ve konuşmayı çok seven bir Oread (dağ perisi)’dır. Bu hikâyemizin başlangıcı da çoğu Yunan mitinde olduğu gibi Zeus‘un önderliğinde gerçekleşmiştir.
Zeus, karısı Hera olmasına rağmen nypmelerle (su perileri) arkadaşlık etmeyi bilakis flört etmeyi çok severmiş. Bunun için de her fırsatta onları ziyaret etmek için Dünya’ya gider; fakat arkasında Hera’yı öylece bırakamadığı ve oyalaması gerektiği için her Dünya’ya gidişinde Echo’yu karısının yanına sohbet etmeye yollarmış. Bu sohbetler öyle kısa birkaç kelime değil, gerçekten uzun sürecek ve dikkat dağıtacak hikâyelerle doluymuş. Günler böyle geçip giderken Zeus, bu taktikle başka kadınlarla gayet kolay aşk yaşamaktaymış; lâkin bir gün Hera tüm bunları fark etmiş ve Echo’yu cezalandırmak istemiş.

Ceza olarak Echo’nun canını en çok yakacak şeyi yani en sevdiği şeyleri elinden almayı düşünmüş. Bunun sonucunda genç kızın konuşma yetisini ve sesini tamamen farklı şartlara indirgemiş. Hera, ”Sesini keseceğim senin, artık sadece son kelimeleri tekrarlayarak konuşabileceksin. Tek başına bir kelime dahi edemeyeceksin.” sözleriyle Echo’nun konuşma yetisini elinden almış.
Hera’nın lanetiyle artık sadece karşısındaki konuşursa konuşabilir, yalnızca ve yalnızca karşısındakinin dediklerini tekrarlayabilir hâle gelmiş. Echo, bu lanetten sonrasında çok daha kötü bir şekilde etkilenmeye başlamış çünkü hiçbir zaman sohbeti o başlatamamış. Aslında sözler olmadan da iletişimin bir hiç olduğunu düşünürmüş. Ne kadar çok zarifliğinden etkilenip ona aşık olanlar olsa da o, hiçbirine karşılık verememiş ya da belki de vermemiş.

Echo, günlerden bir gün ormanda dolaşırken Thespialı mavi Nymph Liriope‘nin oğlu olan Narcissus’u avlanırken görmüş. Diğer adı Nergis olan Narcissus’un nasıl çiçeğe dönüştüğü ve bunun sanata nasıl yansıdığını Narcissus Mitinin Tablolara Yansıması yazımızda okuyabilirsiniz.
Narcissus’u gördüğü an aşık olan genç kız onunla konuşmak için her ne kadar can atsa da üzerindeki lanet yüzünden bir kelime dahi edememiş. Şanslı olmalı ki Narcissus’u izlediği çalılıkta bir dal parçasına basınca ses çıkarmış. Sesi duyan Narcissus, ”Kim var orada?” diye bağırdığında ise bir kadın sesinden aynı cümlenin karşılığını almış. En sonunda saklandığı yerden çıkan Echo aşkından daha fazla dayanamadığı sevdiğinin kucağına koşarak atlamak istemiş; fakat bunu yaptığında Narcissus korkarak kaçmış ve ona peşini bırakmasını söylemiş.

Terk edildikten sonra iliklerine kadar aşkının acıya dönüşmesini hisseden Echo, kendisini kendi gibi terk edilmiş dağlara ve vadilere adamış. Geri kalan yaşamı boyunca da hep o bölgelerde aşk acısı çekmeye ve ağlamaya devam etmiş. Bu döngünün sonunda kendisinden kalan tek ve son şey ise sesi olmuş. Genelde bu versiyonu yaygın olmakla birlikte bazı kaynaklarda Echo’nun taş olana kadar ağlamaya devam edip en sonunda görünmez bir hayalet olduğu ve günümüze kadar musallat olduğu öne sürülmektedir.
Fakat kaynaklarda hangi versiyonu yazarsa yazsın hepsinde değişmeyen tek bir gerçek varsa o da Echo’nun dünya üzerindeki başlamayan veyahut yarım kalan aşkların tamamının acısını günümüzde hâlâ daha haykırmaya devam ettiğidir.
Kaynakça
Echo and Narcissus. Myths of the World Wiki. https://mythworld.fandom.com/wiki/Echo_and_Narcissus.
Echo and Narcissus in Greek Mythology. Greek Legends and Myths. https://www.greeklegendsandmyths.com/echo-and-narcissus.html.