Çukurova, Türkiye’nin güneyinde yer alan verimli bir tarım bölgesidir ve zengin tarihi ile kültürel dokusuyla Türk Edebiyatı’nda önemli bir yere sahiptir. Bu yazımızda, Çukurova’nın edebiyattaki yerini ve bu bölgenin edebiyatımızın büyük yazarları olan Yaşar Kemal ve Orhan Kemal‘in eserlerinde nasıl işlendiğini aktaracağız.
Çukurova’nın Edebiyattaki Yeri

Çukurova, Türkiye’nin güneyinde yer alan ve Adana, Mersin, Osmaniye ve Hatay şehirlerini kapsayan verimli bir tarım bölgesidir. Tarım faaliyetleri ve bu faaliyetlerin ekonomik getirileriyle tanınan Çukurova, Türk Edebiyatı’nda da özel bir yere sahiptir.
Türk romanının ilk yıllarında şehir yaşamı ön plandayken, 1950 ve 1960’larda köy ve kasaba yaşamına odaklanan eserler de artmıştır. Bu dönüşüm, toplum için sanat anlayışını benimseyen yazarlar tarafından şekillendirilmiştir. Çukurova bölgesindeki tarım işçilerinin yaşadığı zorluklar, sıcaklık, sivrisinek, sıtma ve yağmur gibi zorlu doğa koşulları, ağır çalışma koşulları, yoksulluk ve sosyal eşitsizlik gibi temalar, bu dönemde birçok romanın ilham kaynağı olmuştur.
Çukurova’nın edebiyattaki yeri, bu bölgeyi derinlemesine işleyen Yaşar Kemal ve Orhan Kemal sayesinde daha da belirginleşmiştir. Özellikle Yaşar Kemal’in adı, Çukurova ile özdeşleşmiş olup, eserleri bu bölgeyi Türk Edebiyatı’nın temel mekanlarından biri haline getirmiştir.
Yaşar Kemal ve Orhan Kemal’in arkadaşlığı ise 1943 yılında Adana’da Abidin Dino‘nun tanıştırmasıyla başlamıştır. İki yazarın arasında derin bir dostluk bağı oluşmuştur. Birlikte Adana’nın kahvehanelerinde vakit geçirip, halkın hikâyelerini dinlemişlerdir. Bu bağlamda, Yaşar Kemal ve Orhan Kemal’in Çukurova’yı nasıl betimlediğini, hangi temalar etrafında şekillendirdiklerini ve bu temaların her iki yazar arasında nasıl bir farklılık gösterdiğini detaylandıralım.
Yaşar Kemal ve Çukurova

Yaşar Kemal, 1923 yılında Osmaniye’nin Hemite köyünde doğmuştur ve gerçek adı Kemal Sadık Gökçeli‘dir. Çocukluğunda yaşadığı travmatik olaylar nedeniyle kekeme olan yazar, bu durumu on iki yaşında aşmıştır. Çukurova’nın köylerinde geçen çocukluk ve gençlik yıllarında halk şiirine ilgi duymuş, Âşık Kemal mahlasıyla şiirler söylemiştir. Eğitim hayatını ortaokulda terk eden Yaşar Kemal, çeşitli işlerde çalışarak geçimini sağlamıştır. Yayınevinde görev yaptığı dönemde Orhan Kemal ile tanışmış ve o yıl folklor derlemeleri ile şiirlerini yayımlamaya başlamıştır. Bu derlemeler, 1943’te “Ağıtlar” adıyla yayımlanmıştır.
Sosyalist düşünceleri benimseyen yazar, 1951’de İstanbul’a dönerek Cumhuriyet gazetesinde röportaj yazarlığı yapmaya başlamış ve “Yaşar Kemal” adıyla tanınmıştır. İlk romanı “İnce Memed“i 1955’te yayımlayan yazar, eserlerinde Çukurova’nın doğası, insanları ve toplumsal meselelerini destansı bir anlatımla ele almıştır. Eserleri, yerel temalarla evrensel bir nitelik kazanarak birçok dile çevrilmiş ve Yaşar Kemal uluslararası bir üne kavuşmuştur.
Yaşar Kemal’in Eserlerinde Çukurova

Yaşar Kemal, Çukurova bölgesini geniş bir perspektiften ele alarak Adana ve çevresindeki Kadirli, Ceyhan, Anavarza, Aladağlar ve Toros köylerini eserlerinde anlatır. Eserlerinde, bölgenin kırlarını, yaylalarını, dağlarını ve ovalarını, burada yaşayan insanların hayallerini, umutlarını, korkularını ve destanlarını işler. Çukurova’nın doğası ve insanları, onun anlatımında iç içe geçmiş olarak sunulur.
Yazarın şiirsel betimlemeleri, yalın ve duru dili, anlatımına lirik bir tat katar. Toplumsal yapıyı, aşiret kültürünü, feodal yapıyı ve gelenekleri detaylı bir şekilde işler. Karakterlerinin ruhsal durumlarını ustalıkla yansıtarak doğa ve insan arasındaki büyük dramları ele alır. Eserleri, ruhbilimsel, toplumbilimsel, tarihsel ve yapısal açıdan derin bir içerik sunar.
Yaşar Kemal’in Çukurova’yı anlattığı önemli eserleri arasında; İnce Memed, Teneke, Hüyükteki Nar Ağacı, Yılanı Öldürseler ve Ortadirek olarak öne çıkmaktadır. Çukurova’nın anlatı ustası olarak tanınan Yaşar Kemal’in “İnce Memed“ eseri, Çukurova’yı ve Türk Edebiyatı’nı derinlemesine işleyen başyapıt olarak bilinmektedir. Şimdi bu eserin detaylarına yakından bakalım.
İnce Memed

Yaşar Kemal’in dört ciltten oluşan “İnce Memed“ serisi, 1955, 1969, 1984 ve 1987 yıllarında yayımlanmıştır. İnce Memed, Toros Dağları’ndan Akdeniz’e uzanan Çukurova bölgesinde geçen bir hikâyeyi anlatır. Yaşar Kemal’in bu romanı, Değirmenoluk Köyü‘nde yaşayan ve ağaların zulmüne karşı çıkan genç bir adam olan İnce Memed’in mücadelesini konu alır.
Roman, Memed’in Abdi Ağa’nın baskısından kaçışı, sevgilisi Hatçe ile birlikte özgür bir yaşam arayışı, adaletsizliğe karşı verdiği savaş ve sonunda köylülerin umudu haline gelmesi etrafında döner. İnce Memed, zalim ağalara karşı direnmenin ve özgürlük mücadelesinin simgesi haline gelirken, aynı zamanda Çukurova’nın sosyo-kültürel yapısını, insanların yaşam mücadelesini ve adalet arayışını derinlemesine işler.
Orhan Kemal ve Çukurova

Orhan Kemal, Türk edebiyatının önemli yazarlarından biri olarak 15 Eylül 1914’te Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğmuştur. Gerçek adı Mehmet Raşit Öğütçü olan Orhan Kemal’in yaşamında Adana ve Çukurova’nın etkisi büyüktür. Babası Abdülkadir Kemali‘nin gazetecilik ve siyasetçi kimliği, Orhan Kemal’in toplumsal sorunlara duyarlılığını şekillendirirken, annesi Azime Hanım‘ın öykü anlatma yeteneği, yazarın edebi kariyerinde derin bir etki bırakmıştır.
Genç yaşta zorlu yaşam koşulları ve çeşitli işlerde çalışması, onun eserlerine işçi ve köylülerin yaşamını yansıtmış, Adana’da geçirdiği yıllar, onun karakterlerine ve toplumsal gözlemlerine ilham vermiştir. Çukurova’nın sosyal ve ekonomik yapısı, Orhan Kemal’in roman ve öykülerinde sıkça işlediği temalar arasında yer alır ve yazarın eserlerinde bu bölgenin zengin sosyal dokusunun yansımaları görülür.
Orhan Kemal’in Eserlerinde Çukurova

Orhan Kemal, eserlerinde 1930’lar ve 1940’ların Adana’sını ayrıntılı bir şekilde işler. Tarımın dönüşümü, köyden kente göç, şehir hayatı ve insanların dramlarını konu edinir. Sıradan görünen olayların arkasındaki büyük insanlık dramlarını gözler önüne serer. Adana’nın sanayileşme sürecinde yaşanan değişimleri ve bu değişimlerin insan hayatlarına etkilerini anlatır. Özellikle işçi sınıfının yaşam mücadelesi ve ekonomik zorluklar üzerine yoğunlaşır. Karakterlerin ruh hallerini derinlemesine analiz eder ve toplumsal sorunlara duyarlılığıyla dikkat çeker. Hikayelerinde, şehrin sokaklarında dolaşan, alın teri döken, umutlarını ve hayal kırıklıklarını yaşayan insanların yaşamları ön plandadır.
Orhan Kemal’in Çukurova’da geçen başlıca eserleri ise; Eskici ve Oğulları (Eskici Dükkanı), Murtaza ve Bereketli Topraklar Üzerinde olarak öne çıkmaktadır. Orhan Kemal’in Çukurova’yı anlattığı bu önemli eserleri arasından, Bereketli Topraklar Üzerinde romanını inceleyelim:
Bereketli Topraklar Üzerinde

Orhan Kemal’in, “Bereketli Topraklar Üzerinde” romanı, 1954 yılında yayımlanmıştır. Çukurova bölgesinde geçen bu roman, bu topraklarda iş arayan üç köylü arkadaşın dramatik yaşam mücadelesini konu alır. Yusuf, Köse Hasan ve Pehlivan Ali adındaki bu üç arkadaşın, Adana’daki bir çırçır fabrikasında karşılaştıkları zor şartları ve rüşvetçi iş düzenini anlatır.
Köse Hasan, fabrikanın zorlu koşulları nedeniyle hastalanıp işten ayrılmak zorunda kalırken, diğer iki arkadaş yüksek ücretli işler bulmak amacıyla inşaat işçiliğine yönelir. Ancak Pehlivan Ali’nin aşık olduğu kadının işverenle ilişkisi ve Ali’nin pavyonlara düşmesi, onun trajik ölümüne yol açar. Yusuf ise arkadaşlarının ölümlerinden dolayı vicdan azabı çekerek köye dönmeye karar verir. Roman, Çukurova’da iş bulma umuduyla yola çıkan bu üç arkadaşın trajik hikâyesini etkileyici biçimde anlatır.
Yazarların Çukurova Eserlerinde Ortak Yaklaşımları
Yaşar Kemal ve Orhan Kemal, Çukurova’yı anlatırken her ikisi de bölgenin sosyo-ekonomik yapısını, tarımın dönüşümünü ve köyden kente göçü işler. İnsanların yaşam mücadelelerini, hayallerini ve hayal kırıklıklarını, toplumsal adaletsizlikleri ve ekonomik zorlukları anlatırlar. Her iki yazar da karakterlerinin ruh hallerine, insan doğasının derinliklerine inerek, sıradan olayların ardında yatan büyük dramları ortaya koyarlar. Çukurova’nın doğası, insanları ve kültürü, her iki yazarın eserlerinde de önemli bir yer tutar.
Yazarların Çukurova Eserlerindeki Tematik Farklılıklar
Yaşar Kemal ve Orhan Kemal’in Çukurova’yı anlatış biçimleri ve odaklandıkları temalarda benzerlikleri olduğu gibi farklılıkları da mevcuttur. Orhan Kemal, daha çok Adana ve şehir hayatı üzerine yoğunlaşırken, Yaşar Kemal geniş bir coğrafyayı kapsayan eserlerinde Çukurova’nın kırsal kesimini ve köy yaşamını ele alır. Orhan Kemal’in anlatımında şehirde yaşayan insanların gündelik yaşam mücadeleleri ve ekonomik zorluklar ön planda iken, Yaşar Kemal doğa, gelenekler ve destansı anlatılarla Çukurova’nın toplumsal yapısını daha geniş bir perspektiften işler.
Orhan Kemal’in hikayeciliği ağır basarken, Yaşar Kemal‘in romancılığı öne çıkar. Yaşar Kemal’in eserlerinde folklor, halk şiiri ve yerel kültür daha belirgin bir şekilde yer alır. Orhan Kemal’in eserlerinde ise daha çok bireylerin iç dünyaları ve toplumsal sorunlara duyarlılık ön plandadır.
Kaynakça: