Birbirinden farklı kelimelerin etimolojisini incelediğimiz serimizde “elma” kelimesinin kökenini inceledik!
Elma Kelimesinin Kökeni
Elma; bir çoğumuzun çocukluk yıllarında ağaç altında oyunlar oynanan bir yaz gününü hatırlatır. Sonbahar gecelerinde yapraklar bir bir düşerken elma ağaçları sessizce sallanır ve dünyayı izler. Kabuğunda gizli bir öykü, her lokmada gidilen bir serüven gibi. Yeşili ve kırmızısıyla tüm insanlığı kendine bağlayan elma, geniş bir yelpazeye sahiptir.
Dünyanın ve insanoğlunun yaratılışındaki ilk günah anlatılırken elma, günahı yeryüzüne getiren meyve olarak bilinir. Mitolojik açıdan insanın çöküşü olarak ele alınır ve Âdem ile Havva‘nın yasaklanan elmayı yemeleriyle insanlığın ilk kez iradesiz kalıp cennetten kovulmasına sebep olmuştur. Mitolojik olaylardan sonra elma kültürel bir simge haline gelir. “Elma dersem çık; armut dersem çıkma” sözleriyle oyunlarda; “Gökten üç elma düşmüş, biri bu masalı anlatana, biri dinleyene, üçüncüsü de masal kahramanına…” ifadesiyle masallarda geçen elma kelimesi dünyamıza dahil olmuştur.
Elma kelimesinin en eski örneği Eski Uygur Türkçesi metinlerinde geçer.
bu alımla söğüt “bu elma ağacı”, Hsüan Tsang, X, 293. satır
Ayrıca Kaşgarlı Mahmut‘un Divanü Lugati’t- Türk sözlüğünde “alımla” şeklinde geçer.
– atası açığ almıla yese, oğlınıng tişi kamar “Babası ekşi elma yese, oğlunun dişi kamaşır”. DLT II 311/19.
Elmanın kökeni ile ilgili ortaya birçok rivayet atılsa da “alımla” kelimesi tıpkı ana > anne ses değişimlerinde olduğu gibi zamanla büyük bir değişim geçirerek İstanbul Türkçesiyle “elma” şeklini almıştır. Uygarca, Türkmence, Tatarca, Kazakça, Kırgızca ve Azericede alma şekliyle fazlasıyla kullanılmıştır.
Cemal Süreya’nın Elma’sı
Şimdi sen çırılçıplak elma yiyorsun
Elma da elma ha Allahlık
Bir yarısı kırmızı bir yarısı yine kırmızı
Kuşlar uçuyor üstünde
Gökyüzü var üstünde
Hatırlanacak olursa tam üç gün önce soyunmuştun
Bir duvarın üstünde
Türk modern şiirinin önemli isimlerinden biri olan Cemal Süreya, “Elma” adlı şiirinde aşk, özlem ve yaşamı ele alır. Şiir, bir aşkın meyve metaforuyla anlatılmasını içerir. Süreya, hazzın insanlar için önemini vurgularken elma metaforunu seçer. Ancak aşkın hazzının zamanla solan bir meyve gibi azaldığını da ifade eder dizelerinde.
Edip Cansever’in Dizelerinde Elma
Hafifçe ısırılmış bir elmanın dilimindeyim
Elmanın kokusundayım
Anısındayım -kimbilir kimin-
Bir başka örnekle özgün ve derin anlamlar yüklenmiş şiirleriyle edebiyat dünyasına iz bırakan Edip Cansever de Anısındayım şiirinde elmayı simgeleştirir. Elma kokusu zihinde dolanır. Nitekim şiirde elma kokusu, anıları hatırlamaya çalışma konusunda önemli bir uyarıcıdır. Çünkü elma kokusu şairlere ilham verir onların geçmiş dünyalarını canlandırır. Cansever ise elmayı geçmiş zamanı hatırlamak için yazıya döker.
Kaynakça:
Sertkaya, Osman Fikri. “Adana, Begrek > Beyrek ve Elma Kelimelerinin Kökeni Üzerine” Türkoloji Dergisi 19 2 101–114. web
Sertkaya, Osman Fikri. “Elma Kelimesinin Kökeni Üzerine” web
Şahin Gürman, Asuman. “Modern Şiirde Elma Sembolü” Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi(70), 245-269. web